aofsorular.com
ULİ304U

Uygulama 3: Devlet

8. Ünite 27 Soru
S

Realistlere göre ulusal güç kavramı hangi unsurlara göe tanımlanmaktadır?

Realistler, ulusal güç kavramını, sayılabilir (coğrafi konum, askerî yapısı, madenler, dağları, nüfus sayısı, ekonomik kalkınmışlık
düzeyi) ve sayılamayan (toplumsal birliktelik, toplumun moral değerinin yüksekliği, liderlik düzeyi gibi) unsurlar üzerinden tanımlamaktadır.

S

Devletlerin ekonomik durumlarının dış politikalarına yansıması nedir?

Maddi imkânlar açısından baktığımızda, büyük devletler, geniş imkânlarından ötürü, dış politikada daha aktif adımlar atabilmektedir. Küçük devletler ise yumuşak güç unsurlarını kullanarak, bölge ve/veya dünya siyasetinde etkin hâle gelmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda, uluslararası ve bölgesel örgütleri kullanırlar. Süper devletler ise, muazzam imkânlarından ötürü, küresel düzeyde etkiye sahip politikalar izleyebilmektedir. Bu devletler endüstriyel imkânlarının fazlalığından ve uluslararası ticarete kapsamlı şekilde dahil olmalarından ötürü, dünya ekonomisinde egemen olabilmek ve uluslararası ticari faaliyetler
ile enerji kaynaklarını kontrol edebilmek için yayılmacı politikalar izlemektedir. Orta büyüklükteki devletler, yumuşak güç unsurlarını kullanırlar ve belli düzeyde etki derecelerini artırmaya çalışırlar. Büyük ve orta büyüklükteki devletler, kendi coğrafyalarında etki sahası inşa etmeye gayret ederler.

 

S

Devletlerin askeri imkanlarının dış politikalarına etkisi nedir?

Askerî imkânlar üzerinde durulduğunda, şu görüşler ortaya konulmaktadır. Güçlü askerî imkânlar, zayıf devletler üzerinde baskı unsuru olarak kullanılırken, büyük devletlerin de bölgesel hâkimiyet politikaları izlemelerine neden olmaktadır. Ekonomik açıdan zayıf devletler, sanayileşmiş ülkeler ile ilişkilerinde bağımlılık ilişkisi yaşamaktadır. Dış politikasında da bu bağımlılığa dikkat etmek zorunda kalmaktadır. Dış müdahalelere karşı kendilerini koruyamayan zayıf devletler, yine de potansiyel önemleri ve jeostratejik konumlarından ötürü, büyük/güçlü devletler üzerinde daha fazla etkiye sahip olabilmektedir. Ekonomik açıdan güçlü devletler ise endüstriyel imkânlarının fazlalığından ve uluslararası ticarete kapsamlı şekilde dahil olmalarından ötürü, dünya ekonomisinde egemen olabilmek ve uluslararası ticari faaliyetler ile enerji kaynaklarını kontrol edebilmek için yayılmacı politikalar izlemektedir. Bu devletler, ekonomik kalkınmaları ile ulusal özellikleri arasında doğrudan bağlantı kurmaktadır. Son olarak bu devletlerin ekonomik yapılarından ötürü, güçlü askerî yapıya sahip olmaları beklenmektedir

S

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), hangi unsurlara göre küresel bir güç olarak değerlendirilmektedir?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), ulusal özellikleri itibarıyla küresel bir güçtür. Coğrafi konumu ve komşuları açısından baktığımızda ABD, küresel güç olmasına yardımcı olabilecek çok uygun koşullara sahiptir. ABD, dünyanın en büyük tarım alanlarına sahip ülkesidir. İki okyanus ile çevrilidir. Bu sayede Asya ve Avrupalı ülkelerin siyasi mücadelelerinden kendisini uzak tutabilmektedir. Geniş bir nüfus yapısına sahip olan ABD, demokratik siyasi yapısı ve gelişmiş yaşam düzeyinden ötürü, farklı milletlerden oluşan kendi ulusunu bir arada tutabilmektedir. ABD’nin eğitimli bir nüfusu vardır ve sonuçta muazzam askerî gücü, ileri teknolojik altyapısı, sağlam ekonomisi ve siyasi istikrarı sayesinde üstün bir konuma sahiptir.

S

Soğuk Savaş döneminde ABD, temel düşman olarak gördüğü Sovyetler Birliği'ne karşı nasıl bir politika izlemiştir?

Soğuk Savaş döneminde, Sovyetler Birliği’ni temel düşman olarak algılayan ABD, Marshall Planı ve Truman Doktrinini hayata geçirerek Batı Avrupalı müttefiklerini ekonomik açıdan güçlendirmeye çalıştı. NATO’yu inşa ederek, Sovyetlere karşı “Hür Dünyayı” kendi güvenlik şemsiyesi altına aldı. Orta Doğu petrollerindeki kontrolünü pekiştirmek için Batı yanlısı Suudi Arabistan, Türkiye, İran, Irak, Ürdün, İsrail ve Körfez ülkeleri gibi bölgesel ülkeler ile müttefiklik ilişkileri kurdu. Çok sayıda denizaşırı askerî üsler inşa eden ABD, Afrika, Güney Asya ve Latin Amerika ülkeleriyle, Komünizmle mücadele bağlamında iş birliği yaptı. Panama Kanalı üzerinde askerî hâkimiyetini pekiştiren ABD, Batı yanlısı rejimleri ve gerilla hareketlerini destekledi ve bu ülkelere askerî, ekonomik ve siyasi yardımlarda bulundu. Doğu Asya’daki petrol akışını kesintiye uğratmamak için bölgesel dengeleri kollayan ABD, Filipinler, Güney Kore, Japonya ve Avustralya gibi bölge ülkeleriyle askerî ittifak antlaşmaları imzaladı.

S

Soğuk Savaş döneminde ABD, uluslararası ekonomik sistemi belirlemek üzere hangi adımları atmıştır?

Soğuk Savaş döneminde ABD, ekonomik alanda Bretton Woods sistemini kurup Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonunu inşa ederek, uluslararası ekonomik sistemin kurallarını, kendi ekonomik sistemine uygun şekilde belirlemiştir.

S

ABD'nin Yeni Dünya Düzeni politikasını açıklayınız.

ABD, Sovyetler Birliği yıkılınca, uluslararası sistemi kendi hâkimiyeti altında yeniden şekillendirmeye gayret etti. Kendisinin tek hegemon olduğu bir sistemde, Rusya, Çin, Hindistan ve AB gibi güçlü devletlerde, Amerikan hegemonyası altında, bölgesel
güçler olarak yer alıyorlardı. ABD'nin 1992 yılında planladığı bu politikaya, Yeni Dünya Düzeni ismi verilmiştir.

S

ABD'nin Yeni Dünya Düzeni politikasının öncelikleri nelerdir?

ABD’nin Yeni Dünya Düzeni politikasının öncelikleri şunlardır: ABD’nin ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit edecek her türlü saldırıyı caydırmak ve bölgesel askerî dengeleri korumak; Uluslararası pazarlara, enerji ve maden kaynaklarına ulaşımı güvence altına almak; Dünya genelinde (Rusya ve Çin dahil olmak üzere) demokratikleşmeyi teşvik etmek.

S

Yeni Dünya Düzeni politikası çerçevesinde ABD dış politikasında yaşanan gelişmeler nelerdir?

Yeni Dünya Düzeni politikası çerçevesinde ABD, NATO’nun Doğu’ya doğru genişleme sürecini destekledi. Japonya, Çin ve diğer Asya ülkeleriyle ticari ilişkilerini geliştirdi. Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmasına ön ayak oldu. Orta Doğu Barış sürecine dahil oldu. 1991 Körfez Krizi’ne müdahil oldu ve 2003 yılında Irak’ı işgal etti. Nükleer silahların azaltılması konusunda Rusya ile anlaşmalar imzaladı. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması örgütü ve Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu üyeleriyle bölgesel ekonomik bütünleşme faaliyetlerine ağırlık verdi. Avrupa Birliği ile ilişkilerini derinleştirdi. Uluslararası terörizmle mücadele kapsamında, Afganistan’a askerî operasyon gerçekleştiren ABD, Sudan, Darfur, Bosna ve Kosova gibi çeşitli devlet-içi çatışmalara müdahalelerde bulundu. Avrasya enerji kaynaklarının dünya piyasasına serbestçe ihracı konusunda, Doğu-Batı enerji koridoru projesini destekledi.

S

Rusya tarafından ilan edilen Yakın Çevre Politikası nedir?

Yakın Çevre politikası, Rusya tarafından 1993 yılında ilan edildi. Bu politikayla, Rusya, eski Sovyet coğrafyasında tek hakim gücün kendisi olduğunu deklere ederek, diğer büyük güçlerin, bunu dikkate alarak bölge ülkeriyle ilişkilerini geliştirmeleri gerektiğini belirtti. ABD’nin tek kutuplu dünya düzenini engellemek için Orta Doğu, Güneydoğu ve Güney Asya
ülkeleriyle ilişkilerini geliştiren Rusya, Çin yönetimiyle de ilişkilerini düzeltmiştir.

S

Çin Halk Cumhuriyeti hangi özellikleri ile büyük devlet kategorisinde değerlendirilmektedir?

Oldukça kalabalık nüfusu, gelişen ekonomisi, kalabalık ordusu, yüksek askerî teknolojisi ve Orta Asya ile Güneydoğu Asya jeopolitiğinde bölge politikalarını etkileyebilecek coğrafi konumuyla Çin, Rusya gibi, büyük devlet kategorisine girmektedir. Ancak Çin, ABD gibi, küresel politikalar güdebilecek yeterli imkâna sahip değildir.

S

Çin Halk Cumhuriyeti'nin toprak ve sınır sorunu yaşadığı ülkeler hangileridir?

Tarih boyunca istilalara maruz kalan Çin, günümüzde de güçlü devletler ile komşudur ve bu devletler ile bir şekilde toprak ve sınır sorunları yaşamaktadır. Bu devletler arasında, Rusya, Hindistan, Japonya ve realpolitik açıdan ABD yer almaktadır.

S

Çin Halk Cumhurşyeti'nin Açık Kapılar siyaseti nedir?

Çin’in Açık Kapılar siyaseti, yabancı yatırımların ve yabancı sermayenin, özellikle kıyı bölgelerine gelmelerini teşvik eden bir anlayıştır. Bu nedenle Çin’in doğu kıyı bölgeleri oldukça gelişme göstermiştir. Çin, 1970lerden itibaren ekonomik anlamda sıkıntılar yaşamaktadır. Bu ekonomik sıkıntılar, Çin yönetiminin küresel düzeyde politikalar izlemesini engellemektedir. Diğer yandan bu durum, Çin’i, Batılı ülkeler ve uluslararası mali kuruluşlar ile iş birliği yapmaya zorlamaktadır. Dünya ekonomik sistemine dahil olmaya çalışan Çin, 1980’lerde, Açık Kapılar Siyaseti izleyerek, ekonomisini modernleştirmeye gayret etmiştir. Bu bağlamda Çin, IMF ve Dünya Bankası gibi ekonomik kurumların üyesi olmuştur.

S

Çin Halk Cumhuriyeti'nin dış politika öncelikleri nelerdir?

Çin, güçlü devletler ile komşudur ve bu devletler ile bir şekilde toprak ve sınır sorunları yaşamaktadır. Bu durumlardan ötürü Çin, her zaman dış politikasında önceliği, ulusal güvenlik kavramına vermektedir. Daha savunmacı dış politika anlayışına sahip olan Çin yönetimi, sınırlarının güvenliğini sağlamayı ve ulusal egemenliğini güvence altına almayı dış politika öncelikleri arasında görmektedir. Bu amaçla güçlü askerî yapıya sahip olmaya çalışan Çin, ABD ve Rusya’nın ardından üçüncü büyük nükleer güç hâline gelmiştir.

S

Brezilya dış politikasını etkileyen faktörler nelerdir?

Brezilya bağımsızlığını kanlı savaşlar sonucunda edinmediğinden emperyalizm karşıtı tutumlar, liderlerinde görülmemektedir. Ayrıca Brezilya, komşu ülkelerle sınır sorunları yaşamamaktadır. Bu nedenle daha barışçıl dış politika izleyen Brezilya, Güney Amerika kıtasında statükocu politikalara destek vermiştir. Bu politikasına uygun olarak Brezilya, aşırı askerî harcamalardan da kaçınmıştır. Her ne kadar dünyanın 7’nci büyük ekonomisine sahip olsa da Brezilya, ekonomik ihtiyaçlarının ve enerji kaynaklarına duyduğu talebin etkisi altında dış politikasını belirlemek zorunda kalmıştır. Brezilya dış politikasını etk,leyn bir diğer unsur da yine bölgede çıkarı bulunan ABD’yle ilişkileridir. Bu çerçvede ABD'yle uyumlu veya en azından ABD’nin çıkarlarına açıktan zarar vermeyecek politikalar izlemeye mecbur kalmıştır. ABD’nin dikkatini başka bölgelere (NATO ve Kore Savaşı gibi) kaydırması durumunda, daha özgür politikalar izleme imkânı bulmuştur. Bölgesinde etkili bölgesel aktör hâline gelmeye çalışan Brezilya, büyüyen ekonomisinin ve nüfusunun yardımıyla dünya siyasetinde aktif dış politika izlemiştir.

 

 

 

S

Brezilya'nın özgür bir dış politika izlemesini engelleyen faktör nedir?

Brezilya'nın özgür bir dış politika izlemesini engelleyen faktör, bölgede çıkarı bulunan ABD ile olan ilişkisidir. Bu nedenle ABD’yle uyumlu veya en azından ABD’nin çıkarlarına açıktan zarar vermeyecek politikalar izlemeye mecbur kalmıştır. ABD’nin dikkatini başka bölgelere (NATO ve Kore Savaşı gibi) kaydırması durumunda, daha özgür politikalar izleme imkânı bulmuştur. 

S

Brezilya'nın ekonomide ABD'ye bağımlılığını azaltmak için izlediği politika nedir?  

Brezilya, bölgesel ekonomik kalkınma programlarının uygulanması için yoğun çaba harcamıştır. Bu sayede ekonomik açıdan ABD’ye bağımlılığını azaltmaya çalışmıştır. 1990 sonrası dönemde de artan küreselleşmenin etkisiyle yabancı finansal destek almak ve yabancı yatırımcıyı teşvik etmek için neo-liberal ekonomi politikaları uygulamaya başlamıştır. Aynı dönemde ekonomi politikalarında ABD’ye bağımlılığını azaltabilmek için bölgesel bütünleşme çabalarına büyük önem vermiştir. Güney Ortak Pazarı (MERCOSUL)nın kurulmasını teşvik eden Brezilya, aynı zamanda bölge politikalarında etkin olmaya gayret etmiştir.

S

MERCOSUL nedir?

MERCOSUL, Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay arasında oluşturulmuş, bölgesel ekonomik bütünleşme arayışıdır. Bu oluşum, vergilendirme, taşımacılık, ortak gümrükler, ticaret politikaları gibi konuları kapsamaktadır.

S

İran hangi unsurlardan ötürü kendisini doğal bölgesel lider olarak görmektedir?

İran, jeostratejik açıdan önemli coğrafi konumu, büyük ve kalabalık nüfusu, güçlü askerî yapısı, petrol ve doğal gaz rezevleri ile kadim Pers Medeniyeti’nin mirasçısı olması nedeniyle bulunduğu Körfez coğrafyasında kendisini doğal bölgesel lider olarak görmektedir.

S

İran İslam Devrimi sonrasında İran'ın ABD ve Sovyetler Birliği ile ilişkilerini sonlandırmasının nedeni nedir?

İran İslam Cumhuriyeti, İran İslam Devrimi sonrasında ABD’yi Büyük Şeytan, Sovyetler Birliği’ni de Bozulmuş İdeolojiye sahip ülke olarak nitelendirerek, her iki süper güçle de ilişkilerini sonlandırmıştır.

S

1990 sonrası dönemde İran'ın dış politikası nasıl şekillenmiştir?

1990 yılında Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla bölgesel bir tehditten kurtulan İran, yine de ekonomik sıkıntılar ile boğuşmuştur. 1990 sonrası dönemde İranlı yetkililer, ABD ile yaşadıkları sürtüşmeden kurtulabilmek ve ekonomik sorunlarını çözebilmek amacıyla yabancı yatırımcıyı ve sermayeyi ülkelerine çekmeye çalışmışlardır. Bu bağlamda, İran, Suriye ile ilişkilerini geliştirmiş, Türkiye, Suudi Arabistan ve Orta Asya devletleriyle ilişkilerini düzeltmiştir. İsrail ve ABD’ye karşı Hamas ve Lübnanlı Hizbullah gruplarını destekleyen İran, Çin ve Rusya ile ilişkilerini iyileştirmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri ile ilişkilerini de yeniden normalleştirme arayışı içerisine girmiştir.

S

İsrail devletinin zayıf devlet kategorisinde bulunmasının nedeni nedir?

İsrail yönetimi, coğrafi büyüklüğü, nüfus sayısı, doğal kaynakları ve ekonomik imkânları açısından zayıf devlet özelliklerini göstermektedir. Ancak bu yetersizliklerini dengeleyebilmek amacıyla özellikle askerî imkânlarını geliştirmiştir. Şu anda bölgede nükleer güce sahip tek devlettir. İleri askerî teknolojiye sahip olan İsrail, iyi eğitimli bir halka ve ABD’nin koşulsuz ekonomik, siyasi ve askerî desteğine sahiptir.

S

İsrail devletinin dış politika önceliği nedir?

Mevcut topraklarının, savunma stratejileri açısından yetersiz olması, yeterli nüfusa sahip olmamasından ötürü askere alacak kişilerin bulunmaması ve Arap ülkelerinin de İsrail’in varlığını ilk kurulduğu yıllardan itibaren günümüze kadar tanımamaları, hatta 1967 ve 1973 yıllarında İsrail yönetimine karşı savaş açmaları gibi faktörlerden ötürü, İsrail’in dış politikasında önceliği, ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlık kavramları almaktadır. Bu nedenle İsrail’in dış politika yapım sürecinde askerî makamların gözle görülür etkisi bulunmaktadır.

S

İsrail dış politikasının temel özellikleri nelerdir?

Mevcut ulusal özelliklerinden ötürü, İsrail’in dış politikası iki temel öncelikler üzerine inşa edilmiştir. Birinci öncelik, İsrail yönetiminin, ulaşabileceği kadar topraklar içerisinde egemen Yahudi çoğunluğu muhafaza edebilmesidir. İsrail yönetimi, yetersiz nüfusundan ötürü, mevcut nüfusundan daha fazla sayıda toprağı işgali altında tutmak durumundadır. İkinci önceliği ise, Arap ülkelerinin boykotunu kırmak ve bölgedeki yalnızlığına son vermektir. Böylece bölge ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek istemektedir. Bu bağlamda İsrail bölge ülkeleri ve bölge-dışı devletler ile ticari ve siyasi ilişkilerini geliştirmek için her türlü diplomatik imkânı kullanmaktadır.

S

Maddi imkânları bakımından Türkiye hangi devlet kategorisinde yer almaktadır?

Türkiye, maddi imkânları bağlamında, orta büyüklükte bir devlettir. Bölgesel bir lider değildir. Ancak bölge politikalarında dikkate alınması gereken ve bölge politikalarına etki edebilecek güçte bir devlettir.

S

1923-1945 tek parti döneminde, Türk dış politikasına hâkim olan temel unsur nedir?

1923-1945 tek parti döneminde, Türk dış politikasına hâkim olan temel unsur, Kemalist siyasal kültürdü. Bu dönemde, jeostratejik konumuna rağmen, gerek M. Kemal Atatürk ve gerekse İsmet İnönü, eski yayılmacı emellerden uzak durduklarını, yayılmacı düşüncelerle hareket etmediklerini ve ulus-devlet inşa sürecinde Batılı bir toplumsal yapı oluşturmak istediklerini uygulanamamışlardır. Bu düşüncelerine dayanarak bu dönemde, Türk dış politikası, iki temel ilke üzerine oturmuştur: Batılılaşma ve Yurtta Sulh Cihanda Sulh.

S

1945 - 1990 döneminde, Türk dış politikasında etkin rol oynayan unsurlar nelerdir?

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, 1945 - 1990 döneminde, ulusal özellikler ve ekonomik koşullar, Türk dış politikasında daha etkin rol oynamaya başlamıştır. Bu dönemde, Sovyetler Birliği ile komşu olan ve Komünist tehdide maruz kalan Türkiye, hem ulusal güvenliğini sağlama hem askerî ve ekonomik modernizasyonu için gerekli olan dış yardımı elde etme ve hem de iç siyasal sistemini pekiştirme amacıyla Batı dünyası ile ilişkilerini geliştirmiştir.