aofsorular.com
HUK215U

Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

5. Ünite 20 Soru
S

Hukuka aykırılık ne anlama gelmektedir?

Hukuka aykırılık, fiile hukuk düzeninin izin vermemesi ve hoş görmemesi anlamına gelmektedir

S

Ceza hukuku bağlamında hukuka uygunluk nedenlerinden bahsedilebilmesi için öncelikle ne olması gerekmektedir?

Ceza hukuku bağlamında hukuka uygunluk nedenlerinden bahsedilebilmesi için öncelikle haksızlık oluşturan fiilin suç teşkil etmesi gerekmektedir

S

TCK’da mahiyeti uygun olmak şartıyla tüm suçlar bakımından uygulanacak genel hukuka uygunluk ne­denleri kaç ana grupta toplanmıştır?

TCK’da mahiyeti uygun olmak şartıyla tüm suçlar bakımından uygulanacak genel hukuka uygunluk ne­denleri dört ana grupta toplanmıştır.

S

TCK’da mahiyeti uygun olmak şartıyla tüm suçlar bakımından uygulanacak genel hukuka uygunluk ne­denleri dört ana grupta toplanmıştır. Bu dört ana grup nelerdir?

TCK’da mahiyeti uygun olmak şartıyla tüm suçlar bakımından uygulanacak genel hukuka uygunluk ne­denleri kanunun hükmünü yerine getirme (görevin ifa­sı) (tck md. 24/1), hakkın kullanılması (tck md. 26/1), meşru savunma (tck md. 25/1) ve ilgilinin rızası (tck md. 26/2) olmak üzere dört ana grupta toplanmıştır.

S

Kanun tarafından diğer kişilere izin verilmemesine rağmen belli bir davranışta bulunma konusunda yetki verilen kişinin, bu davranışta bulunması ne oluştururur?

Kanun tarafından diğer kişilere izin verilmemesine rağmen belli bir davranışta bulunma konusunda yetki verilen kişinin, bu davranışta bulunması bir hukuka uygunluk nedenini oluşturmaktadır.

S

Kanun kavramı neyi kapsamaktadır?

Kanun kavramı, yalnızca şekli anlamda kanun kavramıyla sınırlı olmayıp “yazılı hukuk kurallarının” tamamını kapsamaktadır

S

Kolluğun zor ve silah kullanmasına ilişkin en önemli düzenleme hangi kanunda yer almaktadır?

Kolluğun zor ve silah kullanmasına ilişkin en önemli düzenleme Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yer almaktadır.

S

Kolluğun zor ve silah kullanmasına ilişkin en önemli düzenleme Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun kaçıncı maddesinde yer almaktadır?

Kolluğun zor ve silah kullanmasına ilişkin en önemli düzenleme Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun (PVSK) 16. maddesinde yer almaktadır.

S

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun (PVSK) 16. maddesinin birinci fıkrasına göre, polis ne ile yetkilidir? Açıklayınız

PVSK’nın 16. maddesinin birinci fıkrasına göre, polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması hâlinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanma­ya yetkilidir.

S

Polisin silah kullanma yetkisinin kanuna ve oran­tılılık ilkesine uygun olması için her zaman göz önünde tutulması gereken ilkeler nelerdir?

  1. Öncelikle polis silah kullandığı her olayda orantılılık ilkesini gözetmeli ve silahı son çare olarak kullanmalıdır. Kendinin veya bir başkasının yaşam hakkı tehlikeye girmedik­çe, polis başkasının yaşam hakkını tehlikeye sokmamalıdır. Bu nedenle, polis kişiye en az zarar verecek yöntemi kullanmalı, maddi güç kullanarak amaca ulaşmanın mümkün ol­duğu durumlarda silah kullanmamalıdır.
  2. Polis, silah kullanma zorunluluğunda kal­dığı durumlarda doğrudan öldürme kastıyla hareket etmemeli ve silahı kişiye en az zarar verecek şekilde kullanmalıdır.
  3. Kaçan kişiler bakımından da polis açıkça ve ısrarla ikaz etmedikçe silah kullanmamalı ve bu durumda da öldürme kastıyla hareket etmeden, yakalanmasını sağlayacak ölçüde ve en az zarar verecek şekilde kullanmalıdır..
S

Meşru savunma nedir?

Meşru savunma, bir kimsenin kendisini veya başkasını hedef alan haksız bir saldırı karşısında, savunma amacıyla bu saldırı­yı def edecek ölçüde kuvvet kullanılması şeklinde gerçekleşen zorunlu tepkidir.

S

Meşru savunmanın düzenlendiği TCK’nin 25. maddesinin birinci fıkrasında hangi hükme yer verilmiştir?

Meşru savunmanın düzenlendiği TCK’nin 25. maddesinin birinci fıkrasında, gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı fai­le ceza verilmeyeceği şeklinde bir hükme yer verilmiştir

S

Meşru savunmanın, kaç  bölüm hâlinde incelenmesi uygundur?

Meşru savunmanın, saldırıya ve savunmaya ilişkin şartlar olmak üzere iki bölüm hâlinde incelenmesi uygun olacaktır

S

Saldırıya ilişkin şartlar nasıl sınıflandırılabilir?

  • Saldırının Varlığı: Haksız savunmanın özü­nü bir saldırının varlığı oluşturmaktadır. Sal­dırı, hukuken korunan bir hakka zarar veren veya tehlikeye sokan her türlü insan davranı­şını ifade etmektedir. Ortada maddi nitelikte bir saldırı olmadıkça, meşru savunmadan söz edilemez. Bu nedenle sözle yapılan saldırıla­ra karşı meşru savunma kabul edilmeyecektir. Ayrıca saldırı bir insan hareketinden kaynak­lanmalı ve saldırıyı kimin gerçekleştirdiği belli olmalıdır. Bu nedenle doğa olayları meşru savunma hakkı vermeyecektir. Yine hayvan saldırıları, insanlar tarafından bir hayvan araç olarak kullanılarak yapılmadıkça saldırı niteliğinde olmayacaktır.
  • Saldırının Haksız Olması: Meşru savun­ma için söz konusu saldırının haksız olması, yani hukuka aykırı olması gerekmektedir. Saldırının haksızlık teşkil edip etmediği değerlendirilirken hukuk düzeni bir bütün olarak dikkate alınacaktır. Saldırının ayrıca suç teşkil etmesi gerekmemektedir. Dolayı­sıyla, kişi hukuktan aldığı bir yetkiyle veya bir hukuka uygunluk sebebi içinde hareket ediyorsa fiil haksız değildir.
  • Saldırının Mevcut Olması veya Gerçek­leşmesi ya da Tekrarının Muhakkak Ol­ması: Meşru savunmaya ilişkin hükümde açıkça saldırının “gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak” olması gerektiği be­lirtilmiştir. Buna göre meşru savunmanın zaman bakımından bir sınırı mevcut olup savunma ve saldırının aynı anda bulun­ması, yani savunmanın hâlen var olan bir saldırıya yönelik olması gerekmektedir. Bu nedenle saldırı başlamadan önce veya saldırı sona erdikten sonra meşru savunma müm­kün olmayacaktır. Dolayısıyla saldırganın elindeki silah alındıktan sonra öldürülme­si durumunda meşru savunma söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla mevcut bir sal­dırı yanında, başlaması kesin veya tekrarı muhakkak saldırılar bakımından da meşru savunma hükmü uygulanabilecektir. Ancak gelecekte gerçekleşecek bir saldırıyı önle­mek amacıyla işlenen fiiller meşru savun­madan yararlanamayacaktır.
  • Saldırının Kişilere Ait Bir Hakka Yönelik Olması: Kişinin meşru savunmadan yarar­lanabilmesi için madde metnine göre, saldı­rının “gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş” olması gerekmektedir. Buna göre, saldırının mutlaka meşru savun­mada bulunan kişinin bir hakkına yönelik olması gerekmeyip üçüncü kişilerin hak­larına (üçüncü kişi lehine meşru savunma) yönelik saldırılara karşı da meşru savunma mümkündür. Ayrıca, Kanun meşru savun­manın konusu olabilecek hakları sınırlama­mış, saldırının herhangi bir hakka yönelik olmasını meşru savunma bakımından ye­terli görmüştür. Ancak bireysel hakları ihlal etmeyen, toplumsal hukuksal değerleri ihlal eden fiillere yönelik meşru savunma müm­kün değildir
S

Saldırıya ilişkin şartlar nasıl sınıflandırılabilir?

  • Savunmanın Zorunlu Olması: Maddede savunmanın saldırıyı “defetmek zorunlulu­ğu” içinde yapılması gerekliliği belirtilerek meşru savunma bakımından savunmanın zorunluluğu yasal olarak açıkça belirtilmiş­tir. Buna göre saldırının savunma hareketle­rini yapmadan durdurulma imkânı bulun­mamalı, diğer bir ifadeyle saldırıya uğrayan kişinin saldırıdan kurtulmak için başka bir çaresi olmamalıdır. Eğer savunma amacıyla bazı fiilleri işlemeksizin, saldırıyı durdurma imkânı varsa meşru savunmanın şartlarının oluşmadığı kabul edilecektir. Ancak hukuk düzeni kimseyi kaçmaya zorlayamayaca­ğından, kaçma imkânı varken kaçmayan kişi de meşru savunmadan yararlanacaktır. Savunmanın zorunlu olup olmadığı her somut olayın şartlarına göre, özellikle sal­dırının ağırlığı göz önüne alınarak objektif olarak belirlenecektir.
  • Savunma ile Saldırı Arasında Nedensellik Bağının Bulunması ve Savunmanın Sal­dırgana Karşı Yapılması: Saldırı ile savun­ma arasında nedensellik bağı bulunmalı, yani savunma saldırının sonucu olmalıdır. Buna göre, meşru savunma için saldırıyı kimin gerçekleştirdiğinin belli olması gerekir. Do­layısıyla, savunmanın saldırının bir sonucu olması gerektiğinden, savunmanın saldırgana karşı yapılması da gerekmektedir. Bu neden­le, saldırıda bulunan kişinin yanındaki bu­lunan eşine karşı suç işlenmesinde olduğu gibi, saldırıda bulunan kişi dışında bir kişiye karşı meşru savunma mümkün değildir.
  • Saldırı ve Savunma Arasında Orantı Bulunması: Meşru savunmanın orantılı­lık şartı, maddede “o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde” ibaresiyle ifade edilmiştir. Orantılılık şartı, meşru sa­vunmanın özünü oluşturmaktadır. Meşru savunma amacıyla işlenen fiillerin hukuka uygun olabilmesi için, maruz kalınan saldı­rıyı defedecek ölçüde olması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, saldırıya uğrayan kişi ancak bu saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde bir davranış gerçekleştirdiği takdirde, meşru savunma hukuka uygunluk nedeninden yararlanacaktır.

 

S

Savunmanın saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde olup olmadığı değerlendirilirken dikkate alınması gereken ölçü nedir?

Savunmanın saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde olup olmadığı değerlendirilirken, saldırı ve savunmada kullanılan “araçlar” ile saldırı ve savunmanın yöneldiği “hukuki değerler” arasında açık bir oransızlık bulunup bulunmadığı dikkate alınabilir.

S

Hak kavramının kapsamı  nedir?

Hak kavramı, özel hukuktan ve kamu hukukundan kaynaklanan tüm hakları kapsamına almaktadır. 

S

Hakkın kullanılması hukuka uygunluk nedenin kaç temel şartı bulunmaktadır? Açıklayınız.

  • Doğrudan Kullanılabilen Subjektif Bir Hakkın Varlığı: Hukuka uygunluk ne­deni olarak bir hakkın kullanılmasından söz edebilmek için, öncelikle kişiye hukuk düzenince tanınmış, haktan yararlanma hususu hak sahibinin iradesine bırakılmış subjektif bir hakkın bulunması gerekmekte­dir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu hak, kanun, tüzük, yönetmelik, genelge gibi yazılı hukuka dayanabileceği gibi, hukuken tanınmış ve düzenlenmiş olmak kaydıyla, bir mesleğin icrasından da doğabilir. Dolayısıyla hakkın kaynağını, kamu hukuku veya özel hukuk normları, kamu hukukuna veya özel hukuka ait bir işlem ve hatta örf ve adet hukuku oluştura­bilir. Keza bir meslek ve sanatın icrası, spor­tif faaliyetler, basın özgürlüğünün sağladığı haklar, bu hukuka uygunluk nedeninin içerisinde kalırlar.
  • Hakkın Doğrudan Doğruya Kullanı­labilmesi: Kişi hiç bir merciin aracılığı­na ihtiyaç duymaksızın hakkını doğrudan doğruya kullanma imkânına sahip olmalı­dır. Buna göre hakkın kullanılması hukuka uygunluk nedeninden yararlanılabilmesi için söz konusu hakkın doğrudan doğruya kullanılabilir olması aranacaktır. Eğer hak, bir mercie başvurarak kullanılabilecekse yani hakkın kullanılması için başka bir makamdan karar alınması veya başka bir makam tarafından hakkın varlığının tespi­ti gerekliyse artık fail hakkın kullanılması hukuka uygunluk nedeninden yararlana­mayacaktır.
  • Hakkın Kötüye Kullanılmaması: Hakkın kullanılmasının hukuka uygunluk nedeni olması için, kişinin bu hakkı ortaya çıkaran hukuk kaynağında öngörülen sınırlar içinde kullanması, diğer bir ifadeyle hakkın kö­tüye kullanılmamış olması gerekmektedir. Öğretmenlerin öğrenciler üzerinde tedip hakkı bulunmaktadır. Ancak bu hak hiç bir zaman öğretmenin kasten yaralama suçunu işlemesine izin vermemektedir.

 

S

İlgilinin Rızası nedir?

Suçla korunan hakkın sahibinin ihlale rıza göstermesi durumunda bu rızanın fiili hukuka uygun hâle getirmesine ilgilinin rızası adı verilmektedir.

S

Rızanın hukuka uygunluk nedeni olabilmesi için  hangi şartlar  aranmaktadır?

Rızanın hukuka uygunluk nedeni olabilmesi için, rızaya ehliyet, rıza açıklaması ve rızanın konu­su olmak üzere üç şart aranmaktadır.