ÇEVRE BİLİMLERİ - Deneme Sınavı - 11

Yerel yönetimlerin çevre sorunlarının önlenmesi ve çevre kalitesinin iyileştirilmesinde üstleneceği rolü etkin bir şekilde yerine getirile­bilmesi için “demokratik”, “özerk” ve “şeffaf ” bir yapıya sahip olması ve üreteceği kent ve çevre po­litikalarının yerel toplumun ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde olması gerekmektedir.

2872 sayılı Çevre Kanunu çevreyi “canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam” olarak tanımlamaktadır.

Günümüzdeki yerel yönetim yapısı­nın ortaya çıkışı ise Tanzimat Dönemi’yle birlikte başlayan ve devam eden reformlarla birlikte olmuş­tur. İstanbul’da 1854 yılında “Şehremaneti” adıyla kurulan belediye örgütü bu bağlamdaki ilk örnek­tir.

Oluşturulan Çevre Genel Müdürlüğü, 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cum­hurbaşkanlığı Kararnamesi’ne Göre Çevre Yöneti­mi Genel Müdürlüğü’nün en önemli görevlerinden biri, çevre kirliliğini önlenmesine ilişkin mevzuat hazırlamak ve gerekli standartları oluşturmak ve tedbirleri almaktır

Çevrenin korunması ve çevre duyarlılığı konusunda yerel yönetimleri öne çıkaran birçok gerekçe
gösterilebilir:

• Birincisi, çevre sorunlarının küresel boyut kazanmakla beraber, sorunun kaynağı bir yerel alandan çıkabilmektedir.
• İkincisi, çevre sorunlarının çıkışını ve önlenmesini sağlamak için yerel düzeyde önlemler almayı gerekli kılmaktadır.
• Üçüncüsü, çevre sorunları için ulusal ve uluslararası düzeyde eylem planları hazırlansa da uygulamaya yerelde başlanması zorunludur.
• Dördüncüsü, yerel eylem planlarının ulusal planlardan önce yürürlüğe girmesi özellikle belediye yönetimleri ile yakından ilişkilidir

Çevre yönetimi ve çevrenin korunması konusunda yerel yönetimlerin önemli görev ve yetkilerinin ol­duğu her birimin kendi mevzuatında açıkça düzen­lenmiştir. Bu bağlamda 5393 sayılı Belediye Yasası, 5216 Sayılı Büyükşehir Yönetim Yasası, 5032 sayılı İl Özel Yönetim Yasası, 442 sayılı Köy Yasası hatta 3194 sayılı İmar yasası, çevre sorunlarının giderilmesi, çevrenin korunması ve buna ilişkin yapılması gereken iş ve işlemler konusunda önemli hükümlere yer vermiştir.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez Üçüncü Beş Yıl­lık Kalkınma Planında yer alan çevre konusu, On Birinci Kalkınma Planı’nda detaylı bir şekilde yer almaktadır.

Türkiye ölçeğinde 2011-2023 yıllarını kap­sayan “Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Eylem Planı”, 2010 yılında Yüksek Planlama Ku­rulu tarafından hazırlanmıştır (Çevre ve Şehirci­lik Bakanlığı, 2010: 9).

Binaların ve altyapıların dönüşümü tek başına yeterli olmayıp, kentteki diğer dinamik­ler olan çevre, ulaşım, insan, yapılar gibi birçok bileşen de dönüşüm sürecinde yerini almıştır.

Akıllı kentsel dönüşüm projesi dâhilinde; Yapılarda:

Yer almaktadır.

Sertifika programları çevre ile ilgili tüzel araçlara örnektir.

'Sadece ortaya çıkmış olan çevre tahribatının tamirine yöneliktir'. bu 1. aşama içinde yer alır

Yasaklama çevre korumada kullanılan politika araçlarından biri değildir.

Alıcı ortamda aşılmaması gereken kirlilik seviyesini belirleyen standartlar kalite standartlarıdır

Çevre sorunlarını yönetsel bir sorun olarak ele alan ve çevresel bozulmayı yönetilebilir bir sorun olarak değerlendiren düzenleme yaklaşımlarıdır.

Piyasa yaklaşımı çevre sorunlarını ekonomik olarak değerlendirir

Türkiye 1970 li yıllardan itibaren çevre sorunları ile karşılaşmaya başlamıştır

Çevre ve şehircilik bakanlığı 2011 yılında kurulmuştur.

Türkiye tabiatı koruma derneği 1955 yılında kurulmuştur.

Boğaziçi kanununun çıkartılmasındaki en önemli neden Marmara ve boğazlardaki büyük su kütlelerinin kendisini arıtamaz hale gelmesidir