Jeoloji, Jeomorfoloji ve Hidroloji Uygulamalarında CBS Kullanımı
"Mekânın Derinlik Boyutu" neyi ifade etmektedir?
Mekânın Derinlik Boyutu (3.Boyut): Sisam (Samos) Adası doğumlu antik dönemin ünlü Filozofu Pisagor Milattan Önce 6. yüzyılda dünyanın düz bir disk değil yuvarlak bir küre olduğunu geometrik teoremlerle kanıtlamış olsa da 21. yüzyılın ikinci yarısında Coğrafi Bilgi Sistemlerinin doğuşuna dek tarama ve gölgelendirme istisnaları hariç haritalarımız yerküreyi iki boyutlu tasvir ediyordu. CBS ile dakikalar içerisinde 3 boyutlu Sayısal Yükselti Modelleri (DEM-Digital Elevation Model) üretilebilmektedir.
"Mekânın Zaman Boyutu" neden çok önemlidir?
Mekânın Zaman Boyutu (4. Boyut): Haritada hassasiyet söz konusu olduğunda genellikle belirli bir noktanın yatay ve dikey eksenlerde konumunun doğruluğu anlaşılır. Oysa haritaların yatay (X, Y) dikey (Z) eksenleri yanı sıra bir de zaman (t) boyutu vardır. İşte bu zaman boyutu ancak Coğrafi Bilgi Sistemleri ile mekânsal verilerimize entegre olabilmiştir. Mekân, zaman bağımlı bir olgudur. Örneğin bir ürünün fiyatından zaman bilgisini çıkarırsak yahut iki para birimi arasındaki değer paritesinden bahsederken hususi bir tarih belirtmezsek kalan veri tümüyle anlamsızlaşır. Benzer biçimde yerküremizin yapı ve süreçleri de zamanla büyük değişiklikler gösterir. Örneğin aktif tektonik rejim altında sürekli yükselmekte olan Everest Dağı’nın yükseltisi, yavaşça okyanus sularına gömülmekte olan Havai Adaları’nın kıyı çizgisi yahut yıkıcı depremlerle saniyeler içerisinde metrelerce yer değiştiren Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki bir noktanın koordinatları “ne zaman” sorusu cevaplanmadan anlamsız bir değer taşır. Mekânın sürekli değiştiği bir devinimde haritaların statik kalması düşünülemez. Bu nedenle tıpkı gıdaların olduğu gibi haritaların da raf ömrü vardır. Zaman boyutu mekânsal veriler için o kadar önemlidir ki deprem ölçer (sismometre) ve navigasyon (seyrüsefer) gibi pek çok cihaz nanosaniye (saniyenin milyarda biri) hassasiyetinde zaman bilgisine (time code) ihtiyaç duyar.
Yerküreyi oluşturan katmanlar nelerdir?
Yerküremiz; yarıdan kesilmiş bir soğan gibi katmanlı bir yapıda tasvir edilir. İleri derecede so- yutlamanın eseri olan bu benzetmede hava küre (Atmosfer), su küre (Hidrosfer), yer kabuğu (Litosfer), canlı küre (Biyosfer) ve bazen de yerin iç katmanları temsilen (Geosfer) adını duyarız.
Coğrafi Bilgi Sistemleri yerkürenin katmanlarının açıklanmasında nasıl bir yarar sağlamıştır?
Coğrafi Bilgi Sistemleri öncesinde yerkürenin bu çok katmanlı yapısı ancak kısmen haritalara yansıtılabiliyordu zira basılı haritalarda tek seferde tasvir edilebilecek katman sayısı son derece sınırlıydı. Coğrafi Bilgi Sistemleri sadece katman sınırlamasını kaldırmakla kalmadı, katmanlar arasında kesişme – örtüşme gibi ilişki ve etkileşimi sorgulama ve analiz etme imkânı sağladı. Bu ilişkisel analizler yerbilimlerinde büyük bir ilerleme sağlamıştır. Örneğin Türkiye’nin diri fay haritası, genç volkanik kayaçlarının dağılışı ve jeotermal sıcak su kaynaklarını gösteren harita katmanları CBS ortamında üst üste konulduğunda bu üç unsurun çakıştığı görülür. Buradan hareketle, haritada diri fay ve genç volkanik kayaçların bulunduğu fakat jeotermal kaynak belirtilmemiş sahalar bu tür kaynakların tespiti için potansiyeli yüksek alanlar olarak öne çıkar.
Coğrafya teriminin ilk kullanımı nasıl gerçekleşmiştir?
Yerbilimlerinin atası olan coğrafya terimini ilk kullanan Eratosthenes (M.Ö. 276-194) olmuştur. Anadolu’nun evladı, Amasya doğumlu, antik dönemin ünlü bilim insanı Strabon (M.Ö 64-M. S 24) günümüzden iki bin yıl önce (Γεωγραφικά) Coğrafya adlı kitabını yazmıştır. Yerbilimlerinde diğer sıçrama Avrupa’da Sanayi Devrimi döneminde Alexander von Humboldt (1769 –1859) tarafından modern coğrafyanın ve James Hutton (1726 – 1797) tarafından modern jeoloji biliminin temellerinin atmasıyla yaşanmıştır. Bu alandaki son büyük gelişme 1960’da bilgisayar ve bilgi teknolojilerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri adı altında yer bilimleri ile entegrasyonu ile yaşanmıştır.
Son 10 yılda Coğrafi Bilgi Sistemlerinin gelişiminde ana noktalar nelerdir?
Son 10 yılda yapay zekâ ve hassas küresel konumlandırma sistemi (GPS) ile donatılan yarı otonom amatör ve endüstriyel insansız hava araçları (İHA- RTK Drone) yerbilimlerinde geniş bir kullanım alanı bulmuş; 3 boyutlu modelleme, jeomorfometrik analizler ve jeolojik etütleri ayrı bir seviyeye taşımıştır. Bu gelişmeye paralel olarak lazer tarama (LIDAR nokta bulutu) ile santimetre hassasiyetinde sonuçlar üretmek sıradanlaşmıştır. Daha önce bilim-kurgu filmlerin konusu olan sanal dünya simülasyonu günümüzde Coğrafi Bilgi Sistemleri daha da gelişerek artırılmış gerçekliğe sahip siber uzay (Cyber space) kavramına evrilmiştir.
Jeomorfoloji nedir?
Jeomorfoloji: Jeomorfoloji Antik Yunanca (“Γή /Yi” Yerküre, “(Μορφή/Morfi” şekil ve “Λογία /Logiya” Bilim) kelimelerinden türetilmiş olup “Yer Şekilleri Bilimi” olarak tercüme edilebilir. Jeomorfoloji bilimi yer şekillerinin oluşumu ve gelişimini belirleyen fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreç ve etkenleri inceler.
Dünyada modern jeomorfolojik haritalama kavramlarının ortaya çıkışı ne zaman gerçekleşmiştir?
Dünyada modern jeomorfolojik haritalama kavramlarının ortaya çıkışı 1940 – 1950 yılları arasındaki döneme rastlamaktadır. Jeomorfolojik haritalamalar, öncelikle kıtasal bazda yapılmaya başlanmıştır. Küçük ölçekli olarak başlayan haritalama işlemleri zamanla 1:100.000, 1:50.000 ve nihayetinde 1:25.000 gibi büyük ölçekli haritalamaların yapılması ile detaylandırılmıştır. Oğuz Erol tarafından hazırlanan 1:1.000.000 ölçekli Türkiye Jeomorfoloji Haritası bir kenara bırakılacak olursa Türkiye genelini kapsayan detaylı bir jeomorfoloji haritalaması halen tamamlanamamıştır.
Ülkemizde ilk jeolojik çalışmalar ne zaman başlamıştır?
Yurdumuzda ilk jeolojik çalışmaları 1839’da ilan edilen Gülhane Hattı Hümayunundan sonra yabancılar tarafından başlatılmıştır. Pierre de Tchihatchef tarafından 1870’li yıllarda Batı ve Orta Anadolu’ya dair hazırladığı 1/2.000.000 ölçekli harita oluşturur. Anadolu’yu baştan başa gezen Pierre de Tchihatchef 19. yüzyılın çığır açan jeologlarından birisidir ve bu seyahatlerinin akabinde sekiz ciltlik “Asie Mineure” (Küçük Asya) adlı dev eseri yayınlamıştır.
Türkiye’de CBS ortamında jeoloji verisi üretme çalışmaları nelerdir?
Türkiye’de CBS ortamında jeoloji verisi üretme çalışmaları 1995 yılında Maden Tetkik ve Arama Kurumu (MTA) tarafından “Türkiye Jeoloji Veri Tabanı (TJVT)” projesi ile başlar. Bu kapsamda mevcut 5547 adet 1/25.000 ölçekli Türkiye jeoloji haritası, diri fay, heyelan haritaları öznitelik bilgileri sayısallaştırılarak Coğrafi Bilgi Sistemlerine aktarılmıştır.
2005 yılında “e-Dönüşüm Türkiye Projesi” ve “Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı” 75 (KYM-75) uyarınca Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı (TUCBS-A) kurulması kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulunun 2014/7179 Sayılı “Ulusal Coğrafi Bilgi Sisteminin Kurulması ve Yönetilmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında tüm kurumlar sorumlu oldukları mekânsal veri ve haritaları CBS yazılımları kullanarak sayısal veri tabanlarına aktarmakla yükümlü kılınmıştır. TUCBS ile Kamu yönetiminde modernizasyon ve ortak teknoloji hizmetleri ve altyapısı standartlaşması hedeflenmiştir.
INSPIRE nedir?
2007 yılında Avrupa ölçeğinde CBS verilerinin standartlaştırmak üzere Avrupa Birliği Parlamentosu INSPIRE (Infrastructure for Spatial Information in the European Community: Avrupa Birliği Coğrafi Bilgi Altyapısı) direktifi yürürlüğe girmiştir. INSPIRE standartları ile uyumlu konumsal veri katmanları ve servisleri üretilmesi ve bu servislerin ortak kullanımı amaçlanmaktadır (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Raporu).
Türkiye'de basılı jeoloji haritaları nelerdir?
Türkiye’de ulusal ölçekte standart Jeoloji haritaları MTA tarafından üretilmekte ve güncellenmektedir. MTA haricinde akademisyenler ve özel ve kamu kuruluşları tarafından proje bazlı lokal jeoloji haritaları yapılmaktadır fakat bunlar herhangi bir konumsal veri standardına tabi değillerdir. MTA’nın Jeoloji haritaları 1/25.000 ölçekte hazırlanmakta olup bu paftaların genelleştirilmesi ile 1/100.000 ve 1/500.000 öl- çekli haritalar elde edilmektedir. Jeoloji haritalarına ek olarak MTA tarafından “Türkiye Diri Fay Haritası” ve “Türkiye Heyelan Haritası” gibi özel maksatlı ulusal haritalar üretilmektedir.
Türkiye'deki sayısal haritalar ve CBS verileri nelerdir?
MTA tarafından 2019 yılı itibariyle 5547 adet (Türkiye’nin %97’si) 1/25.000 ölçekli Jeoloji haritası sayısallaştırılarak Türkiye Jeoloji Veri Tabanına (TJVT) aktarılmıştır. Bu veriler “raster” formatında, koordinatlı “GeoTIFF” veya vektörel formatta “shapefile” veya “E00” formatında ücreti mukabilinde temin edilebilmektedir. Sayısal veriler UTM projeksiyonunda ve WGS-84 datumunda sunulmaktadır.
Türkiye'deki online harita servisleri nelerdir?
MTA tarafında hazırlanan sayısal (vektörel ve raster) Jeolojik veriler ücrete tabidir. Buna mukabil kurum tarafından ücretsiz erişilebilen Türkiye Jeoloji Haritası web servisi yer alır. Bu harita esasen yine MTA tarafından hazırlanan ve ücretsiz olarak “pdf” dosyası formatında sunulan 1/500.000 ölçekli Türkiye Jeoloji Haritasının dinamik bir altlık üzerinde yayınlanan raster formatında web servisidir. Bu web servisi doğrudan CBS programlarına altlık olarak çağırılamaz, bunun yerine ilgili pafta indirilerek köşe koordinatları ile sayısallaştırılabilir (georeferencing).
Atmosfer dışı uydu gözlemleri nasıl yapılmaktadır?
Yörüngeye yerleşen ilk uydu olan Sputnik’in 1957 yılında uzaya gönderilişinden daha 50 yıl geçmeden gök kubbemizde 5 binden fazla uydu dolanmaktadır. Gözlemin amacına göre uyduların yörünge yükseklikleri ve döngüleri farklılık göstermektedir. Örneğin Google Earth benzeri uygulamaların altlığını oluş- turan “Geoeye” gibi görünür tayf (RGB) uyduları dünya etrafında 90 dakikalık periyotlarda yerkürenin etrafını bir makaraya iplik sarar gibi şerit yörüngeler halinde turlayarak fotoğraflamaktadır. Bu tür uydular yerküreye yakın yörüngelerde hızla döner ve yer yüzeyinin yüksek çözünürlüklü görüntülerini elde ederler. Öte yandan “Geosynchronous” yörüngedeki uydu yerküre ile eş zamanlı döner aynı yerin zamansal değişimini takip edebilir. Örneğin meteoroloji uyduları bu yörüngede konuşlanmıştır. Yeryüzünün çok geniş alanını tek seferde görebildiklerinden Sinoptik (eş zamanlı gözlem) gözlem yapabilirler.
Jeopark nedir?
Jeopark yeni bir doğa koruma ve alan yönetimi kavramı olup 2000 yılında Avrupa Jeoparklar Ağı (European Geoparks Network) ile vücut bulmuş ve 2015 yılında UNESCO Global Jeoparklar programına dönüşmüştür. Jeoparkların amacı yer mirasını (Geoheritage) korumak, toplumu bilinçlendirmek ve bu sahalarda Jeoturizm vasıtasıyla yerel kalkınmayı desteklemektir. Türkiye’nin ilk Avrupa ve UNESCO Jeoparkı olan Kula Jeoparkı Dr. Erdal Gümüş tarafından 2013 yılında kurulmuştur. Mekânsal planlamanın yoğun biçimde kullanıldığı Jeoparkların tesis ve tescil sürecinde Coğrafi Bilgi Sistemleri önemli bir yere sahiptir. UNESCO Jeoparkları başvuru dokümanlarından “Self-Evaluation Form-A” “I. Geology and Landscape” kısmında aday Jeoparkların CBS ortamında Jeosit veri tabanına sahip olmalarını şart koşar. Jeositlerin tespiti, koruma ve kullanım planlamaları ve bunlara dair zonların tespiti Jeoparka dair tüm mekânsal unsurlar ve onların öznitelikleri Coğrafi Bilgi Sistemleri içerisinde tutulur.
Lahar Akıntısı, Dolin, Akifer ve Tsunami kavramları ne ifade etmektedir?
Lahar akıntısı: Tüf, kül, ignimbrit gibi pekişmemiş ve gevşek volkanik püskürüklerin şiddetli yağışlarla birleşerek oluşturdukları çamur akıntıları
Dolin: Özellikle karbonatlı kayaçların bulunduğu sahalarda yer altında karstik erimelere bağlı oluşan boşlukların tavanlarının çökmesi sonucu oluşan derin çukurlar.
Akifer: Latince “Suveren” manasında bünyesinde su tutan veya suyun dolaşmasına müsade eden kayaç veya toprak yapısı
Tsunami: Japonca “Liman dalgası” anlamına gelen okyanus, deniz veya göllerde deprem, volkanizma, heyelan veya nükleer patlamalar bağlı olarak büyük su kütlelerin yer değiştirmesi sonucu oluşan dev dalgalar
Hidroloji nedir ve ilgili olduğu bilim dalları nelerdir?
Hidroloji “Su bilimi” multidisipliner bir bilim dalıdır. Jeoloji altında “Hidrojeoloji”, Coğrafi yönüyle “Hidrografya” Meteoroloji kapsamında “Hidrometeroloji” şeklinde ele alınır. Jeoloji bilimi kayaç yapılarının su tutma ve iletme kabiliyetlerini, akiferleri, suyun yerkürenin içerisindeki yolculuğunu, suyun mekanik etkileri gibi konulara odaklanır. Coğrafya bilimi akışkan veya durağan su kütlelerini coğrafi yapılar olarak ele alır, su aynı zamanda en önemli şekillendirici etmenlerden birisi olarak Jeomorfoloji alanına da girer. Meteoroloji ise suyun atmosferik dolaşımı, hal değişimleri ile fiziksel ve kimyasal etkilerini ele alır. Her bir bilim dalı kendi penceresinden baksa da aslında gördükleri aynı sudur.
Hidroloji veri kaynakları nelerdir?
Hidroloji alanında temel altlık verisi Harita Genel Müdürlüğü tarafından üretilen 1/25.000 ölçekli Topoğrafya haritalarıdır. Bu haritalarda “Hyd” yani hidroloji sınıfı altında noktasal, çizgisel ve alansal veriler bulunmaktadır. Ayrıca Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, Teknoloji Dairesi Başkanlığı altında Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürlüğü hidroloji verilerini üretmekte ve güncellemektedir. Ulusal veri kaynaklarımızın yanı sıra Amerikan Jeoloji Etütleri Kurumu (USGS) tarafından vektör formatta su kütleleri verisi (Water body) ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Hidroloji uygulamaları nelerdir?
Coğrafya ve Coğrafi Bilgi Sistemleri yüzeysel su kütlelerini tanımlar ve haritalandırır. Eşyükselti eğrilerinden üreteceğimiz veya doğrudan online kaynaklardan temin edeceğimiz bir DEM yani Sayısal Yükselti Modeli kullanarak havza analizi, akış yönü analizi, drenaj analizi, taşkın analizi gibi temel CBS analizlerini yapabiliriz