Eğitim politikalarının belirlenmesi, ülkelerin sahip oldukları politik sisteme ve eğitim bilimleri alanındaki bilgi ve deneyimlerine göre farklılaşabilmektedir. Türk Eğitim Sistemi açısından eğitim politikalarının belirlenmesi süreci incelendiğinde Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Şûraları ve Kalkınma Planlarının en etkili süreçleri oluşturdukları görülmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı: Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte ülkenin eğitim politikalarının belirlenmesi sorumluluğu, 2 Mayıs 1920’de kurulan Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlığa bağlı kurumlar aracılığı ile bu işlevi günümüzde de sürdürmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra eğitimle ilgili olarak yapılan çalışmalar, köklü reform çalışmalarına örnek olarak verilebilir. Bu dönemde, eğitim
politikalarının reform yapmaya yönelik çalışmalara odaklandığı görülmektedir. Eğitimde reform çalışmaları, var olan eğitim politikalarının değiştirilerek eğitimin amaç ve işlevinin geliştirmesini kapsamıştır. Eğitim bilimine dayalı olarak yapılan reform çalışmaları ile okulların birey ve topluma yönelik rolleri değiştirilerek eğitim kurumlarına yeni işlevler yüklenmiştir. Tüm bu çalışmalar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen eğitim politikaları doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı, ülkenin gerek örgün gerek yaygın eğitim politikasının belirlenmesinden ve bu politikaların uygulanmasından resmî olarak sorumlu olan bir kurumdur. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı danışma birimleri ve genel müdürlükler, eğitim politikalarının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Bakanlığın, merkez ve taşra örgütleri eğitim politikalarının belirlenmesine yönelik çalışmalara katılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı; Milli Eğitim Şûraları ve Kalkınma Planları aracılığı ile eğitim politikalarının oluşturulması çalışmalarını sürdürmektedir.
Milli Eğitim Şûraları: Milli Eğitim Şûralarında alınan kararlar, Milli Eğitim Bakanlığına yönelik eğitim politikalarının oluşturulması ile ilgili önerileri içermektedir. Milli Eğitim Şûraları, eğitimle ilgili önerilerin belirlenmesi için önceden belirlenen bir gündeme göre toplanır ve çalışmalarını sürdürür. Milli Eğitim Bakanlığı; şûrada ele alınacak konu ya da konuları, şûra gündemini, şûraya katılım biçimini ve şûraya katılacakların özelliklerini önceden belirler. Belirlenen bu konular, ilgili kurumlarla birlikte kamuoyuna duyurulur. Şûralar eğitim politikalarının birinci elden sorumlusu olan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenmektedir. Buna göre Milli Eğitim Şûralarında, parti politikaları çerçevesinde, devletin eğitim politikalarının bilimsel temellere dayalı olarak belirlenmesine yönelik çalışmalar yapıldığı söylenebilir.
Şûra çalışmaları; Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı, okul yöneticileri, öğretmenler ve uzmanlar, kamu sektörü ve özel sektörden temsilciler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, oda temsilcileri ile eğitim ve öğretimle ilgili olan tüm kurumların katılımları ile gerçekleştirilmektedir. Öğrencilerin de şûra çalışmalarına etkin olarak katılmaları benimsenen bir yaklaşımdır. Örneğin 13-17 Kasım 1999 tarihleri arasında yapılan XVI. Milli Eğitim Şûrası’nda sözü edilen tüm ilgililerin katılımı sağlanmıştır. “Mesleki ve Teknik Eğitimin, Ortaöğretim Sistemi Bütünlüğü İçinde Ağırlıklı Olarak Yeniden Yapılandırılması” gündemi ile toplanan XVI. Milli Eğitim Şûrası’na, il düzeyinde yürütülen şûraya hazırlık çalışmaları ile, tüm ülke düzeyinde katılım sağlanmıştır. İl düzeyinde yapılan hazırlık çalışmaları, tüm ilgililerin katılımı ile yürütülmüş, elde edilen sonuçlar raporlaştırılarak illerden seçilen temsilciler aracılığı ile şûra çalışmasına yansıtılmaya çalışılmıştır.
Milli Eğitim Şûraları tarafından alınan kararların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaşama geçirilmesinin zorunlu olmaması, çoğu zaman şûra çalışmalarına katılımda isteksizlik yaratmaktadır. Harcanan çabaların boşa gideceği düşüncesi, şûra sürecini olumsuz etkilemektedir. 1939-2007 yılları arasında, toplam on yedi Milli Eğitim Şûrası toplantısı yapılmıştır. Ancak şûra çalışmaları ve sonuçları, eğitim politikalarının belirlenmesinde yeterince değerlendirilmemektedir. Bu nedenle şûraların amaç, işlev, yapı ve işleyiş olarak tam anlamıyla bir danışma kurulu haline getirilmesi gerekmektedir.
Kalkınma Planları: Kalkınma planları, geleceğe yönelik değişiklikleri içermektedir. Kalkınma planları, bir ülkede var olan sektörlerle ilgili kalkınmaya yönelik planlanmış öngörülerden oluşmaktadır. Hizmet sektörü içinde yer alan eğitim ile ilgili geleceğe yönelik öngörüler de kalkınma planlarında yer almaktadır. 1960 yılında başlatılan planlama süreci zaman zaman kesintiye uğrasa da kalkınmaya yönelik planlama çalışmaları günümüzde de sürdürülmektedir.
Planlı döneme kadar, başka bir deyişle, 1960 yılına kadar altı kez toplanan Milli Eğitim Şûraları eğitimin planlanması ile ilgili çalışmalar yapılmasına katkı getirmiştir. Bu tarihten sonra kalkınma planları, aynı zamanda, ülkenin gelişmesi ve kalkınmasında eğitimin etkili bir araç olduğunu ortaya koyan belgelerdir. Kalkınma planları aracılığı ile eğitim politikalarının belirlenmesindeki temel düşünce, eğitimin ekonomik sistem için itici güç olarak görülmesidir (Hesapçıoğlu, 2001, ss.98-99). Kalkınma planları, toplumun eğitim gereksinimini daha çok ekonomik gereksinimler doğrultusunda ortaya koymaktadır. Kalkınma planları, ekonomik hedefleri gerçekleştirmeyi öngören geleceğe yönelik planlamalardır. Kalkınma planlarının bağlayıcı özelliği olmadığı için hedeflerin gerçekleştirilmesi çoğunlukla olanaklı olmamaktadır.