BALKANLAR'DA SİYASET - Deneme Sınavı - 5
Yukarıda boş bırakılan alana en uygun seçenek aşağıdaki şıklardan hangisidir?
unsurları arasında yer almaz
I-14. yüzyılın ikinci yarısı: Bu dönemde, günümüzdeki siyasi sınırlar dikkate alınarak tarif edilecek olursa, Türkiye’nin Trakya
toprakları, Yunanistan’ın kuzey kesimleri, Batı Trakya ve Tesalya bölgesi, Bulgaristan, Makedonya, Kosova
ve Sırbistan’ın bir kısmı fethedilmiş, Bosna-Hersek, Sırbistan’ın kuzey kesimleri, Bizans, Mora yarımadasının bir kısmı ve Eflak ise Osmanlı’ya haraç vermeyi kabul etmiştir.
II-15. yüzyılın tamamında: İstanbul, bugünkü Yunanistan (bazı adalar hariç), Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Sırbistan’ın büyük
bölümü fethedilmiş, Boğdan ise Osmanlı himayesi altına alınmıştır.
III-16. yüzyılın ilk yarısında ise Osmanlıların Balkanlardaki fetihleri daha çok Habsburg İmparatorluğu ve Macaristan Krallığı kontrolündeki topraklar ile Ege adaları üzerinde yoğunlaşmıştır.
IV-15. yüzyıl: Balkanların kuzeybatı ucunda kalan Slovenya, Dalmaçya bölgesi ve Hırvatistan’ın bir kısmı haricindeki bütün toprakları Osmanlı’nın doğrudan yönetimi veya himayesi altına girmiştir
V-16. yüzyıl: Yunanistan’ın kuzey kesimleri, Batı Trakya ve Tesalya bölgesi, Bulgaristan, Makedonya, Kosova
ve Sırbistan’ın bir kısmı fethedilmiş, Bosna-Hersek, Sırbistan’ın kuzey kesimleri, Bizans, Mora yarımadasının bir kısmı ve Eflak ise Osmanlı’ya haraç vermeyi kabul etmiştir.
VI- 4. yüzyılın ikinci yarısından itibaren: Sırasıyla Hun, Avar, Proto-Bulgar, Peçenek, Oğuz, Kuman, Hazar ve Selçuklu Türklerinin Balkanlara akınlar düzenlediği bilinmektedir.
I-1683 yılında gerçekleştirilen İkinci Viyana Kuşatması’ndaki bozgun, Osmanlı’nın Orta Avrupa ve Balkanlardaki varlığı bakımından bir dönüm noktası olmuştur.
II-İkinci Viyana Kuşatması’nın ardından Habsburg Monarşisi
(Kutsal Roma İmparatorluğu), Polonya, Venedik Cumhuriyeti ve Rusya’nın oluşturduğu Kutsal İttifak’la
mücadele eden Osmanlı Devleti, 1699 Karlofça Antlaşması ile Macaristan, Erdel, Dalmaçya kıyıları ve
Mora Yarımadası’nı kapsayan geniş toprakları kaybetmiştir. Bu savaşlarla Osmanlı gücünün yenilebilir olduğu görülmüş, bu durum Habsburg ve Rusya’nın Balkanlar üzerindeki ilgisini artırırken daha sonraki
yıllarda Balkanlarda ulusçuluk ve bağımsızlık fikirleri teşvik etmiştir.
III-1789 yılında meydana gelen Fransız
İhtilali ile güçlenen milliyetçilik Avrupa’daki diğer krallıkları olduğu gibi, Osmanlı Devleti’ni de olumsuz
yönde etkilemiş,
IV-19. yüzyılda büyük güçlerin teşvikleriyle Balkanlarda çıkan milliyetçi isyanlar ise Osmanlı
Devleti’ni zor durumda bırakmıştır. 18. yüzyıldan itibaren Venedik, Avusturya ve özellikle Rusya ile yaşanan
savaşlar Osmanlı Devleti’nin kademeli bir şekilde Orta Avrupa ve Balkanlardan geri çekilmesiyle sonuçlanmıştır.
V-877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ile Balkanlardaki hâkimiyeti önemli ölçüde zayıflayan
Osmanlılar, 1912-1913 Balkan Savaşlarından sonra, Trakya bölgesi hariç, Balkanları tamamen kaybetmiştir.