ÇOCUKTA SANAT EĞİTİMİ VE YARATICILIK

Çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan ve çocukların sonraki yaşamlarında önemli rol oynayan bedensel, psikomotor, sosyal ve duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde şekillendiği, ailelerde ve kurumlarda verilen eğitim sürecine erken çocukluk eğitimi denir.

Günümüzdekinden farklı olmakla birlikte eğitim, sistemli bir şekilde ilk kez Antik Yunan’da ortaya çıkmıştır.

Çocukluk fikri, Rönesans’ın büyük icadlarından biridir. Batı toplumunda, ilk defa Rönesans döneminde, çocuklar tamamen birbirinden farklı bireyler olarak görülmeye başlanmıştır.

Çağdaş eğitim düşüncesinin temellerinin 16. yüzyılda ortaya çıktığı ve 20. yüzyıla kadar sistemli bir şekilde gelişerek devam ettiği söylenebilir. Avrupa’da 16. yüzyıl; sosyal, dini ve ekonomik değişmelerin, kısmen Rönesans, kısmen de reform nedeniyle meydana çıktığı bir dönemdir.

Çocuklara okuma yazma öğretme işinde düzenli okullaşmanın üzerinde duran kişi reformasyonun öncüsü Martin Luther’dir.

Comenius (1592-1670), erken çocuklukta en iyi öğrenmenin duyular yoluyla olduğunu söyler ve ilk çocukluk yılarında somut ve duyulara dayalı bir eğitimin gerekliliğine inanır.

Estetik terimi, 18. yüzyılın ortalarından bu yana kullanılmakta olup; felsefenin araştırdığı yeni bir alanı belirtmek üzere, Alman filozof A. G. Baumgarten tarafından ortaya atılmıştır.

Duyum: Dışarıdan gelen uyarıcıların bir veya birden fazla duyu organları yoluyla sinir akımları sayesinde beynimize ulaştırılmasıdır.

Freud’un oyun kuramı’na göre her davranışın bir nedeni vardır. Çocuklar oyunlarında farkında olduğu veya olmadığı duygularını yansıtır. Bu nedenle Freud oyunu çocuğun davranışının ve kişiliğinin aynası olarak görmektedir

Lowenfeld’in Evrenselden Tikele Kuramı, özellikle psikolojiye dayanarak sanat eğitimini bilimsel temellere oturtmayı hedeflemiştir. Çizgisel gelişim evrelerinin tek başına değil, çocuğun çok yönlü gelişimiyle birlikte ele alınması gerektiğini savunmuştur.

Okul öncesi dönem

Öğrenmenin bu şekilde başladığı ardından, edinilen söz konusu bilgi ve deneyimlerin, yetişkinler tarafından çocuklara ve gençlere aktarılması ile eğitim sürecinin ortaya çıktığı söylenebilir : Antik Yunan'da

Çin ve Japon yaşamı betimlerinde: Çin ve Japonya Tarihi- Çin ve Japonya’da çocuklar üzerine geliştirilen fikirlerde
Konfüçyüs’ün (MÖ 551-479) yazılarının etkisi büyüktür. Konfüçyüsçülük akımının odaklandığı bireyler arası uyum, her iki toplumda da çocukların doğuştan iyi olduğu fikrinin
gelişmesine öncülük etmiştir. Bu fikir Avrupa’da ancak yüzyıllar sonra ortaya çıkmıştır.
Çocuklara saygı kavramı ilk Çin ve Japon yaşamı betimlerinde yer almaktadır. Çocukların
eğitimi bu toplumlarda antik çağda dahi ilgi alanlarından biri olmuştur

Sanay-i Nefise

Çocuklara matematik ve fizik konularında ileri düzey eğitim vermek

Yaratmaya dair büyüsel bir dürtü ve ihtiyaç

Story-knifing

Güneybatı Alaska’da
Yup’ik Eskimo çocuklarının yaptığı gibi geleneksel hikâyelerini anlatarak çamura sembol çizimleri yaptıkları ‘story-knifing’ adı verilen hikâye kazıma etkinliklerini görmek mümkündür

18-24 ay

Uygun erken sanatsal deneyimler

Boyama Kitabı