aofsorular.com
EBR103U

Bilişsel Psikoloji

3. Ünite 25 Soru
S

Bilişsel psikoloji ne ile ilgilenmektedir?

Bilişsel psikoloji, biliş kavramının bilimsel olarak incelendiği psikolojinin bir alt dalıdır. Biliş kelimesi Latince “cognoscere” veya “bilmek” kelimesinden gelmektedir. Genel olarak bilişsel psikoloji insanların bilgiyi nasıl kazandıkları ve nasıl uyguladıkları ile ilgilenmektedir.

S

Bilişsel psikoloji hangi disiplinler ile işbirliği yapmaktadır?

Bilişsel psikoloji yapay zekâ, bilişsel bilimler, bilgisayar bilimleri, görme bilimleri, felsefe, antropoloji, biyoloji, fizik ve nörobilimler gibi birçok disiplin ile yakından işbirlikleri yaparak biliş ve bilişsel süreçlerin çok yönlü olarak anlaşılmasını sağlamaktadır.

S

Bilişsel psikoloji ile ilgili kavramların ele alınması hangi tarihte ve kiminle başlamıştır?

Bilişsel psikoloji ile ilgili kavramların ele alınması çok eskiye dayanmakla birlikte 1967 yılında Ulric Neisser tarafından yazılan “Bilişsel Psikoloji” başlıklı bir kitabın yayımlanmasıyla resmen başlamıştır.

S

Bilişsel psikoloji hangi temel varsayımları içermektedir?

Bilişsel psikoloji, psikolojinin diğer bilim dallarında olduğu gibi bazı temel varsayımları içermektedir. Bu varsayımlardan ilki insan beyninin bilgi-işlem yapan bir sistem olarak görülmesidir. Bilgi-işlem, dış dünyanın temsilî veya sembolik dönüşümü veya manipülasyonu olarak ifade edilmektedir. İkinci olarak insan beyni hem yapısal hem de kaynak açısından sınırlıdır. Bir başka deyişle insan beyni sınırlı kapasite kullanımına sahiptir. Üçüncü olarak da insanlar aktif olarak bilgi işlem yapmaktadırlar. Bu bilgi işleme sırasında daha önceden kazanılmış yaşantılar, deneyimler veya beceriler, dolayısıyla sahip oldukları bilgiler insanların çevrelerinden algıladıkları uyaranları etkiler. Bu da onların davranış veya tepkilerine yansır.

S

Davranışlar hangi işlemler neticesinde meydana gelmektedir?

Davranışlar “aşağıdan yukarıya” ve “yukarıdan aşağıya” işlemler

neticesinde meydana gelmektedir. Aşağıdan yukarıya işlem, çevresel bir girdi

ile başlar ve biliş sistemi içinde çeşitli aşamalardan geçen bir yolculuk yapar.

Yukarıdan aşağıya işlem ise yüksek seviyedeki bilişsel faktörlerin (amaç, eğilim,

bilgi, beklenti vb.) daha aşağıda meydan gelen işlemleri etkilemesidir.

S

Bilişsel psikoloji hangi felsefi akımdan etkilenmiştir? Neden?

Bilişsel psikoloji, işlevselcilik felsefi akımından oldukça etkilenmiştir. Çünkü bilişsel psikoloji zihinsel işlemlerin işlevsel olduğunu farz etmektedir. Zihin ile beyin arasındaki ilişki bilgisayardaki donanım ve yazılım arasındaki ilişkiye benzetilir. Bu nedenle insan düşünce ve davranışının incelenmesinin en verimli ve anlaşılabilir yolu, beynin yazılımı olan zihin üzerine çalışmaktır.

S

İşlevselci ve Materyalist yaklaşım insan davranışını nasıl ele alır?

İşlevselci yaklaşım insan davranışını bilgi işlem ve zihinsel işlevler kapsamında açıklarken, materyalist yaklaşım zihinsel süreç ve faaliyetleri nöroanatomi ve nörokimya kapsamında ele alır.

S

Eski Yunan düşüncesinde ne tür varsayımlar bulunmaktadır?

Eski Yunan düşüncesinde dünya olaylarının tahmin edildiği, insanların fiziksel dünyanın bir parçası olduğu ve insan davranışlarının diğer doğa olayları ile ilişkili olduğu varsayımları yatmaktadır.

S

Bilişsel psikolojide gözlem ve deneye dayanan ilk çalışmalar ne zaman ve kim tarafından başlatılmıştır?

Gözlem ve deneye dayanan ilk çalışmalar Wilhelm Wundt’un 1879 yılında Almanya’nın Leipzig şehrinde ilk deneysel psikoloji laboratuvarını kurması ile başlar. Bu laboratuvarda Wundt ve arkadaşları içebakış yöntemini kullanarak deneyimli katılımcılarla bilincin elementlerini araştıran deneyler yapmışlar ve yapısalcılığın da ilk adımlarını atmışlardır.

S

Shannon'nın 1948 yılında yazmış olduğu makale Bilişsel Psikoloji açısından neden önem taşımaktadır?

Shannon 1948’de bilgi kuramı başlıklı makalesinde, iletişimin bilgiyi temsil eden verilerin dönüştürülerek belirli aşamalardan geçtiğini ifade etmiştir. Bu yaklaşım, insandaki algı ve bellek sistemlerinin de aynı temelde çalıştığını önermektedir: Çevresel uyaranlar duyu sistemlerindeki fiziksel uyaranları yakalamak için özelleşmiş alıcı hücreler (nöronlar) vasıtasıyla sisteme giriş yapar, sonrasında değişik aşamalarda analiz edilir ve oluşturulan çıktı bellek sistemine gönderilir. Bu yaklaşım bilişsel psikolojiye can verip yönlendiren ve önemli bir paradigma olan bilgi-işlem yaklaşımının başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

S

Donald Broadbent 1958’de yazdığı “Algı ve İletişim (Perception and Communication)” kitabında bilgi işlem yaklaşımıyla ilgili olarak hangi fikri ileri sürmüştür?

Donald Broadbent 1958’de yazdığı “Algı ve İletişim (Perception and Communication)” kitabında dikkat süreçlerinde sistem içindeki bilgi işlem kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı filtreleme mekanizmasının bulunduğu fikrini ileri sürmüştür. Ona göre insanlar bilgilere seçici biçimde yaklaşmakta ve eş zamanlı algılarda bir algının bazı bölümleri yakalanırken diğer bölümleri filtrelenmektedir. Bu düşünce bilgi işlem yaklaşımına ilk örneklerden biridir.

S

Chomsky'ye göre bir dilin öğrenilmesinde önemli olan nedir?

Chomsky (1956), çocukların doğuştan gelen zihinsel dil bilgisine sahip olduğunu ve bunun da dil öğrenme için bir temel oluşturduğunu öne sürmüştür. Chomsky bir dilin öğrenilmesinde davranışçıların ileri sürdükleri uyaran-tepki öğrenme yaklaşımına karşı çıkarak insan dilinin anlaşılmasında bilişsel mekanizmaların önemine vurgu yapmaktadır.

S

İnsan beyni dış dünyaya nasıl bağlanmaktadır?

İnsan beyni dış dünyaya duyu sistemleri olan görme, işitme, koku, dokunma ve tat vasıtasıyla bağlanmaktadır. Bu bağlantılar sonucunda dış dünyayı deneyimlemek, bilmek ve anlamak gibi birçok bilişsel süreç yürütülmektedir. Duyum ve algı uyaranların (bilgi) dış dünyadan alınması, beyine taşınması, beyinde işlenmesi, yorumlanması ve bir karar verilmesi süreçlerini içermektedir.

S

Psikometrik fonksiyonu tanımlayınız?

Psikofizik uyaranın fiziksek boyutları ile bu boyutlara verilen psikolojik deneyimler arasındaki ilişkileri inceler. Bu ilişkiye de psikometrik fonksiyon adı verilmektedir.

S

Mutlak eşik ne demektir?

Uyaranın fark edildiği ya da ayırt edildiği enerji seviyesi mutlak eşik kavramı ile açıklanmaktadır. Mutlak eşik, bir uyaranın fark edildiği en düşük enerji seviyesi olarak tanımlanmaktadır. Örneğin; karanlık bir odada görülebilen en düşük eşik seviyesi, sesiz bir ortamda duyulan en düşük ses seviyesi, bir odada fark edilen en az parfüm miktarı veya bir kova suda fark edilen en düşük tuz miktarı.

S

Duyusal adaptasyonu tanımlayınız?

Duyu sistemlerinin en önemli özelliklerinden biri çevredeki uyaran şiddetindeki değişikliklere duyarlı olmasıdır. Güneşli bir günde etrafta dolaştıktan sonra karanlık bir ortama (örn. Sinema) girildiğinde, öncelikle bu ortamda neredeyse hiçbir şey görülememektedir. Bir müddet sonra (~25 dakika) en yakındaki kişinin yüzündeki ayrıntılar bile görülür. Bu olgu duyusal adaptasyon olarak adlandırılır ve belli bir uyaran seviyesine uzun bir süre maruz kaldıktan sonra duyu sisteminin duyarlılığını ve kapasitesini yeniden düzenlemesi olarak tanımlanır. Duyusal adaptasyon bilgi işleme süreçlerini etkiler ve sonuçta algılar ve biliş üzerinde olası değişiklikler meydana getirir.

S

Göz ile beyin arasındaki uyumsuzluklar nelerdir?

Göz ile beyin arasında bazı uyumsuzluklar vardır. Bunlardan biri dış dünya gözde iki boyutlu (2D) beyinde ise üç boyutlu (3D) temsil edilir. Beyin gözden gelen iki boyutlu bilgiyi bazı ipuçlarını kullanarak üç boyutlu hâle dönüştürerek derinlik algısını meydana getirmektedir. Bir diğeri ise gözün yapısından dolayı optik ilkelerle çalışmasından kaynaklanmaktadır. Uyaranın gözdeki görüntüsü retinada ters olarak temsil edilir. Fakat biz dünyayı düz olarak algılarız. Bu problemlerden ilki “2D-3D” problemi olarak ve ikincisi de “ters problem” olarak adlandırılmaktadır.

S

Renk algısını açıklayan kaç temel kuram vardır?

Renk algısını açıklayan genelde iki temel kuram vardır. Bunlar Thomas Young

ve Hermann Von Helmholtz tarafından birbirlerinden bağımsız öne sürdükleri üç

renk (trichromacy) ve Karl Ewald Konstantin Hering’in karşıt renk süreçleri

(opponency) kuramlarıdır.

S

Optik akışı tanımlayınız?

Optik akış kişinin kendi hareketinden kaynaklanan görme alanındaki hareketin algılanmasıdır. Objenin lokal hareketinin tersine görme alanı bütünüyle hareket eder. Çevre organizasyonu ile ilgili bilgiyi ve bedenin pozisyonu veya postürünün kontrolü hakkında bilgiyi taşır. Optik akış sırasında çevredeki objelerin retinada oluşturduğu görüntüler giderek büyür. Bu da objelerin hareket hâlinde büyüklüklerinin karşılaştırılmasına olanak verdiğinden üç boyutlu algı oluşturulmaktadır.

S

Obje algısı hangi model ile açıklanmaktadır?

Obje algısı Humphreys ve Bruce (1989) tarafından önerilen üç aşamalı model ile açıklanmaktadır. Birinci aşamada görsel bilgi bellekte eşlenerek sınıflandırılır. İkinci aşama anlamsal kategorizasyondur. Üçüncü ve son aşama ise objenin isimlendirilmesidir.

S

İnsan kulağı hangi frekans aralığındaki sesleri duyabilmektedir.

İnsan kulağı 20 ile 20,000 Hz arasındaki sesleri duyabilmektedir.

S

İnsan koku sistemi kaç farklı kokuyu birbirinden ayırt edebilmektedir?

Birçok canlıya göre insan koku sistemi daha az yetilere sahip olmakla birlikte, 10,000’den fazla farklı kokuyu birbirinden ayırt edebilmektedir. Aynı zamanda insanlar kokularla ilgili olarak iyi bir belleğe sahiptir.

S

Broadbent'in önerdiği erken filtre kuramına göre filtreleme mekanizmasının faydası nedir?

Broadbent erken filtre kuramını önermiştir . Bu kurama göre birbirleriyle yarışan uyaranlar arasından sadece bir tanesi filtreden geçerek sonraki bilgi işlem süreçlerine girmektedir. Filtreleme mekanizmasının olması sınırlı kapasitesi olan sistemin aşırı yüklenmesini önlemektedir.

S

Bellekte kaç farklı bellek depolama vardır?

Bellekte üçlü sistem yaklaşımına göre üç farklı bellek depolama vardır. Bu model Atkinson ve Shiffrin (1968) taraf›ndan önerilmifl ve üç farklı bellek aşamasını içerdiğinden üç aşamalı bellek modeli olarak da adlandırılmaktadır. Bu model duyusal, kısa süreli ve uzun süreli bellek olmak üzere üç bellek sistemini içermektedir.

S

Unutma ile ilgili ilk çalışma kim tarafından yapılmıştır?

Unutma ile ilgili ilk çalışma Alman psikolog Hermann Ebbinghous tarafından

yapılmıştır.