Bakım Gerektiren Bireylerin Psikolojik İhtiyaçları
Engelliliğin artmasının nedenleri nelerdir?
Nüfusların yaşlanması ve yaşlı insanların engelli hâle gelme riskinin daha yüksek olması ile birlikte diyabet, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve akıl sağlığı bozuklukları gibi kronik sağlık sorunlarının da küresel olarak artış göstermesi engelliğinin artmasının nedenleridir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kabul ettiği Sakat Kişilerin Hakları Bildirgesi”nde engelli tanımı nasıl yapılmaktadır?
Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar engellidir.
Dünya Sağlık Örgütünün uluslararası standart kabul edilen tanımına göre engellilik hangi aşamaları kapsar?
Dünya Sağlık Örgütünün uluslararası standart kabul edilen tanımına göre engellilik üç aşamalı bir süreçtir. Önce kişide herhangi bir hasar (impairment) oluşur, ardından işlevsel kısıtlılık/engellilik ortaya çıkar ve sonunda sosyal daralma/sosyal ortamlara az katılım meydana gelir. En uç durumda ise engelli, toplumdan soyutlanmış bir yaşam sürdürür.
Engelli bireyler, utançla ilgili tepkilerini dışa ne şeklide yansıtırlar?
Engelli bireyler, onları kısıtlayan özürlülükleri ile ilgili çeşitli karmaşık duygular yaşayabilirler. Bu bireyler engelliliklerini kendilerinde bir utanç duyma kaynağı olarak görebilirler. Utançla ilgili tepkilerini ise mutsuzluk, üzüntü, acıma, acındırma duyguları ile dışa yansıtabilirler.
Yaşlıların psikolojik sorunları nelerden kaynaklı olabilir?
Yaşlıların psikolojik sorunları genç yaşlarındaki dene-yimlerinden kaynaklı psikolojik bozukluklar olabileceği gibi, yaşlanmaya bağlı gelişimsel stres kaynaklarının (eş ve yakınların kaybı, emeklilik, menopoz/andropoz, sosyal izolasyon, kronik hastalıklar, bağımlı kalma korkusu, ölüm korkusu vb.) neden olduğu yeni sorunlar da olabilir.
Yaşlılığın psikolojik yönü hangi değişimlerle ilgilidir?
Yaşlılığın psikolojik yönü, genel olarak, bilişsel beceriler ve ruhsal davranış değişimleriyle ilgilidir.
Yaşlılığın en önemli sorunu nedir?
Yaşlılığın en önemli sorununun bilişsel bozulma olduğu bilinmektedir.
Bilişsel beceriler ve ruhsal davranış değişimleri hangi nitelikleri içermektedir?
Bilişsel beceriler zekâ, dikkat, öğrenme, bellek, dil, görsel yetiler, akıl yürütme gibi alanlardaki değişiklikleri; ruhsal davranış değişimleri ise duygudurumu, güdülenimler ve baş etme becerileri gibi çeşitli nitelikleri içermektedir.
Yaşlanmayla birlikte beyin işlevlerindeki fizyolojik gerilemeye bağlı olarak bilişsel işlevler ne şekilde etkilenir?
Yaşlanmayla birlikte genel olarak beyin işlevlerindeki fizyolojik gerilemeye bağlı olarak bellek, dikkat, algı gibi bilişsel işlevlerin olumsuz yönde etkilendiği belirtilmektedir. Yaşlı kişilerde sıklıkla bellek (hafıza) azalması, unutkanlık, kusurlu ve eksik hatırlama gibi bellek değişiklikleri görülür. Yaşlılıkta beyin yapısının bozulmasıyla birlikte yaşlı insanlarda düşüncenin içeriği, mantık ve muhakeme niteliği değişir ve bozulur. Düşünce akışında yavaşlama, ayrıntıcı olma ve direnme eğilimi görülür. Hesaplamalar, somut ve soyut kavramlar bozulur.
Yaşlandıkça, bireylerde ruhsal açıdan meydana gelen değişiklikler nelerdir?
Eskiye olan özlemin gün geçtikçe artması ve genç kuşaklarla arasındaki mesafenin artması yaşlı insanlarda ruhsal açıdan görülen değişim belirtilerinden birkaçıdır. Yaşlı insanlar için “eski” her zaman arzulanan bir istektir. Her gün yeni şeylerle ve olaylarla karşılaşan ve bu yeniliklere uyum sağlayamayan yaşlı insanlar için dünya, her gün daha kötüye gitmekte, toplum ve genç nesil ahlaki bakımdan yozlaşmaktadır. Bu düşüncede olan yaşlı insanlar, gün geçtikçe kendilerini dış dünyadan soyutlamakta ve daha fazla içe kapanmaktadırlar.
Yaşlıların iç dünyalarına kapanmaları ve içe dönük bir yaşam sürmeleri, yaşlı bireyleri nasıl davranmaya yönlendirebilmektedir ve sonuçları ne şekilde kendini gösterir?
Yaşlıların iç dünyalarına kapanmaları ve içe dönük bir yaşam sürmeleri, yaşlı bireyleri benmerkezci davranmaya yönlendirebilmektedir. Bu durumda, yaşlı bireylerin paraya ve maddi şeylere karşı olan düşkünlüğü artabilmekte, geçmişte var olan ancak kontrol edebildikleri cimrilik, tutuculuk gibi kişisel özellikleri, yaşlılık dönemlerinde kontrolsüz boyutuyla tekrar nüksedebilmektedir. Benmerkezci davranışların görüldüğü yaşlı insanlarda kendinden başkasına önem vermeme, yalnız kendini sevme, yaşama gücü ve isteğinin azalması gibi duygusal duyumlarında azalma ve kalite değişiklikleri de olmaktadır.
Yaşlı insanların duygulanım durumunu bozan, yalnızlık ve yabancılaşma duygularını arttıran etkenler nelerdir?
Ölüm korkusu ve gelecekle ilgili endişeler, çocuklarının eğitim, iş veya gelir gibi nedenlere bağlı olarak evden ayrılması, eşin veya yakın çevrenin ölmesi, güven azlığı, şiddete maruz kalma korkusu, emeklilik sonrası maddi imkânların kısıtlanması vb. gibi hususlar da yaşlı insanların duygulanım durumunu bozmakta ve yaşlı insanlarda yalnızlık ve yabancılaşma duygularını arttırmaktadır.
Genel olarak bakıldığında yaşlıların uyum güçlüğü yaşamasına yol açan en önemli sorunlardan birisi nedir?
Genel olarak bakıldığında yaşlıların uyum güçlüğü yaşamasına yol açan en önemli sorunlardan birisi demanstır.
Yaşlılıkta psikolojik bağlamda en sık rastlanılan sorunlardan birisi nedir?
Yaşlılıkta psikolojik bağlamda en sık rastlanılan sorunlardan birisi de depresyondur. Yaşlılarda depresyonun yaygın olduğu bilinmektedir.
Yaşlılıkta ortaya çıkan depresyon belirtileri nelerdir?
Yaşlılıkta ortaya çıkan depresyon belirtileri, genç ve orta yaşlılarda görülen depresyon belirtilerinden farklıdır. Depresyon yaşayan yaşlılarda fiziksel, görsel, duyusal ve bilişsel bozukluklar görülmektedir. Bu süreçte çevreye karşı ilgisizlik, anksiyete, kendini yargılama, suçluluk ve değersizlik duyguları, fiziksel aktivitesizlik ve sağlıksız yemek yeme davranışları yaşlıların ve onlara bakım verenlerin sıklıkla uğraşmak zorunda kaldıkları psikolojik sıkıntılardır.
Kriz ne demektir?
Kriz bir olaya veya bir duruma bağlı ortaya çıkan, bireyin başaçıkabilme becerilerinin geçici olarak yetersiz kaldığı, belirsizliğin yoğun olarak yaşandığı karmaşık bir dönemi anlatır. Kriz, ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar.
Krizde görülebilecek belirtiler nelerdir?
Bireyde aşırı kaygı, depresyon, öfke ve kendini suçlama duygularının varlığı
• Aşırı sinirli ve etrafına zarar verici davranışlar sergilemesi
• Saldırganlık,
• İntihar girişimleri olarak sayılabilir.
• Kaygı; bireyde çarpıntı, terleme, boğulma hissi ve nefes alamama gibi bulgularla,
• Depresyon ise iştah azalması, kilo kaybı, uyku bozukluğu, hareketlerde yavaşlama gibi bedensel bulgularla kendini gösterebilir.
Krize müdahalede amaç nedir?
Krize müdahalede amaç gerginliği azaltmak, bireyi kriz öncesindeki hâline geri dönebilecek gücü kazanmasına yardımcı olmaktır.
Krizde temel ilke nedir ve nasıl yaklaşılmalıdır?
Krizde temel ilke sorunu paylaşmaktır. Bunun için bireyi sıcak bir yaklaşım içinde dinlemek ve sorunun ne olduğunu anlamaya çalışmak gerekir.
Hangi durumlarda doktora haber vermelisiniz?
• Gerçeği değerlendirme yeteneği bozulmuş, kendisine yardım etmek isteyenlere zarar vermeye başlamışsa,
• Geçmiş kötü deneyimleri ile ilgili olarak sağlık personelinin yardım etmeye çalıştığına inanmıyorsa,
• Saldırgan ve şiddet davranışları gösteriyorsa,
• Alkol, madde ya da ilaç kullanımında ciddi artış olmuşsa,
• Kendisine, size ve çevresindekilere karşı şiddet eğilimi varsa,
hastanın doktoruna haber verilmeli ve psikiyatrik yardım alması sağlanmalıdır.
İntihar açısından hangi bireyler risk altında olabilir?
Bunlar; genellikle erkek hastalar, ağır psikiyatrik hastalığı olan hastalar, alkol, madde veya ilaç bağımlısı olanlar, depresyon bulguları gösterenler, yaşlılar ve yalnız yaşayanlar, intihar fikirleri olan ve bunu ifade edenler ve daha önce intihar girişiminde bulunmuş olan kişilerdir.
Bireylerin yaşadığı psikolojik sorunların giderilmeye çalışılmasında bakım veren kişi nasıl davranmalıdır?
Bireyin evinde ise orada otorite olmaya çalışmamalıdır. Bakım verici birey, hastanın evinde bir konuktur. Hasta ile daha çok, sosyal anlamda iletişim kurulmaya ve geliştirmeye çalışılmalıdır. Örneğin, aile üyelerinden diğer bireylerle ya da evcil hayvanı varsa onunla iletişim kurarak rahat tavırlar ve pozitif yaklaşımlar sergilemek gerekir. Hastanın psikiyatrik ilaçları olup olmadığı öğrenilmeye çalışılmalı ve düzenli kullanıp kullanmadığı araştırılmalıdır. Hastanın otoritesine saygı duyulmalıdır. Hasta için yapılan bakım uygulamalarında iş birliği sağlanmalıdır. Hastanın boş zamanlarında bu zamanları değerlendirebilecek etkinlikler düzenlenmelidir. Bakım verici aynı zamanda iyi bir dinleyici olmalıdır. Beden dilini iyi kullanmalıdır.
Hastanın bakım veren kişiye güven duyması ve olumlu iletişimin sürdürülmesi için gerekli olan iletişim şekli nasıl olmalıdır?
Hastaya karşı içten davranmak ve empati kurmak hastanın psikolojisini anlamak ve yardım edebilmek için gereklidir. Hastayı dinlerken onay ifadeleri (başınızı öne doğru eğme, ses ile “evet”gibi) kullanma, merak ettiği konularda onu bilgilendirme, yapamadığı ancak uğraşması gereken durumlarda cesaretlendirme (teşvik etme), konuşmalarınızda mizahı kullanma, göz teması ve dokunma (hafifçe omzuna) hastanın size güven duyması ve olumlu iletişimin sürdürülmesi için gereklidir.
Empati ne demektir?
Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.
Hastanın evde ya da yaşadığı ortamda güvenliğinin sağlanması için ne yapılmalıdır?
Hastanın evde ya da yaşadığı ortamda güvenliğinin sağlanması kendini iyi hissetmesi açısından önemlidir. Bunun için bakım ekibi elektrik kabloları, ısıtıcılar, kaygan zemin gibi tehlike oluşturabilecek çevresel özellikleri incelemelidir. Güvenlik açısından hastanın daha önce intihar girişiminde bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Kendisine ya da başkasına zarar verme durumu incelenmelidir. Bununla ilgili olarak ortamda bulunan kesici-delici aletler kaldırılmalı, bulunduğu ortamda yalnız bırakılmamalı, psikiyatrik ilaçları varsa düzenli kullanması sağlanmalı ve ilaçlar ortalıkta bırakılmamalıdır.
Demans ne demektir?
Demans hastalığı (bunama), zihinsel becerilerin hastalık nedeniyle zayıflaması durumudur.
Alzheimer ne demektir?
Alzheimer hastalığı, beynin, öncelikle hafıza olmak üzere, tüm bilişsel fonksiyonlarında ilerleyici kayba neden olan en sık görülen demans tipidir.
Hangi belirtileri gösteren yaşlı ve engelli bireylerin depresyon için tıbbi yardım alması sağlanmalıdır?
İçe kapanma, uyku bozukluğu, iştah bozukluğu, kendini mutsuz hissetme ve karamsar düşünceler, öz güven kaybı, çevreye karşı ilgisizlik gibi depresyon belirtileri gösteren bakımınız altındaki bireylerin tıbbi yardım alması sağlanmalıdır.
İyi ve doğru bir iletişimin ana ögesi nedir?
İyi ve doğru bir iletişimin ana ögesi iyi bir dinleyici olmak ve empati yapmaktır.
Bakım vericilerin iyi ve sağlıklı bir iletişimi gerçekleştirebilmesi için yapılabilecekler nelerdir?
• İlk önce bireye kendinizi tanıtarak işe başlayın.
• Ona bir otoriteymiş, onunla ilgili kararları artık siz verecekmişsiniz gibi yaklaşmayın. Sakin tavırlarla yaklaşıp, olumlu cümlelerle kurarak, güleryüzlü olun.
• Engelli ve yaşlı bireyler yetkinlikleri ile ilgili herhangi bir sağlık sorunları yoksa kendi kararlarını kendileri almak isterler ve bunun için saygı görmek isterler. Bu anlamda bireylerin kararlarına karşı saygılı olun, onların yerine karar vermeyin.
• Onlara sorunluymuş ya da çocukla konuşuyormuş gibi davranmayın, diğer insanlara nasıl davranıyorsanız öyle davranın. Aşırı ilgi de bireyi rahatsız edebilir bu nedenle doğal olun.
• Bireylerin yardıma ihtiyacı olan durumlarda gücünü en yüksek düzeyde kullanmasını sağlayın. Bir şeyler; kendisinin yapması onları mutlu hissettirir.
• Herhangi bir şeyi yapmadan önce mutlaka izin isteyin.
• Bireyin gerçekten yardıma ihtiyacı olduğunu gördüğünüzde ise ona yardım etmeyi teklif edin.
• Bireyin yaşayabileceği tehlikelere karşı onu uyarın. Örneğin “önünüzde merdiven var adımınızı şimdi yukarı doğru atın” gibi. Yön tariflerinizde ise “azıcık yana”, “biraz öteye” gibi kelimeler yerine “sağa, sola, yukarı, aşağı” gibi net ifadeleri kullanın.
• Konuşurken gövdenizle beraber bireye doğru yönelin ve gözlerini içine bakarak konuşun.
• Kelimelerinizi doğru seçin. Acıma, küçümseme içeren ifadeler kullanmayın. Kısa cümleler kurun. Uzun cümleler anlaşılmayı güçleştirir.
• Bireyin kendini ifade etmesine fırsat verin. Bunun için onu dikkatle dinleyin ve anlamaya çalışın.
• Birey konuşurken başka işlerle uğraşmayın, dinlediğinizi gösteren başınızı öne sallayarak veya “evet” gibi kelimelerle geri bildirimler verin.
• Bireye nasihat vermeyin ya da kendi başınıza gelen bir durumu anlatıp ondan yola
çıkarak yapması gereken şeyi ima etmeye çalışmayın.
• Bireyin yanından ayrılırken ona haber verin.
• Bireyde işitme sorunu var ise kendisiyle konuşmaya başlarken sizi fark etmesini sağlayın. Bunun için hafifçe omuzuna dokunabilir veya görüş alanına girebilirsiniz.
Bireyde işitme sorunu var ise bakım verici nasıl davranmalıdır?
• İşitme sorunu var diye bireyle sürekli bağırarak konuşmayın. Bireyin nasıl düzeydeki ses tonunu işittiğini anlamaya çalışın. İşitme cihazı varsa doğru çalışıp çalışmadığını kontrol edin.
• Karşınızdaki bireyi anlamakta siz de güçlük yaşayabilirsiniz. Bunu ona bildirin.
Daha yavaş mı ya da daha yüksek sesle mi konuşursa anlayabilirsiniz nedenini ona söyleyin.
• Konuşurken hastanız zor veya kekeleyerek konuşuyorsa onu doğru anlamak için tüm dikkatinizi ona vererek dinleyin. Anlamadıysanız bireyden tekrar etmesini isteyin ancak bunu sürekli tekrarlamanız onu kızdırabilir. Hala anlamamış iseniz kağıda yazmasını isteyebilirsiniz ya da işaretlerle anlaşabilirsiniz.
• Bireyin bir kelimeyi söylemekte zorlandığını gördüğünüzde ise kibarca ona o kelimeyi hatırlatabilirsiniz.
• Bireyle konuşurken söylediklerinizle beden diliniz uyumlu olsun. Jest ve mimiklerinizi, yüz ifadenizi kontrol edin. O gün siz başka bir şeye kızgınsınızdır
ancak birey sanki ona kızmışsınız gibi düşünebilir ve üzülebilir.
• Uzun ve karmaşık cümleler kurmayın, anlamayı güçleştirir.
• Özellikle işitme sorunu olanlarda göz temasını kesmeyin, ağzınızı elinizle kapamayın, dudaklarınızı okuyabilir.
• “Bu gün Aysel Hanım da nasıllarmış bakalım?” (sanki hastasına başka birini
soruyormuşsunuz gibi olmamalı) gibi bir soru yerine direk “Aysel Hanım bugün
nasılsınız?” gibi doğrudan bireye yönelttiğiniz ifadeler kullanın.
• Siz ve hastanız konuşurken odada ilgisini dağıtabilecek ya da işitmede zorlanacağı
uyaran veya gürültüyü en aza indirin (örneğin TV, radyo) ve ortamın birbirinizi iyi görebileceğiniz şekilde aydınlatılmış olmasını sağlayın.
• Yavaş, tek tek konuşun. Hızlı konuştuğunuzda sizi anlayamayabilir.
• Bireyle konuşurken onun dikkatini dağıtacak başka bir şeyle uğraşmayın. Sakız çiğnemeyin, bir yandan sigara içmeyin.
• Birey ciddi bir şey anlatıyorsa sizde ciddiyetle dinleyin, konuşmanın ardından ona
gülmeyin, dalga geçtiğinizi düşünebilir.
• Bireyle konuşurken onunla aynı seviyede durun. Oturuyorsa oturun, ayakta durmayın göz temasını bu şekilde koruyamazsınız.
Gevşeme tekniğinin faydaları nelerdir?
Gevşeme hareketlerini düzenli yapan bir ki- şide gevşemeye ayrılan zamanın işlerini engellediği düşüncesinin yerine gevşeme hareketlerinden sonra daha çok iş yapabildikleri görülür. Gevşemeyle birlikte kaygıda azalma ve enerjide belirgin şekilde artış olur. Bunun sonucunda ise bireyler daha net ve olumlu düşünebilir, stresli durumlarda soğukkanlı davranıp mantıklı çözümler bulabilir.
Tükenmişlik sendromu ne demektir?
Tükenmişlik sendromu: Çalışanlarda kronik fiziksel yorgunluk, çaresizlik ve ümitsizlik duyguları, olumsuz bir benlik kavramının gelişmesi, mesleğe, genel olarak yaşama ve diğer insanlara yönelik olumsuz tutumlar ile belirginleşen fiziksel, duygusal ve zihinsel bir tükenme ile yorgunluk, hayal kırıklığı ve işi bırakma ile karakterize tükenme durumudur.
Bakım verenler bakım işlerini yerine getirirken nelere dikkat etmelidir?
Bakım verenler bakım işlerini yerine getirirken görevlerini kötüye kullanmamalıdırlar. Hasta yararına bakıma ya da rehabilitasyona katılan diğer ekip üyeleri ile iş birliği içinde olmalıdırlar. Hastalarına ve ailelerine karşı davranışları insan ve hasta haklarına uygun biçimde olmalıdır. Hastalar kendisine verilen bakımı kabul etme veya reddetme hakkına sahiptir. Uygun ve doğru bakımı alma ve bakım veren kişiyi seçme hakkı vardır. Bakım uygulamaları sırasında hastanın kültürel özelliklerine saygı gösterilmesi, kendisi ile ilgili bilgilerin saklı tutulmasını isteme hakları vardır. Hasta uygulamalar sırasında herhangi bir tacize uğramamalı, şiddet görmemeli, mahremiyetine karşı saygılı olunmalıdır. Hastanın mahremiyetini ihlal edecek durumlarda çevreyle ilgili gerekli gü- venlik önlemleri alınmalıdır. Örneğin altı temizlenirken veya banyosu yaptırılırken başka birinin görmemesi için paravan ya da perde çekilmesi, kapının kapatılması ve girilmemesi için bir not yazılıp kapıya asılması olabilir.
Bakım verenler, bakım verme işinin zorluklarından psikolojik olarak nasıl etkilenirler?
Bakım verme işi zor bir iştir. Zamanla yorucu tempo ve hasta ile birlikte geçirilen zamanın uzunluğu bakım vericilerde sıkıntı, gerginlik ve isteksizlik oluşturabilir. Hasta ve aile üyeleri ile iletişimde bozulma, bakım performansında düşme görülebilir. Yapılan birçok çalışma ile sağlık bakım hizmetlerinde görev alan çalışanlarda zamanla iş doyumunda azalma görülmekte ve tükenmişlik sendromu ortaya çıkmaktadır.
Bakım veren kişiler zaman zaman ne tür duygular yaşayabilmektedirler?
Bakım veren kişiler zaman zaman iş temposunun yoğunluğundan dolayı kendi özel yaşamını kontrol etmekte zorlanabilmekte ve bu yüzden çaresizlik, suçluluk, öfke, korku ve sosyal yalıtım gibi duygular yaşayabilmektedirler.