aofsorular.com
SHZ304U

Engelliliğe Genel Bakış: Kavramlar, Nedenleri, Türler ve Modeller

1. Ünite 21 Soru
S

Engelli olmak nasıl tanımlanmaktadır?

Engelli olmak, hastalık veya bir kaza sonucu fiziksel ya da zihinsel yetileri zedelenmiş bireylere doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar ya da sakatlıklar vücudun görsel, işlevsel, zihinsel veya ruhsal farklılıkları öne sürülerek, toplumsal tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, çevresinde türlü türlü engellerle karşılaşan kişilere verilen sıfattır.

S

Engelliliğin tanımlanmasına etki eden sosyal faktörler nelerdir?

Engelliliğin tanımlanmasındaki sosyal faktörler;

  • Bakıma muhtaçlık,
  • Çalışabilirlik,
  • Sosyal hayata uyumun sağlanabilmesi,
  • Ulaşılabilirlik
  • Erişilebilirliktir.
S

Dünya Sağlık Örgütü engellilik ile ilgili kavramları nasıl sıralamaktadır?

Dünya Sağlık Örgütü engellilik ile ilgili kavramları şu şekilde tanımlamaktadır;
Yetersizlik (Impairment): Sağlık bakımından psikolojik, fizyolojik ve anatomik (fiziksel) yapı veya fonksiyonlardaki eksikliği ifade eder.
Engellilik (Disability): Sağlığın bozulması sonucu oluşan yetersizlikten dolayı herhangi bir yeteneğin normal kabul edilen bir kişiye göre azalması veya kaybedilmesidir.
Engellilik (Handicap): Yetersizlik veya engellilik nedeniyle kişinin yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel durumuna göre normal kabul edilen yaşantısını yerine getirememesi durumudur.

S

Kas ve iskelet sisteminde yetersizlik, eksiklik ve fonksiyon kaybı olan kişiler nasıl tanımlanmaktadır?

Kas ve iskelet sisteminde yetersizlik, eksiklik ve fonksiyon kaybı olan kişiler ortopedik engelli olarak tanımlanmaktadır.

S

Engellilik nedenleri nelerdir?

Engelliliğin nedenleri incelendiğinde, biyolojik olarak genlerden kaynaklanan, doğum sırasında meydana gelen ve doğum sonrasında oluşan engellilik olarak gruplamak mümkündür. Doğum sırasında oluşan engellilik nedenleri; yaşanan yanlış uygulamalar, kötü ve hijyenik olmayan ortamlarda yapılan doğumlardır. Doğum sonrasında olan engellilik nedenleri ise; iş kazaları, trafik kazaları, ev kazaları, yanlış tıbbi uygulamalar, savaşlar, terör ve doğal afetlerdir.

S

"Kazanılan" engellilik kavramı nedir?

Doğum sırasında ve sonrasında gerçekleşen engellilik “kazanılan” engellilik olarak ifade edilmektedir. Nedenleri düşünüldüğünde, kötü ve yetersiz koşullarda
gerçekleştirilen doğumlar, travmalar, yanlış uygulamalar vb. akla gelmektedir.

S

Engellilik türleri nelerdir?

Engellilik türleri; ortopedik engelli, görme engelli, işitme engelli ve zihinsel
engelli olmak üzere dört ana grupta incelenmektedir.

S

Görme engelinin dereceleri nelerdir?

Görme engelli kelimesinin anlamı görme gücünden yoksun olmak demektir ve bunun farklı dereceleri ve nedenleri bulunmaktadır. Görme engelliler “az gören” ve “kör” olarak iki grupta toplanabilir. Bütün düzeltmelere rağmen iki gözü ile görmesi 1/10 ile 1/30 arasında yer alan, bir takım özel donanımlar kullanmadan normal yaşantısını sürdüremeyen kişiler “az gören” olarak nitelendirilmektedir. Ancak işitme ve dokunma yoluyla elde ettikleri bilgilere bağımlı olarak yaşayan, bütün düzeltmelere rağmen iki gözüyle görmesi 1/10’dan ve görüş açısı 20° den az olan, normal yaşantısında görme gücünden yararlanmasına olanak olmayan kişiler ise “kör” olarak tanımlanmaktadır.

S

İşitme engeli kaç grupta incelenmektedir?

İşitme engelliler “sağır” ve “ağır işiten” kişiler olarak iki grupta toplanmaktadır.
Sağır kişiler, görsel bilgiler veren donanımlara bağlı olup, işitme kayıpları bütün düzeltmelere rağmen 70 db’den daha fazla olan, normal yaşam ve aktivitelerinde işitme gücünden faydalanamayan kişilerdir (Enç ve ark 1987). “Ağır İşiten kişiler ise normal yaşam ve aktivitelerinde; işitme cihazları, görsel bilgiler veren cihazlar ve ortak dinleme donanımları gibi yardımcı araçlara bağlı olarak yaşayan kişilerdir

S

İşitme kaybı dereceleri nasıl sınıflanmaktadır?

Literatürde işitme kaybı dereceleri şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
• 0-20 db arası “normal” işitme kaybıdır. Bu kişiler işitmede zorluk ve konuşmada
bozukluk çekerler ve işitme cihazı kullanmaları gerekir.
• 21-35 db arası “hafif ” işitme kaybıdır. Bu kişiler karşılıklı konuşmayı anlamada
güçlükler yaşarlar.
• 36-55 db arası “orta” derecede bir işitme kaybıdır. Bu kişiler, cihazsız konuşmaları takipte ve anlamada zorluk çekerler.
• 71-90 db arası “şiddetli” işitme kaybıdır. Şiddetli işitme kaybı olan kişiler, çevredeki gürültüleri kolaylıkla ayırt edebilirler, seslileri anlar fakat sessizleri anlayamazlar. Yüksek sesleri 35 cm uzaktan duyabilirler. Bu kişilerin konuşma eğitiminin yanı sıra özel eğitim de almaları gerekmektedir.

S

Konuşma ve dil bozuklukları türleri nelerdir?

Konuşma ve dil bozuklukları türleri;

  • Fizyolojik Konuşma Güçlüğü
  • Gecikmiş Konuşma
  • Telaffuz Bozuklukları
  • Kekemelik
  • Afazi
  • Apraksi
  • Dizatridir.
S

Beyinde meydana gelen hasar sonucu, dil ve konuşmanın bozulması
ve anlaşılamaması durumuna ne ad verilmektedir?

Beyinde meydana gelen hasar sonucu, dil ve konuşmanın bozulması
ve anlaşılamaması afazi olarak tanımlanmaktadır. Konuşmanın akıcı olduğu, anlamanın zayıf olduğu duyusal afaziler, konuşma akıcılığının zayıf, anlamanın tam olduğu motor afaziler, konuşma ve anlamanın tamamen bozulduğu total afaziler olarak üçe ayrılmaktadır.

S

Zihinsel engellilik nasıl derecelendirilmektedir?

  • 0-25 arası Ağır Zihinsel Engelli
  • 25-35 arası Şiddetli Zihinsel Engelli
  • 36-51 arası Orta Derecede Zihinsel Engelli
  • 52-67 arası Hafif Derecede Zihinsel Engelli
  • 67-70 arası Zihinsel Engelli
  • 70-79 arası Sınırda olarak derecelendirilmektedir.
S

Engelliliğin değerlendirilmesinde hangi yaklaşımlar kullanılmaktadır?

Engelliliğin değerlendirilmesinde genel olarak iki yaklaşımdan söz edilebilir:
1. Bireyci yaklaşımda engellilik birey ve fonksiyon yoksunluğu temelinde kavranırken, daha çok tıbbi bakım ve rehabilitasyona odaklanılmıştır.
2. Sosyal yaklaşımda ise engellilik bireysel değil toplumsal bir olgu olarak ortaya konulmakta ve engellinin toplumsal yaşama katılamama nedeni toplumsal koşullar ve engeller ile açıklanmaktadır.

S

Engelliliğe ilişkin modeller nelerdir?

Engelliliğe ilişkin modeller;

  • Moral model
  • Medikal model
  • Sosyal modeldir.
S

Engelliliği doğrudan günahkarlık ve kötülüğe bağlı olarak değerlendiren engellilik modeli hangisidir?

Moral model, engelliliği doğrudan günahkarlık ve kötülüğe bağlayan en eski modeldir. Bu modele göre engelliliğin nedeni, kötülük yapma ya da kötü şekilde yaşamak değildir; kötü olmaktır.

S

Engellilik modellerinden medikal model nasıl açıklanmaktadır?

Medikal model çerçevesinde, engellilik büyük ölçüde bireyin yetersizliğine,
patolojisine dayalı olarak açıklanmaktadır. Başka bir deyişle engelli bireyler çeşitli engelleri, yetersizlikleri olması nedeniyle toplumda ‘normal’ bireylerden ayrı bir konumdadırlar.

S

Engellilerin medikal modeli reddetmelerinin sebebi nedir?

Medikal model, engelli bireyi genel olarak tekerlekli sandalyeye ve eve mahkûm, merdivenleri çıkamayan, yardıma ihtiyaç duyan, tedaviye ihtiyaç duyan, ellerini kullanamayan, yürüyemeyen veya göremeyen, doktora veya kurumsal bakıma ihtiyaç duyan insanlar olarak görür. Böyle gördüğü için de engelli bireye genellikle şunları söyler:
• Sen acı çekiyorsun
• Sen bir ‘sorun’sun
• Engelliliğinin tedaviye ihtiyacı var
• Yaşamına ilişkin kararları veremezsin
• Profesyoneller tarafından bakılmaya ihtiyacın var
• Asla engeli olmayan birine eşit olamayacaksın.

Bu nedenlerle medikal model engellilerin reddettikleri bir modeldir.

S

Engellilikte sosyal modelin oluşmasındaki en büyük etmen nedir?

Gruplar halinde bir araya gelen engelliler toplum nezdindeki yerlerini, toplumun onlara bakışını ve kendilerine karşı tutumunu sorgulamaya başlamaları sosyal modelin oluşmasında en büyük etmendir.

S

Sosyal modele göre bireyleri engelli kılan faktör nedir?

Sosyal model, bireyleri engelli kılan durumun, onların engellilikleri olmadığını ileri
sürmektedir. Engelli kılan temel faktör, toplumun kısıtlayıcı, damgalayıcı, ayırımcı ve dolayısıyla engelleyici tutumlarıdır.

S

Sosyal modelin medikal modelden farkı nedir?

Engelliliğin sosyal açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirten ve medikal modele tepki olarak ortaya çıkan sosyal model yaklaşımında; engellilik tanımının merkezinde artık kişinin fiziksel veya ruhsal yetersizliği değil, engelliliği çevreleyen toplumsal koşullar yer almaya başlamıştır. Bu yaklaşıma göre, engellilik kişinin kendi yetersizliği sonucunda ortaya çıkan bir durum olarak değerlendirilmemekte, engelli kişilerin toplumsal yaşama katılımını kısıtlayan bütün sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel engeller olarak nitelendirilmektedir.