aofsorular.com
ULİ304U

Kamuoyunun Dış Politika Üretim Sürecine Etkisi

4. Ünite 20 Soru
S

Kamuoyunun önemli olma nedenleri nelerdir?

Kamuoyu özellikle dış politika düzleminde çeşitli nedenlerden dolayı önem taşımaktadır: Birinci önemi; kamuoyu karar alıcılara yetki verir ve yetkiyi alabilir. Bu durum seçim dönemlerinde kamuoyunun çok daha etkin bir rol oynamasına ve istediği taktirde hükûmeti cezalandırabileceğine işarettir. Eğer karar alıcılar halkın memnun olmadığı bir dış politikayı uygulamayı seçerse bunun karşılığının da ne olabileceğini düşünmesi gerekir. İkinci olarak kamuoyu karar alıcıların hayatlarını kolaylaştırabilir de zorlaştırabilir de. Kolaylaştırması vereceği destekle olurken zorlaştırması da hem desteğini azaltması hem de sokaktaki tepkisiyle ortaya çıkabilir. Kamuoyunun Dış Politika Üretim Sürecine Etkisi Kamuoyu, toplumun bir konuyla ilgili yargısını yansıtan düşünce ve kavramların toplamı olarak tanımlanabilir. Seçim zamanlarında bu durum etkinleşse de seçim olmayan dönemlerde de aynı durum söz konusu olabilir. Son olarak, kamuoyu dış politika sürecini etkileyebilir veya bu sürece tamamen yön verebilir. Bu nedenden dolayı da ciddi bir şekilde incelenmesi ve dış politika süreçlerine dahil edilmesi gerekir. Hâliyle, karar alıcılar tüm süreci kamuoyunun yönetmesine hiçbir zaman izin vermeyecektir fakat kamuoyunun etkisinin ne olacağını da her durumda kontrol edemeyebilir veya öngöremeyebilir. Bu nedenle dış politika yapımında bir şekilde kamuoyu tepkisini önceden kestirebilmeleri gerekmektedir.

S

Elit kavramını açıklayınız.

Elit kavramı hükûmet içerisindeki karar alıcılar öncelikli olmak üzere (örneğin, Cumhurbaşkanı, bakanlar ve üst düzey danışmanlar) medya, akademi, sanat, sivil toplum ve iş dünyası içerisinde güç sahibi olan bireyleri de kapsamaktadır.

S

Kamuoyu ile karar alıcılar arasındaki iletişimin boyutları nelerdir?

Kamuoyu ile karar alıcılar arasındaki iletişimin çeşitli seviyeleri bulunmaktadır:

Birinci olarak kamuoyu, hükûmetin kararlarını, elitlerin yönlendirmelerinden etkilenerek, hükûmetin liderlik konumunun getirdiği üstünlükten etkilenerek ya da genel olarak hükûmetin aldığı kararları desteklemeye meyilli olması nedeniyle destek verebilir. Bu yaklaşım, özünde elitlerin ve karar alıcıların kamuoyunu yönlendirmesi gerektiğini savunur.

İkinci bir bakış açısı ise kamuoyunun dış politika yapımı sürecinde sürekli değerlendirildiğidir. Bu yaklaşıma göre kamuoyu, özellikle elimine edilmeye çalışılan ve kamuoyunun büyük oranda karşı çıkacağı politikalar için kullanılmaktadır. Burada kamuoyunun siyasetçilerin belirli bir politikayı seçmelerini doğrudan etkiledikleri düşünülmemekle beraber elde bulunan seçim opsiyonları arasında hangisinin tercih edilebileceğine yön verebileceği kanısı yer almaktadır. 

Üçüncü bir yaklaşım ise kamuoyunun karar alıcıların hangi politikayı seçeceklerin doğrudan etkileyebileceğini savunur. Bu yaklaşım içinde kamuoyunun destek verdiği politikaların seçildiği ve uygulandığı fakat destek vermediklerinin ise uygulanmadığıdır. 

Son yaklaşım ise bahsedilen üç kuramın farklı noktalarda benzerliklerinden oluşmaktadır. Bu yaklaşıma göre kamuoyu kararları etkilemektedir fakat bu etkinin derecesi kamuoyunun bir politika hakkındaki desteğine göre değişebilir. Bu yaklaşıma göre kamuoyunun %59’unun desteklediği bir politikayı karar alıcılar dikkate almayabilir. Fakat %60 ve üzerinde bir destekle kamuoyu tavır belirtiyorsa bu durum karar alıcıların kararlarını doğrudan etkilemektedir.

S

Demokratik politikacıların kamuoyuna karşı hassasiyetini hangi koşullar artırır ya da azaltır?

Akla gelen ilk sebebin seçimlerin ne zaman yapılacağı olabilir. Eğer politikacılar bir sonraki dönem de görev yapmayı planlıyorlarsa kamunun ruh haline karşı daha duyarlı olmaları gerekir. Bir başka taraftan da konunun (örneğin, savaş kararı) etkili olacağını düşünebiliriz. Liderler, askerî bir çatışmaya girdiklerinde görev sürelerini riske atmaya eğilimli olmaktadır. Karar sonucunda görevlerini kaybedeceklerini düşünen liderler ise çatışmaya girmekten kaçınabilirler.

S

Başkanlık sisteminin özellikleri nelerdir?

Başkanlık sistemindeki siyasi güç dağılımı parlamenter (ya da nispi temsil) sisteme kıyasla toplumun isteklerini savunmaya eğilim gösterir ve arzularını yerine getirmeye karşı daha duyarlıdır. Yönetim sistemi, siyasi güç odaklarının kamuoyundaki değişimlere karşı daha duyarlı olmak üzere kurulmuştur. Buradaki en önemli kriter başkanlık sistemlerindeki politikacıların duyarlılıkları, konularını seçildikleri bölgelerdeki bireylerin önceliklerini ve isteklerini yansıtacak şekilde ayarlamaları unsuruna dayanmaktadır. Vatandaşın verdiği her oyun karşılığını bulmadığı başkanlık sistemindeki önyargı kamuoyunun sınırlı etki taşıyabileceğine yönelik olsa da teoride bu sistemin halkın hislerine ve önceliklerine daha duyarlı olduğu yer alır. Başkanlık sistemi olan devletlerde politikacıların kamuoyuna karşı hassaslığının daha yüksek olduğu düşünülebilir. Tanıma göre, başkanlık yarışında tek bir kazanan olabilir. Bu sebeple, başkanlık sistemlerinde başkanın seçimi iki baskın parti arasındaki rekabet (ya da Fransa’daki iki türlü oylama gibi, koalisyonlar) tarafından yönetilir. Bu da başkanlık yarışından küçük partilerin silinmesi anlamına gelir. Meclis üyeleri (başkan yardımcıları ve kabine üyeleri dahil olmak üzere) bölgelerden seçilirken kazanan başkanın ulusal bir adaylığının olması gerekir. Sonuç olarak, hükûmet ulusal kamuoyuna karşı daha duyarlı olurken, parlemento üyeleri (ya da ABD’deki gibi Kongre üyeleri) ulusal atmosferin dışında yerel çıkarlar ve duyarlılıkla seçilmektedir. Bu bağlamda dış politikanın oluşum ve idaresinin başkan tarafından belirlendiği başkanlık sistemlerinde kamuoyu tepkisine en çok duyarlı devlet olması gerektiği öne sürülebilir. 

S

Parlamenter sistemin özellikleri nelerdir?

Başkanlık sistemlerin aksine, parlamenter (nispi temsil) sistemi ulusal seçim yetkisi oluşturmak ya da kamu politikasının yönünü değiştirmek konusundaki temel unsurdan yoksundur. Nispi temsil sistemlerinin koşulları göz önüne alındığında, seçmen kitlesinin dağınık olması ve küçük partilerin tikel meselelere hitap etmesi geniş çaplı dış politika kararlarında kamuoyunun etkili olamayacağını savunur.

Parlamenter sistemin daha fazla duyarlılık oluşturma konusundaki bir başka etkisi de seçilmiş lideri destekleme güdüleriyle ilgilidir. Bu güdü, koalisyon hükûmetlerinde tek kutuplu iktidar-muhalefet kümelenmesine oranla daha zayıftır çünkü karar alıcıların yönetim alanları çok dağınıktır ve dolayısıyla etkisi daha azdır. Sonuç olarak, riskten kaçınan siyasiler, mevcut liderden korku duyabilirler ve çıkarlarına aykırı hareket etmek istemeyebilirler. Aynı şekilde koalisyonun bozulması erken seçimi gündeme getirebilir ve dış politika kararları askıya alınabilir. 

Tek partili hükümetlerin olduğu parlamenter sistemlerde ise başkanlık sisteminde olduğu gibi tek bir lidere bağlı olarak dış politika yapımında kamuoyunun dinlenmesi söz konusu olabilir. Hem yürütme hem de yasama da önemli pozisyonları tutabilen tek bir parti kamuoyundan da faydalanabilir.

S

Medya ve Dış Politika arasındaki ilişkiyi tartışınız.

Medya karar alıcılardan topluma ulaştırılacak bilginin geçtiği süreçleri kontrol eder. Bu kontrol mekanizmasının iki yönlü olduğunu söylemek gerekir. Bir yandan medya topluma verilecek bilgiyi üretirken kendi kaynaklarını kullanarak hareket edebilir ve hükûmetin bilgi almasını da sağlayabilir. Medya bir anlamda topluma verilecek bilginin koruyucusu ve ileticisidir. Bu nedenle de meyda bir taraftan hükûmetin sözcüsü olarak rol alırken bir taraftan da hükûmetin gizli tutmak istediği noktaları açığa çıkarmaya ve yayımlamaya çalışır. Aynı anda dış politika yapımına dâhil bireyler medyanın vereceği bilgiye de bağlıdırlar. Devletin kendine ait kaynakları kadar medyadan gelecek bilgilerin de kontrol edilip karar sürecinde kullanılması mümkündür.

Aynı şekilde ordu ve medya arasında da bir çekişme mevcuttur. Ordunun medyayla mesafeli ilişkisi resmî bilgilerin ve orduyla alakalı konuların gizli kalmasına dayalıdır. Medya işin içine girdiğindeyse genellikle sonuçların ne olacağı ve olayların nasıl etkilenebileceği kestirilemez. Dolayısıyla da ordu, medyanın her türlü hareketinden ve askerî operasyonlara olan yakınlığından rahatsızlık duyar. Medya ile bir anlaşmaya varıldıktan sonra bilgilerin ulaştırılması ancak her tarafın memnun olacağı sonuçların ortaya çıkması için önemlidir. Bir yandan, medyanın tarafsız ve doğru haberi topluma sunma sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluğun en önemli parçası ise tarafsız bir şekilde bilgi sunmaya dayalıdır. Öte yandan, medyanın bir başka amacı ise siyasi ajandayı kontrol etmektir. Dış politika söz konusu olduğundaysa devletin ulaşamayacağı bilgilere ulaşarak siyasileri yönlendirme ve elitist bir güç kazanma arzusu vardır. Bir anlamda medya siyaset yapıcıların hangi konulara dikkat etmeleri gerektiğini belirlemek ve siyasetin vazgeçilmez bir parçası olmak ister. Bu amacın içerisinde halkın da herhangi bir konu hakkında ne düşünebileceği ve nasıl hareket edebileceği üzerinde rol oynamak ister. 

S

Sosyal medyanın dış politika içindeki önemini örneklerle açıklayınız.

Günümüzün küreselleşen dünyasında insanlar ve topluluklar arasındaki uzaklıklar kısalmış ve hatta yok olmuş durumdadır. İnternet bağlantısıyla dünyanın herhangi bir yerinden bireyler birbirleriyle rahatlıkla iletişime geçebilmektedir. Facebook, Twitter, YouTube aracılığıyla insanlar dakikasında yazılı ve görsel bilgiyi birbirleriyle paylaşabilmektedir. Bu sayede dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir durum sosyal medya aracılığıyla anında dünyanın her tarafıyla paylaşılabilmektedir. Sosyal medyanın önemi ise bireylerin kullanabileceği araçları artırmış ve kuvvetlendirmiş olmasıdır. Her birey bir gazeteci gibi olayları görüntüleyebilmekte ve gerçekte olanları göz önüne serebilmektedir. Bunun yanında sosyal medya aracılığıyla bireyler anlaşarak toplulukları bir araya getirebilir ve gruplaşabilir. Bu durumun en önemli örneği Arap Baharı süresince birçok Orta Doğu ülkesinde gözlemlenmiştir. Bireyler, sosyal medya aracılığıyla iletişime geçerek ülkelerindeki diktatör rejimlere karşı demokratik protesto hareketleri düzenlemiş ve toplumu örgütlemişlerdir.

S

Medyanın kamuoyu üzerindeki etkisini bir örnekle açıklayınız.

Örneğin, Irak savaşının ABD medyasında ve uluslarararası medyada nasıl sunulduğunun farkına bakarak anlayabiliriz. Irak Savaşı hakkında elde edilen bilgiler bütün çıplaklığıyla Türk medyasında gösterilirken bu durum neredeyse hiçbir şekilde ABD medyasında yer almamıştır. En basit bir kıyaslamayla; CNN’in ABD’de Irak savaşı üzerine verdiği görsel ve sözel bilgilendirmeyle CNN International’ın kullandıkları arasında ciddi farklar bulunmaktaydı. Bunun en başında da CNN International’da daha fazla savaş, Irak’ta yer alan zulüm ve zorlukların altı çizilmekteydi ve ölen ABD askerleri kadar Irak halkının durumu hakkında da bilgi vermekteydi. Fakat ABD’de yayımlanan CNN’de buna benzer görüntüler neredeyse hiç gösterilmemekteydi. Bu fark da vatandaşın konu hakkında hangi bilgiyi aldığını ve buna istinaden nasıl hareket edeceğini ve karar alıcıları nasıl değerlendireceğini etkilemiştir. Aynı şekilde, Türkiye’de kullanılan görsel ve sözel malzemeler de ABD üzerinde olumsuz değerlendirmelerin yapılmasına ve toplumun anti-Amerikan değerlendirmesinin kuvvetlenmesine neden olmuştur. Bu durum birçok ulusal ve uluslararası çalışmada kanıtlanmıştır

S

Priming ne demektir?

Priming, bir konunun başka konulara kıyasla daha etkili hâle getirilmesi ve bireyin zihninde etkinleştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bu sayede medya bazı konuları kenarda bırakarak bazı konulara öncelik vermekte ve izleyicilerin ve okuyucuların akıllarında belirli bir doğrultuda mesaj bırakabilmektedir. Bu durum da hükûmetlerin, liderlerin ya da politikaların nasıl değerlendirildiğini ve dolayısıyla vatandaşın tavır ve tutumlarını etkileyecektir.

S

Çerçeveleme (framing) ne demektir?

Çerçeveleme (framing), bilginin nasıl sunulduğudur. Bilginin nasıl sunulduğu; hangi çerçeve içerisinde verildiği davranışları doğrudan etkileyebilir. Deneysel psikoloji disiplininde yapılan çalışmalarda aynı durumun farklı şekillerde sunulmasının bireylerin kararlarını nasıl etkileyeceği gösterilmiştir.

S

Medyanın kamuoyunu etkilemek için "priming" 'i nasıl kullandığını anlatınız.

Örneğin, yüzlerce defa 11 Eylül görüntülerinin ve American Airlines yolcu uçağının Dünya Ticaret Merkezi’ne çarpmasının gösterilmesi o anda ortaya çıkan korku, endişe ve nefret gibi duyguları pekiştirmiş ve buna bağlı olarak da siyasilerin kamuoyu desteğini kolay yoldan sağlamalarını mümkün kılmıştır. Yapılan deneysel çalışmalar göstermiştir ki Afganistan ve Irak savaşlarında 11 Eylül saldırılarının kamuoyuna tekrar tekrar gösterilmesi lidere verilen desteği artırmış ve kamuoyunun Irak Savaşı karşıtı protestolarının sınırlı etki taşımasına sebep olmuştur.

Bu nedenle bir konu tekrar tekrar kamuoyunun zihninde tutulabilirse toplum da liderleri değerlendirirken bu konulara dayanarak hareket edecektir. Eğer sürekli ekonomi ve iktisadi dengelerin altı çizilerek ülkenin gidişatı resmedilirse toplum da liderlerin bu konudaki başarılarını ya da başarısızlıklarını önemseyecektir. Eğer terör, savaş ve çatışma gibi konular irdelenirse aynı şekilde bu konular liderlerin değerlendirilmesinde etkinlik kazanacaktır. Bu nedenle de seçim süreçleri içerisinde hangi konuların medyada yer aldığı ve hangi konulara daha fazla önem verildiği seçimin sonuçlarını etkileyebilir.

S

Medyanın kamuoyunu etkilemek için "çerçeveleme" yöntemini nasıl kullandığını anlatınız.

Örneğin, bir epidemik sonucunda ortaya çıkabilecek iki durum arasında bireylerin seçim yapılması istense, bireyler, 600 kişiden 200 kişinin kesinlikle kurtarılabileceği durumu, 1/3 olasılıkla 600 kişinin kurtarılabileceği duruma tercih etmiştir. Aynı durum kayıp olarak sunulduğundaysa; 600 kişiden 400 kişinin öleceği ve 2/3 olasılıkla 600 kişinin öleceği belirtildiğindeyse bireylerin riskli olan birinci opsiyonu seçtiği görülmüştür. Burada sunulan iki durumdan birincisi hayatını kaybedecek insan sayısını diğeri ise yaşayabilecek insan sayısını belirtmektedir. Eğer hayatını kaybedecek insan sayısı gösterilirse bireyler daha fazla insan hayatını korumaya yönelik politikaları desteklerler. Hâlbuki aynı durum yaşayabilecek insanların sayısı belirtilerek yapılırsa o zaman da daha riskli politikaların alınması ve siyasilerin daha fazla insan hayatını kurtarması için destek verilmektedir. Her iki programın da aynı sonucu doğuracağının bilinmesine rağmen bireyler her iki durum için birbirinden farklı politikalara destek vermektedir. Bu durum bir nevi bardağın dolu ya da boş tarafının sunulmasıyla alakalıdır ve hangi tarafın sunulduğu kararları etkileyebilmektedir. Yani, aynı sonuç söz konusu olsa da durumun nasıl yansıtıldığı ve sunulduğu bireylerin hangi opsiyonu seçtiğini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle bir olayın nasıl resmedileceği ve formatlanıp verileceği de aynı şekilde bireylerin konu üzerindeki tutumlarını etkileyebilir ve davranışlarına yön verebilir.

S

Kitlesel medyanın bireyleri nasıl etkilediğini açıklayan modeller nelerdir?

1)Hipodermik Model

2)Asgari Etki Modeli

3)İnce Etki Modeli

S

Hipodermik model ne demektir?

Bu model medyanın verdiği bilginin doğrudan bireylerin içine işlediğini ve davranışlarını etkilemesine dayanır. Bu modelin isminin hipodermik olmasının sebebi ise bireyleri doğrudan etkilemesi söz konusu olduğu içindir. Hipodermik modelin savunduğu argüman medyanın doğrudan bireyleri etkilemesi ve yönlendirmesidir. Bu model içerisinde bireyin bilgi kontrol edebilme ya da gösterilenden farklı bir tutuma girebilme yeteneğinin olmadığı savunulmaktadır.

S

Asgari etki modelini açıklayınız.

Asgari Etki Modeli, bireylerin medyadan gelen bir mesajla karşılaştığında onu değerlendirecek ve hatta filtreleyecek birtakım eğilimlere sahip olduğunu varsayar. Yani birey medya karşısında tam anlamıyla savunmasız ve etkiye açık değildir. Dolayısıyla medyanın vatandaş üzerindeki etkisi sınırlı ya da asgari seviyededir. Özellikle seçimlerden önceki süreçte hangi adaya oy vereceğine emin olamayan seçmenlerin kendi görüşüne yakın olan adayın seçim kampanyasını yakından takip ettiği görülmüştür. Bu sayede bireylerin siyasi eğilimleri medya tarafından aktifleştirilmektedir. Asgari etki modeli, bireylerin hâlihazırda var olan siyasi eğilimlerinin medyanın yarattığı kuvvetli etkiyi filtrelediğini savunmaktadır. Dolayısıyla medya ancak varolan eğilimleri güçlendirme veya canlandırma etkisi taşımaktadır.

S

İnce etki modelini anlatınız.

Medyanın gündem belirleme ve işleme etkisini inceleyen araştırmalar vatandaş üzerindeki hassas etkiyi ortaya çıkarmıştır. Hem seçim dönemlerinde hem de önemli dış politika kararlarının alındığı dönemlerde medyanın ön plana çıkardığı konuların vatandaşlar tarafından da en önemli konular olarak kabul edildiği görülmüştür. Bir nevi, medya insanlara neyi düşünmeleri gerektiğini söyleyemese de ne hakkında düşünmeleri gerektiğini iletebilmiştir. Yapılan deneysel çalışmalar göstermiştir ki bireylerin siyasi olaylara ilgisi ve bu olaylardan öğrendikleri bilgiler net bir şekilde medyanın etkisiyle değişebilmektedir. Ayrıca, siyasi bir meselenin veya tartışmanın medya tarafından tanımlanıp sunulması da çerçeveleme (framing) etkisi akademik çalışmalarda kanıtlanmıştır. Bu çalışmalar ile medyanın gündeme ilişkin olayları dolayısıyla da bunlar karşısındaki algıları belirleyebildiği ve çerçeveleyebildiği, yani bir olay/durum karşısında nelerin önemli ve dikkate değer, nelerin önemsiz olduğunun medya tarafından belirlenebildiği görülmüştür.

S

Kamu diplomasisi ne demektir? Açıklayınız.

Kamu diplomasisi, diplomatik araçların bir başka devletin kamuoyunu etkilemek üzere kullanılmasını önerir. Kamu diplomasisinin amacı diğer devletlerin hükûmetleriyle iletişime geçmektense, bu devletlerin toplumlarıyla bağlantıya geçilmesidir. Kamu diplomasisi halkın dış devletin çıkarlarına destek sağlaması için kalbinin kazanılmasına çabalar.

Yakın dönemde özellikle 11 Eylül sonrasında ortaya çıkan küresel anti-Amerikan imajını düzeltmek üzere yoğun bir şekilde kamu diplomasisi kullanılmaktadır. Irak Savaşı’nda olan olaylar, Guantanamo ve Abu Gharib hapisaneleri dolayısıyla karşılaşılan krizler, işkence iddiaları uluslararası çapta ABD üzerindeki olumsuz değerlendirmeleri kuvvetlendirmiştir. Bu gelişmeler doğrultusunda kamu diplomasisi aracılığıyla ABD farklı toplumların hem gönlünü hem de beğenilerini kazanmayı amaçlamıştır.

Dolaylı olarak, kamu diplomasisinin bir amacı da bunu kullanan ülkenin uluslararası güvenliğini artırmaktır. Eğer kamuoyu, kamu diplomasisi yapan ülkeye destek verirse bu sayede bu toplumdan kendisine gelebilecek tehditleri de sınırlandıracaktır.

Kamu diplomasisi içerisinde farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bunların arasında görsel ve yazılı basında olumlu haberlerin yayınlanmasından, üst düzey ziyaretlerin gerçekleştirilmesine, kültürel faaliyetler aracılığıyla toplumlar arası bağların kuvvetlendirilmesi için programların yürütülmesine kadar birçok araç yer almaktadır. Kamu diplomasisi açık bir şekilde bir devletin kendi çıkarları için başka bir devleti bilgilendirmesi ve etkilemeye çalışmasıdır. Bu hedefe yönelik farklı faaliyetler kullanılabilir fakat buradaki önemli nokta ise her faaliyet sonucunda ulaşılmak istenilen imaja yönelik ilerleme olmasıdır. Aksi taktirde yapılan yatırımlar ne kamuyonu olumlu şekilde yönlendirecek ne de daha sonra uygulanacak dış politikalara kamuoyundan destek alınabilecektir. Kamu diplomasisi gelişmekte olan etkili diplomasi araçlarından biridir. Bu araç sayesinde devletler arası ilişkiler daha barışçıl ve kamuoyu üzerinden ilerlemektedir. Kamuoyunun dikkate alınması ve kazanılması da devletler arası ilişkiler için olumlu değerlendirilebilir.

S

Demokratik düzende medyanın sahip olması gereken özellikler nelerdir?

İlk akla gelebilecek unsur demokratik bir ülkede medyanın özgür olmasıdır. İkinci olarak medyanın ekonomik anlamda özgür olması beklenmektedir. Yani medya ekonomik güçler ve piyasa tarafından baskı altına alınmamalıdır. Bu iki beklentiyi karşılayan medya bazı temel özellikler gösterecektir: Birincisi, medya, elitler ve vatandaş arasında arabulucu rolü üstlenecektir. İyi işleyen bir demokrasi için iki kesim arasında bilgi akışını sağlayacaktır. İkincisi, medya farklı görüşlerin yer aldığı bir platform olacaktır. Farklı açılara sahip elitlerin, kurumların ve vatandaşların sesini duyuracaktır. Üçüncüsü ise etkili bir kontrolör (ya da denetçi) vazifesidir. Devlet yönetimini her daim kontrol etme şansı bulunmayan vatandaş adına medya, devlet ve hükûmetin işlerini takip edecek ve sonuçta bulduklarını halka aktaracaktır.

S

Medyanın şirketleşme sürecini anlatınız.

Medyanın, haberlerin içeriklerini etkileyen temel özellikleri üç başlık altında özetlenebilir. Birincisi medyanın şirketleşmesidir: Bugün medyanın çoğunluğu, demokratik bir toplumda yaşayan vatandaşlara hizmet etmek yerine kâr amacı güden şirketlerin elindedir. Bu şirketler daha fazla kâr için sürekli rekabet hâlindedir. Özellikle teknolojik gelişmelerin etkisiyle piyasada artan rekabet daha katı bir hâl almıştır. Medya şirketleri daha geniş izleyici kitlelerine ulaşmak adına çekici ve kışkırtıcı haberleri (liderler veya önemli olaylar hakkındaki son gelişmeler, rutin hayat çerçevesinin dışına çıkan olaylar) artırmaya başlamıştır. Bu sayede kamuoyunda herhangi bir konu üzerinde nasıl bir etki uyandırılmak isteniyorsa bu medya aracılığıyla mümkün olabilmektedir.

İkincisi ise medyanın tek bir elde toplanmış olmasıdır. Özellikle gelişmiş demokrasilerde birkaç büyük firma bütün medyayı tekeli altına almıştır. Örneğin, ABD’de 1983’te 50 civarında etkin medya şirketi varken; 2004’te bu sayı 5’e inmiştir.

Üçüncü boyut ise holdingleşmedir: Büyük şirketler sadece farklı medya kanallarını satın almakla kalmayıp medya dışı sektörlerde de şirketleşmektedirler. Örneğin, aynı anda hem Irak Savaşı üzerine haber yapan hem de Irak’ta kullanılması için silah üreten General Electric şirketi, hem NBC’nin hem de Black Hawk helikopterlerine ve Abraham tanklarına makine üreten bir silah şirketinin sahibidir.