Çalışma Sosyolojisinde Çağdaş Yaklaşımlar
Mekanik yaklaşım nedir?
Mekanik Yaklaşım, çalışma hayatında insan unsurunu, makineler ve diğer fiziksel koşullara benzer bir biçimde ele alan yönetim tarzına denir.
Çalışma sosyolojisinin akademik bir disiplin olmasında belirleyici dönem nedir?
Çalışma sosyolojisinin güncel bir ilgi alanı olarak gelişmesinde Marx, Durkheim ve Weber gibi klasiklerin etkisi olsa da akademik bir disiplin olmasında belirleyici dönem 1920’lerin sonu olmuştur. Bu dönemde kitle üretim sistemlerinin yerleşmeye başlaması ve bilimsel yönetim ilkelerinin etkinliğinin görülmesiyle birlikte, çalışma hayatı daha çok mekanik bir süreç olarak ele alınmıştır.
Çalışma yaşamına ilişkin sorunlar iktisadın; iş yeri koşullarına ilişkin sorunlar ise daha çok mühendisliğin sorun alanı olarak görülmekteydi. Bu genel algıya “mekanik yaklaşım” adı verilmektedir. Bu algının değişme sebepleri nelerdir?
Bu algının değişmesinin birkaç önemli nedeni olduğu düşünülebilir. Bunların başında I. Dünya Savaşı sonrasındaki politik ortamın etkileri ve ekonomisinin güç kazanması paralelinde ABD’nin cazip bir üretim merkezi hâline gelmesi yatmaktadır. Buna ek olarak kitle üretimi yapan çok sayıda yeni tesisin faaliyete başlamıfl olması, ABD’de yeni endüstri şehirlerinin doğmasına ve iş fırsatlarını kollayan çok sayıdaki göçmen işçinin buralara yerleşmesine yol açtı. Bir diğer önemli faktör 1929'daki büyük ekonomik buhrandır.
1929'daki ekonomik buhran neye yol açmıştır?
Bu büyük krizin daha çok finansal koşullardaki kuralsızlıklarla ilgili olmasına karşın; yoksulluğun geniş kitleler tarafından çok yoğun hissedilmesine yol açmıştır. Ancak bu durum, sanayi işçilerinin yaşam koşullarının tekrar gözden geçirilmesine de neden olmuştur (Vargas, 2005: 18). Sanayideki ücret düzeylerinin ve buna paralel yaşam koşullarının düzeltilmesinin sadece piyasa ile ilgili olmadığına yönelik genel bir algı yerleşmeye başlamıştır. Bu dönemde, demokratik bir toplumsal düzenin korunmasında işçilerin yaşam koşullarının önemli olduğuna inanan çok sayıda görüş ortaya atılmıştır. Bu fikirler ayrıca, Amerikan endüstrisinin yeni koşullarında yaşanan, yüksek iş gücü devir hızı, düşük iş yeri bağlılığı ve saldırgan sendikal ilişkilerin yıpratıcılığı karşısında yönetimlerin geliştirebileceği refah uygulamalarının temelini oluşturmuştur (Anteby ve Khurana, 2007).
Yönetim bilimlerinin temelini ne oluşturmuştur?
Endüstriyel örgütlenmedeki dönüşüm ve özellikle “montaj hatları”nın yaygın kullanımı, çok sayıda insanın istihdam edildiği dev üretim tesisleri doğurmuştur. Bu yeni üretim modeli, “yönetim bilimlerinin” temelini oluşturmuştur.
Çağdaş eğilimlerin dayanak noktası nedir?
Çağdaş eğilimlerin dayanak noktası, “çalışma”nın modern toplumlarda merkezî bir öneme sahip olduğudur.
Anti-yapısalcılık nedir?
Anti - yapısalcılık, yapısal ögelerin belirleyiciliğinin yadsınması anlamına gelir. Çalışma sosyolojisinde analiz düzeyini tanımlaması için kullanılır. Çalışma sosyolojisinde çağdaş kuramların önemli bir kısmında mikro ilişkiler ön plana çıkarılmış ve yapısal faktörler, son yıllara kadar dışarıda bırakılmıştır.
Çalışma sosyolojisinin özellikleri nelerdir?
1. Çalışma sosyolojisinde çağdaş e¤ilimler, toplumsal değişmenin yol açtığı rasyonalizasyon ve rasyonel yönetim süreçlerinin ortaya çıkardığı sorunlar ile ilgilenir. 2. İki temel düzeyi vardır: Birinci düzey endüstriyel kapitalizmin gelişmesindeki yapısal koşullara odaklanırken; diğer düzey firma düzeyinde ortaya çıkan ve özellikle de çalışanların yaşadığı örgütsel sorunlara değinmektedir. 3. Teorik açılımlardan destek alsa da çalışma sosyolojisindeki çağdaş eğilimler genellikle “pratik odaklı” ve “problem merkezli”dir. 4. Yapılan çalışmalarda, nicel analiz yoğun oranda kullanılmaktadır. 5. Her ne kadar firma düzeyinde mikro veya kapitalist gelişimin etkilerine odaklanma konusunda makro nitelikler barındırsa da temel amaç; mikro sorunları, makro koşullarını dikkate alarak değerlendirmektedir. 6. Anti - yapısalcı ögeler hakimdir ve bu nedenle örneğin siyaset sosyolojisi ve tarihsel sosyoloji gibi alanlarla ilişkisi, sosyolojinin diğer alt disiplinlerine göre daha sınırlıdır.
Beşeri ilişkiler yaklaşımı nedir?
Beşeri ilişkiler Yaklaşımı, endüstri sosyolojisinin çağdaş eğilimlerinin şekillenmesinde büyük rol oynayan bu yaklaşıma göre, çalışma sosyal ortamın belirleyicilerine yüksek düzeyde bağlı bir değişkendir. Bu nedenle işçilerin iş yerinde ve iş yeri dışındaki gruplara aidiyetinin dikkate alınması önemlidir.
Hawthorne deneylerinin beklenilmedik sonucu nedir?
Hawthorne deneylerinin beklenilmedik sonucu, hem örgütlenme modelinde hem de çalışanların hayat koşullarının ele alınmasında ihtiyaç duyulan “yeni anlayış”ın ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Beşeri ilişkiler yaklaşımının alt ekolleri nelerdir?
Beşeri İlişkiler:Ortodoks okul, Chicago okulu, Etkileşimci yaklaşım
Örgütler nedir ve özellikleri nelerdir?
Örgütler, çalışma hayatının biçimlendiği ortamlar olarak, fiziksel ve profesyonel yapılardır. Örgüt kültürü yaklaşımı, örgütlerin aynı zamanda kültürel yapılar olduğuna inanır. Bu bakımdan diğer unsurlar örgütün neye sahip olduğuyla, örgüt kültürü ise ne olduğuyla ilgilenir.
Sistem teorisi nedir?
Sistem Teorisi: Sistem teorisinin ana varsayımı, toplumun işlevsel bir bütün olması gibi örgütler de bu bütünün parçalarıdırlar. Buna göre örgütler, başlıca amaçları özel işlevlerin yerine getirilmesi olan yapılardır ve amaç odaklılığın bu şekilde net ortaya konmasıyla diğer sosyal sistemlerden ayrılır.
Parsons her toplumsal sistem gibi örgütlerin de 4 temel işlevi olduğunu düşünür. Bunlar nelerdir?
Parsons her toplumsal sistem gibi örgütlerin de 4 temel işlevi olduğunu düşünür. Bunlar: Yönlendirme, Uygulama, Bütünleştirme, ve Koruma.
Sistem teorisinin çalışma sosyolojisi için sağladığı katkılar nelerdir?
Sistem teorisinin çalışma sosyolojisi için sağladığı katkılar şu şekilde değerlendirilebilir; 1. Örgütlerin ve çalışma hayatının dinamik ve karmaşık niteliklerinin anlaşılmasına yardımcı olmuştur. 2. Hümanistik Yaklaşım veya Beşeri İlişkiler Yaklaşımı gibi k›smi olarak yani sadece bireysel özellikler veya sosyal gruplar ile değil; daha makro anlamda yapısal unsurlar ile ilgilenmiştir. 3. Özellikle genel toplumsal yapıyla ilişkilerin oluşturulması bakımından sosyolojik bakış açısına yer açmıştır 4. Çatışma, yönetim, liderlik gibi unsurları belirleyen yapısal unsurların tanımlanmasını kolaylaştırmıştır. 5. Toplumsal ilişkiler bakımından soyut nitelikler taşıyan örgütsel yapıları somut hale getirmiştir.
Son Dönem Çalışma Sosyolojisindeki yeni eğilimlerden yeni örgüt kuramları nelerdir?
Yeni örgüt kuramları: Yalın Üretim, Neo-Fordizm, Örgütsüz Kapitalizm, Ağ toplumu
Son Dönem Çalışma Sosyolojisindeki yeni eğilimlerden emek piyasası kuramları nelerdir?
Emek Piyasası Kuramları: Emek Süreci Teorisi ve Yeni İktisat Sosyolojisi
Yalın üretim nedir?
Yalın üretim, kitle üretiminin tersine stoksuz üretim, çalışanların sabit görev tanımları yerine çoklu ve değişken görevler üstlenmesi ve hızlı tedarik yöntemlerini ifade eder.
Post-Fordist fikirler neyi savunur?
Post - Fordist fikirler, çağdaş üretim sistemlerinin kitle üretim kurallarını içeren “Fordist” ilkelerin işlevsizliğini gösterdiğini
iddia eder.Ayrıca Fordist yöntemlerin ifade ettiği modellerin tamamen dışında yepyeni üretim sistemlerinin önemini savunur.
Örgütsüz kapitalizm nedir?
Örgütsüz kapitalizm, 1970 sonrası dönemde devlette, sivil toplumda ve sosyoekonomik gruplarda yaşanan bir parçalanmayı anlatır. Bu parçalanmada özellikle sendikalar güç kaybetmiştir.
Emek süreci nedir?
Emek süreci, üretim aslında sermaye tarafından sürekli şekilde dönüşüme zorlanan toplumsal bir süreçtir. Çalışanlar ise bu sürece ancak uyum sağlayarak emek piyasası koşullarında ayakta kalabilirler. Dolayısıyla her endüstri kolunda emeğin işlevleri ve rolleri sürekli olarak dönüşürken; emek piyasası koşullarında meslekler ve emeğin endüstriler aras›ndaki dağılımı yeniden şekillenir.