ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ KURAMLARI
II. Okuyucunun ve metnin karşılıklı etkileşimini üretkenlik olarak görmesi.
III. Gösterge sisteminde gösterilenden gösterene doğru bir kayışın söz konusu olması.
Post-yapısalcılıkla ilgili yukarıdaki bilgilerden hangileri doğrudur?
II. Hiçbir zaman tam ve kesin olan nihai anlama varılamaması
III. Anlamın istikrarsız olması
Derrida'nın "anlam" ile ilgili görüşlerine bağlı olarak yukarıdakilerden hangileri doğrudur?
II. Yetersiz olduğu için üstü çizilen sözcüğün yerine geçebilecek başka sözcükleri var olması
III. “Üstünü çizme”nin, göstergenin (yani metin içindeki sözcüğün) kendinden eminliğini sarsması
Derrida'nın düşüncesinde önemli bir yeri olan "silme" tekniğiyle ilgili yukarıdakilerden hangileri doğrudur?
I. Tarih ve kültürün yapıları koşullandırdığından “yapıların”, yanlış yorumlara ve önyargılara maruz kaldığını ileri sürer.
II. Bilginin nasıl üretildiğini temel araştırma sorunsalı olarak kabul eder.
III. Kültürel kavramların zaman içinde nasıl değiştiğine odaklanarak aynı kavramlardan şimdi ne anlaşıldığını bulmaya çalışır.
IV. Hiyerarşi içinde “baskın olanın temel niteliği” kavramını reddederler.
Foucault bu hareketi aşağıdakilerden hangisi ile kavramsallaştırmıştır?
I. Yapı söküm yöntemiyle klasik Avrupa düşünce yapısını (construction) söküp (deconstruction) ondaki malzemeyle yeni, daha kullanışlı bir yapı kurmak (reconstruction) üzere tarihsel anlam evrelerine geri dönüşler yapmaktır.
II. Derrida’ya göre sistemler, daima yapısalcıların analiz ettiği temel birimlerden oluşur-zıt çiftler- ve bu sistemlerde zıt çiftlerin bir tarafı daima diğerinden daha önemlidir, biri pozitif diğeri ise negatif olarak değerlendirilir.
III. Derrida’ya göre bütün Batı felsefesinin en temelinde, başka bir deyişle var olan kavram karşıtlıklarının en kökeninde, söz (logos) ile yazı ayrımının yer aldığı; bundan dolayı sözün ya da konuşmanın dolaysız, içtenlikli, hep bu anda olduğunun düşünülmesi nedeniyle gerçek ile doğruluğun tek kaynağı, olası tek taşıyıcısı olarak görüldüğünü söylemektedir.
IV. Derrida için “dil”in bir yapı ya da bir sistem olarak bir merkezi yoktur, sistemin unsurlarını bir yerde bir arada tutan bir merkez olmadığından mutlak veya kesin bir gerçek veya anlam da yoktur. Dil daima değişir ve hareket eder; çünkü bir merkez tarafından sabitlenmemiştir. Dolayısıyla anlam; daima belirsiz, çoklu ve geçicidir.
Derida bu durumu aşağıdakilerden hangi kavram ile açıklar?