aofsorular.com
KYT401U

KÜRESEL ÇEVRE SORUNLARI

4. Ünite 20 Soru
S

Sınır ötesi çevre zararı kavramı hangi anlama gelmektedir? Örnek vererek açıklayınız.

Sınır ötesi çevre zararı; OECD’nin 1973 yılında yaptığı bir tanıma göre, zararlı olarak tanımlanabilen salımların hava, su ve toprak gibi çevre araçları ile bir ülke sınırlarından diğerlerine taşınmasıdır. Bu taşınma, akarsularda olduğu gibi tek yönlü gerçekleşebilir. Örneğin Almanya’da Ren nehrindeki kirlilik, İsviçre, Fransa ve Hollanda’yı doğrudan etkilemektedir. Karşılıklı kirliliğe örnek olarak ise ABD ve Kanada’nın ortak olarak kullandıkları Kuzey Amerika’daki Büyük Göller gösterilebilir. Burada bir ülkenin yaratmış olduğu kirlilik diğer ülkeyi de olumsuz şekilde etkilemektedir. Bazı sınır ötesi kirliliklerin kaynaklarının belirlenmesi ve kanıtlanması oldukça güçtür. Hava kirliliği bu tip bir kirliliktir.

S

Küresel çevre sorunları nelerdir? Bu sorunların birbirinden bağımsız olarak ele alınıp alınamayacağını tartışınız. 

Geçmişten günümüze küresel çevre sorunlarından bazıları;

  • Küresel Isınma ve İklim Değişikliği
  • Atıklar ve Doğal Kaynakların Korunması
  • Ozon Tabakasının İncelmesi
  • Asit Yağmurları
  • Ormansızlaşma
  • Radyasyon (Işınım)

şeklinde sıralanabilir. Bu çevre sorunlarının her biri ayrı bir başlık gibi görünse de birbirleri ile girişik bir yapıdadır ve bir çevresel sorun başka bir çevresel sorunu tetikleyebilmektedir. Dolayısıyla küresel çevre sorunlarının birbirinden bağımsız olarak ele alınması doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Nitekim küresel çevre sorunlarının tüm dünyada etkili olmasının yanında, başka küresel çevre sorunlarının ortaya çıkmasına ve etkisinin artmasına da yol açtığı gözlemlenmektedir.

S

"Küresel ısınma" kavramını açıklayınız ve nedenlerini tartışınız.

İnsanoğlu tarafından atmosfere salınan bazı gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir. Normal koşullarda güneşten gelen ışınlar dünyayı ısıtarak atmosfere yansımaktadır. Atmosferdeki karbon dioksit, metan gazı, azot oksitler ve su buharı gibi sera gazları, yansıyan bu ışınların bir kısmının atmosferde tutulmasına neden olmaktadır. Bu da atmosferin sıcak kalmasını sağlamaktadır. Işınların %72’lik bir kısmı atmosferdeki karbondioksit tarafından tutulurken, %18’i metan, %9’u da azot oksitler tarafından tutulmaktadır. Bu gazlar temelde dünyanın yaşanabilir olmasını sağlayan oldukça önemli gazlardır. Sera gazlarının bulunmaması durumunda yeryüzünün sıcaklığının bugüne göre 30°C daha düşük olacağı hesaplanmıştır. Son yüzyılda fosil yakıtların yoğun kullanımı ve ormanların yok edilmesiyle, bu ince atmosfer katmanının kimyasal dengeleri büyük oranda değişmiştir. Son yıllarda, çeşitli insan etkinlikleriyle atmosfere çok miktarda ve artan oranda sera gazları salınmakta, bu da yeryüzü sıcaklığında belirgin artışlara neden olmaktadır. Ayrıca güneş lekeleri ve güneşte yaşanan patlamalar, dünyanın yörüngesindeki değişimler ve El Nino gibi doğal süreçlerin de küresel ısınma üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. 

S

"Isıl genleşme" kavramını küresel ısınma bağlamında açıklayınız. 

Isıl genleşme: Bir cismin uzunluk veya hacminin ısıya bağlı olarak değişmesi olayıdır. Su da sıcaklığa bağlı olarak genleşme gösterir. Küresel ısınmanın en önemli etkilerinden biri buzulların erimesine bağlı olarak yükselen deniz düzeyidir. İnsan yerleşimi olan 200 adanın üçte birinde kumsalların deniz tarafından aşındırılıp yok olması tehlikesi vardır. Japonya gibi yaşamın deniz düzeyine yakın sürdürüldüğü ülkelerde kumsallar ve sanayi deniz düzeyinin yükselmesi nedeniyle, su baskını tehlikesi ile karşı karşıyadır. Kıyı bölgelerde, diğer canlıların yaşam alanları da tehlike altındadır. Okyanuslar, denizler ve büyük su kütlelerinde ısıl genleşme sonucunda mevcut toplam su miktarında artış olmamasına karşın hacimde artış gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra kutuplardaki buzulların erimesi ile deniz düzeylerinde yükselmeler görülmektedir. Tahminler, bu yüzyılın sonunda ortalama deniz düzeyinin yaklaşık 40 cm yükseleceği yönündedir.

S

Küresel ısınmanın su sistemleri üzerindeki etkilerini açıklayınız.

Okyanuslardaki akıntılarda, iklime bağlı değişimler gözlemlenmektedir. Dip sularının yüzey suları ile karışmasını sağlayan Ekman taşınımları, iklim değişimi ile değişmektedir. Böylelikle bazı kıyı bölgelerinde daha az yağış ve artan rüzgar hızları gözlenmektedir. Öte yandan eriyen buzullardan okyanuslara karışan tatlı su miktarının artışı Kuzey Atlantik’in ısınmasına yol açmaktadır. Dünyadaki buzulların önemli bir kısmını bünyesinde barındıran Peru’da küresel ısınmanın etkileri hissedilir boyuta ulaşmaktadır. Peru buzullarının yaklaşık yarısı yok olmuştur ve her geçen yıl daha hızlı erimektedir.

S

Küresel ısınmanın bitkiler üzerindeki etkilerini açıklayınız.

Uydu verilerinden edinilen bilgilere göre özellikle 40°-70° kuzey enlemlerinde, 1981-1991 yılları arasında, karasal bitki örtüsündeki fotosentez etkinliklerinde bir artış görülmüştür. Hızla değişen iklim koşulları mevcut ekosistem üzerinde de büyük hasarlar oluşturmaktadır. Örneğin yüksek kesimlerde bulunan çam ve köknar gibi ağaç türlerinin göçü için 0,015°C/10 yıl gibi bir değerden daha az bir sıcaklık artışı yeterli olmaktadır. Bu artış hızından daha fazla bir sıcaklık artışı olması durumunda bu türler yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Artan sıcaklıklara bağlı olarak, orman yangınlarında da artışlar olmakta ve bu artışın süreceği tahmin edilmektedir.

S

Küresel ısınmanın insan faaliyetleri üzerindeki etkilerini örnek vererek açıklayınız.

İklim değişikliğinin akarsu ve gölleri etkilemesi, taşımacılık, sulama, güç üretimi, atık giderimi gibi insan etkinliklerini de etkileyecektir. Buharlaşmadaki artış ve akarsulardaki su düzeylerinin düşmesi, göllerdeki taşımacılık ve denizcilik faaliyetlerini engelleyecek, güç üretimini de olumsuz etkileyecektir. Akarsuların gölleri besleyerek, göldeki kirliliği seyreltmesi gibi süreçler bozulacaktır. Deniz düzeyinde yükselme ise yer altı sularına karışan tuzlu su oranını arttıracak ve tatlı suyun niteliğini etkileyecektir. Küresel ısınmaya bağlı aşırı sıcaklık artışları nedeniyle pek çok akarsuda mevsimsel kuraklıklarda artışlar görülmeye başlanmıştır. Bunun sonucu olarak Fransa gibi bazı ülkelerde, nükleer enerji santrallerinin soğutma suyu ihtiyaçlarının karşılanmasında sorunlar ortaya çıkmaktadır. Akarsuların kuruma noktasına gelmesi ile somon balığı gibi türlerin sayısında ciddi azalmalar görülecektir.

S

Küresel ısınmanın olumlu bir etkisi bulunup bulunmadığını örneklerle açıklayınız.

Küresel ısınma bazı bölgelerde olumlu etki de göstermektedir. Alaska’da yılın on iki ayı boyunca donmuş durumdaki arazilerde yeni bitki oluşumları ve tundraların görülmeye başladığı belirlenmiştir. Bu arazilerdeki yeşil alan oranı son 50 yılda iki kat artmıştır. Kuzeyde yeşil alanlar ortaya çıkar ve artarken, tropik bölgelerde çölleşme gerçekleşmektedir.

S

1983 yılından günümüze kadar Türkiye'nin de taraf olduğu çevrenin korunması ve iklim değişikliğine yönelik gerçekleştirilen uluslararası antlaşmalar nelerdir?

  • 1979/Cenevre-Uzun Menzilli Sınırlar Ötesi Hava Kirlenmesi Sözleşmesi
  • 1985/Viyana-Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Sözleşme
  • 1987/Montreal-Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Protokol
  • 1990/Londra-Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü Değişikliği
  • 1992/Viyana-T.C. Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü Arasındaki Fon Anlaşması
  • 1992/Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolü
S

1992/Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolünün amacı nedir?

Sözleşmenin amacı; atmosferdeki sera gazı birikimlerini, iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir düzeyde durdurmayı başarmak, böyle bir düzeye, ekosistemin iklim değişikliğine doğal bir şekilde uyum sağlamasına, gıda üretiminin zarar görmeyeceği ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamına izin verecek bir zaman içerisinde ulaşmaktır.

S

2007 yılında yayımlanan IPCC raporunun ülkemizdeki yansımaları neler olmuştur?

2007 yılında yayımlanan IPCC raporunun kesin ve uyarıcı bir dille hazırlanmış olması ve ülkemizde kuraklık benzeri bazı sapmaların görülmesi üzerine 13.02.2007 tarihinde TBMM’de “ Küresel ısınmanın neden olduğu sorunların ve oluşturduğu risklerin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Daha sonra 23.10.2007 tarihinde “Küresel ısınmanın etkileri ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi” konusunda bir araştırma komisyonu kurularak iklim değişikliğinin etkilerine yönelik alınması gereken önlemler belirlenmeye çalışılmıştır.

S

İklim değişikliğini önleyici politikalardan Kyoto Protokolü kapsamında belirtilen Temiz Kalkınma Mekanizmasında öncelikli olan proje konuları nelerdir?

Kyoto Protokolü kapsamında belirtilen Temiz Kalkınma Mekanizmasında öncelikli olan proje konuları:

  • Yenilenebilir enerjilerin kullanımı
  • Metan gazı ve çimento sanayiinde ve kömür üretiminde gaz salımının azaltımı
  • Enerji verimliliği
  • Fosil yakıtların geri dönüşümü
  • Klorlu şorlu karbon gazı (CFC) ve azot oksit azaltımı
  • Ormanlaştırma olarak sıralanabilir. 
S

Ozon tahribatı nedir ve başlıca etkileri nelerdir?

Atmosferdeki ozonun parçalanması güneşten gelen mor ötesi ışımanın artmasına yol açmaktadır. Ozon miktarında %1 azalma olması durumunda, mor ötesi ışımada (UV-B) %2’lik bir artış olmaktadır. Bunun yarattığı etkiler:

  • Daha fazla cilt kanseri vakası
  • Daha fazla katarakt vakası
  • Canlılardaki bağışıklık sisteminin zayıflaması
  • Tarımsal önemi olan bitkilerde ürün azalması
  • Okyanuslardaki fitoplanktonların zarar görmesi şeklinde sıralanabilir.
S

Asit yağmurlarının ve etkilerinin önlenmesi için alınması gereken önlemleri açıklayınız.

  • Taşımacılıkta kullanılan araçların dönemsel bakımları zamanında yapılmalıdır.
  • Tarım bitkilerinin hava kirliliğine daha dayanıklı olan türlerine yönelinmelidir. 
  • Kışın yaprak döken bitkiler ekilmelidir.
  • Hava kirleticilerin taşınımının, atmosferdeki olayların yanı sıra bölgenin morfolojik yapısı ile de yakından ilişkili olması nedeniyle kentlerin yerleşim ve gelişim alanları topoğrafik açıdan değerlendirilmelidir. Kentlerin, hava kirliliği etkisinin fazla olmadığı hava koridoruna sahip alanlarda yer almasına dikkat edilmelidir. 
  • Yakıtların niteliği kontrol altında tutulmalı, yakıtlardaki kükürt oranı azaltılmalıdır.
  • Sanayiden kaynaklanan hava kirleticilerin önlenmesi için bacalara filtre takılmalı, yakıtta ve bacada kükürtdioksit, azot oksitler gibi asit gazların salımına neden olan bileşiklerin giderimini sağlayan yöntem ve arıtım birimlerinin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
  • Her türlü yaşamsal süreçte ve üretim faaliyetinde gerek duyulan enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması konusunda politikalar geliştirilmelidir.
S

Katı atıklar kaynaklarına göre nasıl sınıflandırılmaktadır?

Katı atıklar kaynaklarına göre; evsel katı atıklar, sanayi atıkları, tıbbi atıklar ve özel nitelikli katı atıklar şeklinde sınıflandırılabilir.

S

Geri dönüşüm ve geri kazanım kavramlarını örneklerle açıklayınız.

Geri dönüşüm, atıkların fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra ikincil hammadde olarak üretim sürecine sokulmasıdır. Örneğin, kırık cam şişelerin eritilerek hammadde haline getirilmesi, atık taşıt lastiklerinin işlendikten sonra yol asfalt malzemesi olarak kullanılması, atık plastiklerden tekrar plastik ürünler elde edilmesi geri dönüşüm örnekleridir.

Geri kazanım, geri dönüşüm ve yeniden kullanım kavramlarını da kapsar nitelikte atıkların özelliklerinden yararlanılarak içeriğinin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye çevrilmesidir. Örneğin, ısıl değere sahip atıkların yakılması ile enerji elde edilmesi, organik madde içeren atıkların piroliz işlemine tabi tutularak yakıta dönüştürülmesi ya da organik kökenli atıklardan kompostlaştırma teknikleri kullanılarak gübre üretilmesi geri kazanım örnekleridir.

S

Geri kazanımın hedefleri nelerdir?

Geri kazanımın başlıca hedefleri:

  • Kaynak koruma: Atıkların ikincil ham madde olarak kullanılmasıyla birincil ham maddelerin tüketimini azaltmak
  • Çevre koruma: Özellikle yoğun nüfusa sahip büyük yerleşim bölgelerinde düzenli depolama alanlarının giderek azalması nedeniyle düzensiz olarak çevreye atılan atıkların doğa ve çevre üzerinde yarattığı etkiyi en aza indirmek
  • Enerji kazanımı: Atık maddelerin enerji içeriğinin kullanılması ile yenilenemez enerji kaynaklarının tüketimini azaltmak
  • Yer tasarrufu sağlama: Geri kazanılabilir atıkların yeniden kullanılmasıyla, düzenli depolama sahalarının daha uzun süreli kullanımını sağlamak şeklinde ele alınabilir. 
S

Işıma nedir ve canlılar üzerinde yarattığı etkiler nelerdir? Açıklayınız.

Işıma, enerjinin parçacık ya da elektromanyetik dalga olarak yayılmasıdır. Işımanın canlı üzerinde yarattığı etkiler gövdesel ve kalıtımsal hasar olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Gövdesel hasarlar, ışımaya maruz kalan canlı üzerinde etkili olan hasarlar, kalıtımsal hasarlar ise etkileri gelecek kuşaklara da aktarılacak olan hasarlardır. Işımanın yarattığı en büyük tehlikelerden biri kanserdir. Vücutta ışımaya maruz kalan organ ve dokuların hassasiyet derecesine bağlı olarak kanserli oluşumlar ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra anlık ve yüksek dozda alınan ışımanın doğrudan ölümcül etkisi de söz konusudur. Kalıtımsal hasarlar; kısırlık, sakat doğumlar, düşükler gibi çeşitli olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.

S

Asit yağmurları nasıl meydana gelmektedir ve hangi tür insan faaliyetleri asit yağmurlarının oluşumunu artırıcı rol oynamaktadır?

Doğal koşullarda, atmosferde bulunan karbondioksitin, atmosferde bulunan su buharı ile tepkimesi sonucu oluşan karbonik asit nedeniyle bir miktar asitlik söz konusudur. Yine atmosferde az miktarda bulunan amonyak ve kalsiyum karbonat bileşikleri bu asitliği az da olsa nötralleştirir. Bu sürecin, gereğinden fazla asit oluşturan kimyasal maddelerin atmosfere salınması ile yetersiz kalması sonucu asidik koşullar baskın olur ve doğal su çevrimiyle asit yağmurları oluşur. Çeşitli üretim faaliyetleri, konutlarda ısınma amaçlı kullanılan yakıtlar, fosil yakıtlar kullanılan termik santraller ile egzoz gazları atmosferde kükürtdioksit, azot oksit gibi asit gazların, hidrokarbon ve tanecikler (partikül madde) gibi kirletici bileşenlerin artmasına yol açmaktadır.

S

Sürdürülebilir orman yönetimi nedir ve hangi konuları kapsamaktadır?

Sürdürülebilir orman yönetimi; mevcut orman kaynaklarının en etkin şekilde kullanılarak yüksek gelir düzeyine ulaşılması ve iklim değişikliği gibi küresel çevresel sorunların etkilerinin en aza indirilmesi için uygulanması gereken bir yaklaşımdır. Sürdürülebilir orman yönetimi; 

  • Orman kaynaklarının kapsamı
  • Biyolojik çeşitlilik
  • Orman sağlığı ve canlılığı
  • Ormanların üretim işlevleri
  • Ormanların koruyucu işlevleri
  •  Ormanların toplumsal ve ekonomik işlevleri
  • Yasal, politik ve örgütsel çerçeve konularını kapsamaktadır.