Sartre’ın kendisini dâhil ettiği varoluşçu etiketini kabul etmeyen Heidegger, Sartre’ın ‘varoluş özden önce gelir’ sloganına da karşı çıkar ve kendi varlık felsefesinin bu sloganla hiçbir alakası olmadığını öne sürer.
Marcel’in Hristiyan bakış açısını paylaşmamakla birlikte, Merleau-Ponty de Sartre’ın ‘varoluş özden önce gelir” iddiasına, bu iddia mutlak özgürlüğe işaret ettiği ölçüde, mesafeli durur.
Marcel, öznelliğin felsefi araştırma için başlangıç noktası olduğunu kabul eder ama varoluşun özden önce geldiği iddiasına katılmaz. “İnsanı anlayacak Tanrı yoksa insan da yoktur” diyen Marcel, Sartre’ın ‘varoluşun öze önceliği’ ile kastettiği tanrıtanımaz anlayışı kesin olarak reddeder. Hıristiyan bir varoluşçu olarak Sartre’ın mutlak özgürlük vurgusunu ve insan varoluşunun anlamsızlığı/olgusallığı iddiasını benimsemez.