ROMA'DAN BİZANS'A GEÇİŞ
Roma şehri kim tarafından, ne zaman ve nerede kurulmuştur?
Roma’nın kuruluşu ve krallık döneminde yaşanan gelişmeler efsanelerle örülü bir şekilde zamanımıza kadar ulaşan bir takım bilgilerden ibarettir. Bu efsaneye göre, İtalya’nın Latium bölgesinde, Romus ve Romulus kardeşler M.Ö. 753’de Tiber nehrinin kenarında Palatium tepesi üzerinde Roma şehrini kurdular.
Latium bölgesi neresidir?
Latium Orta İtalya’da merkezi Roma olan ve günümüzde Lazio olarak adlandırılan bölgenin adıdır. Tiber ve Aniene nehirleri arasında yaklaşık 17000 kilometre karelik bir toprağı kapsayan Latium bölgesi bereketli ova toprağı ve İtalya’daki Latin kavimlerin ana yurdu olarak bilinmektedir.
Curiata nedir?
Curiata, Başlangıçta soya dayalı daha sonra servet ve nihayet yaşanan mekana göre oluşturulan halk meclisinin adıdır. Bu meclise sadece patriciler katılabilirdi. Başlangıçta savaşın yapılması ve barışın sağlanması kararını veren bu halk meclisi daha sonra kralın seçimi ve yasaların onaylanmasında da görev almıştır.
Roma devletinin toplumsal örgütlenmesini anlatınız?
Populus Romanus yani Roma halkının toplumsal örgütlenmesinde en küçük birim aileydi. Mutlak bir baba otoritesine dayalı ataerkil tipte olan Roma ailesinde aile fertleri önce itaat sonra da emretmek için terbiye edilirlerdi. Aynı soydan gelen aileler gens adı verilen bir akraba birliğini kuruyorlardı. Ortak kült, ortak mülkiyet ve ortak hukuka sahip olan gensler birleşerek daha büyük bir birlik olan curiayı oluşturuyordu. Bölgesel ve siyasal bir yapılanma olan curiaların kendilerine mahsus kültleri, mülkleri ve toplanma yerleri vardı. Halk meclisinin oluşumu ve oylama curiaya göre yapılırdı. Roma patrici sınıfının en büyük sosyal ve toplumsal birliği tribus idi. Krallık döneminde Populus Romanus’u üç tribus (Ramnes, Tities ve Luceres) meydana getiriyordu. Her tribusun bir siyasi lideri ve bir rahibi vardı. Her tiribus 10 curia’dan, her curia 10 gensten, her gens 10 büyük aileden oluşuyordu. Krallık döneminin sonuna doğru Tribuslar bir kabile birliği olma özelliğinden çıkarak belli yerlerde oturan arazi sahiplerinin bulundukları yerel ve idari bölgeler haline geldiler.
Krallık döneminde siyasi - idari yapının en önemli kurum ve unsurları nelerdir?
Roma’nın başında senato’nun atadığı ve “tanrıların rızasını” kazanmış olduğuna inanılan bir kral bulunmaktaydı. En yüksek hâkim, en büyük rahip ve ordunun en yüksek komutanı mevkiinde bulunan kral, siyasi, askeri, hukuki ve dini yetkileri şahsında toplayarak iktidarını mutlak ve en büyük kılmıştı. Bu erişilmez iktidarın temelini buyurmak, emretmek yetkisi anlamındaki imperium ve atama ile azletme yetkisine sahip manasındaki auspicium oluşturmaktaydı. Rahipler ve Senato kralın danışma organlarıydı. Senato’nun üyeleri, büyük arazi sahibi ailelerin reislerinden oluşuyordu ve sayısı yüz kadardı. Patricilerden oluşan halk meclisi Comitia curiata askeri bir nitelik taşıyordu. Savaş ve barışa karar veren bu mecliste oylama kişiye göre değil curialara göre yapılıyordu.
Roma Cumhuriyeti'nde Pleblerin genel olarak istekleri nelerdi?
Cumhuriyet döneminin ilk iki yüzyılı patriciler ve plebler arasındaki yoğun mücadeleyle geçti. Plebler, patricilerden, siyasi bakımdan eşitlik, seçme seçilme, meclislere katılma, devlet memuru olabilme, patricilerle evlenebilme haklarını istiyorlardı. Bunların dışında hukuki, dini ve ekonomik alanlarda patricilerle eşit haklar talebinde bulunuyorlardı.
On iki levha kanunlarını açıklayınız?
Roma Cumhuriyeti'nde M. Ö. 450 yılında kanunları yazıyla belirlemek için bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun üyesi olan hukukçulara Decemvir adı verildi. Uzun çalışmalar sonucunda yazıldıkları levhalar dolayısıyla On iki Levha Kanunları adıyla bilinen kanunlar hazırlandı. Bu kanunlarda aile hukuku, dava hakkı, borç ve ceza kanunu gibi hükümler vardı. Böylece kanunlar karşısında Plebler de dâhil olmak üzere tüm Roma vatandaşlarına haklı muamele görüp görmediklerini kontrol edebilme imkânları sağlandı ve Patrici memurların keyfi hareketlerinin önüne geçildi.
Kelt kavramını açıklayınız?
M.Ö. Avrupa’da varlıkları bilinen ve daha çok Britanya adalarında, İspanya, Fransa’da yerleşen ve kendilerine ait dilleri olan kavmin adıdır. Günümüzde Fransa’daki Britonların, İskoçların, Gallerlilerin ve İrlandalıların dillerinin Keltçeden geldiği kabul edilmektedir.
II. Kartaca Savaşı'nı anlatınız?
M.Ö. 218-201 yılları arasında yaşanan II. Kartaca savaşlarında, Roma denizde sağladığı üstünlüğü kullanarak İspanya, Sicilya ve Afrika’ya çıkartma harekâtları düzenlerken, Kartacalı Hannibal, Galya ve Alpleri aşarak İtalya’ya girdi ve Roma’ya ağır darbeler indirdi. Buna rağmen Roma, Kartaca kuvvetlerini etkisiz hale getirmeyi başardı ve Hannibal, İtalya’yı terk etmek zorunda kaldı. Kartaca, rakibi karşısında uğradığı ağır yenilgilerden sonra İspanya ve adaları Roma’ya bıraktı ve Akdeniz’de belirleyici bir güç olma özelliğini yitirdi. Roma böylece Batı Akdeniz çevresinin rakipsiz tek siyasal gücü konumuna ulaştı.
Helenistik dönem nedir?
Helenistik, Büyük İskender’in M.Ö. 323 yılında ölümünden Yunanistan’ın Roma tarafından M.Ö. 146 senesine kadar olan 177 yıllık süreç genelde tarihçiler tarafından Helenistik dönem olarak adlandırılır. Bununla birlikte bazı tarihçiler Hellenistik dönemi M.Ö. 330 ila M.Ö. 30 yılların arasındaki 3 asırlık süreç olarak gösterirler.
Tiberius ve Gaius Gracchus kardeşlerin mücadelesini açıklayınız?
Senatörler ve öbür yöneticiler çabuk zengin olmanın yollarını ararken, eyaletlerde vergi toplama işini üstlenmiş olan mültezimler, öncelikle kendi kazançlarını düşünerek halkı sömürüyorlardı. Kişisel hırslar ve açgözlülük, cumhuriyetin ilk yıllarındaki yurtseverlik ve fedakârlığın yerine geçmişti. Bütün bunlar halk arasında büyük tepkilere neden oluyordu. Halkın ezilmesi karşısında, M.Ö. II. yüzyılın sonlarına doğru Tiberius ve Gaius Gracchus adlarında iki kardeş mücadele etmeye başladılar. M.Ö. 133’te soyluların el koyduğu devlet arazilerini yoksul halka dağıtarak bir Roma çiftçi sınıfının oluşmasını sağlamaya yönelik bir yasa tasarısı hazırladılar. Fakat bu iki kardeşin halkın çıkarlarını savunma gayretleri, onların acımasızca öldürülmesiyle son buldu. Fakat onların çabalarıyla Romalılar arasında haksızlıkların ortadan kalkması için siyasal bir reform gerektiği inancı yerleşti.
Lejyon nedir?
Lejyon içinde süvari ve hafif piyade askeri bulundurmakla birlikte yoğun olarak ağır piyadelerden oluşan Roma askeri birliğine lejyon denilmektedir. Zaman içinde değişmekle birlikte bir lejyon 4200 lejyoner yani piyade asker ve 300 süvari yani atlı askerden oluşmaktaydı.
Birinci ve ikinci Triumvirlik kimler tarafından kurulmuştur?
Birinci Triumvirlik Julius Caesar, Pompeius ve Marcus Crassus tarafından ikinci Triumvirlik ise Marcus Antonius, Gaius Julius Caesar Octavianus ve Marcus Lepidus tarafından kurulmuştur.
İlk Roma İmparatoru Agustus dönemini kısaca açıklayınız?
Octavianus, M.S. 14’te ölünceye kadar tam 45 yıl Roma’yı yönetti. M.Ö. 27’de kendisine, yüce anlamında Agustus sanı verilmişti. Çok büyük bir güce sahip olmasına karşın, Roma’nın eskiden olduğu gibi cumhuriyetle yönetildiği izlenimini yaratmaya büyük özen gösterdi. O dönemde krallar mutlak egemenliğe sahipti. Romalılar böyle bir yönetim istemiyordu. Augustus yönetiminde Roma en parlak dönemini yaşadı. Ticaret çok büyük bir gelişme gösterdi. Roma yasaları imparatorluğun her yerinde uygulanmaktaydı. Güçlü hükümet, lejyonlarca da destekleniyordu. İmparatorluğun egemen olduğu bölgelerdeki yerli halkların haklarına saygı gösteriliyordu. Yüzyıllardan beri sürmekte olan çekişme ve kargaşanın sona ermiş olması Augustus’un başarısıydı. Halk, yasaların güvencesi altında olmanın huzuru içindeydi. Augustus ölmeden önce imparatorluğa üvey oğlu Tiberius’u seçmişti.
İmparator Caligula dönemini açıklayınız?
Tiberius’tan sonra Caligula yirmi beş yaşında imparator oldu. Babası Germanicus asker olduğu için çocukluğu askerler arasında geçmişti. Halk babasını sevdiği gibi, onu da benimsedi. Caligula başa geçtiği ilk yıllarda iyi bir yönetici izlenimi veriyordu. Ama sekiz ay sonra hastalandı, belki de bu hastalığın etkisiyle, daha sonraki yıllarda dengesiz davranışlarda bulunmaya başladı. Roma’nın en tanınmış ailelerini yok etti. Cumhuriyet döneminin törelerine karşı duyduğu tepkiyi göstermek için sevdiği atını önce rahip, sonra da konsül ilan etti. Bir gladyatör gibi dövüştü, akrabalarının çoğunu öldürdü. Acımasızlığı dillere destan oldu. Dört yıl süren kanlı bir saltanattan sonra, koruma görevlilerinden biri tarafından öldürüldü
İmparator Neron dönemini anlatınız?
M.S. 54’te Agrippina, Claudius’u zehirledi, böylece yerine oğlu Neron tahta geçti. İlk beş yıl sorunsuz geçti; ne var ki, sonraki yıllar benzeri görülmemiş bir dehşet yaşandı. Neron annesini ve karısını öldürttükten başka, zamanın önde gelen yöneticilerini de birer birer ortadan kaldırdı. Neron atletizm, tiyatro ve şiir yarışmaları da düzenletti. Hükümdarlığının 10. yılında Roma’da büyük bir yangın çıktı. Neron bunun ilk Hıristiyanların suçu olduğunu ileri sürdü ve onlara eziyet etti. Kentin yeniden yapılması için büyük paralar harcadı. Roma İmparatorluğu’nun tarihine bakacak olursak çöküşün Neron zamanında başlamış olduğunu görürüz. Vergi yükü altında ezilen insanlar sıkı ve düzenli çalışamaz olmuştu. Ordu, siyasete karışıyor, hükümet ordunun istemlerine çoğu zaman boyun eğiyordu. Neron’un savurganlığı imparatorluğun birçok yerinde ayaklanmalara yol açmıştı. Sonunda orduyu da karşısında bulan Neron intihar etti.
İmparator Hadrianus dönemini açıklayınız?
Hadrianus, ülkeye çoktan özlenen barış ve bolluğu geri getirmekte başarılı oldu. 117’de imparator olan Hadrianus, Roma topraklarını baştanbaşa denetleyerek, zayıf gördüğü yerleri surlarla güçlendirdi. 122’de İngiltere’ye kadar gitti. Adanın kuzeydoğusunda İskoç saldırılarına karşın kendi adıyla anılan Hadrianus Duvarı’nı yaptırdı. Onun başarısı sayesinde bir sonraki imparator Antoninus Pius sanatsal etkinliklere zaman ayırabildi.
Marcus Aurelius dönemini anlatınız?
Marcus Aurelius imparatorluğun doğu sınırını güvence altına aldıktan sonra kuzeydeki barbar kabileleri de bir dizi savaşla eski yerlerine sürdü. Depremler ve su baskınları Roma’nın büyük bir bölümünün yıkılmasına, tahıl depolarının zarar görmesine neden oldu. Bu da kenti kıtlığa sürükledi. Doğudan gelen veba da hızla yaygınlaştı. Tüm bunlara karşın, Marcus Aurelius vergileri olabildiğince düşük tutmaya çalıştı ve mahkemelerin iyi işletilmesini sağlayarak sorumlu bir yönetici olduğunu
gösterdi. İmparatorluğun gücünü tehdit ettiğini düşündüğü Hıristiyanlara karşı baskıcı bir siyaset izledi.
Milvian Köprüsü Savaşı'nı açıklayınız?
Roma tahtı için hak iddia eden iki İmparator Maxentius ve Konstantinos arasında geçmiştir. İlk harekete geçen Konstantinos oldu. 312 yılında büyük bir orduyla Alpler’i aşıp kuzey İtalya’ya girerek Maxentius’a karşı yürüdü. Roma yakınlarında Milvian Köprüsü’nde Maxentius bozguna uğratıldı. Tarihe Milvian Köprüsü Savaşı olarak geçen bu savaş hem Roma hem de Hıristiyanlık tarihi için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu savaşta “Labarum” denilen ve Hıristiyanlığın kutsal sembolü olan haç işaretli bayrakları Konstantinos ordusuna taşıttı. Maxentius savaş sırasında öldürüldü, Konstantinos Roma halkı ve Senato tarafından kurtarıcı olarak selamlanarak Roma şehrine girdi. Böylece Roma İmparatorluğunun Batı tarafında tek agustus olarak Konstantinos hakim oldu.
Kavimler göçünü açıklayınız?
Dördüncü yüzyılın dünya çapında en önemli gelişmelerinden biri şüphesiz kavimler göçüdür. Asya Hun İmparatorluğu’nun yıkılışıyla başlayan ve doğudan batıya bir dizi kavmin birbirini yerinden sürmesiyle, muazzam bir demografik hareket olan kavimler göçünün yıkıcı etkileri Bizans İmparatorluğu üzerinde kendini göstermekte gecikmedi. Sonuç olarak Batı Roma bu göç karşısında yıkılmış ve barbar kavimler tarafından yağmalanmıştır.