aofsorular.com
SOS203U

Antropolojiye Giriş

1. Ünite 20 Soru
S

Antropolojinin açıklamaya çalıştığı alan nedir?

Antropoloji, tüm hâlleri ile insanlığı hem biyolojik ve fizik bilimleri hem de sosyal ve beşerî bilimlerin bilgi birikimini kullanarak anlamaya ve açıklamaya çalışan bir alandır.

S

Yunancadan gelen antropoloji hangi sözcüklerin birleşmesiyle oluşmuştur ve  anlamı nedir?

Antropoloji, Yunancada insan anlamına gelen “antropos” ve bilim, açıklama anlamlarına gelen “logos” sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur.

S

Homosantrik dünya görüşünün insan algısı nedir?

Homosantrik bakış açısına göre, insan her türlü varlık alanının en
 yüksek yerindedir. İnsan yeryüzünde en yüce, en akıllı, en donanımlı yaratılmış ve en değerli varlıktır. Bu görüşe göre, yeryüzündeki canlı cansız, bitki ve hayvan, her şeyin seçkin bir varlık olduğuna inanılan insan için yaratılmış olduğu inancı hakimdir.

S

Etnoloji nedir?

Etnografik yöntemlerle değişik topluluklar üzerine elde edilen bilgiyi kıyaslamalı olarak inceleyerek toplumları insanlık tarihi içinde ve günümüzde yeryüzündeki toplumları sınıflandırmaya yönelik analiz yapan bilim kolu.

S

Herodot, neden Antropolojinin babası olarak kabul edilir?

Bazı kaynaklar, MÖ 484 yılında Halikarnas’ta (Bodrum) doğmuş olan antik Yunan tarihçi ve yazar Herodot’un antropolojinin (insan biliminin) de babası sayılabileceğini söylemektedir. Çünkü Herodot, Akdeniz çevresindeki ülkelerde görüp işittiklerini yazmakla yetinmemiş, bu ülkelerde yaşayan insanların tarih açısından niçin farklı olduğu sorusuna güvenilir cevaplar aramıştır. Herodot, sadece yazmamış, “gezdi; gitti, gördü, belgelerini ve bilgilerini yerlerinden devşirip topladı”. Toplumun bütün geçmişini, toplumsal, ekonomik, siyasal düzenini, askeri başarılarını, başarısızlıklarını, anlattığı toplumların gelenek, görenek ve inanışlarına, giyimleri, davranışları, töreleri, teknoloji ve politikalarının nasıl farklı olduğunu da ustalıkla anlatmıştır. (Dursun, 1969, 8). Bugün, kültürleri diyebileceğimiz bu özellikleri incelemiş ve tarihî olayları kültür farklarıyla açıklamaya çalışmıştır. Böylece, toplumla tarih arasındaki karşılıklı ilişkiyi gören ve değerlendiren ilk düşünürler arasında yer almıştır (Güvenç, 2018: 26).

S

El İdrisî'nin  sistemli olarak gerçekleştirdiği hangi çalışma alanları, antropolojinin cevap aradığı sorularla paralellik gösterir?

İslam dünyasında Arap gezgin, haritacı ve coğrafyacı olan, gençliğinde Anadolu’ya da gelmiş olan El İdrisî (1100-1165), Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarını, Kuzey Afrika’yı gezmiş ve bu geziler sırasında önemli bilgiler toplamıştır. Norman Kralı’nın hizmetine girerek İslam dünyasının bilgilerinin Batı’ya aktarılmasında önemli rol oynamıştır. Dönemine göre en gerçekçi haritalar olan, yaptığı haritalarda dünyanın ekvatordan kuzeye doğru yedi iklim kuşağı ve bunları dik olarak kesen on boylam çizgisiyle 70 parçaya bölmüş ve her parçanın kapsadığı ülkelerin coğrafi özellikleri, madenleri, bitkileri, hayvanları, yolları vd. özellikleri ayrıntılı bir şekilde anlatılmış, coğrafi koşullar ile
o bölgede yaşayan halk arasında ilişki kurulmuştur.
https://www.biyografya.com/biyografi/19422, Erişim: 8.4.2021).

S

Avrupalıların insanlığı sistemli bir biçimde sınıflandırma çabaları ne zaman yaygınlaşmıştır?

Coğrafya dahil olmak üzere bilimsel araştırma ve keşiflerin hızlanması ve antropolojinin bugün de üzerine eğildiği sorulara ısrarcı ve kapsamlı veri donanımıyla ve kurumsal destekle ele alabilmek Avrupa’da Keşifler Çağı olarak adlandırılan 15-17. yüzyıllarda ortaya çıkmaya başladı diyebiliriz. Avrupalıların denizler yolu ile dünyaya açılması Avrupa tarihi ve dünya tarihi açısından
önemli gelişmeleri tetiklemiş oldu. Avrupalılar daha önce hiç bilinmeyen ve karşılaşılmamış olan topluluklarla tanışmış oldular (Hanbury-Tension, 2010). Kendilerinden çok farklı olan bu yerli kabileleri ve toplulukları “öteki” olarak nitelendirdiler ve anlamak istediler. Giderek insanlığı sistemli bir şekilde sınıflandırma çabaları yaygınlaştı.

S

Avrupa’da Keşifler Çağı hangi ülkeler tarafından başlatılmıştır? ve sonuçları ne olmuştur?

Önce Portekizlilerin ve İspanyolların başlamış oldukları keşifler ve yayılmalara daha sonra İngiliz Krallığı, Fransa, Hollanda ve Belçika da katıldı ve Avrupa devletleri başka kıtalarda kendi sömürgelerini kurmaya başladılar. 1492’de Kristof Kolomb’un okyanus ötesi yolculuklarla Amerika Kıtalarına ulaşması, 1497’de Vasco de Gama’nın Afrika ve Hindistan kıyılarına, 1519’da Cortes’in
Meksika’ya, 1521’de Ferdinand Magellan’ın Filipin Adalarına, 1532’de Pizarro’nun Peru’ya, 1605’te Willem Janszoon’un Avustralya’ya, 1774’te Kaptan Cook’un Yeni Kaledonya’ya çıkmaları ile Avrupalılar giderek dünyayı tanımaya ve keşfettikleri
topraklarda yayılmaya başladılar (Mann, 2011). Bu coğrafyalarısömürgeleştirerek insanlık tarihinde dramatik yeni bir süreç başlatmış oldular. Avrupalılarla karşılaşma çoğu yerel halk için büyük olumsuzluklarla neticelendi. Meksika’da Aztek ve Peru’da İnka medeniyetleri yok edildi. Kuzey Amerika’da Kızılderililer, Avustralya’da Aborjinler, Yeni Zelanda’da Maoriler, Afrika’da yerli kabileler
büyük kayıplar verdiler. 19. yüzyılın sonlarında Afrika’daki yerlilerin yarısından fazlasının köleleştirdiği biliniyor. Köle ticareti büyük insanlık trajedileri yaşatırken bir yandan da Batı’nın köleler üzerinden zenginleşmesine yol açmış oldu

S

Fizik/ biyolojik antropolojinin dayandığı beş temel alan hangileridir?

1. Fosil kalıntılara dayanarak insan evriminin incelenmesi (paleoantropoloji)
2. İnsan genetiği
3. İnsanın büyümesi ve gelişimi
4. İnsanın biyolojik esnekliği, çevreye biyolojik olarak uyum göstermesi. Örnek olarak bedenin ısı, soğukluk ve yükseklik gibi dış faktörler ile nasıl başa çıktığının incelenmesi
5. Maymunların, büyük maymunların ve insan olmayan primatların biyolojisi, evrimi davranışı ve sosyal yaşamı (Gezon ve Kottak, 2016:10).

S

Sosyal kültürel antropoloji ile sosyolojinin temel farkları ve ortak noktaları nelerdir?

Sosyal antropolojinin sosyal bilimlere yaptığı en önemli katkının etnografik araştırma olduğu söylenmektedir (Moore 2015, viii). Bu araştırma geleneği, sosyal kültürel antropoloji ile sosyolojinin temel farklarından birisi olmuştur.
Diğer bir önemli fark ise, antropolojinin geleneksel olarak okuma yazması olmayan, göçer veya yerleşik olsun, küçük ölçekli, daha basit teknolojik düzeydeki toplumları incelemesi, oysa sosyolojinin kuruluşundan itibaren endüstrileşmiş, daha karmaşık yapıya ve sosyal tabakalaşması olan, kentleşme sürecine girmiş toplumları ele almasıdır. Bu önemli iki fark dışında her iki bilim dalı da insan topluluklarındaki gelenekler, kurumlar, aile ve akrabalık gibi sosyal kurumlar, pratikler ve sosyal değişimin açıklanması ile ilgilenerek ortak noktalar taşımaktadırlar.

S

Türkiye'de antropolojinin ve sosyal bilimlerin gelişmesine katkı sağlayan dernekler hangileridir?

Ülkemizde 1992’de İstanbul’da kurulmuş olan Antropoloji Derneği, bilimsel etkinlikler yürütmekte ve Türkiye’de antropolojinin gelişimine katkı yapmayı amaçlamaktadır. 1967 yılında kurulmuş olan Türk Sosyal Bilimler Derneği de Türkiye’de sosyal bilimlerin gelişmesi adına çalışmaktadır.

S

Günümüzde antropologların bir araştırmanın nasıl yürütüleceği ve kendilerini ne tür değerler içinde tutmakla yükümlü olduklarını belirten ve uymaları beklenen kesin kurallar nelerdir?

1. İncelediği topluma zarar vermemek. (Tıp doktorları için geçerli olan Hipokrat yemini olarak bilinen yeminin de en çok vurgulanan maddesi hastalara zarar vermemektir)
2. Bilgilendirilmiş onam: üzerinde araştırma yapılan kişilerin önceden haberdar edilerek onların gönüllü rızasının ve gerekli izinlerin alınmış olması.
3. Yapılan çalışma konusunda açık ve şeffaf olunması;
4. Etkilenen taraflar ve iş birliği içinde olanlar arasında birbirleriyle çelişen etik sorumluluklar varsa bunların değerlendirilmesi;
5. Araştırma sonuçların açıkça paylaşılması ve ulaşılır olması; tüm bilim dallarında olduğu gibi, antropolojinin de ürettiği bilginin bilim camiasına açıkça sunulması ve gerektiğinde tartışmaya, değerlendirmeye açık olması beklenir.
6. Tutulan kayıtların muhafaza edilmesi ve böylece ilerde tekrar değerlendirilerek farklı yorumlar getirme olasılığının da açık tutulması: Bu etik kurallar göre, antropologların tuttukları alan notlarını, günlükleri, görsel ve diğer alanla ilgili malzemeleri düzenli ve disiplinli bir şekilde muhafaza etmeleri beklenmektedir.
7. Meslektaşlar arasında ilişkilerin saygı ve etik çerçevede sürdürülmesi; Antropologların kendi mesleklerinin itibarını zedelemeyecek şekilde davranmaları beklendiği gibi, kendi meslektaşlarının itibarını da zedelemeyecek, onların haklarını koruyacak şekilde ekip çalışması içinde olmaları beklenmektedir.
8. Bilim dalının gelişiminin izlenerek ortaya çıkarılan bilimsel çalışmanın kaliteli olmasının gözetilmesi. Özensiz yürütülen saha araştırmaları, özensiz tutulan kayıtların bilim havuzunda biriken bilginin kaliteli olmaması sonucunu doğurur.

S

Modern antropolojinin kurucularından sayılan Amerikalı antropolog Franz Boas'ın antropolojiye katkıları nelerdir? 

Her kültürün kendi içinde ele alınması gerektiğini ve bir kültürün diğerinden daha “ileri” veya “geri” olarak nitelendirilemeyeceği fikrini savunmuştur. Her kültürün
kendi özgün yapısı ve değerleri ile ele alınması gerektiğini savundu ve kültürel görecelik anlayışını geliştirerek evrimci paradigmanın karşısına çıkmış oldu. Aynı zamanda, fizik antropolojiyi de kapsayan çalışmaları ile ırkçılığa karşı çıktı.  Evrimci ve yayılmacı yaklaşımlara tepki olarak gözleme dayanan alan araştırmasına ve kültürleri “içerden” anlamaya verdiği önem, alandan veri toplanması gerekliliği üzerine yaptığı ısrar, ve tümevarımcı yaklaşımı modern antropolojiye damgasını vurdu.  Coğrafi determinizme de karşı düşünce geliştirdi. Kültürü coğrafi etmenlere indirgemenin doğru olmadığını, “çevre”nin belirleyici olmayıp, sadece sınırlı etkisi olduğunu ileri sürdü. Boas’a göre, tarihsel gelişim, basitten karmaşığa doğru zorunlu bir gidişi gerektirmiyordu. Ayrıca, doğal, evrensel, tarihsel ilerleme ölçütleri de yoktu. Kültürler arasındaki koşut gelişmeler, aslında koşut aşamalar olmayıp, her biri ayrı ayrı araştırılması gereken durumlardı. Kültürün öğrenilir olduğunu ve kendi işleyiş kuralları olduğunu vurguladı. İnsanların fiziksel özelliklerini ve dillerini ayrı, bağımsız ögeler olarak gördü. Amerika Birleşik Devletleri bünyesinde antropolojinin Fizik/Biyolojik Antropoloji, Arkeoloji (tarih öncesi antropoloji), Kültürel Antropoloji ve Dilbilim olarak dört alt başlık hâlinde şekillenmesine katkıda bulundu. Bir kültürün incelenmesinde sadece maddi kültür değil, dilde saklı olan birikimin de çözümlenmesi gerektiği düşüncesini yerleştirdi.Dillerin “iç yapısını” çözümleme ve karşılaştırmak için yaptığı çalışmalar daha sonra Sapir-Whorf
hipotezi olarak bilinen dil ve kültür araştırmalarına yol açtı.

S

Fizik/biyolojik antropologlar neden Paleoantropologlar ile çalışırlar?

Çünkü Paleoantropolog, fosilleri inceleyen bir paleontolog gibidir ve insan evriminin fosil kalıntılarını inceler. Paleoantropologlar, kafataslarını, dişleri ve kemikleri incelerler. Bu yolla, insanın çağlar boyunca geçirdiği fiziksel değişim, sağlık durumu, beslenmesi gibi konularda ipuçları elde etmeye çalışırlar.

S

Fizik/Biyolojik antropoloji neden zooloji bilimi ile işbirliği halinde çalışır?

Fizik/Biyolojik antropoloji hayvanlar alemini inceleyen zooloji ile de örtüşmektedir. Her iki dal da primatları incelemektedir. İnsana en yakın akraba sayılan maymunlar ve gorilleri de kapsayan primatların biyolojisini, evrimini, davranışlarını, sosyal yaşamlarını, doğal çevrelerini inceleyen primatologlar’ın bulguları insanı diğer canlılarla birlikte değerlendirmeye çalışan antropoloji için de önemlidir.

S

Fizik/Biyolojik antropoloji neden osteoloji bilimi ile işbirliği halinde çalışır?

Kemiklerin incelenmesi ve dişlerin incelenmesinin ayrı bir önemi vardır. Çünkü,
geçmişten kalan insan ve diğer canlı kalıntılarında yumuşak doku daha çabuk çürüyerek yok olurken, dişler ve kemikler zamana karşı çok daha dayanıklılık göstermektedir. Osteoloji, kemiklerin incelenmesi bilimidir.

S

Arkeolojik antropolojinin konusu ve kapsamı nedir?

Arkeolojik antropoloji, maddi kalıntılar üzerinden insan davranışı ve kültür
örüntülerini yeniden inşa eder, tasvir eder ve yorumlar. İnsanların bir zamanlar yaşamakta oldukları mekânlarda bulunan kalıntıları incelerler. Bu maddi kültür arasında aletler, silah olarak kullanılan objeler, binalar, atıklar gibi malzemeler söz konusudur. Bitki ve hayvan kalıntıları ve insanların atmış olduğu çöpler de önemli ipuçları sağlar. Bütün bu kalıntıları inceleyerek arkeologlar geçmişte o toplulukta hangi hayvanların evcilleştirilmiş olduğu, insanların tarım yapıp yapmadıkları konusunda fikir verir.

S

İnsan ırklarının sınıflandırılması üzerine yaptığı çalışmalarla fizik antropolojinin babası olarak kabul edilen Johann Friedrich Blumenbach'ın çalışmalarında sınıflandırdığı beş ırk hangileridir?

Blumenbach, çalışmalarında söz ettiği beş ırk şunlardır:
Kafkas/beyaz ırk, Moğol/sarı ırk, Malay/kahverengi ırk, Etiyopyalı/siyah ırk ve Amerikan/kızıl ırk olarak tanımlamıştır. Kafatası farklılıklarını coğrafya, beslenme ve geleneksel uygulamalara bağlamıştır. Blumenbach, ilk ırkın Kafkas ırkı olduğunu ve diğer ırkların çevre faktörleri nedeniyle “bozularak” değiştiğini, ancak yeterli önlemler alınarak tekrar özdeki Kafkas ırkına dönüşebileceğini savunmuştur. Bununla birlikte, siyah renge sahip Avrupalıların diğer ırklara göre daha geri olmadığını, onların da zihinsel kapasiteleri ve doğal yetenekleri ile diğer ırklarla aynı düzeyde olduklarını ifade etmiştir.

S

Tıbbi Antropolojinin konu ve kapsamı nedir?

Sağlık antropolojisi olarak da ifade edilen bu alt dal, sağlık ve hastalığın farklı
kültürlerde nasıl algılandığı ve tanımlandığını, kültüre özgü sağlık pratikleri ve davranışlarını, beden algısı gibi kültürle şekillenen konuları ve Batı tıbbı
gibi sağlık sistemlerini incelemektedir. Ayrıca, insanlık tarihi içinde hastalık ve salgınların incelenmesi ile ilgilenmektedir.

S

İktisadi Antropolojinin konusu ve kapsamı nedir?

Toplumların üretim, dağıtım, yeniden dağıtım ve tüketim faaliyetlerini, aile, din,
devlet gibi diğer kültür ögelerini de hesaba katarak, kültür bütünlüğü içinde inceleyen; diğer toplumlarla ilişkilerini de göz önüne alarak yorumlayan dal.