BESLENME YETERSİZLİĞİNE BAĞLI SAĞLIK SORUNLARI
Yetersiz ve dengesiz beslenme ne demektir?
Yeterli ve dengeli beslenme; vücudun büyümesi,
gelişmesi, yaşamın sürdürülebilmesi ve sağlığın
korunması için gerekli olan besin öğelerinin yeterli
miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde
kullanılmasıdır. Besin öğeleri eğer vücudun ihtiyacı
düzeyinde alınamaz ise, yeterli enerji oluşamadığı ve
vücut dokuları yapılamadığı için yetersiz beslenme
durumu görülebilir.
Yetersiz beslenmeden en şok etkilenen gruplar
kimlerdir?
Yetersiz beslenmeden en çok etkilenen gruplar
bebek ve çocuklar, gebe ve emzikli kadınlar ile
doğurganlık çağındaki kadınlardır.
“Büyüme” kavramı nasıl açıklanmaktadır?
Büyüme; anne karnında başlayan, gençlik
döneminin sonuna kadar devam eden dinamik ve karmaşık
bir süreçtir. Büyüme, vücudun ve organların vücut
ağırlığı, boy uzunluğu gibi ölçüm değerlerinin düzenli
olarak artmasıdır. Bu anlamda büyüme, ölçü bakımından
olgunluktur.
“Gelişme” kavramı nasıl açıklanmaktadır?
Büyüme nicel, gelişme nitel bir durumdur.
Gelişme, vücudun yapabileceği beceri sayısının artması ve
bu becerilerin giderek daha mükemmel yapılması
sürecidir. Organların çalışma düzeninde yetişkinliğe doğru
olan gelişmelerdir. Becerilerin mükemmelleşmesi beyin
ve sinir sisteminin gelişimine bağlıdır.
“Büyümenin izlenmesi” ne demektir?
Büyümenin izlenmesi; sağlıklı yaşam için çocuğun
büyümesinin belirli aralıklarla uygun standart büyüme
eğrilerinde değerlendirilmesi, normalden sapmaların erken
tanımlanıp önlemlerin alınması olarak tanımlanmaktadır.
Büyümenin izlenmesiyle amaçlanan nedir?
Büyümenin izlenmesinde amaç;
• Çocuğun yaşına göre normal bir büyüme
içerisinde olup olmadığının geliştirilmiş büyüme
eğrileri/standart değerleri ile kıyaslanarak
belirlenmesi,
• Çocuğun büyümesinde oluşabilecek duraklamanın,
gerilemenin erken dönemde saptanması ve
nedenlerinin belirlenmesi ile kötü beslenmenin
(malnutrisyon) oluşumunun önlenmesidir.
Nitekim, çocuk aşırı zayıf, bodur veya şişman
konumuna geldiğinde çözüm üretmek zordur.
Erken tanımlama, hızlı çözüm üretmeyi sağlar.
Büyüme ve gelişmenin yaşa göre yeterli olup olmadığı
nasıl anlaşılır?
Büyüme ve gelişmenin yaşa göre yeterli olup
olmadığını anlamak için çocuğun belirli özellikleri, aynı
yaştaki normal (sağlıklı, yeterli ve dengeli beslendiği
bilinen) çocuklardan elde edilen standart veya referans
değerlerle karşılaştırılarak anlaşılmaya çalışılır. Hem
standartlar hem de referanslar çocuğun yaşına göre boy
uzunluğunu, vücut ağırlığını, boy uzunluğuna göre vücut
ağırlığını ve yaşa göre beden kütle indeksi değerlerini
kıyaslama yapabilmek için uygundur. Ancak eğrilerinin
farklılığı nedeniyle sonuçta farklı değerlendirmeler elde
edilmektedir
Antropometri ne anlama gelmektedir?
Antropometri, vücudun boyutlarının ve
bileşiminin ölçülmesidir.
Büyümenin izlenmesi ve değerlendirilmesinde
kullanılan antropometrik ölçümler nelerdir?
Büyümenin izlenmesi ve değerlendirilmesi
amacıyla boy uzunluğu, vücut ağırlığı, beden kütle
indeksi, üst orta kol çevresi, baş çevresi ve deri kıvrım
kalınlıkları sıklıkla kullanılan antropometrik ölçümlerdir.
“Malnutrisyon” ne anlama gelmektedir?
Malnutrisyon, kötü beslenmedir.
Bebeklerde, yaşa göre boy uzunluğunun kısa olması
hangi rahatsızlığa işaret eder?
Yaşa göre boy uzunluğu büyümenin
izlenmesinde çok yavaş değişir. Boy, kronik hastalık veya
kötü beslenmenin en az altı ay sürmesinden etkilenir. Yaşa
göre boy uzunluğunun kısa olması kronik (süregen)
malnutrisyonu gösterir.
Boy uzunluğunun ölçümü, iki yaşına kadar ve iki
yaşından sonra farklı şekillerde yapılmaktadır. Buna göre,
her iki dönem boyunca boy uzunluğu ölçümünü nasıl
yapılır?
Boy uzunluğu ilk 2 yaşına kadar yatar durumda,
2 yaşından sonra ise ayakta ölçülür.
Zamanında doğan bir bebeğin ortalama boy uzunluğu
ne kadar olmalıdır?
Zamanında doğan bir bebeğin ortalama boy
uzunluğu 50 cm kadardır
Yeni doğan bir bebeğin boy uzunluğu ilk 6 ayda ve
ikinci altı ayda ortalama ne kadar uzar?
Yeni doğanın boy uzunluğu ortalama ilk 6 ayda
16 cm, ikinci 6 ayda ise 8 cm uzar.
Boy uzunluğuna göre vücut ağırlığı nasıl
değerlendirilir?
Boy uzunluğuna göre ağırlığın değerlendirilmesi
yaşa bağımlı değildir. Boy uzunluğuna göre vücut ağırlığı
yaşın bilinmediği, büyümenin düzenli olarak izlenemediği
durumlarda veya ilk kez ölçümün yapıldığı koşullarda
beslenme durumunun değerlendirilmesinde kullanılır.
Zamanında doğan bir bebeğin ortalama vücut ağırlığı
kaç kg’dır?
Zamanında doğan bir bebeğin vücut ağırlığı
ortalama 3.0-3.5 kg’dır.
1-5 yaş arası çocuklarda kol çevresinin 12.5 cm’den
küçük olması hangi sorunun göstergesidir?
1-5 yaş arası çocuklarda kol çevresinin 12.5
cm’den küçük olması malnutrisyon şeklinde ifade edilen
kötü beslenmenin göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Ülkemizde sıklıkla görülen beslenme yetersizliğine
bağlı sorunlar nelerdir?
Ülkemizde sıklıkla görülen beslenme
yetersizliğine bağlı sorunlar şöyle sıralanabilir:
• Protein-enerji yetersizliğine bağlı büyüme ve
gelişme geriliği,
• İyot yetersizliği hastalıkları,
• Demir eksikliği anemisi (kansızlık),
• D vitamini yetersizliği (raşitizm),
• Diş çürükleri,
• Folat (folik asit) yetersizliği,
• Diğer vitamin ve mineral eksiklikleri.
Toplumda beslenme sorunlarının oluşmasının temel
nedenleri nelerdir?
Toplumda beslenme sorunlarının oluşmasının temel
nedenleri nelerdir?
Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuklarda büyüme ve
gelişme geriliği görülmektedir. Bu sorun temel olarak
ne(ler)den kaynaklanmaktadır?
Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuklarda
büyüme ve gelişme geriliği görülür. Bu durumda diyetle
alınan enerji, protein, vitamin ve mineraller yetersizdir. Bu
sorun daha çok, bebeğe anne sütü verilmemesi, uygun
tamamlayıcı besinlere zamanında başlanmaması, ailenin
çocuk bakımı ve beslenmesi konusunda bilgi yetersizliği,
aile kalabalıklılığı ve sık doğumlar nedeniyle
enfeksiyonların fazlalığı, ekonomik güçsüzlük nedenleri
ile ilişkilidir
Temel besin öğeleri ve bunların görevleri nelerdir?
Proteinler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler,
mineraller ve su temel besin öğeleridir. Yağların ve
karbonhidratların başlıca görevleri vücuda yakıt, yani
enerji sağlamaktır. Bu enerji organ ve sistemlerin
çalışması, büyüme gelişme, fiziksel hareketleri yapabilme
ve vücut ısısını sağlama için gereklidir. Proteinler ise yeni
dokuların yapımında, eskiyen dokuların onarımında görev
alır. Böylece büyüme, gelişme ve özellikle de vücudun
bağışıklık sistemi sağlanmış ve korunmuş olur. Yağların,
karbonhidratların ve proteinlerin organizmada bu
görevlerini yerine getirebilmesi için ise aracı diğer besin
öğelerine gereksinim vardır. Bunlar vitaminler, su ve
minerallerdir
Besin öğeleri arasında bir denge olduğu ve herhangi
birinin yetersiz tüketimi sonucunda bu dengenin
bozulduğu, insan organizmasında istenmeyen
değişikliklerin ortaya çıktığı bilinmektedir? Bu olumsuz
değişiklikler nelerdir?
Besin öğeleri arasındaki denge bozulduğu zaman
ortaya çıkan olumsuz değişikliklerin doğurduğu olumsuz
değişiklikler, fiziksel büyümeyi (boy uzunluğu-vücut
ağırlığı vb.) ve zihinsel gelişmeyi engellediği gibi
vücudun savunma sisteminin gelişmesini de engeller.
İshal, solunum yolu hastalıkları ve çocukluk çağında
sıklıkla izlenen diğer ateşli hastalıkların oluşması ve ağır
seyretmesinin nedeni temelde beslenme yetersizliğinin
olmasıdır. Bu duruma protein enerji malnutrisyonu (PEM)
denmektedir. Protein enerji malnutrisyonu gelişmekte olan
ve az gelişmiş ülkelerin yaygın çocuk sağlığı sorunudur.
Protein-enerji malnutrisyonu ne anlama gelmektedir?
Protein-enerji malnutrisyonu büyüme, yaşamın
sürdürülmesi ve özgün işlevler için vücudun gereksinmesi
olan enerji ve besin ögeleri arasında hücresel bir
dengesizlik durumu olarak tanımlanmaktadır. Örneğin,
diyette protein-enerji malnutrisyonuna neden olan makro
besin ögeleri (protein, karbonhidrat, yağ) ve spesifik besin
öğesi yetersizliklerine neden olan mikronutrientler
(vitamin ve mineraller) yetersiz düzeyde tüketilmektedir.
Marasmus ne anlama gelmektedir ve genellikle hangi
durumlarda görülmektedir?
Protein ve enerjinin aşırı yetersizliğinde görülen
klinik duruma marasmus adı verilmektedir. Uzun süren
açlığın sonucu olarak hastalarda görülen malnutrisyon
türüdür. Aşırı kilo kaybı, kaşeksi görünümü ile kolaylıkla
tanımlanabilmektedir. Marasmus genellikle tek başına az
miktarda olan anne sütü ile çok uzun süre beslenme veya
yine uzun süre sulandırılmış süt ile beslenme sonucunda
görülmektedir
‘PEM’ in açılımı nedir?
PEM, protein enerji malnutrisyonu demektir.
Marasmus genellikle hangi dönemde görülür ve
belirtileri nelerdir?
Marasmus genellikle büyümenin hızlı olduğu
yaşamın ilk bir yılı içinde görülür. Çocuklarda kas ve deri
altı yağ dokusu azalır, “yaşlı yüz” görünümü vardır. Saçlar
ince, seyrek, cansız ve kurudur. Cilt ince, kıvrımlı, gevşek
ve adeta vücuda bol geliyor görünümündedir. İshal
sıklıkla hastalığa eşlik eden bulgulardandır.
Kuvaşiorkor ne anlama gelmektedir?
Proteinin aşırı yetersizliği ise kuvaşiorkor olarak
tanımlanmaktadır. Kuvaşiorkor, sütten erken kesilmiş
çocuklara proteinli besinler yerine, şekerli su, şeker,
nişasta karışımı mamalar, yemek suyuna ekmek ezip
verme gibi uygulamalar sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Burada bebek veya çocuk kısa süreli de olsa hiç protein
alamamaktadır. Enerji, karbonhidrat ve yağdan
karşılanmaktadır. Protein içeren besinler yeterince
tüketilmediğinden vitaminler ve madensel maddeler de az
tüketilmektedir.
Bodurluk ne anlama gelmektedir?
Bodurluk yaşa göre uzunluğuna işaret eder ve
kronik beslenme yetersizliğini tanımlar. Yaşa göre vücut
ağırlığı ve yaşa göre boy uzunluğu düşük, fakat boy
uzunluğuna göre vücut ağırlığı normaldir.
Zayıflık ne anlama gelmektedir?
Boy uzunluğuna göre vücut ağırlığına işaret eder;
ve akut o andaki, kısa-süreli malnutrisyonu tanımlar. Yaşa
göre vücut ağırlığı ve boy uzunluğuna göre vücut ağırlığı
düşük, fakat yaşa göre boy uzunluğu normaldir.
Düşük kiloluluk ne anlama gelmektedir?
Yaşa göre vücut ağırlığına işaret eder; ve akut ve
kronik veya uzun-süreli malnutrisyonu tanımlar. Yaşa
göre vücut ağırlığı, yaşa göre boy uzunluğu ve boy
uzunluğuna göre vücut ağırlığının hepsi düşüktür.
Yetişkinlerdeki kronik enerji yetersizliği neye göre
belirlenir. ?
Beden kütle indeksinin (BKI: ağırlık/boy-m2)
<18.5 kg/m2 altında olmasıdır.
Ödem ne anlama gelmektedir?
Ödem, vücutta su toplanmasıdır
Kuvaşiorkorün belirgin özelliği nedir?
Kuvaşiorkorun belirgin özelliği ödem (vücutta su
toplanması) olup çevreye ilgisizlik ve davranış
bozuklukları ile karakterize edilir. Ödem; eller, ayaklar,
gövde ve yüzde belirgindir, ağırlık kaybı ödemle
maskelenmiştir. Vücutta yaygın bir şekilde yanıkları
anımsatan yaralar bulunabilir. Saçlar incelmiş ve yer yer
dökülmüştür. Saçta kızıla çalan renk değişikliği oluşur.
Dudak kenarları ve ağız köşelerinde yırtık görünümünde
yaralar ve yine uzun süre protein alınmamasına bağlı
olarak karaciğerde büyüme ve yağlanma görülür. İştahta
aşırı bozulma, besini reddetme ve çevreye karşı ilgisizlik
yaygın görülen bulgular arasındadır.
Protein enerji yetersizliğinin birincil ve ikincil
nedenleri nelerdir?
Protein enerji yetersizliğinin (malnutrisyonunun)
nedenleri birincil ve ikincil nedenler olarak iki başlıkta
toplanabilir:
• Birincil Nedenler:
• Beslenme hataları (bilgisizlik),
• Kusma ve ishaller (hastalıklar),
• Tekrarlayan enfeksiyonlar (ateşli
hastalıklar) ve ishaller,
• Sosyo-ekonomik durum ( fakirlik).
• İkincil Nedenler:
• Erken doğum ve düşük doğum ağırlığı,
• Doğum travması, zeka geriliği,
• Sindirim sistemi hastalıkları,
• Besinlerin emilim bozuklukları,
• Sistemik hastalıklar (kalp, böbrek, karaciğer
yetmezliği vb.),
• Onkolojik hastalıklar (kanser vb.).
Protein enerji yetersizliğinin önlenmesinde temel
ilkeler nelerdir?
Protein enerji yetersizliğinin önlenmesinde temel
ilkeler şöyle sıralanabilir:
• Gebelik döneminde ve doğum sonrası anneye
beslenme eğitimi verilmesi gerekir.
• Doğumdan sonra anne sütü bebek için temel
besini oluşturmalı, 6 ay süre ile sadece anne sütü
verilmeli, 6. aydan sonra emzirme sürdürülürken
uygun miktarda ve çocuğun ayına göre
tamamlayıcı besinlere başlanmalıdır. Emzirme 2
yaşına kadar sürdürülmelidir.
• Nişasta, şekerli su, çay ve yemek suları çocuk
için gereksinme duyulan besin öğelerini
karşılayamaz. Bu nedenle bebek ve çocuk
beslenmesinde yer verilmemelidir.
• Bir yaşından sonra çocuğa uygun miktar ve
kalitedeki besinler verilmelidir.
• Temizlik kurallarına uyulmadan hazırlanan
besinler ishallere ve dolayısı ile protein enerji
yetersizliğine yol açabilir. Bu nedenle sağlıklı
besin ve su tüketimine önem verilmelidir.
• Çocuklarda büyüme izlenmelidir. Bu amaçla
çocukların boy uzunlukları ve vücut ağırlıkları
düzenli aralıklarla (aylık) ölçülmelidir.
Demir eksikliği anemisi diğer adıyla kansızlık hangi
durumlarda görülür?
Demir eksikliği anemisi çocuk, adolesan, gebe ve
emzikli kadınların, yetişkin kadınların önemli bir
sorunudur. Diyette demirin yetersiz oluşu; demirin daha
çok bitkisel besinlerden sağlanması, demir emilimini
artırıcı etkisi olan C vitamininin öğünlerde yetersiz
tüketilmesi, bağırsak parazitleri, gereksinimin fazla oluşu
(sık gebelik ve doğumlar, büyüme ve gelişme dönemi),
düşük yapma, vücuttan aşırı kan kaybı, toprak yeme,
öğünlerle birlikte aşırı çay ve kahve tüketimi gibi
nedenlerle görülür.
Bebek, çocuk ve gebe annelerde demir yetersizliğinde
görülen sağlık sorunları nelerdir?
Demir yetersizliğinde bebek ve çocuklarda motor
gelişim ve koordinasyon bozulur, dikkat ve algılama
azalır, okul başarısı etkilenir, fiziksel aktivite azalır. Gebe
annelerde hastalık ve ölümlere neden olur. Bebek ölümleri ve doğumda düşük ağırlıklı doğma riski artar. Ayrıca
bağışıklık sistemi de bozulur, hastalıklara yakalanma sık
görülür. Bunla birlikte, Demir yetersizliği olan çocuklarda
ve gebe ve emzikli kadınlarda hava kirliliğine bağlı
zehirlenmeler sık görülür.
Demir yetersizliğinin belirtileri nelerdir?
Yorgunluk ve halsizlik, solunum güçlüğü, baş
dönmesi, bulanık görme, baş ağrısı, uykusuzluk, titreme,
iştahsızlık, deride ve göz kapaklarının iç kısmının
çevresinde solukluk, elde avuç içi çizgilerinde solukluk
görülür. İleri düzeyde kansızlıkta ise; çarpıntı, kalpte
üfürüm, kalp genişlemesi, bacaklarda ödem (deri altında
su toplanması), akciğerlerde ses, kaşık tırnak, toprak yeme
(pika-her türlü besin dışı madde tüketimi, jeofaji-toprak
yeme) veya buz yeme (pagofaji) görülür.
Hemoglobin düzeyinin kaç gramın altına düşmesi
kansızlık olarak kabul edilir?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen
hemoglobin değerleri şöyledir. Altı yaş ve daha küçük
çocuklarda 100 ml kanda 11 gram, 7-14 yaş grubunda 12
gram, yetişkin erkeklerde 13 gram, yetişkin kadınlarda 12
gram ve gebe kadınlarda 11 gram ve üzerinde olması
önerilmektedir. Hemoglobin düzeyinin 10 gram üzerinde
olması hafif, 10-7 gram arasında olması orta ve 7 gram
altında olması ağır düzeyde kansızlık olarak kabul
edilmektedir.
Vücutta demirin kullanımını arttıran etmenler
nelerdir?
Vücutta demirin kullanımını arttıran etmenler
şöyle sıralanabilir:
• C vitamini ( turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeler,
karnabahar, lahana, patates vb.),
• Et, balık, tavuk,
• Vücudun ihtiyacının artması
Vücutta demirin kullanımını azaltan etmenler
nelerdir?
Vücutta demirin kullanımını azaltan etmenler
şöyle sıralanabilir:
• Fitatlar (kepekli un ve tam buğday unundan
yapılmış ekmek, mayalandırılmadan yapılan
ekmek, kuru baklagillerde bulunur),
• Tanenler (çay, kahve, kakaoda bulunur),
• Vücutta kullanımda, emilimde bozukluk olması,
• Antasitleri (mide asidini azaltan ilaçları) sürekli
kullanma.
İyot yetersizliğinde oluşan sağlık sorunları nelerdir?
Vücuda yetersiz iyot alımında iyot yetersizliği
hastalıkları adı verilen birçok sağlık sorunu ortaya
çıkmaktadır. İyot yetersizliği, gebe kadınlarda düşüklere,
ölü doğumlara, guatra; bebek ve çocuklarda büyüme
geriliği, zeka geriliği, sağırlık, cücelik, guatr, tiroid
bezinin çalışmaması (hipotiroidi) ve bebek ölümlerinde
artışa; çocuklarda ve gençlerde guatra, büyüme geriliği,
okul başarısızlığı, anlama ve öğrenmede güçlüklere neden
olmakta ve zeka puanı akranlarına göre 13.5 puan düşme
göstermektedir. İyot yetersizliği yetişkinlerde guatra,
tiroid bezinin çalışmamasına (hipotiroidi), zihnin yeterli
çalışmamasına ve güçsüzlüğe neden olur. İyot yetersizliği
olan bireylerde radyasyona karşı duyarlılık artmakta ve
tiroid kanseri riski artmaktadır.
İyot yetersizliği hastalıklarının görülme nedeni nedir?
İyot yetersizliği hastalıkları özellikle
toprağındaki iyot yetersiz olan bölgelerde sık
görülmektedir. Havada bulunan iyot toprağa çöker, bu
toprakta yetişen bitkiler iyodu alır. Bu bitkilerle beslenen
insanlar ve hayvanlar da iyottan yararlanır. Bol yağış alan,
ağaç bulunmayan yörelerde toprak yüzeyindeki iyot
erozyon etkisiyle sürüklenmektedir. İyot yetersizliği
hastalıklarının sıklıkla görülen belirtisi guatrdır. Guatr
boyunda troid bezinin büyümesidir.
İyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi için ne
yapılabilir?
İyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi için
iyotlu tuz kullanılmalıdır. İyotlu tuz guatrı tedavi etmez,
guatr oluşmasını ve daha fazla büyümesini önler. İyotlu
tuzlarda bulunan iyot gün ışığında, fazla nemde ve yüksek
sıcaklıkta kayba uğramaktadır. Bunu önlemek için; iyotlu
tuz satın alındıktan sonra koyu renkli ve kapaklı cam
kavanozlara boşaltılmalı, ışıktan ve güneşten korunmalı,
nemli ve sıcak ortamda saklanmamalıdır. İyotlu tuz yemek
piştikten sonra eklenmelidir. Sonuç olarak; önemli bir halk
sağlığı sorunu olan iyot yetersizliği hastalıkları, iyotlu tuz
kullanımı ile önlenebilir.
Raşitizm ne anlama gelmektedir?
Raşitizm, bebeklerde ve çocuklarda D vitamini
yetersizliği sonucu görülür. D vitamini yetersizliği
çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde ise osteomalasiye neden
olmaktadır. Ülkemizde halen bir halk sağlığı sorunudur.
Görülme sıklığı %1.6-19 arasındadır. Genellikle 3-24
aylar arasında görülmektedir. Önlenmez ve tedavi edilmez
ise 2-3 yaşında kemiklerde şekil bozuklukları bırakarak
iyileşme görülür. Bu çocukların bacakları eğri olur,
bıngıldakları geç kapanır, geç yürürler, dişleri geç çıkar,
hastalıklara kolay yakalanırlar.
Türkiye’deki besin tüketimi ile ilgili genel olarak neler
söylenebilir?
Türk halkının beslenme durumuna bakıldığında
Türkiye’de temel besin ekmek ve diğer tahıl ürünleridir.
Ekmek, Türk halkının en çok tükettiği besindir. Genel
olarak günlük tüketilen enerjinin %44’ü ekmekten ve %
58’i ise ekmek ve diğer tahıllardan sağlanmaktadır.
Buğday ürünleri ve ekmek tüketimi batıdan doğuya
gidildikçe ve kırsal bölgelerde artmaktadır. Besin
tüketimi, tahıl ve ürünlerine dayalı olan Türkiye’de süt ve
ürünleri ile et ve ürünlerinin tüketiminin ailelerin
ekonomik durumlarına bağlı olarak değişiklik gösterdiği
bilinmektedir. Et ve süt tüketimi bölgelere göre de farklılık göstermektedir. Et tüketimi, en yüksek gelir
grubuna giren ailelerde, düşük gelir grubundaki ailelerin
tükettiğinin 4-5 katı fazladır. Genelde toplam enerji ve
protein tüketimi ile gelir arasında ilişki saptanamadığı
halde, hayvansal protein ve bazı vitaminlerin tüketim
düzeyi ile gelir arasında yüksek oranda ilişki
bulunmaktadır.
Yanlış beslenme alışkanlıkları nasıl giderilebilir?
Beslenme eğitimi ile topluma ve bireye, yeterli
ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazandırılması ve
geliştirilmesi amaçlanır. Yanlış ve olumsuz beslenme
alışkanlıkları ile yanlış besin hazırlama ve pişirme
uygulamalarının ortadan kaldırılması, besinlerin sağlık
bozucu duruma gelmesinin önlenmesi ve besin
kaynaklarının daha etkin ve ekonomik kullanımı
konularında eğitim verilmesi ile beslenme durumunun
düzeltilmesi mümkündür.