Roma’nın kuruluşu ve krallık döneminde yaşanan gelişmeler efsanelerle örülü bir şekilde zamanımıza kadar ulaşan birtakım bilgilerden ibarettir. Bu efsaneye göre, İtalya’nın Latium bölgesinde, Romus ve Romulus kardeşler M.Ö. 753’de Tiber nehrinin kenarında Palatium tepesi üzerinde Roma şehrini kurdular (Demircioğlu, 1998, 36). Romulus’un, şehrin kuruluşundan hemen sonra komşu halk Sabinlere karşı başlattığı savaş iki halkın birleşmesiyle sonuçlandı. Böylece ilk kralı Romulus olan Roma şehir devleti ortaya çıktı.
Romulus’u takiben altı kral sırasıyla yönetime sahip oldu. Bu krallardan ilk üçü Latin asıllı idiler. Onların döneminde Roma dini ilk biçimini alırken devlet bir köyler konfederasyonu görünümündeydi. Etrüsk kökenli son üç kral dönemindeyse çevredeki Latin halkları kendisine bağlamayı başaran Roma parlak ve güçlü bir kent devleti haline geldi.
Krallık döneminde Roma halkı çeşitli toplumsal sınıflara ayrılıyordu. Büyük toprak sahibi olan aristokratlara patriciler deniliyordu. Krallık döneminde Roma halkı çeşitli toplumsal sınıflara ayrılıyordu. Büyük toprak sahibi olan aristokratlara patriciler deniliyordu. Bunlar siyasal haklara sahip tek gruptu ve askerlik yapmakla da yükümlüydüler. Senato ve Comitia Curiata’yı da bunlar oluşturuyordu (Yıldırım, 2002, 222). Küçük arazi sahipleri, zanaatçılar, tüccarlar ve çobanlar gibi kitlelerin oluşturduğu sınıf ise plepler olarak adlandırılıyordu. Bu sınıfın siyasal bir hakkı yoktu ve askerlik yükümlülüğüne de tabi değildi. Bununla birlikte hukuken özgür kabul ediliyorlar ve yargılanabiliyorlardı. Patricilerle evlenmeleri yasaktı. Cliens olarak bilinen yanaşmalar patricilerin himayesinde bulunan kimselerdi. Genellikle patricilerin arazilerinde kiracıları veya patriciler için çalışan zanaatkârlardı. Siyasi bir hakları yoktu.
Populus Romanus yani Roma halkının toplumsal örgütlenmesinde en küçük birim aileydi. Mutlak bir baba otoritesine dayalı ataerkil tipte olan Roma ailesinde aile fertleri önce itaat sonra da emretmek için terbiye edilirlerdi (Demircioğlu, 1998, 49). Aynı soydan gelen aileler gens adı verilen bir akraba birliğini kuruyorlardı. Ortak kült, ortak mülkiyet ve ortak hukuka sahip olan gensler birleşerek daha büyük bir birlik olan curiayı oluşturuyordu. Bölgesel ve siyasal bir yapılanma olan curiaların kendilerine mahsus kültleri, mülkleri ve toplanma yerleri vardı. Halk meclisinin oluşumu ve oylama curiaya göre yapılırdı (Yıldırım, 2002, 222). Roma patrici sınıfının en büyük sosyal ve toplumsal birliği tribus idi. Krallık döneminde Populus Romanus’u üç tribus (Ramnes, Tities ve Luceres) meydana getiriyordu. II. III. IV . maddelerdeki açıklamalar Krallık döneminin özellikleridir. Doğru cevap C’dir. Sayfa: 29-30