EĞİTİM SOSYOLOJİSİ

Eğitim kurumları, bireylere toplumun sahip olduğu millî değerleri benimseterek, bilinçli vatandaşlar, seçmenler ve liderler yetiştirerek, bireylerin vatandaş olma sorumluluklarını kazanmalarını sağlayarak, mevcut siyasal yapı hakkında bireyleri aydınlatarak, siyasal işlevlerini yerine getirirler.

Toplumların kültürel değer, norm ve inançlarının yeni nesillere aktarılması süreci eğitimin en temel işlevleri arasında yer alır. Toplumu bir arada tutan ve toplumun varlığını sürdürmesini sağlayan en temel ögeler olan değer ve normlar, toplum içerisinde yaşayan insanların benzer davranışlar göstermesini sağlar. Toplum bu sayede kendini oluşturan bireylere hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini gösteren modeller oluşturmaktadır.

Aile kurumu akrabalık ilişkilerinin ön plana çıktığı grup dinamiklerini içermektedir.

Verilen ifade ekonomi kurumunun rolüne işaret etmektedir. Tarım, endüstri gibi sektörler ve bu sektörlerde ihtiyaç duyulan insan gücü ekonomi kurumunun öğeleridir.

Cumhuriyetin kurulmasından sonra ülkemizde 3 Mart 1924 tarihindeuygulamaya konulan “Öğretim Birliği Yasası” ile ülkemizde eğitim dinin etkisinden arındırılarak, laik temellere oturtulmuş, özgün kimliğine kavuşmuş ve din eğitimi örgün eğitim sistemi içerisinde, bireylere verilmeye başlamıştır

Din kurumunu oluşturan temel yapılar; değerler, davranışlar, ibadet etme biçimleri, inançlar ve çeşitli öğretilerdir.

Siyaset kurumu, devletin benimsemiş olduğu ideolojileri toplumu oluşturan bireylere kazandırmaya çalışır. Bu sayede mevcut politik düzeni korunur ve toplumsal bütünleşmeye katkı sağlayarak bireylerin yetişmesi sağlanır. Siyaset bu noktada eğitim kurumuyla iş birliği içerisindedir. Eğitim kurumlarında, yürütülen dersler ve yapılan etkinliklerle öğrencilerin toplumun kabul ettiği millî sembolleri ve değerleri kazanmaları ve böylece kabul edilen ideolojinin benimsetilmesi sağlanır.

Tüketim ve üretim davranışları ekonomi kurumunun öğeleri arasında yer almaktadır.

Sınırsız insan gereksinmelerinin sınırlı mal ve hizmetlerle karşılanması, EKONOMİ kurumu aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.”

Akrabalık ilişkilerinin en yoğun olduğu toplumsal kurum Ailedir.

Siyasi partiler, çeşitli siyasal kurumlar ve hükümet, siyaset kurumu içinde yer alan unsurlardır.

Bireyler, yaşamları boyunca gereksinmelerini gidermek amacıyla ortaya konulması gereken ilk bilgilerini ve davranışlarını informel eğitim aracılığıyla, öncelikle aile kurumu içerisinde öğrenmeye başlar (Hoşgörür, 2006, s.126; Erdem, 2005, s.52).

Eğitim diğer toplumsal kurumlardan etkilendiği ölçüde o kurumları da etkilemektedir.

Sosyal ilişkiler, toplumu oluşturan bireylerin ortaklaşa gerçekleştirdikleri manevi ve maddi etkinlikler sonucunda kendi aralarında oluşturdukları etkileşimin bir yansımasıdır.

Sosyal ilişkiler; toplumu oluşturan bireylerin ortaklaşa gerçekleştirdikleri maddi ve manevi etkinliklerin yansımasıdır.

Eğitim; toplumsal sürekliliği sağlayan, toplumun kültürel mirasını aktaran, bilinçli üreticiler, tüketiciler, sorumlu vatandaşlar yetiştiren, toplumsal kurumlarla etkileşimde bulunarak toplumsal dinamizmi sağlayan dinamik bir kurumdur (Er,1997, ss.66-69). T

Kaynak kullanımında verimlilik kazandırma bilinci, eğitimin ekonomi kurumu ile olan ilişkisi ile ilgilidir.

Cumhuriyetin kurulmasıdan sonra ülkemizde 3 Mart 1924 tarihinde uygulamaya konulan “Öğretim Birliği Yasası” ile ülkemizde eğitim dinin etkisinden arındırılarak, laik temellere oturtulmuş, özgün kimliğine kavuşmuş ve din eğitimi örgün eğitim sistemi içerisinde, bireylere verilmeye başlanmıştır.

Eğitim kurumlarının bireylerin toplumu ve çevreyi tanıması eğitimin bireyi geliştirme işlevi ile ilgilidir.

Toplumun gereksinim duyduğu yönetim alanında görev yapacak liderler yetiştirme eğitim kurumlarının siyasal işlevi ile ilişkilidir.