aofsorular.com
TRM203U

Soğan, Sarımsak, Pırasa, Ispanak ve Havuç Yetiştiriciliği

8. Ünite 20 Soru
S

Soğan kökünün özellikleri nelerdir?

Soğan kökleri zayıf yapılı olup gövdenin altından gelişip 30 cm kadar uzarlar. Kısa ve zayıf yapıda olmalarından dolayı toprağın ilk 30 cm derinlik ve genişliğinde bulunurlar. Bu mesafeden daha uzakta olan su ve besin maddelerini alamazlar. Yaralanan kök kendini yenilemez. En fazla kök oluşması aktif büyümenin hızlı olduğu baş oluşturmaya geçmeden önceki dönemde gerçekleşir.

S

Soğanın tohum ve çimlenme özelliklerini açıklayınız.

Bir dişi organın bağlı olduğu yumurtalıkta üç bölüm (karpel) ve her bölümde iki
tohum yatağı bulunur. Bir bireysel çiçek en fazla 6 tohum oluşturabilir. Pratikte ortalama 3-4 tohum iyidir. Bir çiçek sapından teorik olarak 10 000 tohum alınabilir olmasına rağmen, beslenme ve yetiştiricilik koşullarına bağlı olarak ancak 300-500 canlı tohum alınır. Tohumlar oldukça küçük yapıdadır, 2-3 mm boyunda 1-2 mm eninde, hafif içe çökmüş, çoğunlukla soluk siyah rengindedir. Tohumların bu şekli almasının sebebi, küre şeklindeki yumurtalık üç bölmeden, her bölmede iki parçadan oluştuğundan, altı tohum yatağından kaç tohum oluşturursa o kadar dilime ayrılmış küre şeklini alır. Bir miktar kuruyarak nem kaybetmesi ile tohum kabuğu içe doğru çöker ve buruşuk şekli alırlar.

S

Soğan yetiştiriciliğinde ideal toprak özellikleri nelerdir?

Soğan yumru oluşturmasını zorlaştıracak, taşlı ve kuruduğunda sertleşen killi
toprakları sevmezler. İyi bir kök gelişimi için toprağın hafif süzek ve organik maddece iyi olmasını arzu eder. Özellikle sonbahar ekimi yapılacak arazilerin drenaj problemi olmaması gerekir. Toprağın pH seviyesi hafif asidik 6-7 olmalıdır. Her toprakta farklı besin elementleri olduğundan yetiştiricilik yapılan yerdeki toprak analizine göre gübreleme yapılmalıdır.

S

Soğanın yıllık bakım işlemlerinden çapalama ve sulama yapılırken nelere dikkat edilmelidir?

Çapalama
Tohumdan ekimde ilk çıkan bitkiler çok küçük ve zayıf olduklarından, çapalamaya çok duyarlıdırlar. Genelde yabancı ot mücadelesi uygun ilaçlar kullanarak
yapılır. Beş ile altı gerçek yapraklı olduklarında veya bitki boyu 25-30 cm boya
ulaştığında ara çapa yapılabilir.
Sulama
Kısa gün soğanları sonbaharda yağmur altına ekilir veya tohumların çıkışı için sulama gerekir, sonrasında hiç sulanmadan da yetişir. Orta gün soğanlarında tohum ekimi Ocak-Şubat gibi yine yağışlı döneme geldiğinden sadece Mayıs-Haziran aylarında sulamaya ihtiyaç duyulur. Uzun gün çeşitlerinde ise tohum ekimi Şubat Nisan aylarında yağmur altına ekilmesi durumunda, çimlenme için sulamaya gerek olmaz. Ancak büyüme ve gelişme yaz aylarında olduğundan, Haziran-Ağustos aylarında mutlaka sulama yapılmalıdır. Hasattan yirmi gün önce sulama kesilir.

S

Soğanlarda görülen başlıca hastalıklar ve bu hastalıklarla mücadele yöntemleri nelerdir?

Soğanlarda, Fusarium, taban çürüklüğü, boğaz çürüklüğü, beyaz çürüklük, pembe kök, mildiyö, kahverengi leke ve yaprak solgunluğu hastalıkları önemlidir. Soğan zarlılarından en önemlileri soğan sineği ve tripslerdir. Soğan sineği erginleri soğana zarar vermezler ancak yumurtalarını soğanın yaprak saplarına bırakırlar. Yumurtadan çıkan larvalar soğanın yalancı gövdesinde beslenirler.
Erken dönemde bitkinin tamamen ölmesine geç dönemlerde ise başlara girerek
başların depolarda çürümesine neden olurlar. Tripsler ise soğan bitkisinin yeşil
aksamları üzerinde bitki öz suyunu emerek beslenirler. Hastalık ve zararlılar ile
ilaçlı mücadele tek başına yetersizdir. Üç-dört yıllık ekim nöbeti tavsiye edilir.

S

Soğan hasadında nelere dikkat edilmelidir?

Soğanlar olgunlaştığında, yalancı gövdeler yan yatar ve kurumaya başlarlar, yüzde 50 ila 75’i yan yattığında soğanlar hasat edilirler. Yerlerinden sökülen soğanlar iyice kuruması için oldukları yerde birkaç gün bırakılırlar, ya da harman yerine toplanarak fazla yüksek olmayacak şekilde serilirler. Ara sıra karıştırıp, alt üst ederek düzgün kuruma sağlanır. Başlar direk güneş ışığına maruz kaldığında, depoda çürümeye neden olan güneş yanıklıkları oluşur.

S

Sarımsağın Türk ve dünya piyasasındaki yeri ve ülkemiz için ekonomik önemini açıklayınız.

Sarımsak ülkemizin tüm bölgelerinde yetiştirilebilen bir sebze türüdür. Sarımsak
üretiminde önde gelen illerimiz başta Kastamonu olmak üzere Hatay, Balıkesir,
Kahramanmaraş ve Gaziantep’tir. Bu illerin toplam üretimi Türkiye üretiminin
yaklaşık %54’nü oluşturmaktadır. Sarımsak insan sağlığı açısından oldukça önemli bir sebzedir ve üretimi dünyada giderek artmaktadır. FAO verilerine göre 2014 yılı dünya sarımsak üretimi 24 939 965 tondur. Çin 19 984 724 tonluk üretimle dünyada birinci sırada, ülkemiz ise 116 089 tonluk üretimle on üçüncü sırada gelmektedir. Sarımsak taze ve kuru olarak doğrudan veya sarımsak yağı ve sarımsak tozu şeklinde işlenmiş olarak tüketilmektedir.

S

Sarımsağın botanik yapısını oluşturan özelliklerden yaprak özelliklerini açıklayınız.

Sarımsak yaprağı yaprak ayası ve yaprak kınlarından oluşur. Sarımsakta yaprak ayası içi dolu ince V kesiti şeklindedir. Yaprak rengi yeşilin değişik tonlarındadır ve yaprak ayasının üstü mumsu tabaka ile kaplıdır. Yaprakların alt
kısımları incelerek yaprak kınlarını oluşturur ve yaprak kınlarınında üst üste
gelişmesiyle 20-50 cm uzunluğunda yalancı gövde meydana gelir. Sarımsakta
yaprak kınları soğanda olduğu gibi etsi bir yapı taşımaz. Dıştan içe doğru çeşit ve çevreye bağlı olarak 7-15 tane yaprak gelişir. Yaprak sayısı fazla olan
çeşitlerde başta oluşan diş sayısı da fazla olur. Çeşitlere göre yaprak ayasının
uzunluğu, genişliği ve yalancı gövde ile yaptığı açının büyüklüğü yönünden de
büyük farklılıklar vardır. Yaprak ayası uzunluğu 30-60 cm, genişliği 1-3 cm ve
yalancı gövdeyle açısı 30-60° arasında değişmektedir. Belli sayıda yaprak oluştuktan sonra gövde üzerindeki vegetatif büyüme meristemi ya en son yaprağı veya çiçeklenen genotiplerde farklılaşarak çiçek sapı ve çiçek sürgününü meydana getirir. Gövde üzerinde yaprak kınları koltuklarındaki hücreler vegetatif
tomurcukları ve bu tomurcuklarda gelişerek dişleri meydana getirir. Sarımsak
dişi, dişi saran dış yaprak, depo yaprağı ve depo yaprağının ortasında bulunan
vegetatif tomurcuktan meydana gelmektedir. Depo yaprağı yaprakta sentezlenen depo besin maddelerin birikmesiyle gelişir ve sarımsakta yediğimiz etli
kısmı oluşturur. Vegetatif tomurcukta bu tomurcuğu saran bir yaprak ve bunun içinde de yaprak taslakları bulunmaktadır. Gövde üstünde çeşide ve çevre
şartlarına bağlı olarak 1-30 adet arasında değişebilen diş meydana gelir. Diş
miktarı artıkça dişlerde irilik azalmaktadır. Bu nedenle gövde üzerinde 10-15
adet diş gelişimi idealdir. Dişlerin yaprak kınları ile sarılmasıyla da sarımsak
başları meydana gelir. 

S

Sarımsaktaki çiçek sürgününün özellikleri nelerdir?

Sarımsakta çiçek sürgünü diğer Allium türlerinde olduğu gibi şemsiye çiçek yapısındadır. Başlangıçta çiçek sürgünündeki çiçekler bir zar içinde bulunur. Çiçeklenmenin ilerlemesiyle bu zar yırtılarak çiçekler görülür. Çiçek sapı üzerinde genotipe bağlı 10-200 tane çiçek gelişir. Bir çiçekte altı çanak yaprak, altı taç  yaprak, altı erkek organ ve üç karpelli bir dişi organ bulunur. Çiçekler pembe veya mor renklidir. Çiçek sürgününde diğer Allium türlerinden farklı olarak çiçeklerin arasında vegetatif küçük dişlerde meydana gelmektedir.
Çiçek sürgünü gelişmesi sırasında çiçek taslakları arasındaki bazı hücreler çiçek taslakları yerine vegetatif dişlere farklılaşmaktadır. Çiçek sürgününde meydana gelen bu dişler çiçeklerin besin maddelerine ortak olarak onların gelişmesini engellemekte ve sarımsakta meydana gelen kısırlık nedenlerinden biri olarak düşünülmektedir.
Nitekim bu dişlerin çiçek sürgünü gelişiminin ilk aşamalarında elle uzaklaştırılmasıyla bazı sarımsak tiplerinde tohum üretiminin artığı görülmüştür. Çiçek sürgününde meydana gelen dişler üretim materyali olarak değerlendirilebilir. Ancak bu dişlerden gelişen bitkiler zayıf olmakta ve başlar genelde tek dişli kalmaktadır. Yurt dışında bazı ülkelerde çiçek sürgününde meydana gelen bu dişlerden taze sarımsak üretiminde yararlanılmaktadır. Çiçek sürgünündeki dişler çok sık dikilerek az ışık yoğunluğunda yetiştirilmekte ve bu şekilde gevrek yapılı taze sarımsak üretilmektedir. Sarımsak çiçeklerinde yabancı döllenme hakimdir ve döllenme arı, sinek ve diğer böceklerle gerçekleşmektedir.

S

Sarımsak yetiştiriciliğine uygun iklim özellikleri nelerdir?

Genelde sarımsak bitkileri düşük sıcaklıklara toleranslıdır. Sarımsak başları ve
genç bitkiler -3 ile -4°C’ye kadar dayanabilir. Gelişme döneminde optimum sıcaklık isteği 15-25°C’dir. Baş oluşumuna 30°C’nin üzerindeki sıcaklıklar engelleyici etki yapmaktadır. Ancak hasada yakın zamanlarda yüksek sıcaklık başların dinlenmeye girmesini hızlandırır. Vegetatif gelişme döneminde optimum nem isteği %60-70 iken baş gelişimin son aşamalarında ve hasada yakın zamanlarda yüksek nem olumsuz etki yapar. Bu dönemlerde yapılan sulama ve yağış hastalıkların gelişmesine ve başlarda bozulmalara neden olur.

S

Üretimde kullanılmak üzere kullanılacak sarımsak başları nasıl olmalıdır?

Üretimde kullanılmak üzere kullanılacak sarımsak başları dış görünüşü itibarı
ile hastalık ya da zararlı taşımayanlardan ve büyük dişli olanlardan seçilmelidir.
Seçilen başlardaki dişler dikimden hemen önce ayrılır ve büyüklüklerine göre 2-3
gruba ayrılır ve her grup ayrı olarak dikilir. Bu şekilde yeknesak bir üretimin gerçekleşmesi sağlanmış olur. Dişleri ayırma sırasında zarar görmüş dişler üretimde kullanılmamalıdır. Üretimde kullanılacak dişler 2-3 gr arasında olmalıdır. 1 gr’ın altındaki dişler üretimde kullanılmamalıdır. Küçük dişlerden oluşan bitkiler zayıf kalmakta ve baş iriliği de küçük olmaktadır. Sarımsakta elde edilecek baş iriliğini dikimde kullanılan diş iriliği yanında dikim öncesi depolama sıcaklığı, çiçeklenme ve dikimden sonraki çevre koşulları etkilemektedir. 

S

Sarımsak yetiştiriciliğinde çapalamanın önemi nedir? Açıklayınız.

Sarımsak yetiştiriciliğinde en önemli sorunlardan birisi yabancı ot mücadelesidir.
Bunun için sulama yapılarak yapılan yetiştiricilikte yetiştirme döneminde 2-4 kez
yabancı ot mücadelesi için çapalama yapılır. Sarımsak köklerinin büyük bir bölümünü toprak yüzeyine yakın kısımlarda bulunmasından dolayı köklerin zarar görmemesi için çapalama fazla derin yapılmamalıdır. Dikimden donra ilk çapalama bitkiler 2-3 yaprak aşamasında iken yapılır. Çapalama işlemi bitkilerin gelişme döneminde 2-3 kez tekrarlanır. Çapalama maliyetli olduğu için büyük işletmelerde yabancı ot mücadelesinde herbisit kullanılmaktadır. Bu uygulama dişler dikilmeden önce yapılır. Organik sarımsak üreticileri ise sarımsak kök bölgesini saman, yosun,yaprak gibi organik malç ile örterek yabancı ot mücadelesi yapmaktadır.

S

Sarımsakta görülen en önemli hastalıklar ve bu hastalıkların ortaya çıkması halinde yapılan uygulamalar nelerdir?

Sarımsakta görülen en önemli hastalıklar virüs ve fungal hastalıklardır. Ülkemizde görülen en önemli zararlı ise nematodlardır. Nematod
zararlısı ile bulaşmış topraklarda uzun yıllar sarımsak, soğan ve pırasa ürünlerinin yetiştirilmemesi gerekir. Toprak kökenli fungal hastalıklarla bulaşmış topraklarda da 3-4 yıl sarımsak yetiştiriciliği yapılmamalıdır.

S

Pırasanın tohum ve çimlenme özellikleri nelerdir?

Pırasa tohumları siyah renklidir ve soğan tohumlarına benzemektedir. Ancak pırasa tohumları soğan tohumlarına göre daha yuvarlak ve küçüktür. Pırasa tohumlarını soğan tohumlarından ayırmanın en pratik yolu tohumlar ezildiğinde soğan kokusunun bulunmamasıdır. Bir gramda bulunan tohum miktarı 350-450 tane arasındadır. Tohumlar sıcaklık ve nem kontrollü depolarda çimlenme güçlerini 2-4 yıl sürdürebilir ve uygun koşullarda 10-14 günde çimlenir. Tohumların çimlenme oranları %30-90 arasında değişir. Pırasa tohumları 1-35°C arasındaki sıcaklıklarda çimlenir. Optimum çimlenme sıcaklığı ise 15-20°C arasındadır. Tohum üretimi için yapılan yetiştiricilikte dekara 40-50 kg tohum üretilir. Pırasa yabancı tozlandığı için tohum üretimi sırasında 300-1000 m arasında izolasyon mesafesi bırakılmalıdır.

S

Pırasa yetiştiriciliğine elverişli iklim ve toprak özellikleri nelerdir?

Pırasa kültürü yapılan Allium türleri içinde düşük sıcaklığa en toleranslı olanıdır. Bu nedenle serin iklim sebzesi olarak gruplandırılmaktadır. Sıfır derecenin
altındaki sıcaklarda dış yapraklarda zarar başlar. Zararın şiddeti sıcaklık aniden
düşmüşse artar. Kışları sert geçen yerlerde yetiştirilen çeşitler -18°C’ye kadar dayanmaktadır. Optimum gelişme sıcaklığı 15-25°C’dir ve 25°C’nin üstünde gelişme olumsuz etkilenir. Kuru ve sıcak hava susuzlukla birleştiğinde kalite azalır. Hava neminin %60-70 olması başarılı bir yetiştiricilik sağlar.

Pırasalar pH’sı 6-8 arasında olan tınlı-killi topraklarda iyi yetişir. Başarılı bir yetiştiricilik için toprakta organik madde oranın yüksek olması istenir. Pırasa bitkilerinin en fazla ihtiyaç duyduğu besin elementi azottur. Toprakta azot noksanlığı yaprakların sararmasına ve kurumasına neden olmaktadır.

S

Ispanakta çiçeklenme nasıl oluşur?

Uzun gün koşullarında ıspanak bitkisinin gövdesi uzar ve üzerinde çiçekleri bulundurur. Gün uzunluğu 12 saatin üzerine çıktığı durumlarda çiçeklenme başlar.
Ancak vejetatif gelişme döneminde düşük sıcaklıklara maruz kalma (vernalizasyon), kuru ve sıcak havalar çiçeklenmeyi teşvik etmektedir. Erken dönemde çiçeklenme istemez, çünkü çiçeklenmeye başlayan ıspanakların yapraklarının pazar değeri azalır. Bu nedenle, daha geç çiçeklenen ıspanak çeşitleri ıslah edilmiştir.

Ispanak iki evcikli çiçek yapısına sahip bitki türü olarak bilinir ancak çiçek
biyolojisi bakımından ıspanaklar tek evcikli (Monocie), iki evcikli (Diocie) ve erselik (Erdişi) olarak üç gruba ayrılmaktadır.

Ispanak rüzgarla tozlanan bir bitki türüdür. Çiçek tozları çok küçüktür bu nedenle izolasyon için ya kağıt torbalar ya da 1.5-3km izolasyon mesafesi kullanılmalıdır. Erkek bitkiler daha erken çiçeklenmekte ve çiçek tozları olgunlaşıp döküldükten 4-10 gün sonra sararıp ölmektedir. Buna karşın dişi organ olgunlaştıktan sonra iki haftaya kadar çiçek tozu kabul edebilir, tozlanma ve döllenme bu iki hafta içindeki herhangi bir günde olabilir. 

S

Ispanak hasadı ne zaman ve nasıl yapılmalıdır?

Ispanak hasadı yapraklar gerçek boyutuna ulaştığında yapılmalıdır. Serpme yapılan ekimlerde ıspanaklar elle 1-3 defada kademeli olarak hasat edilmektedir.
Ancak sıraya ekimlerde ıspanakların hepsi aynı zamanda hasat olgunluğuna ulaştığından bir defada hasat edilebilir. Ispanak elle toprağın yüzeye yakın kısmından bir bıçak yardımı ile kesilerek ya da elle çekilip çıkartılarak yapılmaktadır. Her iki hasat şeklinde fazla kök ya da pazarlanamayacak olan yapraklar uzaklaştırıldıktan sonra demet haline getirilerek ya da dökme olarak küfelerde, file çuvallarda ya da kasalarda pazara gönderilir. Makineli hasatta ise ıspanak yaprakları toprağın hemen üstünden (3-5cm) kesilerek bir defada yapılır. Bu nedenle makineli hasatta yaprakları dik büyüyen çeşitler seçilmelidir. 

S

Havuç üretiminde Türkiye'nin yeri ve Türkiye'de havuç yetiştirilme oranları nedir?

Türkiye havuç yetiştiriciliğinde dünyada 11. sırada yer almaktadır. Türkiye
İstatistik Kurumu’nun 2009 yılı istatistik verilerine göre ülkemizde havuç üretimi
31.000 hektarlık alanda yapılmış ve bu üretim faaliyetinden 593 bin ton havuç üretilmiştir. Bu havuç üretimi yoğun olarak Konya (373 bin ton) ve Ankara (110 bin ton) illerinde yapılmaktadır. 65 bin tonluk havuç üretimiyle Hatay ilimizde önemli bir havuç üreticisi il olmuştur. Üretilen bu havuç, iç pazarda daha çok taze olarak tüketilmekte ya da yemeklerde kullanılmaktadır. Buna ek olarak, konservelerde, havuç suyu üretiminde, tatlı yapımında da kullanılmaktadır

S

Havuç çiçekleri nasıl bir yapıya sahiptir?

Havuç çiçekleri erseliktir ve her çiçekte 5 çanak yaprak, 5 taç yaprak, 5 adet
erkek organ bulunur. Yumurtalık iki gözlüdür ve her gözde bir tohum oluşur.
Dolayısıyla, her çiçekte iki tohum oluşur. Havuç çiçekleri erselik yapıda olmasına
rağmen yüksek oranda yabancı döllenen sebze türüdür.

S

Havuç yetiştiriciliğine elverişli toprak nasıl olmalıdır ve yetiştirme öncesi toprak hazırlığı nasıl yapılmalıdır?

Havuç üretiminin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için toprak yapısının önemli bir etkisi vardır. Havuç, derin kumlu-tınlı topraklar gibi hafif bünyeli besin maddelerince zengin iyi işlenmiş topraklarda daha iyi gelişir. Taş, moloz ve bitki artıkları gibi sert maddeleri içeren topraklar havuç köklerinde şekil bozukluklarına ve çatallanmaya neden olduklarından havuç yetiştiriciliğinde tercih edilmez. Toprak pH’sı 6-7.5 arasında olan topraklar havuç yetiştiriciliği uygundur. Yüksek asitlik kök gelişimini olumsuz etkiler ve dolayısıyla toprak pH’sı 5’in altında düşmemelidir.

Toprak hazırlığı için havuç yetiştiriciliğinin yapılacağı arazi derin olarak işlenmelidir. Ülkemizde yoğun olarak yetiştiriciliği yapılan nantes tipi havuçlar 10-
20cm kadar büyüdüğünden toprak en az 25-30 cm derinlikte işlemelidir. Yabancı
ot çıkışını engellemek için herbisit uygulaması teşvik edilmelidir. Derin işlenen
toprak tohum ekimi için iyice ufalanmalı ve düzeltilmelidir.