Dünyada ve Türkiye’de Orta Gelir Tuzağı
Orta gelir tuzağı nedir?
Özellikle makroekonominin ayrı bir disiplin olarak incelenmeye başlandığı Büyük Buhran sonrası dönemde sürdürülebilir bir ekonomik büyüme tüm dünya ülkelerinin temel hedefi hâline gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası önemini giderek arttıran bu makroekonomik hedefin bir sonucu olarak tüm ülkeler kendilerini bir büyüme yarışının içerisinde bulmuşlardır. Ancak bu yarışta kimi ülkeler hedeflerine kısa sürede ulaşırken, kimi ülkeler yarışın ya oldukça gerisinde kalmış ya da belirlenen hedeflere ulaşmada zorluklar yaşamışlardır. Özellikle başlarda hızlı kalkınan ancak gerekli yapısal ve ekonomik reformları gerçekleştiremeyen bazı ülkeler belirli bir gelir düzeyinde takılıp kalmışlar, bir üst seviyeye yükselmek için gerekli sıçramayı gerçekleştirememişlerdir. Bu durum literatürde orta gelir tuzağı adıyla anılmaktadır.
Ekonomik büyüme nedir?
İktisat terminolojisinde ekonomik (iktisadi) büyüme toplam veya kişi başına düşen üretim miktarındaki reel artışlar şeklinde tanımlanır. Üretim, üretim faktörleri adını verdiğimiz dört faktör ile gerçekleştirilir. Bunlar; emek, sermaye, toprak (doğal kaynaklar) ve girişimci şeklinde sıralanır. Bu faktörler sabit bir teknoloji düzeyinde bir ekonomide üretilecek mal veya hizmetlerin miktarını belirler. Mal veya hizmet üretimindeki artış ise ekonomik büyümeyi ifade eder.
Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) nedir?
Ekonomilerde ekonomik büyüklüğün ölçüsü olarak kullanılan en önemli ölçütlerden biri gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) kavramıdır. GSYH kısaca bir ülkenin kendi sınırları içerisinde belirli bir dönemde üretilen nihai mal veya hizmetlerin parasal değeri şeklinde tanımlanmaktadır.
Harcamalar yöntemi ile GSYH değeri nasıl hesaplanır?
Harcamalar yönteminde GSYH değeri ekonomik birimlerinin harcamaları üzerinden hesaplanır. Üretim sürecinde yer alan üretim faktörleri bir yandan toplam üretimden pay alırken bir yandan da üretilen mal ve hizmetlere yönelik harcamalarda bulunurlar. Kamu kesiminin bulunduğu ve dış ticaret faaliyetlerinin yer aldığı günümüz ekonomilerinde harcama kalemleri temel olarak tüketim harcamaları, yatırım harcamaları, kamu harcamaları ve net ihracattan oluşmaktadır. Bu harcamaları toplamı da yine GSYH değerini vermektedir .
2019 Yılı itibariyle Alt-Orta gelir grubunda yer alan ülkeler hangileridir?
Angola, Bangladeş, Benin, Bolivya, Butan, Cabo Verde (Yeşil Burun Adaları), Cezayir, Cibuti, El Salvador, Estvatini, Fas, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Filistin, Gana, Hindistan, Honduras, Kamboçya, Kamerun, Kenya, Kırgızistan, Kiribati, Komorlar, Kongo Cumhuriyeti, Laos, Lesotho, Mısır, Mikronezya, Moğolistan, Moldova, Moritanya, Myanmar, Nepal, Nijerya, Nikaragua, Özbekistan, Pakistan, Papua Yeni Gine, Sao Tome ve Principe, Senegal, Solomon Adaları, Sri Lanka, Tanzanya, Timor-Leste (Doğu Timor), Tunus, Ukrayna, Vanuatu, Vietnam, Zambiya, Zimbabve.
Libya hangi gelir seviyesindedir?
Libya 33 yılı aşkın süredir üst-orta gelir grubunda yer almaktadır. Uzun yıllardır orta gelir tuzağında olduğu anlaşılan ülkede siyasi istikrarsızlıkların ve iç çatışmaların neden olacağı olumsuzlukların ekonomiye etkileri ise önümüzdeki birkaç yıl içinde netlik kazanacaktır.
2019 Yılı itibariyle üst-orta gelir grubunda yer alan ülkeler hangileridir?
Amerikan Samoası, Arjantin, Arnavutluk, Azerbaycan, Belarus, Belize, Bosna Hersek, Botsvana, Brezilya, Bulgaristan, Çin, Dominik, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, Ekvator Ginesi, Endonezya, Ermenistan, Fiji, Gabon, Grenada, Guatemala, Guyana, Güney Afrika, Gürcistan, Irak, İran, Jamaika, Karadağ, Kazakistan, Kolombiya, Kosova, Kosta Rika, Kuzey Makedonya, Küba, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Marshall Adaları, Meksika, Namibya, Paraguay, Peru, Rusya, Samoa, Sırbistan, St. Lucia, St. Vincent ve Grenadinler, Surinam, Tayland, Tonga, Tuvalu, Türkiye, Türkmenistan, Ürdün, Venezuela
Türkiye 2004 yılından günümüze kadar Dünya Bankası sınıflandırmasına göre hangi gelir grubunda yer almaktadır?
Türkiye 2004 yılından günümüze kadar Dünya Bankası sınıflandırmasında üst-orta gelir grubunda yer almaktadır. 2004 yılı itibariyle kişi başına düşen gayrisafi millî gelir değerleri incelendiğinde 2004-2014 yılları arasında önemli bir gelir artışının yaşandığı görülmektedir. Bu dönemde 2008 Küresel Krizi’nin etkisiyle 2009 yılında Türkiye’nin kişi başına düşen gelirinin de olumsuz etkilendiği ancak bu etkinin sınırlı kaldığı, 2010 yılı itibariyle Türkiye ekonomisinin hatırı sayılır derecede büyümeye devam ettiği gözlemlenmektedir.
2010 sonrası dönemde ise Türkiye ekonomisinin zirve yaptığı yıllar olan 2013 ve 2014 yıllarında kişi başına düşen gelir yüksek gelirli ülke hedefine oldukça yakınlaşmış olmasına rağmen 2015 yılı itibariyle başlayan yavaşlama gelir düzeyinin giderek azalmasına ve yüksek gelirli ülke hedefinden giderek uzaklaşılmasına neden olmuştur.
2020 yılında küresel ölçekte karşı karşıya kalınan üretim kaybı göz önüne alındığında ise bu düşüş trendinin devam edebileceği yönünde ciddi sinyaller alınmaktadır. Tüm bu gelişmeler Türkiye’nin orta gelir tuzağı ile karşı karşıya olduğu konusunda önemli sinyaller vermektedir. Ancak Türkiye ekonomisinin dinamikleri değerlendirildiğinde bu sürecin, Türkiye’nin alt-orta gelir düzeyinde yakalandığı orta gelir tuzağı kadar uzun bir dönemi kapsamayacağı düşünülmektedir.
Türkiye'nin 1953 -2004 yılları arasındaki gelir düzeyi nedir?
Türkiye düşük gelir düzeyinden alt-orta gelir düzeyine ilk kez 1953 yılında yükselmiştir. 1954 yılında tekrar düşük gelirli ülkeler grubuna gerileyen Türkiye 1955 yılında ikinci kez alt-orta gelir grubunda kendisine yer bulmuştur. 2004 yılından bu yana üst-orta gelirli ülkeler kategorisinde yer alan Türkiye’nin geride bıraktığı 50 yıllık süre boyunca alt-orta gelir grubunda tuzağa yakalandığı aşikârdır.
Türkiye’nin de orta gelir tuzağından çıkmasında gelişmiş imalat sanayisinin önemi nedir?
İmalat sanayi endeksi ile büyüme birlikte hareket eden göstergelerdir. Öyle ki çoğu kez ekonomik büyüme yerine imalat sanayinin büyüme rakamları kullanılır. Dolayısıyla imalat sanayindeki katma değer ekonomik büyümenin temel göstergeleri arasında gösterilir. Bu nedenle imalat sanayinin yüksek katma değer üretmesi sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için elzemdir. Buna göre yüksek katma değerli gelişmiş bir imalat sanayi tüm ekonomilerde olduğu gibi Türkiye’nin de orta gelir tuzağından çıkmasında lokomotif görevi görecektir.
Orta gelir tuzağından çıkmada yüksek yurt içi tasarrufların önemi nedir?
Tasarruflar yurt içi ve yurt dışı tasarruflar olmak üzere ikiye ayrılır. Kamunun ve özel sektörün tasarrufları yurt içi tasarrufları oluşturur. İktisat teorisinde de bildiğimiz gibi sermaye birikiminin temelinde yurt içi tasarruflar vardır. Eğer yurt içi tasarruflar sermaye yatırımlarının altında ise o ekonomi bir tasarruf açığı sorunu ile karşıya demektir. Yurt içi tasarrufların yetersizliği sonucu oluşan tasarruf açığı durumunda ise yabancı sermayeyi yurt içine çekmek veya dışarıdan borçlanmak gerekecektir. Tasarruf açığı durumunda ekonomi iki seçenekle karşılaşır. Ya yatırımlar azaltılır ya da yatırımların bir kısmı yurt dışı tasarruflarla finanse edilir. Ancak her iki yol da belirli bir maliyete katlanılmayı gerektirir. Bu nedenle her iki durum da politika belirleyiciler için istenmeyen durumlardır. Yatırımları finanse etmenin en iyi yolu ise yurt içi tasarrufları arttırmaktır. Bu nedenle istikrarlı bir yatırım artışı ve dolayısıyla sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için yurt içi tasarrufların arttırılması orta gelir tuzağından kurtulmak adına önem taşımaktadır.
Üretim imkanları eğrisi neyi açıklamaktadır?
Üretim imkanları eğrisi, sabit bir teknoloji düzeyinde üretim faktörlerinin tam ve etkin kullanılması durumunda üretilebilecek çeşitli mal ve hizmet üretim alternatiflerinin geometrik yeridir.
GSYH hesaplanırken yararlanılan yöntemler nelerdir?
GSYH hesaplanırken üç farklı yöntemden faydalanılır. Bunlar; üretim yöntemi, gelirler yöntemi ve harcamalar yöntemidir.
GSYH üretim yöntemiyle hesaplanırken izlenen yollar nelerdir?
GSYH üretim yöntemiyle hesaplanırken iki farklı yol izlenebilir. Burada genellikle izlenen yol üretilen tüm nihai mal veya hizmetlerin parasal değerlerini toplamaktır. Bu yöntemde firmalarca üretilen tüm nihai mal veya hizmetlerin miktarı fiyatları ile çarpılarak toplanır ve GSYH değerine ulaşılır. Üretim yönteminde izlenen ikinci bir yol ise üretilen mal ve hizmetlerin üretim sürecinin her bir aşamasında yaratılan katma değerlerini toplamaktır. GSYH ister nihai mal ve hizmetlerin fiyatı ile hesaplansın ister üretim sürecindeki katma değerleri toplanarak hesaplansın bir hesaplama hatası yapılmadığı sürece sonuç değişmeyecek ve aynı GSYH değerine ulaşılacaktır.
Meksika hangi gelir grubundadır?
Özellikle 30 yıldır aynı gelir grubunda yer alan Meksika’nın gerçek manada bir orta gelir tuzağı içerisinde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Burada, 1942 yılında alt-orta gelir düzeyine yükselen Meksika’nın ancak 58 yıl sonra bir üst gelir grubuna yükselebildiği dikkate alındığında her iki gelir düzeyinde de orta gelir tuzağına yakalandığı söylemek mümkündür.
Venezuala hangi gelir düzeyindedir?
Venezuala ekonomisine dair gelir verileri incelendiğinde ülkenin 2014 yılında kişi başına düşen gayrisafi millî gelir düzeyine göre yüksek gelirli ülke statüsüne yükseldiği görülmektedir. 2014 sonrasında ise Venezuela’nın millî gelir verilerine ulaşılamamaktadır. Ancak Venezuela Dünya Bankası tarafından bu yıllarda üst-orta gelirli ülke statüsünde gösterilmektedir. Venezuela’da ilgili dönemde yaşanan siyasi sorunlar göz önüne alındığında sürdürülebilir bir büyümenin aynı zamanda siyasi istikrardan da geçtiği söylenebilir.
Orta gelir tuzağından çıkmada güçlü kurumsal yapının nasıl bir etkisi vardır?
Zayıf kurumsal yapılar, orta gelir tuzağındaki ülkelerin ortak özelliklerinden biridir. Tarih boyunca güçlü kurumsal yapılara sahip olan ülkelerin daha hızlı kalkınarak sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi yakaladıkları pek çok kez tecrübe edilmiştir. Bu, esasında orta gelir tuzağındaki ülkelere tuzaktan kurtulmak için ciddi ipuçları sunmaktadır. Bu nedenle henüz yapısal dönüşümlerini tamamlayamamış ülkelerin güçlü kurumsal yapıları da bünyesinde barındıran yapısal reformlara ağırlık vermeleri gerektiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Güçlü kurumsal yapılar ekonomik faaliyetlerin daha sağlıklı işlemesine olanak sağlayarak ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkileyecek ve orta gelir tuzağındaki ülkelerin bu tuzaktan hızla kurtulmalarına zemin hazırlayacaktır.
Orta gelir tuzağından çıkmada beşeri sermaye ve eğitim yatırımlarının nasıl bir etkisi vardır?
Beşeri Sermaye ve Eğitim Yatırımları
Beşeri sermaye temel üretim faktörlerinden olan işgücünün bilgi, beceri, kabiliyet gibi niteliklerini tanımlayan bir kavramdır. Bilgi, beceri ve kabiliyetlerin temelinde ise eğitim yatmaktadır. Bir diğer ifadeyle eğitim yatırımları beşeri sermayenin temel kaynağıdır. Eğitim işgücünün bilgi, beceri, tecrübe ve kabiliyetini, daha net bir ifadeyle işgücünün niteliğini arttıran esas faktördür. Nitelikli işgücü isesürdürülebilir bir ekonomik büyümenin olmazsa olmazlarındandır. Dolayısıyla orta gelir tuzağındaki ülkelerin sürdürülebilir büyüme için emeğin niteliğini arttıracak eğitim yatırımlarına önem vermeleri gerektiği söylenebilir.
Orta gelir tuzağından çıkmada ihracat deseni ve yüksek teknoloji ihracatın önemi nedir?
Özellikle ihracata dayalı büyüme stratejilerini benimseyen ülkelerde büyümenin önemli bir kaynağı da ihracata konu olan malların katma değeridir. Bu nedenle Türkiye gibi orta gelir grubunda yer alan ve ihracatın büyüme üzerindeki etkisinin oldukça yüksek olduğu ülkelerde ihracat deseninin yüksek katma değerli ürün ihracatına doğru iyileştirilmesi orta gelir tuzağından kurtulmak için önemli bir adım olacaktır.
Ekonomik büyüme grafiksel olarak hangi kavram ile gösterilmektedir?
Ekonomik büyüme grafiksel olarak üretim imkânları eğrisi (sınırı) adı verilen bir kavram ile gösterilmektedir.