Algılama
Duyum ve algının tanımlarını yapınız.
İnsan deneyiminin temel bileşenlerinden biri algı, diğeri de duyumdur. Algı ve duyum, birbirinden farklı kavramlardır; duyum olmadan algı gerçekleşmez. Duyum, daha genellenebilirken, algı, bireye özgüdür.
Algıda temel örgütlenme ilkeleri nelerdir?
Algıda temel örgütlenme ilkelerinden birincisi şekil-zemin ilişkisi, ikincisi nesneleri belirli özelliklerine göre gruplamadır.
Şekil-zemin ilişkisini açıklayınız.
Gördüğümüz nesnelerin çoğu şekil ya da zemin olarak sınıflandırılabilir. Şekil, belirli biçimi olan ve uzayda yer kaplayan bir nesnedir. Zemin, herhangi bir biçime sahip değildir. Zemin, önünde gördüğümüz şeklin yerini belirlememize yardım eder. Bir nesnenin şekil ya da zemin olma hâli nesnenin sabit bir özelliği değildir, algılayıcının
uyarıcıya verdiği bir tepkidir. Dolayısıyla birisi için zemin olan, diğer bir kişi için şekil olabilir. Ya da aynı kişi için şekil ve zemin zaman içinde yer değiştirebilir. Algılayıcı, şekil-zemin ayrımı yaptığında şeklin önemli olduğuna, zeminin görece önemsiz olduğuna karar vermiş olur
Gruplama ilkeleri nelerdir?
Gruplama ilkeleri şunlardır:
-Yakınlık,
-Benzerlik,
-Tamamlama,
-Süreklilik ve
-Ortak kader
Gruplama ilkelerinden yakınlık ilkesini açıklayınız.
Yakınlık ilkesi, uzayda birbirlerine yakın olan nesneleri bir grup olarak algılama eğilimini ifade eder.
Gruplama ilkelerinden benzerlik ilkesini açıklayınız.
Benzerlik ilkesine göre, insanların, çeşitli açılardan birbirine benzer nesneleri bir grup olarak algılama eğilimi vardır. Nesneler şekilleri, büyüklükleri ya da renkleri açısından benzer algılanabilir.
Gruplama ilkelerinden tamamlama ilkesini açıklayınız.
Tamamlama ilkesi, duyusal girdilerde boşluk olsa bile şekli bir bütün olarak algılama eğilimini yansıtır.
Gruplama ilkelerinden süreklilik ilkesini açıklayınız.
Süreklilik ilkesine göre, insanlar nesneleri düz bir çizgi ya da düzenli bir eğri üzerinde yerleştirerek bir birim olarak algılama eğilimindedirler.
Gruplama ilkelerinden ortak kader ilkesini açıklayınız.
Ortak kader ilkesi harekete dayanır. Aynı yönde hareket eden nesneler bir grup olarak algılanır.
Hareket algısı nedir ve türleri nelerdir?
Hareket algısı, çevrede hareket eden uyarıcının varlığında gerçek hareket olarak deneyimlenir. Ancak algılayıcı, çevrede hareket eden bir uyarıcı olmaksızın da hareket algısı deneyimleyebilir. Dolayısıyla iki tür hareket algısından söz etmek mümkündür: Gerçek hareket ve Görünürde hareket.
Hareket algısında gerçek hareketi açıklayınız.
Görünürde hareketin türleri nelerdir?
Üç tür görünürde hareket vardır: Otokinetik etki, stroboskopik hareket ve fi fenomeni.
Otokinetik etkiyi açıklayınız.
Eğer tamamıyla karanlık olan bir odada sessizce oturup, karşı duvardaki sabit ışık kaynağına sürekli bakılırsa, bir süre sonra ışığın hareket etmeye başladığı görülür. Gerçekte ışık sabit olduğu hâlde, hareket ediyormuş gibi algılanır. Otokinetik etki olarak adlandırılan bu olgu, psikolojinin çeşitli alanlarındaki deneylerde uyarıcı olarak kullanılmıştır.
Stroboskobik hareketi açıklayınız.
Stroboskopik hareket, resimleri hareketlendirmeyi mümkün hâle getirir. Hareket, sabit nesne imgelerinin hızlı bir biçimde arka arkaya sunulmasıyla yaratılır. Sinemanın temeli olan bu hareket, gerçekte, izleyiciye saniyede 16 ile 22 resmin ya da çerçevenin gösterilmesidir. Her resim ya da çerçeve bir öncekinden biraz farklıdır. Saniyede en az 16 resmin gösterilmesi, filmin pürüzsüz ve doğal görünmesini sağlar. Eğer saniyede 16’dan az resim sunulursa, hareket kesik kesik görünür ve doğal olmaz.
Fi fenomeniyi açıklayınız.
Aslında fi fenomeni stroboskopik hareketten ayrı bir hareket türü değil, stroboskopik hareketin basit hâlidir. Her ikisi de süreklilik ilkesinden ortaya çıkarlar. Yani, arka arkaya gelen resim ya da ışık noktalarının bir birim olarak algılanması sonucu hareket hissi yaşanır.
Derinlik ve uzaklık algısını açıklayınız.
En önemli algısal olgulardan biri derinlik ve uzaklık algısıdır. Bu algısal beceri olmaksızın, günlük hayatta, görünüşte çok basit davranışlara kaynaklık eden algısal yargılara ulaşmak mümkün olamazdı. Örneğin, her defasında hiç düşünmeden elimizdeki çatalı tam bir isabetle ağzımıza götürebilmemiz bu algısal beceri sayesinde gerçekleşir. Araba sürmek, basketbol potasına topu atmak, merdiven çıkmak gibi daha pek çok aktivitede daima uzaklık ve derinliğe dair algısal yargılarımızla hareket etmekteyiz. Derinlik ve uzaklık algısını çalışan psikologlar, derinlik ve uzaklık algısının
iki tür ipucuna bağlı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerler: Tek göze bağlı ipuçları ve çift göze bağlı ipuçları.
Derinlik ve uzaklık algısında tek göze bağlı ipuçlarını açıklayınız.
Görsel alandaki derinliği yakalamak için bazı durumlarda tek göze bağlı ipuçları kullanılır. Tek göze bağlı ipuçlarının büyük çoğunluğu bir çizim ya da resimde gösterilebilir. Gerçekte bu ipuçları ressamlar tarafından keşfedilmiş, daha sonraları
psikologlar tarafından çalışılmıştır.
Uzaklık algısına kaynaklık eden tek göze bağlı ipuçları nelerdir?
Uzaklık algısına kaynaklık eden tek göze bağlı ipuçları şunlardır: Göreli büyüklük, doğrusal perspektif, görsel alanda yükseklik, örtüşme ve görsel alanın dokum gradyanı ve netliği.
Derinlik ve mesafeyi algılamak için çift göze bağlı kullanılan ipuçları nelerdir?
Derinlik ve mesafeyi algılamak için çift göze bağlı iki ipucu kullanılmaktadır: Retinal ayrıklık ve kavuşma derecesi.
Algısal değişmezliği açıklayınız.
Fiziksel dünyada gerçekleşen sürekli değişimler sonucu algılayıcının duyumlarında da sürekli bir değişim vardır. Bir uyarıcıyı farklı koşullarda görmek, aynı uyarıcıya ait her defasında değişik görsel duyum alınması anlamına gelir. Algısal değişmezlik olgusu olmasa, görsel duyumlarda hiç durmaksızın devam eden bu değişme nedeniyle dünya sabit olarak algılanamazdı ve bu da dünyayı, insan açısından çok kaotik bir yer hâline getirirdi.
Algısal değişmezliğin türleri nelerdir?
Algısal değişmezlik olgusu şekil değişmezliği, büyüklük değişmezliği ve renk değişmezliğini kapsar.
Algıda etkili olan psikososyal faktörler nelerdir? Sıralayınız.
Algıda etkili olan faktörler:
-Kültürün etkisi
-Bağlamın etkisi
-Kişisel özelliklerin etkisi
Algıda kültürün etkisini bir örnekle açıklayınız.
Uzaklık ipuçlarını kullanma açısından kültürel farklılıklara bir örnek olarak Zaire’de yağmur ormanlarında yaşayan Mbuti pigmelerin deneyimleri verilebilir. Yaşamları boyunca yağmur ormanlarından çıkmayan bu insanlar, uzakta nesne görme deneyimine sahip değillerdir ve buna bağlı olarak büyüklük değişmezliği deneyimini mümkün kılacak uzaklık yargıları yoktur. Bu yüzden, bir pigme, antropolog eşliğinde yağmur ormanlarından düz araziye çıktığında uzakta gördüğü küçük siyah noktaların sığır olduğuna inanmamıştır. Siyah noktalar yaklaştığında onların sığır olduğunu gören pigme, bu kez de onların bir büyüyle büyütüldüğüne inanmıştır.
Algıda bağlamın etkisini açıklayınız.
Algının sadece uyarıcının özellikleriyle sınırlı bir bilişsel süreç olmadığı, bağlamın algı üzerindeki etkisiyle de kolayca anlaşılabilir. Uyarıcının içinde yer aldığı bağlam, algılayıcının o uyarıcıyı nasıl yorumladığını ve dolayısıyla nasıl algıladığını da büyük ölçüde belirler.
Algıda kişisel özelliklerin etkisini açıklayınız.
Algıyı etkileyen kişisel özelliklerden biri, algılayıcının bireysel ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların yarattığı güdülenme durumudur. Aç olan bir insanın aç olmayan bir insana göre belirsiz resimleri yorumlarken yiyeceğe daha çok benzetmesi algıda güdülenmenin önemini çok açık bir şekilde ortaya koyar. Aynı şekilde susuz kalmış bir insanın da benzer bir tepki göstermesi kuvvetle muhtemeldir. Bu tür örnekler, algılayıcının, ihtiyaçlarını doyuracak şeyleri algılama olasılığının daha yüksek olduğunu gösterir.