aofsorular.com
EBR103U

Öğrenme Psikolojisi

4. Ünite 52 Soru
S

Öğrenmenin insan davranışlarını anlamadaki önemini kısaca açıklayınız.

Öğrenme olgusu ve ilkeleri insan ve hayvan davranışlarının anlaşılması için çok büyük öneme sahiptir. Öğrenme süreci hakkında ne kadar çok şey bilinirse o kadar iyi eğitim sistemleri geliştirebilir, zihinsel problemlerle daha etkili başa çıkabilir, çocuk yetiştirme deneyimleri konusunda anne babalara doğru yollar gösterebilir ve insanlara kendi davranışlarını daha etkili biçimde nasıl kontrol edebileceklerini öğrenmeleri için yardım edilebilir. 

S

Öğrenme nedir?

Öğrenme, davranış potansiyelinde yaşantı sonucu ortaya çıkan görece kalıcı değişikliğe verilen isimdir.

S

Öğrenme ile performans arasındaki farkı açıklayınız.

Öğrenme, organizmanın neler yapabileceğine kısmen karar veren hipotetik bir sınırdır. Performans ise organizmanın gerçekte ne yaptığıdır. Güdülenme ile ilgili değişkenler, performansın potansiyelin altında kalmasına neden olabilir. Performans, öğrenme ve güdülenmenin bir fonksiyonu olarak düşünülebilir.

S

Öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin yaklaşımlar kaç temel grupta toplanabilir?

   

Öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin yaklaşımlar temel olarak üç grupta ele alınabilir:

  1. Davranışçı öğrenme yaklaşımı: Gözlenen davranış üzerine odaklanır.
  2. Sosyal öğrenme yaklaşımı: İnsanların grup etkileşimi içinde öğrendiğini ifade eder.

     3. Bilişsel öğrenme yaklaşımı: Öğrenmenin bilişsel/ nörolojik bir süreç olduğunu savunur.    

S

Davranışçılık yaklaşımını kısaca açıklayınız.

Davranışçılık, tüm davranışların koşullanmalar yoluyla elde edildiğini öne süren bir kuramsal yaklaşımdır. Koşullanma, çevre ile etkileşim sonucu ortaya çıkar. Davranışçılar, çevredeki uyaranlara yönelik tepkilerimizin davranışlarımızı biçimlendirdiğine inanır. İlk davranışçının John Locke (1632-1704) olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Locke, insanın dünyaya boş bir levha gibi geldiğini ve çevre tarafından üzerine ne yazılırsa o olduğunu söylemiştir. Davranış, çevreden öğrenilmiş uyaran-tepki bağlantılarından ibarettir ve davranışı anlamak için bu ilişkinin kurallarını ortaya çıkarmak yeterlidir.

S

Davranışçılık akımı kim tarafından başlatılmıştır?

Davranışçılık yaklaşımını başlatan kişi Watson’dır.

S

Koşulsuz uyaran kavramını açıklayınız.

Koşulsuz uyaran: Hiçbir öğrenmeye gerek olmadan doğal olarak koşulsuz tepkiyi harekete geçiren uyarandır. Örneğin et tozu, köpeğin tükürük salgısı vermesine neden olan doğal bir uyarıcıdır.             

S

Koşulsuz tepki nedir?

Koşulsuz tepki: Dış uyaranlar tarafından harekete geçirilen, doğuştan gelen öğrenilmemiş tepkilerdir. Bu daha çok refleks türü bir davranıştır. Çabuk ve otomatik olarak gerçekleşir. Et önüne konduğunda köpeğin ağzının sulanması böyle bir tepkidir.

S

Koşullu uyaran nedir? Açıklayınız.

Koşullu Uyaran: Başlangıçta özel bir etkisi olmayan ancak koşulsuz bir uyarıcıyla eşleştirilmesi sonucu koşulsuz uyaranın tetiklediği koşullu tepkiyi ortaya çıkaran öğrenilmiş bir uyarıcıdır. Pavlov’un çalışmasında, zil sesi daha önce öğrenilmiş koşullu uyarıcıdır.

S

Koşullu tepki nedir? Açıklayınız.

Koşullu Tepki: Koşullu ve koşulsuz uyaranın birlikte verilmesiyle elde edilen ve koşullu uyarana yönelik öğrenilmiş tepkidir. Koşulsuz tepkiyle aynı güçte değildir.

S

Nötr uyaran nedir? Açıklayınız.

Nötr uyaran: Herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarandır. Koşullanmadan önce köpek, zile bir tepki vermemektedir.

S

Nötr tepki nedir? Açıklayınız.

Nötr tepki: Uyarana karşılık vermeme veya uyaranla ilişkisiz tepkide bulunma durumudur.

S

Koşullanma nedir? Açıklayınız.

Koşullanma: Koşullu uyaran ile koşulsuz uyaranın tekrar edilen birlikteliği sonrasında koşullu tepkinin ortaya çıkmasıdır.

S

Pekiştirme kavramını açıklayınız.

Pekiştirme: Koşullu ve koşulsuz uyaranın birlikte verilmesine pekiştirme denir. Koşullu uyaran- koşullu tepki bağını kurmak için koşullu ve koşulsuz uyaran arasındaki bağ canlı tutmak gerekir. Bir başka ifadeyle koşullu uyarandan (zil) sonra koşulsuz uyaranın (et tozu) verilmesi zaman zaman yinelenmelidir. Öğrenmeyi sağlayan da budur

S

Sönme nedir? Açıklayınız.

Sönme: Bir kural olarak koşullu uyarana verilen koşullu tepki kalıcı değildir. Bir süre sonra zil sesini et tozu izlemezse tükürük salgısı ortadan kalkar. Koşullu uyaranın gücünün azalmasına sönme denir.

S

Genelleme nedir? Açıklayınız.

Genelleme: Koşullu tepki yaratan koşullu uyarana benzeyen başka bir uyarıcı da benzer tepkiye neden olacaktır. Bir başka deyişle bir koşullu uyarıcıya verilen koşullu tepki benzerlerine de verilir. Buna genelleme denir. Ancak genellemede koşullu uyaranın benzerlerine verilen tepki, özgün koşullu uyarana verilen tepki kadar güçlü değildir. Köpeğin, zil sesinin faklı tonlarına tükürük salgısı vermesi genellemeye örnektir.

S

Ayırdetme kavramını açıklayınız.

Ayırdetme: İlgili uyaranlar arasındaki farkları algılamaya ayırdetme denir. Farklı tonlardaki zillere koşullu tepki veren köpeğin bir süre sonra sadece ardından et tozu gelen zil sesine tepki vermesi ayırdetmedir. Köpek, bu ses tonunun diğerlerinden farkını anlayıp yalnızca bu uyarana tepki vermeye başlamıştır. Bir tepki önce genellenir ancak daha sonra ayırdetme gerekli hâle gelebilir.

S

Kendiliğinden Geri Gelme kavramını açıklayınız.

Kendiliğinden Geri Gelme (Ani İyilefşme): Kendiliğinden geri gelme sönmüş davranışın tekrar ortaya çıkmasıdır. Sönmenin gerçekleşmesinden bir süre sonra, yeni bir koşullu uyaran uygulamasında eski tepki daha az güçlü olarak geri döner. Eğer davranış, bir kez söndükten sonra hiç geri gelmiyorsa o davranış tamamen sönmüş demektir.

S

Watson nasıl bir yöntem geliştirmeyi amaçlamıştır?

Watson, başta psikoanalitik yaklaşım olmak üzere bilişsel ve duyuşsal süreçlere ağırlık veren kuramlara bir tepki olarak nesnel, işlevsel ve deneysel bir yöntem geliştirmeyi amaçlamıştır.

S

Watson’a göre insan davranışı anlamanın tek yolu nedir?

        

Watson, insan davranışını anlamanın tek yolunun onu gözlemek olduğunu söylemiş ve çevreyi “İnsan ne öğrenmişse odur.” diyecek kadar önemli görmüştür.    

S

Pavlov’a göre öğrenmeyi sağlayan koşul nedir?

Pavlov’a göre öğrenmeyi sağlayan tek koşulun pekiştirme olduğunu ileri sürmüştür. 

S

En son ve en sık tepki ilkesi nedir? Açıklayınız.

Watson, pekiştirme olmadan da öğrenmenin gerçekleşeceğini söylemiştir. Ona göre bir uyarıcıya en son ve en sık verilen tepki öğrenilir. Buna “en son ve en sık tepki ilkesi” adı verilmektedir ve bu durum “alışkanlık” adını almaktadır.             

S

Edvin Ray Guthrie kuramını hangi ilke üzerine inşa etmiştir?

Edvin Ray Guthrie (1886-1959), kuramını Watson’un “en son ve en sık tepki öğrenilir” ilkesinin üzerine inşa etmiştir.   

S

Guthrie’nin Bitişiklik kuramına göre öğrenme nasıl gerçekleşir? Açıklayınız.

     

Guthrie’nin kuramına göre öğrenme, “tek deneme”de tamamlanır. Bu kurama göre zaman olarak yakın uyarıcıların öğrenildiği biçimindedir. Aristoteles’ten bu yana iki olay zaman ve zemin içinde birbirine yakın bir şekilde gerçekleşirse aralarında bir ilişki olduğu düşünülür. Bir uyaran ve tepkinin yan yana gelmesi öğrenme için yeterlidir. Bitişiklik ilkesine göre önceleri bir tepkiye neden olmayan bir uyaran belki de kazara bir tepkiyle aynı anda gerçekleşirse bu uyaran- tepki bağı öğrenilir. Belli bir tepkinin izlediği uyaran veya uyaran grubu yeniden ortaya çıktığında aynı tepkiyi oluşturma eğilimindedir. Böylece uyaran-tepki bağı tek denemede tam gücünü kazanır.   

S

Bitişiklik ilkesi kuramının temel ilkesi nedir?

Guthrie’nin kuramına göre öğrenme, “tek deneme”de tamamlanır. Bu kuramın temel ilkesi zaman olarak yakın uyarıcıların öğrenildiği biçimindedir.

S

Guthrie’ye göre ödülün öğrenmede ki etkileri nelerdir?

Guthrie’ye göre ödül, öğrenmeye mekanik bir düzen dışında hiçbir katkıda bulunmaz. Bu düzen için de bir tepkiyi izleyen ödül, organizmayı kendisinden önceki uyarıcılardan uzaklaştırarak, ardından ödül gelen uyarıcılara bağlar ve bu uyarıcılara bağlı tepkilerin kalıcı olmasını sağlar. Ödül, ilişkili olduğu uyaran-tepki bağının korunmasını sağlar ancak öğrenmeyi sağlayan gene de bitişikliktir. Ödül, sadece öğrenilenin bozulmasını engeller.

S

Guthrie’ye göre cezanın öğrenmede ki etkileri nelerdir?

Ceza ise canlının kaçınma davranışını öğrenmesini sağlar. Sıcak sobaya dokunan çocuk dokunmamayı öğrenir. Ceza, duygusal etkiden ziyade çağrışımsal bağla etkisini ortaya koyar.

S

Guthrie’nın, bitişiklik ilkesinin istenmeyen davranışları değiştirme amacıyla kullanılabileceğini belirttiği yöntemler nelerdir?

               

Guthrie, bitişiklik ilkesinin istenmeyen davranışları değiştirme amacıyla kullanılabileceği üç yöntem önermiştir. Bunlar, yorma yöntemi, eşik yöntemi ve zıt tepkiler yöntemidir.       

S

Bitişiklik ilkesinin yorma yöntemini açıklayınız.

Yorma yöntemi: Bir uyaran, yorgunluk tepkisi ile bitişirse bu uyaranı bir kez daha gördüğünde aklına bu yorgunluk gelecek ve uyaran- tepki bağı kopacaktır. Guthrie, buna atın ehlileştirilmesiyle ilgili bir örnek verir. Doğal olarak bir atın üzerine ağırlık konunca ağırlığı atar. Kovboy, atın üzerine eğer koyduğunda da at bunu atacaktır. Ancak at bu ağırlığı her atışında yeniden sırtına konursa at yorulacak ve sırtında ağırlıkla yürümeye başlayacaktır. Bir daha üzerine ağırlık konduğunda son defasında öğrendiği gibi üzerinde ağırlıkla yürüyecek veya koşacaktır.

S

Bitişiklik ilkesinin eşik yöntemini açıklayınız.

Eşik yöntemi: Guthrie’nin ikinci yöntemi, yeni uyaranı eskisinin varlığında eklemek ve tepkiyi korumaktır. Ehlileşmiş bir atın sırtına ilkin elle dokunulur, sonra hafif bir örtü atılır, hafif bir battaniye, ardından küçük bir ağırlık konur. Sonunda at üzerinde biniciyle dolaşır hâle gelecektir. Bu tekniğin temel ilkesi ağırlıkların atın tepki eşiğini aşmayacak şekilde derece derece eklenmesidir.

S

Bitişiklik ilkesinin zıt tepkiler yöntemini açıklayınız. 

Zıt tepkiler yöntemi: Uyaran eski tepkiyle yarışan yeni bir tepkinin varlığında sunulduğunda uyaran, eski tepki yerine yeni tepkiyle bağlanır. Bu yöntem için verilen örnek vaka, köpekten korkan bir çocuktan söz etmektedir. Çocuğun korku davranışını düzeltmek için sevdiği bir yemeği yerken köpek yaklaştırılırsa hayvan ve sevilen yiyecek arasında bir bağ kurulacaktır. Böylece çocuk köpeği de sevecektir.  

S

Etki Kanunun yaratıcısı kimdir?

Edward L.Thorndike (1874-1949), pekiştirme ve uyum mekanizmaları arasındaki ilişkiyi keşfeden ilk psikologtur ve ünlü etki kanununun yaratıcısıdır.  

S

Thorndike çalışmaları sonunda öğrenme ile ilgili öne sürdüğü temel kanunlar nelerdir?

Thorndike çalışmaları sonunda üç temel kanunun olduğunu öne sürmüştür: Hazıroluşçuluk kanunu, Tekrar kanunu, Etki kanunu.     

S

Tekrar kanunu açıklayınız.

Tekrar kanunu: Elde edilen uyaran-tepki bağlarının kalıcı olması bunların kullanılmasına bağlıdır. Ancak tekrar kanunu, etki kanunu ile birlikte anlam kazanır. Bir başka ifadeyle öğrenmeyi güçlendirecek olan uyaran tepki bağının basitçe tekrarı değil, tepkiden sonra ödülün alınmasıdır. Sonunda ödül alınmayan tepki ne denli tekrarlanırsa tekrarlansın öğrenme gerçekleşmeyecektir. Örneğin, notla değerlendirilmeyen bir konuyu öğrenci büyük olasılıkla pek çok kez okusa da çabucak unutacaktır.

S

Etki kanunu açıklayınız.

Etki kanunu: Etki kanununa göre, eğer bir davranışı tatmin edici bir sonuç(ödül) izliyorsa o davranış öğrenilir ve güçlenir. Eğer rahatsız edici bir durum,davranışı izlerse (ceza) o davranış zayıflar ve tekrar edilmez. Thorndike’in tatmin edici veya rahatsız edici sonuçlarla anlatmak istediği oldukça esnektir. Tatmin edici sonuç, canlının kaçınmadığı ve elde etmek için çaba gösterdiği şeydir. Rahatsız edici sonuç ise canlının elde etmek ve korumak için bir davranış yapmadığı veya kaçındığı şeylerdir.  

S

Hazıroluşçuluk kanunu açıklayınız.

Hazıroluşçuluk kanunu: Eğer bir organizma, belli bir konuda tepki vermeye hazırsa öğrenme kolay olacaktır. Ancak bu tepkiye hazır olmayan bir organizma öğrenmeye zorlanırsa sorun çıkacaktır.   

S

Edimsel koşullanma nedir? Açıklayınız.

Edimsel Koşullanma: Davranışın sonuçları tarafından belirlendiği öğrenme biçimidir.      

S

Edimsel koşullanma kuramına göre bir davranışın olası sonuçları nelerdir? Açıklayınız.

Bir davranış, canlı üzerindeki etkisine bağlı olarak işlem görmektedir. Bu doğrultuda davranışın dört olası sonucu olabilir:

 1.Olumlu pekiştirme: Davranış yapılır, ortaya olumlu bir durum çıkar. Bu davranışın tekrar olasılığını arttırır. Çocuğun harçlığının arttırılması olumlu pekiştirmedir. Bu sonucu getiren davranış yine yapılacaktır.

2. Olumsuz pekiştirme: Davranış yapılır, olumsuz durum ortadan kalkar.

Böylece davranışın tekrar olasılığı artar. Diş çektiren kişi olumsuz durumdan kurtulur. Dişi ağrıdığında yine dişçiye gider.

3. I. Tip ceza: Davranış yapılır, olumsuz durum ortaya çıkar, davranışın tekrar olasılığı azalır. Çocuğun yanlış bir davranışı için odasına hapsedilmesi böyle bir durumdur.

4. II. Tip Ceza: Davranış yapılır, olumlu durum ortadan kalkar, davranışın tekrar olasılığı azalır. Bir davranışından sonra artmış olan harçlığının yeniden kesilmesi buna örnektir.  

S

Sürekli pekiştirme kavramını açıklayınız.

Sürekli pekiştirme: İstenen davranış her ortaya çıktığında pekiştirme alınmasıdır. Bu tarifede canlı, davranışı pekiştirme aldığı sürece gerçekleştirecek ve pekiştirme kesildiğinde çok kısa sürede sönme ortaya çıkacaktır.  

S

Aralıklı pekiştirme kavramını açıklayınız.

Aralıklı pekiştirme: Aralıklı pekiştirmeyle elde edilen davranışlar sönmeye daha dirençlidir. Aralıklı pekiştirme oran ve zaman aralıklı olmak üzere sabit ve değişken bazda uygulanabilir. Böylece aralıklı pekiştirme dörde ayrılır.

S

Aralıklı pekiştirme türleri nelerdir?

Sabit zaman aralıklı pekiştirme, değişken zaman aralıklı pekiştirme, sabit oranlı pekiştirme ve değişken oran aralıklı pekiştirmedir.  

S

Sabit zaman aralıklı pekiştirme kavramını açıklayınız.

Sabit zaman aralıklı pekiştirme: Pekiştirmenin ne zaman geleceği belliyse canlı, tepkiyi pekiştirmenin verileceği zamana doğru vermeye başlar. Bu pekiştirme uygulamasıyla elde edilen davranış sönmeye sürekli pekiştirmeden daha fazla dayanmakla birlikte çok dirençli değildir.

S

Değişken zaman aralıklı pekiştirme kavramını açıklayınız.

Değişken zaman aralıklı pekiştirme: Pekiştirmenin ne zaman verileceği belli değilse canlı istenen davranışı tekrarlamaya devam eder çünkü her tepkide düşük ama sabit bir pekiştirme olasılığı vardır. Bu tepkilerin çoğu pekiştirme almayacaktır fakat ortalama tepki sıklığı düşmez. Sönmeden önceki tepki sayısı sürekli pekiştirmeye göre çok daha fazladır.

S

Sabit oranlı pekiştirme nedir? Açıklayınız.

Sabit oranlı pekiştirme: Pekiştirme, tepki sayısına göre elde edildiğinde sabit oranlı pekiştirmeden söz edilir. Pekiştirmeyi alan canlı bunu bir süre almayacağını bildiğinden kısa bir depresyon yaşar ve performansı düşer. Maaşla çalışan insanlarda olduğu gibi... Ancak gene de sönmeye, sürekli pekiştirmeye göre daha dayanıklıdır.

S

Değişken oran aralıklı pekiştirme nedir? Açıklayınız.

Değişken oran aralıklı pekiştirme: Bu tarifede kaç istenen davranışa pekiştirme verileceği belli değildir. Her ay daha çok satış yapan elemanı ödüllendiren “ayın elemanı” uygulamasının, oynayanın bir türlü bırakamadığı kumar makinelerinin temeli budur. Sönme süreci en yavaş pekiştirme uygulaması değişken oran aralıklı pekiştirmedir. Daha da ötesi pekiştirme oranı daha seyrekse tepki sıklığı da daha fazladır.

S

Gözlem ve taklit yoluyla öğrenme kuramını kısaca açıklayınız.

Albert Bandura (1925-....); çivi çakmak, yemek yemek, çorap giymek, resim yapmak, çamaşır yıkamak gibi sayısız davranış bize kimsenin özel olarak öğretmediğini, bunların sadece çevreyi gözleyerek ve diğer insanların davranışlarının sonucuna göre taklit edilerek öğrenildiğini savunmaktadır. Bu öğrenme kuramı klasik ve edimsel koşullanmadan farklıdır. Bu kuramların her ikisinde de gözlenen davranışın çevredeki uyaran ya da sonuçlarla ilişkisi üzerinde durulur. Organizmanın içinde olup bitenler dikkate alınmaz. Bandura ise bitişiklik ve pekiştirmenin önemini kabul etmekle beraber canlının çevresindeki uyaranlara dikkat etme, bilgiyi saklama ve gerektiğinde ortaya çıkarma gibi kimi iç süreçler aracılığıyla tepki verdiğini söylemiştir. Model alma, öğrenmeyi iki yolla sağlar. Birincisi birey, diğerinin davranışlarını zihnine not ederek yeni tepkiler öğrenir. İkincisi gözlediği kişinin (modelin) davranışlarının sonucunu gözleyerek davranışını güçlendirebilir veya zayıflatabilir.

S

Model alma ile öğrenme nasıl sağlanır?

Model alma, öğrenmeyi iki yolla sağlar. Birincisi birey, diğerinin davranışlarını zihnine not ederek yeni tepkiler öğrenir. İkincisi gözlediği kişinin (modelin) davranışlarının sonucunu gözleyerek davranışını güçlendirebilir veya zayıflatabilir.    

S

Gözlem ve taklit yoluyla öğrenme kuramına göre öğrenme süreci nasıl gerçekleşmektedir?

Model alma, öğrenmeyi iki yolla sağlar. Birincisi birey, diğerinin davranışlarını zihnine not ederek yeni tepkiler öğrenir. İkincisi gözlediği kişinin (modelin) davranışlarının sonucunu gözleyerek davranışını güçlendirebilir veya zayıflatabilir.

Bu öğrenme kuramında şu süreçler yürürlüktedir (Senemoğlu, 2009):

  1. Dikkat etme: Birey gözlediği kişinin, yani modelin davranışlarına ve sonuçlarına dikkat eder. Bu öğrenmeyi başlatan en önemli basamaktır.
  2. Bilgiyi saklama: Birey sonradan gerektiğinde kullanmak üzere bunları zihnine kaydeder ve saklar.
  3. Davranış oluşturma: Öğrenilen bilgi gerektiğinde performansa dönüşür. Ancak bireyin kimi psikomotor becerileri yeterli değilse davranış ortaya çıkmaz.
  4. Güdülenme veya pekiştirme: Modelin davranışının pekiştirilmiş olması bireyin bu davranışı tekrar etme olasılığını arttıracaktır.
  1. Modelin özellikleri: Davranışının sonucunun yanı sıra modelin özellikleri de gözlem ve taklit yoluyla öğrenmeyi etkilemektedir. Modelin özelliklerinin bireyin özelliklerine benzemesi taklit davranışını arttırmaktadır. Ancak bireyin pozisyonundan daha yüksek statüde ve daha güçlü modelin taklit edilme olasılığı çok daha yüksektir.
S

Bilişsel Harita kavramını açıklayınız.

Bilişsel Harita: Bir bölgenin mekânsal düzenine ilişkin zihinsel temsildir.

S

Gizil Öğrenme kavramını açıklayınız.

Gizil Öğrenme: Öğrenildiği hâlde bireyin davranışlarında görülmeyen ancak teşvik edici bir ortamda ortaya çıkan davranışlardır. Gizil öğrenme, performansa dönüştürülmemiş bir öğrenmedir. Birey, çevreyi amaç ve beklentileri doğrultusunda değerlendirir ve gerekiyorsa bir davranış gerçekleşir.

S

İçgörüsel öğrenmenin aşamaları nelerdir?

Bu öğrenmenin aşamaları şu şekilde ifade edilebilir:

  1. Gelişigüzel değil, problemin temel noktalarına odaklanan araştırma ve inceleme.
  2. Tereddüt, duraklama, yoğunlaşan dikkat.
  3. Akıllıca seçilmiş, tahmine dayalı birkaç deneme-yanılma davranışı.
  4. Başarılı olmayan bir çabanın ardından aniden bambaşka bir yol deneme, dikkati yoğunlaştırma, devam etme.
  5. Ansızın doğrudan ve açık biçimde problemin kritik noktasını kavrama ve problemi çözme, bir başka deyişle içgörü kazanma.
S

Bilgiyi işleme kuramını kısaca açıklayınız.

Başta Gagne olmak üzere bu kuramı geliştirenler, çevreden bireye gelen uyarıcıların bireyin zihninde algılanarak anlamlı verilere dönüştürüldüğü, bu bilgilere göre bir tepki verildiğini ya da bilginin sonradan kullanılmak üzere saklandığını öne sürmüşlerdir. Bu görüş klasik koşullanmanın tam tersini savunmaktadır. İnsan beyni çok gelişmiş bir bilgisayar olarak gelen verileri işlemden geçirir ve bu sürece göre tepki verir. Daha doğrusu bu görüşe göre bilgisayarı insanlar yaptığı için onun çalışmasını insan beyninin çalışmasına benzetmişlerdir.