Borç İlişkisindeki Özel Durumlar-Kayıtlar ve Borcun Sona Ermesi
Üçüncü kişinin fiilini taahhütte, taahhüt eden üçüncü kişiyi borç altına sokabilir mi?
Bir kimsenin bir sözleşmesel ilişki içine girerek üçüncü bir kişiyi borç altına sokması mümkün değildir. Bu nedenle üçüncü kişi taahhütte bulunanın davranışı
ile borç altına sokulmamaktadır. Taahhüt eden üçüncü kişiyi borç altına sokmamakta, taahhüt edilene üçüncü kişinin fiili ifa etmemesi hâlinde doğan zararı gidermeyi üstlenmektedir.
Üçüncü kişinin edimini taahhüdün kefaletten farkı nedir?
Kefilin verdiği teminat, asıl borçlunun borcunu ifa etmesine ilişkindir. Kefil borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlenir. Bu nedenle kefilin borcu fer’i bir borçtur. Üçüncü kişinin edimini taahhütten doğan borç ise üçüncü kişinin ediminden bağımsız bir borçtur. Üçüncü kişinin hiçbir borcu olmasa veya borç geçersiz bir borç akdinden doğsa bile taahhütte bulunan, taahhütte bulunduğu kişinin uğradığı olumlu (müsbet) zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Üçüncü kişi lehine sözleşme nedir?
Üçüncü kişi lehine sözleşme TBK m. 129 hükmünde düzenlenmiştir. Herhangi bir borç ilişkisinde edimlerden birinin üçüncü bir kişiye ifa edileceği kararlaştırılmışsa üçüncü kişi lehine sözleşmeden
bahsedilir. Bu sözleşmenin tarafları taahhüt ettiren ve taahhüt edendir. Üçüncü kişiye ifa edilecek borcun alacaklısı, taahhüt ettiren yani sözleşmenin karşı tarafıdır. Sözleşmeye katılmayan kişi üçüncü kişidir
Alacaklının karşısında birden fazla borçlu varsa ve borçlulardan her biri borcun tamamından sorumluysa ortada nasıl bir borç ilişkisi vardır?
Alacaklının karşısında birden fazla borçlu varsa ve borçlulardan her biri borcun tamamından sorumluysa müteselsil borçluluk ilişkisi mevcuttur. Müteselsil borç, alacaklının birden çok borçlunun her birinden borcun tamamının ifasını isteyebildiği ve borcun tamamı ifa edilinceye kadar borçluların tamamının sorumlu olduğu borç ilişkisidir. Müteselsil borçluluk, tarafların anlaşması ya da kanundan doğar.
Müteselsil borç ilişkisinin özellikleri nelerdir?
- Müteselsil borç ilişkisinde alacaklı, borçlulardan dilediğine başvurabilir.
- Müteselsil borç ilişkisi sadece alacaklı ile birden çok borçlu arasındadır.
- Borçluların her biri borcun tamamından sorumludur.
- Her borçlunun, sorumlulukları benzerdir ve bir borçlu diğerlerinin sorumluluğunu artıracak şekilde hareket edemez.
- Müteselsil borçluluk, her türlü borç ilişkisinde söz konusu olabilir.
- Müteselsil borç ilişkisinde borçlulardan birine karşı zamanaşımı kesilince diğerine karşı da kesilmiş sayılır.
- Diğer borçlulara rücu etme hakkına sahip olan borçlu alacaklıyı tatmin ettiği oranda onun haklarına halef olur.
Müteselsil borç İlişkisindeki ortak def’i nedir?
Müteselsil borçlulardan her biri, müteselsil borcun sebep ya da konusundan doğan def’i ve itirazları ileri sürebilir. Bu def’ilere ortak def’i denir. Bu def’ilerin ileri sürülmesi, müteselsil borçlulardan her birinin hakkı ve yükümlülüğüdür. Örneğin zamanaşımı def’i, ortak bir def’idir.
Alacaklılar arası teselsül ilişkisi nasıl ortaya çıkar?
Alacaklıların birden fazla olduğu borç ilişkilerinde eğer alacaklıların her biri tek başına borçludan bütün borcun ifasını isteyebiliyorsa ve borçlu, alacaklılardan birine ifada bulunduğu zaman diğerlerine karşı da borcundan kurtuluyorsa alacaklılar arası teselsül vardır. Borçlunun karşısında birden fazla alacaklı bulunmalı ve alacaklıların her biri borçludan borcun tamamının ifasını isteyebilmelidir. Eğer alacaklıların her biri
borçludan sadece borcun bir kısmının ifasını isteyebiliyorsa alacaklılar arası teselsül değil, kısmi alacaklılık vardır.
Şartın vadeden farkı nedir?
Şart; hukuki işlemin ya da münferit bir borcun hukuki etkisinin bağlandığı, ileride gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan şüpheli bir olgudur. Bir hukuki işlemin ya da münferit bir
borcun hukuki etkisinin bağlandığı olgu kesin bir olgu ise vade söz konusudur. Hem vade hem şartta, gelecekte gerçekleşecek bir olay bulunmaktadır ancak vade, daima gelmesi kesin olan bir tarihtir. Şart
ise ileride gerçekleşmesi şüpheli olan bir olgudur. Bir kimsenin ölümü üzerine yapılan hukuki işlem, duruma göre şart ya da vade olarak nitelendirilebilir. Ölüm olgusu genel olarak öngörüldüyse vade,
belirli bir zaman içinde ölüm olgusu öngörüldüyse şart söz konusu olur.
Kira sözleşmesinin kiracının o şehre tayini çıkması şartıyla yapılması durumunda ortada nasıl bir şart vardır?
Tarafların yaptıkları işlemin hüküm doğurması, gelecekteki bir olgunun gerçekleşmesine veya gerçekleşmemesine bağlanmışsa geciktirici şart söz konusu olur. Kira sözleşmesinin kiracının o şehre tayini çıkması şartıyla yapılması bu anlamda bir şarttır. Geciktirici şarta bağlı işlem, şartın gerçekleşmesi üzerine ileriye etkili olarak hüküm ifade eder.
Cezai şartın özellikleri nelerdir?
- Cezai şart, geçerli ve ifa edilmemiş her türlü borç için cezai şart kararlaştırılabilir.
- Her türlü edim cezai şart olarak kabul edilebilir.
- Cezai şart, fer’i nitelikte bir borç olup cezai şartın bağlandığı asıl borç geçersizse cezai şartta buna bağlı olarak geçersiz olur.
Tacir sıfatını taşıyan borçlunun aleyhine konulan cezai şartın tutarı indirilebilir mi?
Tacir sıfatını taşıyan borçlunun aleyhine konulan cezai şartın tutarı TTK m. 22’ye göre indirilemez. Bu yüzden hâkim, ceza miktarı aşırı olsa bile cezai şart tacir borçlu aleyhine konulmuşsa bunu indiremeyecektir. Bu hükmün uygulanması için cezai şartın ticari bir borç hakkında kararlaştırılmış olması yetmez, ayrıca borçlunun tacir sıfatını taşıması gerekir. Bu yüzden tacir olmayan kişilerin ticari nitelikteki işlemlerinden doğan borçları için kararlaştırılmış olan cezai şartlarda TBK m. 182/ III uyarınca tenkis edilebilir. Diğer yandan cezanın ağırlığı ahlaka aykırılık teşkil edecek nitelikteyse şartın geçersizliğine karar verilebilir.
Bağlanma parası nedir?
Bağlanma parasına Pey akçesi de denir. Bir sözleşmenin kurulduğuna delil olsun diye bir tarafın diğerine verdiği paraya denir.
Sözleşme yapılırken bir miktar para ödenmişse kural olarak bu pey akçesidir, cayma parası değildir. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça bağlanma parası esas alacaktan düşülür.
Pişmanlık akçesinin hükümleri nelerdir?
Pişmanlık (cayma )akçesi, sözleşmeden serbestçe dönülmesi karşılığı diğer tarafta kalmak üzere yapılan ödemedir. Pişmanlık akçesi, verilen bir sözleşmede hem bunu veren hem de alan keyfi şekilde sözleşmeden
dönme hakkını kazanmaktadır. Bundan dolayı pişmanlık akçesini veren sözleşmeden dönmüşse verdiğini geriye isteyemeyecek, karşı taraf sözleşmeden dönmüşse aldığı pişmanlık akçesini misliyle iade edecektir.
Pişmanlık akçesi verildikten sonra taraflar biri için kanunda düzenlenmiş bir sözleşmeden dönme hakkı doğar ve bu hak kullanılırsa pişmanlık akçesini veren bunun iadesini isteyebileceği gibi pişmanlık akçesini alanda sadece aldığını iade etmekle yükümlüdür.
İbra’da alacaklı tek taraflı irade beyanı ile alacak hakkından niçin feragat edemez?
İbra alacaklıyla borçlunun anlaşarak borcu kısmen veya tamamen sona erdirmeleridir. İbranın geçerli olabilmesi için mutlaka borçlunun bu hususu kabul etmesi gerekir. İbra iki taraflı bir hukuki işlem, bir sözleşme niteliğindedir. Alacaklı tek taraflı irade beyanı ile alacak hakkından feragat edemez.
Yenileme (tecdit) sözleşmesinin yapılabilme koşulları nelerdir?
Yenileme, alacaklı ile borçlu arasında yapılacak bir yenileme sözleşmesi ile gerçekleşir. Yenileme için öncelikle geçerli önceden var olan bir borç olmalıdır. Bu eski borç sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme gibi bir sebepten doğabilir. Borçlunun yeni bir borç üstlenmesi gerekir. Önceki borçta yapılan değişikliklerin borcu sona erdirebilmesi için bunların yenileme niyetiyle yani mevcut borcu sona erdirip yeni bir borç meydana getirme iradesiyle yapılması gerekir.
Borcu sona erdiren ifa imkânsızlığı nedir?
Borcun doğumundan sonra ifanın elde edilemez hâle gelmesidir. İmkânsızlık borcun ifası aşamasında değil de başlangıçta varsa sözleşme kesin hükümsüzdür.
Borçlanılan edim objektif olarak sözleşmenin kurulmasından sonra imkânsız hâle gelmelidir.
Borçlunun iflası hâlinde alacaklı, alacağı muaccel olmasa da müflise karşı takas beyanında bulunabilir mi? nNden?
Takasta Her iki alacağın da muaccel olması gerekir ancak sadece takas beyanında bulunan kimsenin alacağının muaccel olması yeterli olacaktır.TBK m. 142 hükmü alacağın muaccel olmamasına bir istisna getirmektedir. Buna göre borçlunun iflası hâlinde alacaklı, alacağı muaccel olmasa da müflise karşı takas beyanında bulunabilir
Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler için zaman aşımı süresi kaç yıldır?
Genel zamanaşımı süresi on yıldır. TBK 147’de altı bent hâlinde beş yıllık zamanaşımına tabi alacaklar sayılmıştır.
Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler için zamanaşımı süresi 5 yıldır.
Zamanaşımını durduran sebepler nelerdir?
- Velayet devam ettiği müddetçe çocukların ana ve babalarına karşı olan alacaklarında zamanaşımı işlemez.
- Vesayet devam ettiği müddetçe, vesayet altında bulunanın vasiye karşı olan alacaklarında işlemez.
- Evlilik devam ettikçe, eşlerin birbirine karşı olan alacaklarında işlemez.
- Hizmet ilişkisi devam ettikçe hizmetçilerin işverenlere karşı olan alacaklarında işlemez.
- Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkını haiz olduğu müddetçe işlemez.
Zamanaşımının kesilmesi hâlinde ne tür bir hukuku sonuç ortaya çıkar?
Zamanaşımının kesilmesi hâlinde bu ana kadar işlemiş olan süre işlememiş sayılır ve zamanaşımını kesen olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar.