ÇOCUK, BİLİM VE TEKNOLOJİ - Deneme Sınavı - 3

I-Canlı bilimi-Hayvanlar

II-Canlı bilimi-Bitkiler

III- Canlı bilimi-Çevre 

IV- Fiziksel Bilim-Kuvvet ve hareket 

Derya Öğretmen burada verilen tüm maddelere proje çalışmasında yer vermiştir. Arı (Hayvanlar), bitkilerin tozlaşması ve üremesi (bitkiler), arı ve bitkilerin etkileşimi (çevre), arının hareketi ve dansı ile iletişim kurması (hareket) konularına böyle bir çalışmada yer verildiği için hepsini içeren e seçeneği doğru cevaptır.

‘’Halkın Bilim Tarihi’’ adlı kitapta Conner, bilimi ‘’!bilgi üretme eylemi’’ olarak tanımlamaktadır. Doğal olarak bilim ile bilgi arasında güçlü bağa vurgu yapılmaktadır.

Bilimsel eylemin birçok öğesi olmakla birlikte, en önemli iki öğesi gözlem yapmak ve veri toplamaktır.

İndirgemecilik, bütün olguların daha basit bir olgu içinde anlaşılabileceğini söyleyen bir kuramdır. Bir başka deyişle bu kavram bütün karmaşık sistemlerin kendi parçalarının içinde tamamen anlaşılabileceğini söylemektedir.

Bilimin özellikleri arasında değer yargısız bir onaylama veya yanlışlama söz konusudur. Yani doğrulama veya yanlışlama bunu yapan kişinin yargılarından bağımsızdır.

Bilimsel gelişmelerin basamakları dört safhada toplanmaktadır. Türk-İslam sentezi doğrultusunda gelişen bilim dönemi bunlardan biri değildir.

Rönesans dönemi bir ara dönem olarak nitelendirilerek modern bilime geçiş tüneli olarak görülebilir. Yeniden Doğuş anlamına gelen Rönesans, eski Yunan geleneğine yani sorgulamaya yöneliştir. Eski Yunan ve Mısır eserlerinin Arapçadan tekrar çevrilmesi, matbaanın kullanılması, coğrafi keşifler ve pusula bu dönemin temel doğuş nedenleri olarak sayılabilir. Bu dönemdeki bilim insanları arasında Kopernik, Kepler, Galileo, Newton, Huygens, Boyle, Gassendi, Descartes sayılabilir. Aristoteles Helenistik dönemin bilim insanıdır.

Bütün bilgiler kapsamlıdır, ancak bilimsel bilgilerin kapsamı elbette daha fazladır. Fakat bu durum, çocukların erken yaşta bilim öğrenmelerinin gerekçelerinden biri olamaz.

Bilimin risk ve fayda içeren yapısı hakkında bilgili olma biçiminde olması gerekirken sakıncalarından söz edilmesi yanlış olmuştur.

Bilim okuryazarlığı uluslararası bağlamda olduğu kadar ülkemizde de fen eğitiminin birincil hedefleri arasında gösterilmektedir. 2005 yılında yürürlüğe giren MEB İlköğretim Fen ve Teknoloji dersi öğretim programında bireysel farklılıkları ne olursa olsun bütün öğrencilerin fen ve Teknoloji okuryazarı olarak yetişmesi programın genel vizyonu olarak belirtilmiştir. Bu programda Fen ve Teknoloji okuryazarlığının tanımında ‘’ bireylerin araştırma- sorgulama, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirmeleri, yaşam boyu öğrenen bireyler olmaları, çevreleri ve dünya hakkındaki merak duygusunu sürdürmeleri için gerekli olan fenle ilgili beceri, tutum, değer, anlayış ve bilgilerin bir bileşimidir’’ der. Bu kapsamda Fen ve Teknoloji okuryazarlığı; fen bilimleri ve teknolojinin doğası, anahtar fen kavramları, bilimsel süreç becerileri, fen-teknoloji-toplum-çevre ilişkileri, bilimsel ve teknik psikomotor beceriler, bilimin özünü oluşturan değerler, fene ilişkin tutum ve değerler olarak belirlenmiştir.

Bilimi yapan insanlardır. Bilim insanları yönlendirmez; sadece doğaya ve insanlara katkısı vardır.

Bilimsel bilgi; özneldir, kanıtlara dayanır, değişebilir, yaratıcığın ürünüdür, sosyal ve kültürel yapıdan kaynaklanır. Nesnel değildir.

Bireylerin bilimi bilmelerinde, anlamalarında yarar bulunmaktadır. Bilim, sadece bilim adamlarına bırakılmamalıdır. Bireyler de araştırabilmeli, sorgulayabilmelidir.

Bilimin doğasının öğretimi için şimdiye kadar yapılan çalışmalar tarihsel, dolaylı ve doğrudan-yansıtıcı yaklaşım olmak üzere üç farklı eğitsel yaklaşımı ortaya çıkarmıştır. Tarihsel yaklaşımda, bilimin doğasına ilişkin özellikler bilim tarihi aracılığıyla verilir. Dolaylı yaklaşımda, bilimin doğasına ilişkin özellik fen eğitimi sürecinin bir yan ürünü olarak ele alınır ve bu özelliklere doğrudan vurgu yapılmaz. Doğrudan-yansıtıcı yaklaşımda ise bilimin doğasına ilişkin özelliklere açıkça vurgu yapılır.

Bilim insanının genel özellikleri arasında; meraklı, sorgulayıcı, açık fikirli, gözlemci, yaratıcı, iletişimci, problem çözücü, eleştirel düşünen, keşfetmeye ve öğrenmeye istekli olması söz konusudur. Araştırma yapması, deney yapması, incelemesi gerekir; ancak sürekli laboratuvarlarda olması gerekmemektedir.

Çocukların keşif süreçleri doğru rehberlik ve cesaretlendirmeler ile yürütülmesi sonucunda keyif almaları kaçınılmazdır. Bilime ilişkin olumlu tutum geliştirmeleri, becerilerin gelişmesi, bilgiye ulaşmaları daha kolay olacaktır. Ancak bu çalışmalar, kesinlikle diğer etkinliklerin yapılmasına engel oluşturmamalıdır.

Bilimin doğasına ilişkin bilgilerin erken yaşlardan itibaren vurgulanması öğrencilerin bilime olan ilgisini artırır, bilimsel uğraşın ne olduğuna ilişkin anlayışlarını geliştirir, bilimle ilgili daha bilgili kararlar alabilen vatandaşlar yetiştirilmesine katkı sağlar, öğretmenlerin fen derslerini destekler ve geliştirir. Ayrıca erken yıllarda bilimin doğasını anlamaya yönelik yaşantılar sunulmasının çocukların ileriki yıllarda hem bilimin doğasına hem de fen konularına ilişkin daha iyi kavramsal anlayış ve bilimsel altyapı geliştirmelerine yardımcı olur.

Etkinliğe kemik getirmek doğru değildir.

Fosil bilimi paleontolojidir.

Çocukların bilişsel yapılarına yerleştirilmesine destek sağlayan kavramların eğitimin her aşamasında gelişim özelliklerine ve düzeyine uygun biçimde öğretilmesi önemlidir.