Küresel Ölçekte Isı Değişimi ve Olumsuz Etkileri
Küresel ortalama yüzey sıcaklığı son yüzyılda nasıl bir değişim göstermiştir?
Küresel ortalama yüzey sıcaklığı son yüzyılda 0.74°C artmıştır.
Küresel yüzey sıcaklığının son yüzyılda 0.74°C artmasının etkileri nelerdir?
Sıcaklıklardaki artışa bağlı olarak hidroelektrik çevrim değişmesi, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün yüzey olarak daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, şiddetli hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin artması, kuraklık, çölleşme, salgın hastalıkların ve zararlarının artması gibi, küresel ölçekte sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan hayatını doğrudan (ya da dolaylı) etkileyen bir çok etkileşim zincirleri gündemdedir.
Küresel ısınmanın buzul bölgelerde yarattığı değişimler nelerdir?
Küresel Isınma süreci kapsamında Buzul Bölgelerinde farkedilir bir değişim yaşanmaktadır. Permafrost tabakasının yüzey sıcaklığında 1980’li yıllardan bu yana gözlenen artış 3°C civarında olmuştur. 1900 yılıdan bu yana, Kuzey yarım kürede mevsimlik olarak donan toprakların kapladığı alan yaklaşık %7 azalmış, ilk baharda ise %15 azalmıştır. 1980 yıllarının başından itibaren ilk baharda karla kaplı alanlarda %5 azalma olmuştur. Deniz buzlarının kapladığı alanlar, her 10 yılda ortalama %2,7; yaz aylarında ise %7,4 azalma göstermiştir.
Küresel ısınmanın atmosfere etkileri nelerdir?
Sanayi öncesi zamandan bu yana, Atmosferdeki doğal sera gazları birikimlerinde önemli ölçüde artış meydana gelmiştir. CO2 (karbondioksit) %35 oranında artmıştır. CH4 (metan) %148, N2O (azot protoksit) ise %18 oranlarında artış göstermiştir. Bilimsel bulgulara göre, enerji, sanayi, ulaşım, tarım, atık,ormancılık ve arazi kullanımı etkileşimlerinden kaynaklanan toplam 6 temel sera gazının salınımı (2004 yılı itibarı ile) %70 artarak 49 milyar ton eş-CO2 düzeyine ulaşmıştır. Bu süreçte, yıllık artış hızı önceki yıllara kıyasla 2 kat artmıştır. Gerek insan kaynaklı sera gazı salımları, gerek doğal süreçler sonucu sanayi devriminden bu yana, atmosferdeki doğal sera gazlarının birikimlerindeki değişimler artma karakteri göstermiştir. Antartika’daki buzullardan alınan örnekler üzerinde yapılan araştırmalar doğrultusunda, son 650.000 yıllık dönemde atmosferdeki sera gazı birikimlerindeki ve aynı dönemdeki sıcaklık değişimleri birbirine paralel nitelikte artış göstermektedir. Bulguların analizi sonucunda, CO2 ve CH4 gazının atmosfer birikimlerinin son 650.000 yılın ve her iki gazın toplam ışınımsal zorlamasının ise son 10.000 yılın en yüksek düzeyinde olduğu ortaya konulmuştur.
Arşimet prensibini açıklayınız.
Sıvı içindeki katı cisim, taşırdığı sıvının ağırlığına eşit bir kuvvet ile yukarıya itilir. Sıvı, kendi yoğunluğundan da az yoğunluğa sahip olan cisimleri, yüzeyine doğru itmektedir. Yoğunluk farklılıklarından ortaya çıkan itme kuvveti etkisiyle cisim yüzebilir. Bir kap tamamen doldurulduktan sonra, bir cisim kaba atıldığı zaman taşan suyun ağırlığı, hacmine bölününce, yaklaşık yoğunluğu bulunur. Bu sayı birden küçükse, kaba atılan cisim suda yüzebilir, büyükse suya batar.
Yüzey sıcaklığının artması ile deniz seviyesi arasında nasıl bir ilişki vardır?
Yüzey sıcaklığı 0,1°C arttığında, deniz seviyesi 1cm yükselmektedir. Dolayısıyla, 1900 yılından buyana 0,6°C artış nedeni ile su 6cm yükselmiştir. Ancak Kuzey yarım kürenin yüksek enlemlerdeki donmuş toprağın çözülmesi ve buzulların erimesine bağlı olarak bu değere birkaç santimetre daha eklemek gerekir.
Küresel ısınmanın hayvan türlerine olan etkisini örneklendirerek açıklayınız.
Değişikliklere neden olan mekanizmalar mevsimleri de etkiler. Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, 25 yıl önce göçmen kuşlar, en yoğun 25 Nisan’da gelir ve yavruları 3 Haziran’da yumurtadan çıkardı. Aynı tarihte tırtıllar da yumurtalarından çıkardı. Fakat 20 yıllık ısınma sonucu tırtıllar yumurtalarından iki hafta erken çıktı. Kuşlar tırtıllara ayak uydurmaya çalıştı, ama başaramadı. Bu nedenle soyları tehlikede. Küresel ısınmadan bu şekilde etkilenen milyonlarca ekolojik yaşam alanı bulunmaktadır.
Bölgesel iklime bağlı olan ortamların değişmesinden dolayı, son 30 yıldır, çok sayıda hayvan türü yaşadıkları alanı değiştirmek zorunda kaldı. Bilim insanları, yaklaşık yüz yıldır, türlerin birbiri ve yaşadığı mekânla olan ilişkilerinde ve yaşam biçimlerinde önemli değişiklikler olduğunu belirlediler. Akdeniz’de, 1980’lerin sonundan buyana, Doğu havzasında yerleşmiş olan türler Batı havzasına doğru göç etmektedir. Fransa kıyılarında daha önce görülmemiş Gündüz Balığı, ilk kez 1988 yılında Korsika’da ve dört yıl sonra PortCros milli parkında ve hemen ardından da bütün Lion körfezinde görülmüştür.
Küresel ısınmanın devam etmesi durumunda yakın gelecekteki küresel etkileri neler olacaktır?
Küresel İklim değişiminin yakın gelecekte yapacağı etki, bir çok açıdan olumsuz sonuçları küresel ölçekte beraberinde getirecektir. Bir çok ekosistemin direnme kapasitesi aşılacaktır. Orman alanları ve okyanusların yutak özellikleri ortadan kalkarak iklimsel değişiklikleri hızlanacaktır. Ortalama sıcaklık artışının Sanayi öncesine göre 2°C’yi aşması halinde, bitki ve hayvan türlerinin %30’u yok olabilecektir. Bölgesel ölçekte, orta ve yüksek enlemlerde, bazı bitki türlerinde sınırlı verim artışı olacaktır. Nüfusun daha yoğun olduğu alçak enlemlerde, kurak ve tropik bölgelerde tarım üretiminin önemli ölçüde azalarak açlık tehlikesinin artabileceği öngörülmektedir.
Günümüzden 2100 yılına kadar sera gazı yoğunluk artışı için hangi senaryolar öngörülmektedir?
- A1 tipi senaryoda; yüzyılın ortasında 8,7 milyar ve 2100 yılında 7 milyar nüfus ile hızlı bir ekonomik büyüme gerçekleşecek.
- A2 tipi senaryoda; Dünya son derece heterojen bir yapıda olacak ve nüfusu artmaya devam ederek 2100’de 15 milyara ulaşacak.
- B1 tipi senaryoda, yüzyıl içerisinde en yüksek noktasına ulaşan nüfus gelişimi ile hızlı bir ekonomik büyüme gerçekleşecektir. Maddi ekonominin azalması ve enerji bakımından temiz ve tasarrufu teknolojilerin girişi ile, hizmet ve bilgi ekonomisine doğru hızla gelişecektir.
- B2 tipi senaryolar yerel çözümler arayan bir Dünya üzerine kurulmuştur. 2001’de 10 milyar civarına ulaşan nüfus artışı kesilmemekle birlikte A2 senaryosuna göre daha yavaş bir artış söz konusudur. Ekonomik gelişmeler ve teknolojik ilerlemeler daha yavaş olacaktır.
Bu senaryoların hiçbiri, uluslararası bir anlaşma gereğince salımlarda bir azalma olma ihtimalini göz önünde bulundurmamaktadır.
Bilimsel modellemelere göre küresel ısınmanın ormanlar üzerindeki etkisi ne olacaktır?
Tahminlere göre, küresel ısınmanın tepkisi olarak ormanların doğası değişecek. Tomurcuklanma erken başlayacak, yıllık büyüme dönemi uzayacak, yaz ile kış mevsimleri arasındaki ısı farklılıkları düzensizleşecek ve atmosferdeki nem miktarı değişeceği için canlı türleri arasında seçilim, eleme ve hayatta kalma süreci başlayacak. Öte yandan analizler göstermiştir ki, Kuzey ve Alp ormanlarında fotosentezi ve paralel olarak üretim mekanizması kolaylaştırabilir. Ancak sıcaklık yükselmesine bağlı olarak oluşan negatif etkiler, ekosistemin doğal dengesini olumsuz etkileyecektir. İklimbilimciler, Kuzey ormanlarının kutup tundrası sınırının en az üçte birini aşacağını tahmin ediyor. Amazonlar ve Batı Afrika, bölgesel farklılıklara paralel olarak daha az su alacak. Küresel değişimler ağaçların yaşam döngüsünden daha hızlı gerçekleştiği için, doğal dengenin
tekrar gerçekleşmesi mümkün olmayacak ve yaşam, geçici çözümler ile sürdürülmeye çalışılacak. Avrupa kıtasının Güneyi için yapılan öngörülere göre, artan kuraklık nedeni ile canlı türleri göç etmeye, uyum sağlamaya ya da ölmeye zorlayacak.
Bilimsel modellemelere göre küresel ısınmanın tarıma etkileri neler olacaktır?
Normalde iklimdeki 2-3 derecelik ısınmadan etkilenmeyen tarım, küresel ölçekte tahıl alanlarındaki dağılımı değiştiren ısı artışı nedeni ile, bir çok ülke tatlı su kaynakları ve ekilebilir topraklar açısından büyük ölçüde kayıplara uğrayacağından, tarımsal faaliyetler negatif olarak etkilenecektir.
Fotosentez şekli ortalama sıcaklıkta gerçekleşen Pirinç, sert ve hızlı ısı artış-azalışlarına uyum sağlayamadığından, değişimlerden gerçekten büyük zarar görecektir. Buğday ise değişik iklim koşullarında yetişebildiği için, sıcaklığın 4°C’nin altına düşmemesi şartı ile ısınmadan çok fazla etkilenmeyeceği öngörülmektedir.
Dünyadaki karbondioksit salınımında insan ve endüstrinin etkisi nedir?
Dünya’daki CO2 salımlarının %41’i enerji dönüşümünden, %20’si ulaşımdan, %18’i endüstriden, %13’ü inşaattan kaynaklanmaktadır.
Küresel ısınmanın engellenmesine yönelik bireysel önlemler neler olabilir?
Yaşam alanlarının yalıtımı, hibrit motorlar, cihazların kullanılmadıkları sürece açık bırakılmaması, toplu taşım araçlarının kullanılması veya bisiklet gibi araçların kullanımı gibi bireysel çabalar, küresel ısınmanın engellenmesinde çok önemlidir.
Doğal denge ürünlerinden dolaylı olarak elde edilen enerjiler nelerdir?
Doğal denge ürünlerinden dolaylı olarak elde edilen enerjiler; Hidrojen enerjisi, Güneş enerjisi, rüzgar, su, biyokütle, magmadan elde edilen jeotermal enerji, yerçekimi kaynaklı gel-git etkisi, deniz kabarması, deniz akıntıları ve denizlerdeki ısı değişimi kaynaklı enerjiler.
Küresel ısınmaya olan etkileri bakımından taşımacılık türlerini değerlendiriniz.
Atmosfere salınan CO2’nin yaklaşık dörtte birinden taşımacılık etkinlikleri sorumludur. Kamyon ile taşımacılık, trene göre daha fazla benimsenmiştir. Çünkü yolların altyapı maliyetinden bağımsızdır. Uçak ise son yıllarda tercih sıralamasında liderliğe oynuyor. Çünkü, petrol ürünlerinde rakip
taşıma çeşitlerine göre ekonomik avantaj sağlayan yüksek bir vergi indiriminden yararlanıyor. Mallardaki hava trafiği patlaması ticari uçuşlarla atbaşı gidiyor Oysa, uçağın bir yolcusuna düşen karbon miktarı, o yolcu arabasıyla tek başına yolculuk yapsaydı ortaya çıkacak olan karbon miktarına denktir. Hatta, 500km’nin altında yerel bir uçuş söz konusu ise iki katıdır. Aslında tren, enerji bakımından yaklaşık 25 kat daha tutumludur ve
hidrolik ve nükleer enerji sayesinde sera etkisine neden olan gaz salmadan elektrik üreten ülkelerde neredeyse hiç bir gaz salımına yol açmaz. %50 daha az karbon salımı ile Hızlı tren, banliyo treni veya diğer trenlere göre en ekonomik olanıdır. Toplu taşıma araçlarını daha sık kullanmak, uçak yerine treni tercih etmek gibi çözümler tabii ki sera etkisine neden olan gaz salımlarını azaltmak bakımından önemli uygulamalardır.
Küresel ısınmanın engellenmesine yönelik ne gibi önlemler alınabilir?
- Yaydığımız karbon gazını azaltmalıyız.
- Enerji tasarrufu yapan gereçler ve ampuller kullanmalıyız.
- Isınmak ve serinlemek için kullandığımız cihazların zaman ayarlı olanlarını tercih etmeliyiz.
- Evimizde izolasyonu arttırmalıyız.
- Enerji tüketiminizi periyodik ölçtürerek bilinçlenmeliyiz.
- Geridönüşüme özen göstermeliyiz.
- Mümkünse benzin ve elektrik motorlu hibrit otomobil kullanmalıyız.
- Mümkün olduğunda ulaşım amacı ile yürümeyi ya da bisiklete binmeyi tercih etmeliyiz.
- Metro ve toplu taşıma araçlarını kullanmalıyız.
- Siyasi liderlere yaşadığınız dünyanın küresel iklim ve doğal süreç dengesini etkileyecek projeleri onaylamamaları konusunda duyarlı olmaya çağırmalı ve tepki göstermeliyiz.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının teknolojik açıdan geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik çalışmaları teşvik etmeli ve desteklenmesini sağlamalıyız.
- Atmosferin, yaşamın ve doğal dengenin sürekliliği için Ağaç dikmeli ve teşvik etmeliyiz.
- Yabancı petrole bağımlılığımızı azaltmalıyız.
- Yakıt tasarrufu standartlarını arttırmalıyız.
- Otomobillerin emisyonlarının düşürülmesini sağlamalıyız.
Akdeniz ikliminin özellikleri nelerdir?
Sıcak ve kuru yaz mevsimi ardından, serin ve yağışlı kış mevsimi yaşanır.
Step ikliminin özellikleri nelerdir?
Yaz ayları kuru ve sıcak, kış ayları ise soğuk geçer.
Sosyo-ekonomik kuraklık nedir?
Meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklık değişkenlerinin bazı ekonomik ürünlerin arzı ve talebine olan etkilerini karakterize eder.
Küresel ısınmanın Türkiye'de yol açabileceği değişimler neler olabilir?
- Sıcak ve kurak sürecin uzunluğundaki ve şiddetindeki artışa bağlı olarak, orman yangınlarının sıklığı, etki alanı ve süresi artabilir,
- Tarımsal üretim potansiyeli değişebilir,
- İklim kuşakları, ekvatordan kutuplara doğru yüzlerce kilometre kayabilir ve Türkiye, bugün Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da egemen olan daha sıcak ve kurak bir iklim kuşağının etkisinde kalabilir (Bu aşamada kaymaya uyum gösteremeyen fauna ve flora türlerinde azalma olabilir),
- Doğal karasal ekosistemler ve zirai üretim, hastalıklardaki artışlardan zarar görebilir,
- Türkiye’nin kurak ve yarı kurak alanlarındaki su kaynakları sorunları artabilir,
- Yaz kuraklığının süresinde ve şiddetindeki artışlar, çölleşme süreçlerini, tuzlanma ve erozyonu destekleyebilir,
- Sayılı sıcak günlerin sıklığındaki artışlar, insan sağlığını ve biyolojik üretkenliği etkileyebilir,
- Şehirlerde, gece sıcaklıklarının belirgin bir biçimde artması ile, havalandırma ve soğutma maksatlı enerji tüketimi artabilir,
- Su varlığındaki değişiklikten ve ısı stresinden kaynaklanan enfeksiyonlar, özellikle büyük şehirlerde sağlık sorunlarını artırabilir,
- Yenilenebilir enerji kaynakları üzerindeki etkiler bölgelere göre farklılık gösterecek olmakla birlikte, rüzgâr esme sayısı ve kuvveti ile güneşlenme süresi ve şiddeti değişebilir,
- Deniz akıntılarında, deniz ekosistemlerinde ve balıkçılık alanlarında, eş zamanlı sosyo-ekonomik sorunlar ortaya çıkabilir.
- Deniz seviyesi yükselmesine bağlı olarak, Türkiye’nin yoğun yerleşme, turizm ve tarım alanları durumundaki, alçak taşkın-delta ve kıyı ovaları ile haliç tipi kıyıları sular altında kalabilir.