aofsorular.com
FEL201U

ŞÜPHECİLİK VE BİLGİNİN OLANAKLILIĞI SORUNU

4. Ünite 23 Soru
S

Eski Yunan'ın büyük felsefecileri Platon ve Aristoteles’in tözsellik üzerine ürettiği fikirler, varlık ve bilgi konularında hangi kritik bir noktaya işaret ederler?

Bilinebilecek gerçeklik -yani, bilginin asıl nesnesi olan varlık alanı- algılayabildiğimiz tikellerden farklı bir yapıya sahip olabilir.

S

Platon ve Aristoteles görünen dünyanın temelinde yatan tözsel varlıkların bilgisine ulaşabileceğimize dair düşünceleri nasıl şekillenmiştir.

Platon ve Aristoteles görünen dünyanın temelinde yatan tözsel varlıkların bilgisine ulaşabileceğimizden şüphe duymamışlardır.

S

“Bilgi sahibi olmadığını bilme” dışında bir bilgi iddiasında bulunmayan filozofun felsefesinin şüpheciliğin ana fikrini içinde barındırdığı düşünülür. sözü geçen filozof kimdir?

“Bilgi sahibi olmadığını bilme” dışında bir bilgi iddiasında bulunmayan Sokrates’in felsefesinin şüpheciliğin ana fikrini içinde barındırdığı düşünülür.

S

Bir işlevin “zihinsel etkinlik” gibi bir amaçla yapılması veya pratik sonuçlarının ne olduğunun açıkça görülmemesi onun değeri ile ilgili bize ne söyler?

Bir işlevin “zihinsel etkinlik” gibi bir amaçla yapılması veya pratik sonuçlarının ne olduğunun açıkça görülmemesi onun mutlaka değersiz olduğunu göstermez.

S

Descartes’ın sunduğu şüpheci fikirler, onun içinde bulunduğu tarihsel ve toplumsal koşullar içinde anlaşılmalıdır. Bu bağlamda Descartes’ın içinde bulunduğu dönemin ana hatlarını kısaca tanımlayınız. 

Descartes’ı da kapsayan tarihsel dönem, Orta Çağ’dan çıkışı ve kilise örgütlenmesinin düşünce üzerine koyduğu kısıtlamaların çözülmeye başlamasını temsil eden Modern Dönem’dir.

S

Modern Çağ'ın başlangıç noktasında duran Descartes’ın son derece kökten olan yönteminin arkasında yatan asıl neden nedir?

Modern Çağ'ın başlangıç noktasında duran Descartes’ın son derece kökten olan yönteminin arkasında yatan asıl neden, bilgilenme serüveni konusunda taze bir başlangıç yapıp, Orta Çağ’ın insanları düşünsel olarak yavaşlatan ve dogmatikleştiren yüklerinin akıl üzerindeki etkilerini ortadan kaldırma arzusudur.

S

Hangi filozofa göre bilgi kaynaklarımızın tümüne şüpheyle yaklaşmak olanaklıdır?

Descartes’a göre bilgi kaynaklarımızın tümüne şüpheyle yaklaşmak olanaklıdır.

S

Descartes’a göre, algının hangi özelliği bilgisel kesinliği başka bir yerde aramayı gerektirir?

Descartes’a göre, algı yanılabilir olduğundan bilgisel kesinliği başka bir yerde aramak gerekir.

S

Descartes’a göre, bilgisel kesinlik için iyi bir aday nedir?

Descartes’a göre, bilgisel kesinlik için aritmetik ve geometrik bilgi iyi bir adaydır. O hâlde, güvenilirliği algısal bilgiden çok daha fazla olan matematiksel bilginin, bilgimize temel teşkil edecek kesinliğe sahip olduğu savlanabilir. 

S

Descartes’ın “kötü niyetli ve üstün güçleri olan varlık” örneği, bize neyi sunmaktadır?

Descartes’ın “kötü niyetli ve üstün güçleri olan varlık” örneği, bilgiye dair şüphelerin ne düzeye ulaşabileceğini gösterir.

S

Descartes’ta gördüğümüz şüpheci akıl yürütmelerinin onun felsefi yönteminin bir parçası olduğudur. Descartes’ın şüphesi ne olarak bilinir?

Descartes’ın şüphesi yöntemsel şüphe olarak bilinir.

S

Descartes’ın şüpheci akıl yürütmeleri belli bir amaca yönelik olarak yapıyor olması ve aslında kendisi bir şüpheci olmamasına karşın, şüpheci argümanları hangi yönde kullanması onu ayırt edici "iyi bir düşünür" kılmıştır?

ciddi, nesnel ve tarafsız bir şekilde başarıyla sergiliyor olmasıdır.

Descartes’ın şüpheci akıl yürütmeleri belli bir amaca yönelik olarak yapıyor olması ve aslında kendisi bir şüpheci olmamasına karşın, şüpheci argümanları ciddi, nesnel ve tarafsız bir şekilde başarıyla sergiliyor olmasıdır.

S

Descartes algısal, matematiksel ve bilimsel bilgi sorgulamasına nasıl başlamaktadır?

Descartes sorgulamasına algısal, matematiksel ve bilimsel bilgi tiplerinin güvenilirliğini varsayarak değil, onlara kritik bir test uygulayarak başlamaktadır.

S

Descartes, matematiksel, bilimsel ve algısal bilginin genel güvenilirliğinin neyin sonucunda ortaya çıkmasını istemektedir?

Descartes, matematiksel, bilimsel ve algısal bilginin genel güvenilirliğinin “sorgulamanın sonunda” ortaya çıkmasını istemektedir.

S

Descartes’tan sonra gelen felsefeciler arasında şüpheci eğilimleri en belirgin olan düşünür kimdir?

Descartes’tan sonra gelen felsefeciler arasında şüpheci eğilimleri en belirgin olanı, iskoç düşünür David Hume’dur

S

Şüpheciliğin en kökten şekli neyi irdelemektedir?

Şüpheciliğin en kökten şekli, gerçekliğin bilinebilmesine ilişkin irdelemeler içerir.

S

Çıkarım nedir?

Çıkarım, en az bir öncülden hareket edilen ve bir sonuca varılan düşünce zincirine verilen addır.

S

Öncüllerden sonucun %100 kesinlikle çıktığı durumlar için kullanılan çıkarıma ne ad verilir?

Tümdengelimsel çıkarım, veya kısaca tümdengelim, öncüllerden sonucun %100 kesinlikle çıktığı durumlar için kullanılır.

S

“Fiziksel olanaksızlık” ile “mantıksal olanaksızlık” kavramlarının temel farkları nelerdir?

Bir olgunun veya durumun fiziksel olarak olanaksız olması, o olgunun bizim içinde yaşadığımız ve anladığımız fiziksel dünyanın görünen yapısıyla çelişmesi anlamına gelir. Örneğin, bir insanın pencereden atladığında düşmeyip uçmaya başlaması fiziksel açıdan olanaksızdır. Ancak, pencereden atlayıp uçmak gibi fiziksel anlamda olanaksız olan durumların gerçekleştiğini ben kafamda canlandırabilirim. “Mantıksal olanaksızlık” kavramı ise, içinde yaşadığımız evrenin mantıksal yapısıyla çatışan durumlar için kullanılır. Bizim evrenimizde bir üçgenin dört kenarlı olması olanaksızdır. Bu olanaksızlık, fiziksel bir olanaksızlıktan çok daha büyük bir olanaksızlık türüdür çünkü, fiziksel olanaksızlıklardan farklı olarak, mantıksal açıdan olanaksız bir durumu kafamızda bile canlandıramayız.

S

İngiliz felsefesinin önemli düşünürlerinden olan, özellikle şüpheci düşüncelere karşı aldığı sağduyusal tavırla tanınan filozof kimdir?

İngiliz felsefesinin önemli düşünürlerinden olan G.E. Moore özellikle şüpheci düşüncelere karşı aldığı sağduyusal tavırla tanınır.

S

Moore’a göre, nesnelerin “var olmaları” onların zihnin dışında hangi alanlar içinde var olmaları anlamına gelir?

Moore’a göre, nesnelerin “var olmaları” onların zihnin dışında, zaman ve mekân içinde var olmaları anlamına gelir.

S

“Şüpheci-lik” ile “şüpheci tavır” kavramları arasındaki farkı açıklayınız.

Şüphecilik felsefede bilginin olanaklılığı konusunda sunulan çok kökten ve sıra dışı bir görüş veya akımdır. Ancak şüphecilik görüşünün tezlerini benimsemeyen, kendilerini “şüpheci” olarak tanımlamayacak pek çok felsefeci için bile şüpheci tavır belli bir değer ifade eder. Felsefi “tavırlar” ile sonu -izm ile biten “akımlar” arasında, bu anlamda, önemli bir fark olduğu söylenebilir.

S

“Şüpheci tavır” olarak betimlediğimiz tavrın veya yaklaşımın içeriği ve bu tavrı felsefi anlamda özel kılan şey nedir?

Bunun yanıtını, şüpheciliğin tersi olan kavramların içeriğinde ve o kavramların barındırdığı sakıncalarda aramak gerekir. şüpheciliğin tersi olan kavramlar içinde en önemlisi dogmatizmdir. ‘Dogma’ deyiminin anlamı “belli bir kişi veya topluluk tarafından benimsenen, tartışmadan ve sorgulamadan kabul edilmesi beklenen inanç ya da inanç kümesi” şeklinde verilebilir.