aofsorular.com
HUK110U

Borçların İfası ve İfa Edilmemesi

5. Ünite 20 Soru
S

Borçları ifası ne demektir? 

İfa, Borçlar Kanunu'nda   tanımlanmamıştır.  Borçlanılan edimin yerine getirilmesi ile borcun ifası gerçekleşmiş olur.   İfa, dar anlamda ve geniş anlamda olmak üzere iki çeşittir.  
Dar anlamda ifa, borç ilişkisinin sona ermediği acak borç ilişkisinden doğan tek bir borcun yani münferit borcun sona erdiği  bir ifadır. Örneğin kira sözleşmesinde bir ayın kirası ödenince o ayını borcu sona ermekte ama hukuki ilişki yai borç sözleşmesi devam etmektedir.
Geniş anlamda ifada ise hukuki ilişkiden doğan bütün borçların sona ermesi söz konusudur.  Bir yıllık kira sözleşmesinde on iki ayın kirası ödenip ev alındığı gibi teslim edilmişse borç sona erer. Evde herhangi bir
tahribat varsa borç gerektiği gibi ifa edilmediği için sona ermez. Borç devam ettiği için de zararın tazmini için borç ilişkisinden doğan haklar kullanılabilir.
Hukuki ilişkinin sona erdiğini söyleyebilmek için o hukuki ilişkiden doğan bütün borç ilişkilerinin sona erdirilmesi gerekir .İfa; verme, yapma veya yapmama şeklinde olabilir.

S

Borç, sadece borçlu tarafından mı ifa edilmelidir?

Kural olarak borç, borçlu tarafından yerine getirilmelidir. Ancak üçüncü kişinin ifası da geçerlidir. “Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati yoksa, borçlu, borcunu şahsen ifa etmek zorunda değildir. Başka bir ifadeyle borçlu tarafından ifada alacaklının menfaati varsa borcun borçlu tarafından ifa edilmesi gerekir. Borcun üçüncü kişilerce ifa edilmesinde sakınca olmayan hallerde alacaklının üçüncü kişinin ifasını kaideten kabul etmesi gerekir. Alacaklı ifayı reddederse  temerrüdüne düşmüş olur.

S

Bir borç ilişkisinde ifanın başkasına bırakılıp bırakılmayacağı ile ifa yardımcısı kullanıp kullanmayacağı nasıl belirlenir?

İfanın başkasına bırakılıp bırakılmayacağı ile ifa yardımcısı kullanıp kullanmayacağı her borç ilişkisinde ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Borçlu borcu bizzat ifa zorunda olduğu hâllerde yerine başkasını ikame etmesi mümkün değildir ancak borçlunun kendi idaresi altında yardımcı şahıs, yani ifa yardımcısı kullanması mümkündür.

 Örneğin, bir ameliyat yapma borcu altına giren doktor kendi yerine başkasını ikame edemez fakat ameliyat sırasında yardımcı olarak asistan ve hemşire kullanabilir. Burada söz konusu olan edim yardımcı şahıs kullanılmasına müsait bulunmaktadır. Yapmama borcu niteliği itibarıyla bizzat borçlu tarafından ifa edilir. Yani kaçınma mükellefiyetine borçlunun şahsen riayet etmesi gerekir.Ayrıca tarafların anlaşmasıyla da üçüncü bir kişinin ifayı gerçekleştiremeyeceği düzenlenebilir.

S

Borçlu ifayı alacaklıya veya alacaklının yetkilendirdiği bir şahıstan başkasına yaparsa borç sona erer mi?

Borçlu ifayı alacaklıya veya alacaklının yetkilendirdiği bir şahıstan başkasına yaparsa borç sona ermez. Kanun ancak ifanın yetkili şahsa yapılması hâlinde borcun sona ereceğini düzenlemektedir. Burada borçlunun iyi niyetli olması sonucu değiştirmez, zira iyi niyet kanunda gösterildiği oranda korunur. İfa kural olarak alacaklıya veya alacaklının yetkilendirdiği bir şahsa yapılır. Alacaklı ifaya kendi yerine katılması ve özellikle verilecek şeyi ifa olarak kabul etmesi için üçüncü şahsa temsil yetkisi vermişse, temsilciye yapılan ifalar geçerlidir ve borcu sona erdirir. Sahte belge (sahte vekâletname ya da sahte mirasçılık belgesi gibi) gösteren ama yetkili olmayan şahsa yapılan ifa geçerli bir ifa olmaz. Alacaklıya yeni bir ifa yapılmalıdır.

S

Alacaklının kısmi ifayı kabule mecbur olduğu haller nelerdir?

  • Taraflar kısmi ifa yapılabileceği konusunda önceden açık veya örtülü olarak anlaşmışlarsa alacaklı kısmi ifayı kabule mecburdur.
  • Borç taksitlere bağlanmış olup da henüz taksitlerin tamamı muaccel olmuş değilse alacaklı muaccel kısmın ifasını kabule mecburdur.
  • Alacağın bir kısmı ihtilaflıysa ihtilaflı olmayan kısım ifa edilebilir ve alacaklı bu ifayı kabule mecburdur.
  • Borçlunun sunduğu kısmi ifayı reddetmek, dürüstlük kuralına aykırı olabilir.
  • Kanunun özel hükümleri kısmi ifayı tanıyorsa, alacaklı bunu kabule mecburdur. Mesela, TTK m. 709/b.2’ye göre poliçe hamili kısmı ödemeyi reddedemez.
S

Seçimlik borçlarda seçim hakkı hangi tarafa aittir?

Borcun konusu başlangıçta birden çok olarak belirlenmiş ama ifanın bu borçlardan yalnızca biriyle yapılacağı kararlaştırılmışsa, seçimlik borç söz konusudur. TBK m. 87’ye göre aksi kararlaştırılmadıkça

seçimlik borçlarda seçim hakkı borçluya aittir fakat tarafların açıkça kararlaştırmalarıyla veya işin mahiyeti gereği seçim hakkı alacaklıya veya üçüncü kişiye de ait olabilir. (Lokantada yemek seçmek alacaklıya aittir.)

Borçlu ifayı serbestçe seçebilir ve alacaklının buna karışma hakkı yoktur. Seçim hakkı sahibi, bu hakkını kullanınca ifanın konusu, seçilen o edim olur ve diğer edimler borcun konusu olmaktan çıkar.

S

Yabancı para borçlarının ifasına ilişkin olarak TBK’da nasıl bir düzenleme vardır?

 Yabancı para borçlarının ifasına ilişkin olarak TBK m. 99 hükmünde bir düzenleme yer almaktadır.

 Bu hükme göre eğer borç sözleşmesinde borç konusu olan yabancı paranın “aynen ödeneceği” anlamına gelen bir şart yoksa borç, yabancı para ile ya da ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla da ödenebilir. Bu durumda borçlu bir seçim hakkına sahip olur. Burada borçlu isterse borcu yabancı para ile isterse de vade günündeki kur üzerinden Türk Lirası ile ifa edebilir. Alacaklı bunu reddedemez ancak aynen ödeme kaydı yoksa ve borç ödeme gününde ödenmediyse alacaklı borcun aynen (yabancı para) veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Borçlunun vadede ifada bulunmaması üzerine görüldüğü üzere, seçim hakkı alacaklıya aittir. Borçlunun bu durumda artık bir seçim hakkı bulunmamaktadır.

S

Para borçlarında faiz kaç  türlüdür?

Para borçlarında faiz, anapara (veya sözleşme) faizi ve temerrüd faizi şeklinde iki türlüdür.

Anapara faizi, kanundan ya da tarafların bu hususta sözleşmede anlaşmalarından doğan faizdir. Tüketici kredilerindeki faiz böyledir ve sözleşmeden doğmaktadır.
Temerrüd faizi ise, para borcunun vadesi gelmesine rağmen ödenmemesi hâlinde borcun zamanında ödenmemesinden doğan faizdir.

S

Borçlunun birden çok olduğu ve  borcun bölünebildiği durumlarda borcun ifası nasıl gerçekleşir?

 Bu soru borcun ifa edilmesiyle ilgilidir. Alacaklı veya borçlunun birden çok,
borcun konusunun ise tek olması durumunda borcun nasıl ifa edileceği önemlidir. Eğer borçlu taraf çoksa ve borç bölünebiliyorsa her bir borçlu, borcun kendi payına düşen kısmını ödemekle yükümlüdür.

S

Borcun muaccel olması ne demektir? 

Borcun ifası istenebilir ise borç muacceldir.
Bir borcun ifa zamanının gelmesi, o borcun muaccel olması anlamına gelmektedir. Borcun muaccel olmasıyla alacaklı borcun ifasını talep etme yetkisini kullanmaya başlayabilir.

S

Götürülecek borç ne demektir?

Alacaklının ifa zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilen borçlara götürülecek borçlar denir. Para borçları, alacaklının ifa zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Alacaklının rızası olmadan

onun banka hesabına para yatırılması suretiyle yapılacak ödeme ifa olmaz ancak alacaklı kabul ederse bu da mümkündür. Bu tür borçlara, götürülecek borç denir

S

Borcun ifasını ispat konusunda alacaklıya yükletilen yükümlülükler nelerdir? 

Makbuz verme

Senedin iadesi

Senedin İptali

Ödemenin Senede Yazılması

S

İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde ifa zamanı nasıl belirlenir? 

Sözleşme iki tarafa da borç yüklüyorsa bu tür sözleşmelere iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler veya kısaca iki taraflı sözleşme denir.

İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde ifa sırasını taraflar anlaşarak kararlaştırabilirler. Taraflar arasında böyle bir anlaşma yoksa ifa sırasını kanun, işin niteliği veya teamül belirleyebilir.Şayet bunlardan hiçbirisi yoksa taraflardan hiçbiri diğerinden önce ifaya mecbur değildir. Başka bir ifadeyle her iki taraf borcunu aynı anda ifa etmek zorundadır. 

S

Alacaklı Temerrüdünün Koşulları Nelerdir?

Alacaklı temerrüdünün gerçekleşmesi için alacaklının ifayı kabulden kaçınması ve kaçınmanın haklı bir sebebe dayanmaması gerekir.

Alacaklının ifayı kabulden kaçındığından bahsedilebilmesi için borçlu edimini gereği gibi (Miktar, vasıf, yer ve zaman bakımından) önermiş olmalıdır. Borçlu ifayı yaparken alacaklının makbuz vermeyeceğini veya senedi iade etmeyeceğini beyan etmesi de ifayı kabulden kaçınma sayılır ve alacaklı temerrüdü oluşabilir. Edimin ifasının teklifi fiili olarak yapılmış olmalıdır. Alacaklı sözleşmenin başlangıcında, ifayı kabul etmeyeceğini kesin olarak ifade etmişse borçlu ifayı teklif etme durumunda değildir ve burada alacaklı temerrüdü doğar.

İfanın gerçekleşmesi için alacaklının sadece kabulü yeterli değildir ayrıca ifa hazırlıklarına katılması gerektiği durumlarda alacaklı gerekli davranışta bulunmaktan kaçınırsa yine temerrüde düşer.

Kaçınmanın haklı bir sebebe dayanmaması, kaçınmanın temerrüde yol açması için bunun haklı bir sebebe dayanmaması gerekir. Alacaklının usulüne uygun olarak arz edilen ifayı kabul etmemesi haklı bir sebebe dayanıyorsa temerrüt oluşmaz.

S

Alacaklının temerrüdünün kendiliğinden doğan sonuçları nelerdir? 

  • Alacaklının temerrüde düşmesi yüzünden borçlu, borç konusu şeyi saklamaya devam mecburiyetinde kalırsa ve bu sırada bu şey bir zarara uğrarsa, borçlunun sorumluluğu daha sınırlı kabul edilir.
  • Borç konusu şeyi, alacaklının temerrüdünden sonra muhafaza zorunda kalan borçlunun muhafaza için yaptığı masrafları, alacaklı vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca ödemekle yükümlüdür.
S

Kusursuz İfa İmkânsızlığı ne demektir?

Kusursuz İfa İmkânsızlığı ne demektir?

TBK md. 117’ye göre, kusursuz ifa imkânsızlığı, borçlunun hiçbir kusuru olmadan borç konusu şeyin sözleşmenin kurulmasından sonra ifa imkânının ortadan kalkmasıdır. Sözleşmenin kurulması anında var olan objektif imkânsızlık sözleşmenin kesin hükümsüzlük nedeniyle baştan itibaren geçersiz sayılmasına neden olur.

S

Kusursuz ifa imkânsızlığının sonuçları nelerdir?

Kusursuz ifa imkansızlığında borç sona erer. Bu durumda karşılıklı taahhüt, yani iki taraflı bir borç varsa imkânsızlıktan önce verilen şeylerin iki tarafta borçtan kurtulacak olduğu için bunların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerekir. Sonradan verilmesi gereken şeylerin ise borç sona erdiği için verilmesine gerek kalmamaktadır.

Burada imkânsızlığın herhangi bir sebepten kaynaklanması veya üçüncü kişinin borçlunun hiçbir katkısı olmaksızın yaptığı eylemlerden dolayı olması sonucu değiştirmemektedir. Önemli olan borçlunun imkânsızlıktan sorumlu olup olmadığıdır.

S

Kusurlu ifa imkânsızlığı nedir ve sonuçları nelerdir?

Kusurlu ifa imkânsızlığı borç konusu şeyin sözleşmenin kurulmasından sonra ifa imkânının borçlunun sorumlu olduğu bir sebepten ortadan kalkmasıdır. Karine olarak borçlu kusurlu sayılır.

Burada baskın olan görüşe göre, kusurlu ifa imkânsızlığı varsa borç sona ermez ve tazminat borcuna dönüşür. Yani borcun konusu değişikliğe uğrar. Borcun türünün değişmesine rağmen borç aynı borç olduğu için borca ait teminatlar ve zamanaşımı devam eder ve borçla ilgili savunmalar tazminat alacağına karşı da ileri sürülebilir.

S

Borcun kötü ifası ile kastedilen şey nedir? 

Kötü ifa; ifanın yer, vade veya nitelik itibarıyla gereği gibi yapılmamış olmasıdır.

Kötü ifa, borcun gereği gibi ifa edilmediği temerrüt ve imkânsızlık dışındaki hâlleri kapsar.

Alacaklı borca uygun olmayan ifayı reddedebilir ve gereği gibi ifayı talep hakkını sürdürebilir ancak alacaklı, borcun niteliğine uymayan, yani gereği gibi olmayan ifayı reddetmek yerine kabul ederse bu durumda ortaya kötü ifa çıkar. Kötü ifa hâlinde TBK m. 112 uygulanır. Alacaklı olumlu (müspet) zararlarının tazminini isteyebilir. Buradaki zarar kavramının içine borç gereği gibi ifa edilmiş olsaydı alacaklının malvarlığının alacağı durumla şimdiki durumu arasındaki fark girmektedir.

Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür (TBK m. 112).

S

Borç henüz muaccel olmadan önce imkânsız hâle gelirse temerrüt durumu ortaya çıkar mı?

Borç henüz muaccel olmadan önce imkânsız hâle gelirse burada ifa imkansızlığına ilişkin hükümler devreye gireceği için temerrüt oluşmaz. İmkânsızlık borçlu temerrüde düştükten sonra ortaya çıkarsa imkânsızlık meydana gelene kadar temerrüt oluştuğu için bu tarihe kadar temerrüt hükümleri uygulanır, bu tarihten sonra ise imkânsızlığa ilişkin hükümler uygulanır ancak temerrütten sonra borçlunun borcun konusuna (yani

mala) gelen zararlardan sorumluluğu ağırlaştırılmış olacağı için borçlu mala gelen zarardan kusursuz da olsa sorumlu olur ancak malı zamanında teslim etseydi yani temerrüt olmasaydı dahi mala zarar geleceğini ispat ederse bundan kurtulur.