DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ
“Doğal kaynaklar” kavramını açıklayınız.
Doğal kaynaklar; var olması, değişmesi ve gelişmesi insanların bilinçli eylemlerini gerektirmeyen canlı ve cansız çevreyi belirleyen varlık ve nesnelerdir. Hava, su, toprak, bitki örtüsü, hayvanlar ve madenler dünyanın doğal kaynaklarını oluşturur. Doğada kendiliğinden oluşmuş, insan aklı ve tekniğinin ürünü olmayan, oluşumu aşamasında insanın herhangi bir rolünün bulunmadığı tüm zenginlik kaynaklarıdır.
Sürdürülebilirliğine göre doğal kaynaklar nasıl sınıflandırılmaktadır?
Sürdürülebilirliğine göre “tükenebilen doğal kaynaklar” ve “tükenmeyen doğal kaynaklar” şeklinde bir sınıflandırma yapılabilir. Madenler, canlı türleri ve canlı yaşam alanları gibi bazı kaynaklar sonludur, yani tüketildikleri veya tahrip edildikleri zaman yok olurlar. Hava, su ve ağaç gibi diğer kaynaklar yenilenebilir olmakla birlikte, kendi kendilerini temizlemeleri, yeniden yetişmeleri ve yenilenmeleri için genellikle çok uzun süre gerekir.
Ekosistem kavramını ve hangi alanlarda ekosistemden yararlanıldığını kısaca açıklayınız.
Ekosistem canlılar ve içinde yaşadıkları hava, su ve toprak gibi ortamlardan oluşmaktadır. Temiz su, hava, gıda ve kereste sağlamanın yanı sıra tıp, eczacılık ve tarımda zararlılarla mücadele gibi birçok alanda da ekosistemden yararlanılmaktadır. Örneğin; bitkiler havayı temizler ve canlılar için barınma ve beslenme ortamı sağlarken, öte yandan toprak aşınım ve taşınımını önler, toprağa organik madde kazandırırlar. Ayrıca son yıllarda biyoloji bilimindeki gelişmeler ile birçok bitki türü, tıp ve eczacılıkta kullanılarak çeşitli bitkilerden birçok bileşikler elde edilmektedir.
Kirlilik kavramını açıklayınız ve kirlilik türlerine örnek veriniz.
Nükleer, katı atık, su, hava, toprak, gürültü ve elektromanyetik kirlilik gibi biyolojik çeşitliliği tehdit eden birçok kirlilik tipi vardır. Kirlilikler türler üzerinde tek tek etkili olduğu gibi bazen birkaçı birlikte de tür populasyonu üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır. Hava, su ve toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinde gerçekleşen ve istenmeyen değişimler olarak tanımlanan “kirlilik” sonucunda ortaya çıkan çevre sorunlarının yanı sıra doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı, son yıllarda giderek artan oranda gündeme gelmektedir.
Hava kirliliği nedir? Hava kirliliğinin kaynaklarını açıklayınız.
Hava kirliliği; havanın, hayvan, bitki ve eşyaya zarar verecek, insan sağlığını ve huzurunu bozacak derecede doğal yapısının değişmesi ya da yapısına yabancı maddelerin girmesi sonucu kirlenmesidir. Hava kirlenmesi aslında troposfer tabakasının kirlenmesidir. Hava kirliliği; yanardağ patlamaları, orman yangınları gibi doğal kaynaklardan ve insan faaliyetleri sonucu oluşabilen yapay kaynaklardan meydana gelmektedir. İnsan faaliyetleri sonucunda oluşan yapay kirlilik kaynakları (antropojenik) sabit ve nokta kaynaklar olmak üzere iki şekilde sınıflandırılır. Sabit kaynaklar (örneğin ısınma ve üretim faaliyetlerinin yapıldığı yerler), hareketli kaynaklar (örneğin ulaşım ve taşıma faaliyetlerinde kullanılan araçlar); nokta kaynaklar ise (sanayi tesisleri), alan kaynaklar (kentsel alanlardaki bacalar ve taşıt egzozları) şeklinde sıralanabilir.
Su kirliliği nedir? Su kirliliğinin temel kaynaklarını açıklayınız.
Su kirliliği, insan faaliyetleri nedeniyle suyun, fiziksel, kimyasal ya da biyolojik özelliklerinde gerçekleşen olumsuz değişim olarak tanımlanabilir. Yerleşim birimlerinin kanalizasyon ve katı atıkları, sanayiden ve ticari faaliyetlerden oluşan sıvı ya da katı atıklar, zehirli maddeler, tarımsal gübre ve ilaçlar (pestisitler) ve hayvansal atıklar, su kirliliğine neden olan temel kaynaklardır.
“Ötrofikasyon” kavramını açıklayınız.
Göller, gerek akarsuların getirdiği ve gerekse doğrudan göle boşaltılan atık sulardan kaynaklanan çok miktarda azot, fosfor ve karbon bileşikleri içermektedir. Göllerdeki bu bileşikleri besin maddesi olarak kullanan yosunların (alglerin) hızla çoğalması sonucu ötrofikasyon olarak adlandırılan olay gerçekleşmektedir. Göllere sürekli olarak bu tür besin maddesi ve tortu taşınması sonucu ötrofikasyon hızlanır ve göl zamanla sığlaşarak yok olabilir.
Deniz kirliliğinin sebeplerini açıklayınız.
Deniz kirliliğine yol açan etmenler:
- Deniz kıyısındaki yerleşim birimlerinin ve sanayinin atıklarını arıtmadan denize boşaltması
- Tarımsal alanlarda toprağın aşınması sonucu toprağın ve kirleticilerin akarsularla denize taşınması
- Denizlerde bulunan platform ve boru hatlarından oluşan sızıntılar
- Gemiler ve diğer deniz araçlarından oluşan kirlilik (petrol, yağ atıkları, zehirli sıvılar, atık sular, çöpler vb.) şeklinde sıralanabilir.
Toprak kirliliğinin sebeplerini açıklayınız.
Toprak kirliliği, bırakılan zararlı atık maddelerle toprağın verimliliğinin azalması ve uygun toprak özelliklerini yitirmesiyle niteliğinin bozulmasıdır. Toprak iki farklı yolla kirlenmektedir. Birincisi hava ve suları kirleten maddelerin yağışlarla ya da “kuru depolama” gibi yollarla toprağa ulaşarak, toprakta tepkimeye girmesi ve toprağa zarar vermesi sonucu gerçekleşir. Diğeri ise, insanlar tarafından toprağın üstüne ve içine katılan zararlı maddelerin yol açtığı kirlenmedir.
Çölleşmeyi hızlandıran etmeler nelerdir?
Dünya üzerindeki topraklar için önemli tehditlerden biri de “çölleşme” tehlikesidir. Yerküremizdeki toprakların dörtte biri çölleşme tehdidi altındadır. Bu süreçte başlıca toprağın aşınması ve taşınması, yanlış arazi kullanımı, toprak kaybı ve toprak kirlenmesi olmak üzere birçok etmen etkilidir. Toprağın bilinçsiz ve aşırı kullanımı, aşırı otlatma, kontrolsüz sulama, ormanların tahrip edilmesi ile birlikte, özellikle son yıllarda ekolojik dengenin bozulması sonucu ortaya çıkan iklim değişikliği, çölleşmeyi hızlandıran en önemli etkenlerdir.
Başlıca gürültü kaynaklarını sıralayınız ve gürültünün olumsuz sonuçlarını açıklayınız.
Gürültü, yapılarda her türlü mekanik ve elektronik sistemden kaynaklanırken, yapı dışında ise ulaşım, sanayi, yapım şantiyeleri, eğlenme-dinlenme alanları (çocuk bahçeleri, spor alanları gibi) ve ticari alanlardan (sinemalar, satıcılar, eğlence yerleri gibi) kaynaklanmaktadır. Gürültü; işitme kaybı, kalp atışının hızlanması, irkilme gibi fizyolojik etkilerin yanı sıra, dinleme, anlama bozukluğu, iş gücünün ve veriminin düşmesi gibi olumsuzluklara da neden olmaktadır.
Katı atık sorunun çözümünde izlenmesi gereken yolları tartışınız.
Öncelikle atık miktarının azaltılması, geri kazanılması, en ekonomik, en uygun ve çevreye zarar vermeyecek bir yolla bertaraf edilmesi, atık yönetiminde uygulanması gereken adımlardır. Çevre ve insan sağlığını, doğada yaşam olanağı kalmayacak derecede tehdit eden çöp dağları istenmiyorsa etkili bir atık azatlımı ve geri dönüşüm sağlanmalıdır. Gelişmiş ülkelerde atıklar, %35-45’lik kısmı dışında tümüyle geri dönüştürülerek ekonomiye kazandırılmaktadır. Ülkemizde üretilen atıkların yarısından fazlası geri kazanılabilir niteliktedir ve sorun olmaktan çok ekonomik değere sahip bir kaynak olarak değerlendirilmelidir.
Elektromanyetik alanların doğal ve doğal olmayan kaynaklarını sıralayınız.
Elektromanyetik alanlar doğal ve doğal olmayan kaynaklardan yayılabilmektedir. Doğal kaynaklar; güneş, yıldızlar ve yıldırımlar, doğal olmayan kaynaklar; elektrik akımı taşıyan yer altı ve yer üstü elektrik hatları, elektrikli süpürge, saç kurutma ve traş makinesi , mikrodalga fırınlar, TV ve bilgisayarlar gibi elektrikli ev aletleri, radyo ve televizyon vericileri, kablosuz telefonlar, telsiz haberleşme sistemleri, hücresel telefon sistemleri (GSM baz istasyonları) şeklinde örneklendirilebilir.
Elektromanyetik dalgaların zararlarına örnek veriniz.
Son yıllarda yapılan manyetik alan araştırmalarında elektromanyetik dalgaların beyinden hücrelere gönderilen sinyalleri engelleyerek vücudun bağışıklık sistemine zarar verdiği ve yüksek gerilim hatlarının çocuklarda lösemi ya da beyin kanseri yaptığı belirlenmiştir. Cep telefonunun yol açtığı olumsuzluklar üzerinde de birçok araştırma yapılmaktadır. Kandaki zararlı proteinlerin ve zehirlerin beyne girmesini engelleyen savunma mekanizmasını devre dışı bırakma, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, yüksek kan basıncı, deride yanma hissi yaratma ve dikkatin dağılması gibi etkilere yol açtığı konusunda bulgular elde edilmiştir. Cep telefonunun; alzheimer, parkinson ve multiple sclerosis (MS) gibi sinir hastalıkları olasılığını arttırırken, kansere de neden olduğundan şüphelenilmektedir.
Işınetkin kavramını tanımlayınız.
Işınetkin izotopların yarı ömrü (yarılanma süresi), başlangıçtaki atom sayısının yarısının bozunması için gereken süredir. Nükleer enerjiden kaynaklanan en büyük sorun, nükleer reaktörün ürettiği ışınetkin atıklardır.
Küresel boyutta hasarlara yol açan nükleer kazalara örnek veriniz.
Nükleer reaktörlerde sıkı güvenlik önlemleri olmasına karşın çeşitli kazalar gerçekleşmektedir. Bunlardan Three Mile Island (1979), Çernobil (1986) ve Fukuşima (2011) kazaları yerel ve küresel boyutta büyük hasarlara yol açmıştır.
Türkiye’nin başlıca çevre sorunlarını sıralayınız.
Türkiye’nin başlıca çevre sorunlarını; ormanlar, toprak ve arazi kullanımı, madenler, biyolojik çeşitlilik, hava kirliliği, su kirliliği, katı atık, gürültü kirliliği şeklinde sıralayabiliriz.
Türkiye’de ormanların azalmasının nedenlerini sıralayınız.
Türkiye’de orman aleyhine yapılan yasal düzenlemeler orman azalmasının %56’lık payla en büyük nedeni iken, bunu %27,2 ile orman yangınları, %8,8 ile açık maden işletmeciliği, hava kirliliği ve hatalı orman işletme tekniklerinin uygulanması, %7 ile otlatma ve tarla açma ve %1 ile yerleşim alanlarının yasal olmayan bir şekilde orman alanları içine kayması izlemektedir.
Türkiye’de hava kirliliğinin başlıca nedenlerini tartışınız.
Türkiye’de hava kirliliğinin birincil kaynakları evsel kullanım için tüketilen petrol, linyit ve odundur. Sanayi bölgelerindeki hava kirliliği, sanayi bölgesinin yerinin seçilmesinde yapılan yanlışlıklar, yeterli önlemler alınmadan katı atık, gaz ve tozların atmosfere bırakılması ve eski teknolojilerin kullanılması gibi nedenlerden oluşmaktadır. Kentlerdeki hava kirliliği ise yoğun nüfus artışı sonucu oluşan çarpık kentleşmeden, ısınmak için kullanılan yakıtın kalitesinden, yapı biçimi ve ölçülerindeki değişmelerden ve yoğun araç trafiğinden kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de kirlilik görülen akarsu ve göllere örnek veriniz.
Ülkemizde son yıllarda çeşitli nedenlerle birçok akarsu ve gölde kirlilik yaşanmaya başlanmıştır. Su kirliliği görülen akarsularımızdan bazıları; Sakarya Nehri, Meriç-Ergene Nehri, Nilüfer Çayı, Susurluk Çayı, Gediz-Nif Çayı iken Sapanca Gölü, Manyas Gölü, İznik Gölü, Eber Gölü, Karamuk Gölü, Burdur Gölü, Ulubat Gölü, Akşehir ve Tuz Gölü de kirlilik görülen göllerimizden bazılarıdır.