aofsorular.com
FEL409U

RUSSELL'IN BETİMLEMELER KURAMI

4. Ünite 20 Soru
S

Tanışıklık ilkesi ne anlama gelir?

Tanışıklık İlkesi: Bir önermeyi anlayabilmemiz için, o önermenin her parçası ile doğrudan tanışık (directly acquainted) olmamız gerekir.

S

Russell'ın kullandığı doğrudan tanışıklık ne anlama gelir?

“Doğrudan tanışıklık” Russell’ın teknik bir anlamda kullandığı epistemik, yani bilgi üzerine bir kavramı dile getirir. Russell’a göre sözcüklerin bir araya gelerek oluşturdukları bir tümceyi anlamak için çok özel türde bir bilgiye sahip olmamız gerekir.

S

"Tanışıklık yollu bilgi"yi ayırt etmek için Russsell nasıl bir ayrıma gider?

Russell bilgi üzerine daha genel bir ayr›m yapar: “Şeylerin bilgisi” ve “doğruların bilgisi”. Bir insanı bilmek ya da bir şehri bilmek “fleylerin bilgisi”ne örnek olabilir. Türkçe’de genellikle bunu dile getirmek için “bilme” yerine “tanıma” fiilini kullanıyoruz. Örneğin “Ayşe Ali’yi tanıyor” tümcesinde bilinen ya da tanınan “şey” Ali’dir. Diğer yandan Ayşe Ali hakkında birçok doğru önerme de bilebilir: “Ali mühendislik okuyor”, “Ali 25 yaşında”, “Ali Eskişehir’i çok seviyor” türünde bilgiler Ali hakkındaki doğru önermelerdir. İşte bu tür doğru önermelerin bilgisine de Russell “doğruların bilgisi” diyor.

S

Russell'a göre bir tümceyi anlayabilmek için ne gerekir?

Russell şu sonuca varır: bir tümcenin anlamını kavramak için, o tümcenin parçalarının göndergelerini bilmek gerekir. Bu bilgi de doğrudan tanışıklık yoluyla elde edinilmiş bilgi olmalıdır.

S

Bir önermesel fonksiyonun boşluğunu bir nesne ile doldurduğumuzda ne elde ederiZ?

Bir önermesel fonksiyonun boşluğunu bir nesne ile doldurduğumuzda doğru ya da yanlış bir önerme elde ederiz.

S

Russell'a göre kavram ve dil kullanımı olmadan doğrudan tanışıklık yoluyla bilebileceğimiz neler vardır?

kavram ve dil kullanımı olmadan do¤rudan tanışıklık yoluyla bilebilece¤imiz iki tür şey vardır. Bunlardan birincisi dış dünyanın nesnelerinin duyu organlarımız aracılığıyla zihnimizde bıraktığı izler, ya da Russell’ın deyimiyle, duyu verileri; diğeri ise hepimizin ortaklaşa kavrayabildiği kavramlardır.

S

Bir başkasını doğrudan bilebilmemiz Russell'a göre olanaklı mıdır?

Bir başkasını doğrudan bilebilmeniz Russell’a göre olanaklı değildir. Bir insanı, ya da bir masayı ya da bir gezegeni, bilebilmek hep o söz konusu insanı ya da nesneyi betimleyebilmeniz sayesinde oluyor.

S

BElrisiz betimleme kavramını tanımlayınız.

Eğer betimleme genel bir yapıda ise ve tekil bir nesneyi betimlemiyorsa buna Russell “belirsiz betimleme” (indefinite description) diyor

S

Russell için belirli betimleme ne anlama gelir?

Eğer tekil bir nesnenin betimlemesini yapıyorsak da bu türe Russell “belirli betimleme” (definite description) diyor.

S

Russell'a göre olağan özel adlar nelerdir?

Gündelik dilde kullandığımız tek bir nesneye ya da insana gönderme yapma işlevi olan adlar “olağan” özel adlardır.

S

Russell’a göre bir şeye hiçbir betimleme içermeden doğrudan gönderme yapmamız için ne gerekir?

Russell’a göre bir şeye hiçbir betimleme içermeden do¤rudan gönderme yapmamız için o şeyle tanışık olmamız gerekir.

S

russell'a göre bir tümcenin anlamlı olabilmesi için ne gerekir?

Russell, birçok felsefeci gibi, bir tümcenin anlamlı olabilmesi için bir “sav” içermesi gerekti¤ini savunur. Dolayısıyla bir tümce ne doğru ne de yanlış bir şey söylüyorsa bir sav içermiyor demektir; bu da o tümcenin anlamsız olduğunu gösterir.

S

russell'ın Frege'den ayrıldığı nokta nedir?

Russell’ın Frege’den ayrılığı tek nokta var olma yükleminin bir özel ad gibi tekil bir terimin yanında yer aldığı tümcelere dairdir.

S

russell Meinong'dan ne noktada ayrılmıştır?

Russell ise Meinong’un kuram›n› benimsemez ve bunun bizleri “gerçeklikten kopardığını” söyler. Eğer bu tür tümceleri gerçeklikten kopmadan çözümlemek olanaklı ise bu yeğlenmelidir. Russell da kendi çözümlemesinin bunu sağladığını söyler. Tümcenin gerçek mantıksal öznesi, Meinong’un kuram›nda oldu¤u gibi, “var olmayan” bir hayvan olan ejderha değil, ejderha kavramıdır.

S

gönderimsiz bir terim içeren bir tümce Russell’a göre anlamsız mı olmak zorunda?

Russell gönderimsiz bir terimi barındıran bir tümcenin dil felsefesi açısından oluşturduğu problemi klasikleşmiş olan örneği ile şöyle ortaya koyar: Fransa bir krallık olmadığına göre, (1) “Fransa’nın flu andaki kralı keldir” tümcesi doğru bir önerme ifade edemez. Bu tümcenin özne konumunda bulunan “Fransa’nşn şu andaki kralı” teriminin gönderme yaptığı bir insan yoktur.

S

Russell Betimlemeler Kuramı’nın da yardımıyla gönderimsiz terimler problemini nasıl çözer?

Betimlemeler Kuram›’n›n da yardımıyla gönderimsiz terimler problemini çözer. Ona göre (1) say›l› tümce yanlış bir önerme dile getirir. (2) sayılı tümce ise de¤illeme eklemini tümcenin en başına getirdiğimizde doğru bir önerme dile getirir.

S

Tanışıklık yollu bilginin, dünya hakkındaki tüm bilgimizin temelini oluşturmak dışında, çok önemi diğer  işlevi nedir?

Tanışıklık yollu bilginin, dünya hakkındaki tüm bilgimizin temelini oluşturmak dışında, çok
önemi diğer bir işlevi bulunur: bu sayede dil öğrenebiliyoruz.

S

Dış dünya Russell'a göre nasıl tanımlanır?

Bir insanın kendi zihni dışında kalan her şeye di¤er birçok filozof gibi Russell da “dış dünya” der.

S

Duyu verilerini Russell nasıl tanımlar?

algı yoluyla dış dünyanın nesnelerinin kendileriyle değil, o nesnelerin zihnimizde bıraktığı “izler” ile doğrudan tanışık hale gelebiliriz. Russell bu izlere duyu verileri (sense data) adını verir.

S

Dünya hakkındaki bilgimnizin temelini ne oluşturur?

tikel duyu verileri bizim tüm dünya hakkındaki bilgimizin temelini oluşturur. Masanın varlığını bilebilmemiz için, zihnimizde oluşan duyu verilerinin “neden”i olan bir masa olduğuna dair bir çıkarım yapmamız gerekir Russell’a göre.