GEBELİK VE EMZİKLİLİK DÖNEMİNDE BESLENME
Gebelik döneminde iyi beslenme sadece bebeğin
sağlığı için mi gereklidir?
Hayır. Gebelik ve emziklilik döneminde annenin
yeterli ve dengeli beslenmesi hem annenin hem de
bebeğin sağlığı için büyük önem taşımaktadır.
Gebelik ve emziklilik döneminde yetersiz ve dengesiz
beslenmenin temel nedenleri nelerdir?
Gebelik ve emziklilik döneminde yetersiz ve
dengesiz beslenmenin temel nedenleri şunlardır:
• Gebelik ve emziklilik döneminde enerji ve besin
öğeleri gereksinmesinin artması,
• Artan gereksinmenin diyetle karşılanamaması,
• Besinlerin satın alınması, hazırlanması,
pişirilmesi ve saklanması aşamalarında yapılan
yanlış uygulamalar,
• Hatalı yeme alışkanlıkları,
• Besin öğelerinin vücutta kullanımında sorunlar
(emilim bozukluğu),
• Yanlış inançlar ve uygulamalar,
• Yeterli beslenme bilgisine (eğitim eksikliği) ve
bilinç düzeyine sahip olunmamasıdır.
Gebelik dönemi ve öncesi beslenmesinin bebeğe
etkileri nelerdir?
Gebelik dönemi beslenmesi bebeğin boyu,
ağırlığı, fizyolojik yapısıyla ilgili olduğu gibi beyin
yapısıyla da doğrudan ilişkilidir. Özellikle ilk aylarda
annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesi bebeğin zihinsel
gelişiminde kalıcı gerilikler oluşturabilmektedir. Bu
olumsuz etki, merkezî sinir sistemi işlevlerini belirleyen
hücrelerin büyük bir çoğunluğunun belirli zamanda belirli
sayıya ulaşamamasından kaynaklanmaktadır.
Toplumun önemli risk grubu kimlerden oluşmaktadır?
Gebe ve emzikli kadınlar tüm gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerde toplumun önemli risk gruplarını
oluşturmaktadır.
Gebe kadının sağlıklı beslenmesi neden önemlidir?
Gebe kadının sağlıklı beslenmesi;
• Annenin kendi enerji ve besin öğesi
gereksinmelerinin karşılanması ve besin öğesi
depolarının dengede tutulması,
• Anne karnındaki bebeğin (fetüsün) büyüme ve
gelişiminin sağlanması,
• Fetüsün yetişkinlik döneminde oluşabilecek
kronik hastalıklarının (kalp-damar hastalıkları,
şeker hastalığı, bazı kanser türleri vb.) görülme
riskinin önlenmesi,
• Emziklilikte süt yapımında gereken besin öğesi
deposunun oluşması için önemlidir.
Gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme
açısından risk etmenleri nelerdir?
Gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz
beslenmede risk etmenleri;
• Anne yaşının 18 yaşından küçük ve 35 yaşından
büyük olması,
• Annenin sık doğum yapması,
• İki doğum arası sürenin 2 yıldan az olması,
• Çoğul gebeliklerin olması,
• İstenmeyen gebelikler,
• Planlanmamış gebelikler,
• Annenin gebelik öncesi beden kütle indeksinin
(BKI) 20 kg/m2’in altında veya 26 kg/m2’nin
üzerinde olması,
• Annenin özel beslenme gerektiren bir hastalığının
(Örneğin, diyabet, böbrek hastalığı) olması,
• Annenin katı vejetaryen olması (hayvansal besin
tüketmemesi),
• Annenin hastalığı nedeniyle ilaç kullanıyor
olması,
• Alkol ve sigara kullanılması, uyuşturucu
bağımlılığının olması,
• Ailenin ekonomik koşullarının yetersizliği,
• Annenin eğitim düzeyi yetersizliğidir.
Gebelikteki yetersiz ve dengesiz beslenmenin anne ve
bebeğe etkileri neler olabilir?
Gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz
beslenme sonucunda bebeklerde; erken doğum, ölü
doğum, doğumun ilk aylarında ölümler, düşük doğum
ağırlıklı bebeklerin doğumu, doğumda bedensel
bozukluklar (anomaliler), zihinsel gelişme geriliği,
annelerde; ölümler, kansızlık, kemiklerde yumuşama
(osteomalasi), diş çürükleri, şişmanlık ve zayıflık, iyot
yetersizliği, gebeliğe bağlı şeker hastalığı (gestasyonel
diyabet), hipertansiyon vb. sorunlar görülebilmektedir
Gebelik öncesinde ve sırasında vücut ağırlığı ne yönde
gelişmelidir?
Gebelik öncesinde anne adayının vücut
ağırlığının olması gereken düzeye getirilmesi, fiziksel
olarak aktif olması, gebeliğin ve doğumun sağlıklı
sonlanmasını sağlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
verilerine göre gebelik süresince yaklaşık 9-14 kg’lık bir
ağırlık kazanılması ve bunun içinde 77 000 kilokalori
gerekmektedir. Ancak toplumda bu bilinç düzeyinin
gelişmesi ve planlanmış gebeliklerin olması
gerekmektedir.
Gebelik döneminde alınması gereken kiloların dağılımı
nasıldır?
Gebelik döneminde annenin ortalama 12.5±%15
kg (9-14 kg) vücut ağırlığı kazanı mı sağlıklı olarak
önerilmektedir. Bu ağırlık kazanımı gebeliğin ilk üç
ayında her ay 0.5-1 kg, ikinci ve üçüncü üç aylık dönemde
her ay 1-1.5 kg olmak üzere, her ay ortalama 1-1.5 kg
olmalıdır.
Gebelikteki ortalama ağırlık artışında bebek ve anne
arasındaki dağılım nasıldır?
Gebelikte ortalama 12.5 kg olan ağırlık
kazanımında dağılım şu şekildedir:
• Bebeğin ağırlığı için ortalama 3400 (3100-3600)
gram,
• Plasenta için 650 gram,
• Kan hacminde artış için 1250 gram,
• Uterus (dölyatağı) için 970 gram,
• Meme dokularının artışı için 410 gram,
• Amniyotik sıvı artışı için 800 gram,
• Hücre dışı sıvı artışı için 1680 gram ve
• Annenin yağ depolarının artışı için 3350 gramdır
Gebelik döneminde önerilen enerji alım miktarı nedir?
Gebelik döneminde yaklaşık 77.000 kkalori
gerekmektedir. Sağlıklı beslenen ve normal vücut
ağırlığında olan bir gebe kadında gebeliğin ilk
trimesterinde (ilk üç ayında) toplam enerji harcaması ve
vücut ağırlığındaki artışta çok az değişiklik görülmektedir.
Gebelik döneminde günlük yetişkin kadının enerji
gereksinmesine, annenin vücut ağırlığına göre ilk
trimesterde hiç veya 100-150 kkalori (gebelik öncesi zayıf
kadınlarda 250 kkal); 2. ve 3. trimesterde ise 300-350
kkalori eklenmesi önerilmektedir.
Gebelik döneminde önerilen protein alım miktarı
nedir?
Gebelik döneminde toplam protein gereksinmesi
yaklaşık 925 gramdır. Günlük protein gereksinmesine ek
olarak yaklaşık 10-15 g (gebelik öncesi vücut ağırlığına
göre; 1.2 g/kg/gün) protein eklenmesi önerilmektedir.
Özel durumlar (adolesan, riskli gebelik, diyetin bitkisel
kaynaklı oluşu) gebelik öncesi gereksinmeye 25 g/gün
protein eklenmesini zorunlu kılmaktadır.
Gebelik döneminde önerilen karbonhidrat alım miktarı
nedir?
Gebelerde günlük enerjinin %50-60’ı
karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Karbonhidratların
kompleks karbonhidratlardan gelmesi, basit şeker (sofra
şekeri) tüketiminin azaltılması gerekmektedir. Kabızlık
sorunu olan gebe kadınlarda posa alımı ile birlikte sıvı
tüketimi önem taşımaktadır. Posa alımı yeterli olmalıdır.
Gebelik döneminde önerilen yağ alım miktarı nedir?
Gebelikte ek bir yağ gereksinmesi yoktur. Ancak;
elzem yağ asitleri insan vücudunda sentezlenemediği için
diyetle mutlak alınmalıdır. Fetüsün (anne karnındaki
bebeğin) elzem yağ asitleri gereksinmesinin karşılanması
annenin beslenmesine dayalıdır.
Omega-3 yağ asitleri bebeğin beyin, retina ve sinir
sisteminin gelişiminde yarar sağlarken, premature doğum
ve düşük doğum ağırlığı riskini azaltmaktadır. Gebelikte
yeterli omega-3 yağ asidi almayan annelerin çocuklarında
sözel zekâ puanı ve gelişim skorları düşük bulunmuştur.
Haftada 2 kez (ortalama 340 gram) ve daha fazla balık
tüketen gebelerde preeklamsi riskinin azaldığı ve gebelik
sonrası depresyonun önlendiği saptanmıştır. Ancak
güvenilir olmayan balık ve deniz ürünleri tüketiminin
cıva, pestisit ve herbisit bulaşması sonucu sağlık bozucu
riskinin de olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle
gebelik döneminde haftada yaklaşık 340 g balık ve deniz
ürünleri tüketimi önerilmektedir.
A vitaminin gebelikteki kullanım riski nedir?
İlk üç ayda yüksek dozda alınan A vitaminin
düşükler, yarık damak, kalp hastalıkları gibi doğumsal
anomalilere neden olduğu, fetüsün sinir sistemini de
olumsuz etkilediği görülmektedir.
Gebelikte folik asit kullanımının önemi nedir?
Gebe kadınlarda alınması gerekli en önemli besin
ögelerinden birisi de folik asittir. Folik asit DNA ve RNA
sentezi için gerekmektedir. Gebelikte folat gereksinmesi
maternal kan yapımı, fetüs ve plasenta büyümesi ve
fetüste sinir hücrelerinin gelişimi için elzemdir.
Folik asit yetersizliği nöral tüp defektine, spina bifidaya
(NTD-sinir tüp bozukluğuna) neden olmaktadır. Gebelikte
folik asit gereksinmesi 600 mcg/gündür ve gebe
olmayanlardan 200 mcg daha fazladır. Bu gereksinmenin
200 mcg’ının diyetten (besinlerden), 400 mcg’ının ise
zenginleştirilmiş besinler ile suplemanlardan gelmesi
önerilmektedir. Besinlerde doğal olarak bulunan türe folat,
besin desteği ve zenginleştirilmiş besinlerde bulunan
sentetik türe ise folik asit denilmektedir. 200 mcg folik
asit, 400 mcg diyet folatına eş değerdir.
Planlanmış gebelikler folik asit kullanımı açısından
neden önemlidir?
NTD malformasyonlarının gebeliğin ilk 4.
haftasında (28 günde) daha gebelik tanısı kesinleşmeden
önce oluştuğu bilinmektedir. Folik asit desteğinin
(suplemantasyonu) gebelik öncesi dönemden başlayarak,
gebeliğin 12. haftasına kadar alımı önerilmektedir. Bu
nedenle planlanmış gebelikler önem taşımaktadır.
Taze sebze ve meyvelerdeki folat kaybını önlemek için
nasıl tüketilmeleri gerekir?
Folat kaybını önlemek için besinlerin hazırlama,
pişirilme ve saklama ilkelerine dikkat edilmelidir.
Yemeklerin pişirme suları dökülmemeli, piştikten sonra
tekrar ısıtılmamalıdır. Folatın vücutta kullanımı için C
vitamini gereksinmesinin de karşılanmasının gerektiği
unutulmamalıdır.
Gebelik döneminde C vitamini tüketimi nasıl
olmalıdır?
C vitamininin, folik asit ve demir olmak üzere
birçok besin öğesinin vücutta emilimini ve kullanımını
arttırmada yarar sağladığı bilinmektedir. Ancak C
vitamini, besinlerin hazırlanması, pişirilmesi ve
saklanması sırasında önemli kayıplara uğramaktadır.
Gebelik döneminde günlük 60-90 mg C vitamini tüketimi
önerilmektedir. C vitamini içeren besinler her öğünde
tüketilmelidir.
Gebelik döneminde D vitamininin etkisi nasıldır?
Fetüsün kalsiyum ve D vitamini alımı maternal
duruma bağlıdır. D vitamininin en iyi kaynağı güneş
ışınları ve zenginleştirilmiş besinlerdir. Hava kirliliği,
mevsimsel değişiklikler, yaşam biçimi, giyim şekli, güneş
ışınlarına karşı koruyucu kremlerin kullanılması, deri
renginin koyuluğu deride D vitamini sentezini
etkilemektedir. Günlük D vitamini gereksinmesi 400
IU/gün (10 mcg/gün) iken, 2011 yılından itibaren
gebelerde ve tüm yaş gruplarında gereksinme 600 IU/gün
(15 mcg/gün) D vitamini olarak önerilmektedir.
Raşitizm ile D vitamini arasındaki ilişki nedir?
Ülkemizde gebe ve emziklilik döneminde yeterli
D vitamini sağlanamadığı, bebeklerde 6-24 aylık dönemde
raşitizmin sık görülmesi nedeniyle bebeklere doğumdan
sonraki ilk haftadan itibaren ek D vitamini desteği günlük
400 IU (10 mcg) olarak 2005 yılından beri önerilmektedir.
Yine 2011 yılından itibaren gebelere 1200 IU/gün D
vitamini desteğinin sağlanması programı başlatılmıştır.
B12 vitaminin gebelik ve bebek sağlığı üzerindeki
etkileri nelerdir?
Düşük plazma vitamin B12 miktarı tüm yaş
gruplarında yüksek plazma homosistein düzeyi ve iki kat
fazla preeklamsi ve erken doğum riski ile ilişkili
bulunmuştur. Katı vejetaryenlerde vitamin B12
yetersizliği görülmektedir. B12 vitamini sadece hayvansal
kaynaklı besinlerde bulunmaktadır. Maternal yetersizliğin
erken tekrarlayan düşüklere, nöral tüp defektlerine ve
spinabifidaya neden olduğu bilinmektedir. Ülkemizde
ülser etkeni olan Helikobakter pilori’nin yaygın olarak
görülmesinin de B12 vitamini yetersizliği için önemli bir
etken olduğu da unutulmamalıdır
Gebelikte önerilen kalsiyum tüketimi nasıldır?
Kalsiyum diş ve kemik sağlığı için önemli bir
mineraldir. Özellikle adolesan çağında yeterli alınan
kalsiyum kemik mineral yoğunluğunun en üst düzeye
çıkarılmasında etkendir. Kalsiyumun yetersiz alımı
kemiklerin yumuşamasına neden olur. Gebelik döneminde
hormonal değişikliklerle kalsiyum metabolizması
etkilenmektedir. Gebelikte toplam 30 g kalsiyum
gerekmektedir. Yaşı 18’den küçük olan gebeler için 1300
mg ve 19 yaş üzeri gebeler için ise 1000 mg kalsiyum
alımı önerilmektedir.
Gebelik döneminde demirin olumlu ve olumsuz etkileri
nelerdir?
Gebelik öncesinde ve gebelik sırasında demirin
yeterli tüketimi bebeğin beyin gelişimini olumlu etkiler.
Ayrıca, demir depolarını da üst düzeye çıkararak
enfeksiyonlara karşı koruyucu olur. Ancak demir ve diğer
iz elementlerin çok fazla alınmasının anne karnındaki
bebeğin gelişimini olumsuz etkileyeceği de
unutulmamalıdır.
Demir alımını arttıran beslenme nasıl olmalıdır?
Etler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler,
yumurta ve zenginleştirilmiş besinler demir yönünden
zengin besinlerdir. Her öğün C vitamini içeren besinlerin
tüketimi de özellikle bitkisel kaynaklı besinlerde bulunan
demirin vücutta kullanımını arttırmaktadır.
Gebelikte çinko alımı nasıl olmalıdır?
Günlük gereksinmeye ek olarak 19 yaş ve üzeri
gebeler için 11 mg/gün ve 18 yaş altı için ise 12 mg ek
çinko önerilmektedir. Maternal çinko düzeyi ile bebek
doğum ağırlığı arasında olumlu ilişkinin olduğu
bilinmektedir.
İyot yetersizliği nelere sebep olmaktadır?
İyot yetersizliği önlenebilir beyin harabiyeti ve
mental geriliğin en önemli nedenidir. Ağır yetersizlik
durumlarında bebeklerde sağırlık ve dilsizlik, kretinizm
(zekâ geriliği), düşük, erken doğum, ölü doğum ve
doğumsal bozukluklar görülür.
Fetüsteki iyot yetersizliği, annedeki iyot yetersizliğinin bir
sonucudur. Gebeliğin ilk bir ayı içerisinde bebekte iyot
yetersizliğinin etkileri ortaya çıkmakta ve fetüste beyin
gelişimi etkilenmektedir.
Gebelikteki riskli durumlar nelerdir?
Gebelikteki riskli durumlar;
• Obez kadınlarda gebelik,
• Gestasyonel diyabet,
• Gebeliğe bağlı hipertansiyon,
• Bulantı ve kusma,
• Mide yanması,
• Kabızlık,
• Pika,
• Kafein ve
• Gebelikte besin kaynaklı sorunlar olarak
sıralanabilir.
Obez kadınlarda gebeliğin riski nedir?
Hafif düzeyde şişmanlığın dahi gebelik
komplikasyonlarını ve sezeryanla doğum riskini arttırdığı
bilinmektedir. Hafif obezite (BKI: 25-30 kg/m2)
durumunda normal ağırlıktaki bireylere göre gestasyonel
diyabet riski 2-6 kez artmakta, gebelik hipertansiyonu
daha sık görülmektedir.
Obez gebelerde ise diyabet ve hipertansiyon görülme
sıklığı artmakta, sezaryen doğum, doğum sırası
komplikasyonlar, iri bebek doğumu, bebek ve anne ölüm
riski artmaktadır. İri doğan bebeklerin ileride obez olma
riski bulunmaktadır.
Gestasyonel diyabet nedir?
Gestasyonel diyabet gebelik döneminde
karbonhidrata karşı intolerans olarak tanımlanmaktadır.
Gebelikte iyi bir izlem ve enerji alımının sınırlandırılması
gerekmektedir.
. Gebeliğe bağlı hipertansiyon nedir?
Gebeliğe bağlı hipertansiyon (kan basıncı: 140/90
mmHg) sıklıkla görülebilen bir durumdur. Bu durumun en
temel nedeni şişmanlıktır
Gebeliğe bağlı hipertansiyonun riskleri nelerdir?
Gebeliğe bağlı hipertansiyonun maternal
mortalite ve morbidite, preeklamsi ve eklamsi nedeni
olduğu bilinmektedir. Diyette alınan kalsiyumun
arttırılması maternal kan basıncını düşürebilmekte,
gestasyonel hipertansiyon riskini ve preeklamsiyi
azaltmaktadır. Preeklamsi maternal ve perinatal mortalite
nedenidir.
Gebeliğe bağlı hipertansiyonun belirtileri nelerdir?
Belirtileri; genellikle 3. trimesterde
hipertansiyonla gelişen idrarla protein atım (proteinuri) ve
ödem veya ikisi birlikte görülür. Eklamsi (ileri durum)
veya kramplar ile sonlanabilir. Maternal şişmanlık,
diyabet, hipertansiyon ve hiperhomosisteinemi temel
nedenlerindendir
Gebelikte kusma ve bulantı nasıl gelişir ve neler
yapmak gerekir?
Gebeliğin ilk trimesterinde sıklıkla
görülmektedir. Bu sorun genellikle 13. ve 14. haftalardan
sonra kaybolmaktadır. Bulantı ve kusması olan kadınlarda
ilk aylarda ağırlık kazanımı azdır veya yoktur. Kusma ile
protein, enerji, vitamin ve mineral alımı yetersizliği
görülebilir. Azar azar ve sık sık beslenme sağlanmalıdır.
Ayrıca kuru ve katı besinlerin tüketimi önerilir. Besinlerin
yoğurt ve limon suyu ile tüketilmesi besin alımını
kolaylaştırabilir. Sıvı alımı öğün aralarında önerilir.
Yağların tolere edilmesi zordur, beslenmede yağ miktarı
azaltılır. Elektrolit ve sıvı kaybı fazla olursa gebe kadın
hastaneye yatırılabilir.
Mide yanması gebeliğin hangi döneminde görülür ve
ne yapmak gerekir?
Gebeliğin son aylarında görülebilen bir sorundur.
Baharatlı, yağlı besinler, gazlı içecekler, turunçgiller ve
suları, mide yanması ve ekşimesi sorununa neden olabilir.
Azar azar, sık sık yeme, süt ve ürünlerini tüketme,
sorunun önlenmesinde yardımcı olabilir.
Kabızlık gebeliğin hangi döneminde görülür ve ne
yapmak gerekir?
Kabızlık özellikle gebeliğin son aylarında daha
sık görülen bir sorundur. Sıvı ve posa alımı arttırılmalıdır.
Ayrıca kurutulmuş kayısı, erik, incir gibi kuru meyveler,
tam tahıl unu ekmek, kabızlığın önlenmesinde
yardımcıdır. İlaç kullanımından ve sıvı yağ içme (yağda
eriyen vitamin kaybına neden olur) gibi uygulamalardan
sakınılmalıdır..
Pika nedir?
Gebelik döneminde demir, kalsiyum, çinko ve
bazı diğer besin öğelerinin yetersizliklerinde gebe
kadınlarda pika sorunu görülebilmektedir. Pika (besin dışı
madde, toprak vb. tüketmek);
• Jeofaji (toprak, kil vb. yeme) ve
• Pagofaji (buz yeme) şeklinde görülebilmektedir.
Bu durum besin öğesi yetersizliğinin daha da artmasına
neden olmaktadır.
Gebelikte kafein alımı nasıl olmalıdır?
Gebelik döneminde fazla kafein alımından
kaçınılmalıdır. Kafein alımı 300 mg’ı geçmemelidir.
Kafein plasenta yolu ile bebeğe taşınmakta ve düşük ile
düşük doğum ağırlıklı bebek doğum riskini arttırmaktadır.
Ayrıca, aşırı kafein alı- mı vücuttan kalsiyum atımını da
arttırmaktadır. Çay, kahve, kolalı içecekler ve çikolata
kafein içermektedir. Bir kupa çay (240 mL) 48 mg,
neskafe 76-137 mg, kolalı içecekler 34-45 mg kafein
içermektedir.
Gebelikte besin kaynaklı sorunlar nedir?
Gebelikte besin kaynaklı bazı patojenler (hastalık
yapıcı maddeler) fetüse zarar verebilir. Bu patojenler
düşüklere, erken doğuma ve ağır hastalıklara neden
olabilir. Bu patojenler;
• Listeriozis,
• Salmonella,
• Toksoplazma ve
• Campilobakterdir
Bu nedenle açıkta satılan çiğ besinler, pastörize veya UHT
(kutu sütleri) tekniği uygulanmamış sütler, pastörize
edilmemiş süt ten yapılan ve salamura edilmemiş
peynirler, iyi yıkanmadan yenilen meyve ve salatalar, çiğ
yumurta, iyi pişirilmemiş etler tüketilmemelidir. Besin
satın alırken sağlıklı ve güvenilir besinler seçilmeli, etiket
okunmadan besinler satın alınmamalıdır
Emzikli kadındaki kilo kaybı ne yönde olmalıdır?
Emziren kadın şişmansa ağırlık kaybı 2 kg’a
kadar çıkabilir. Ancak doğumu izleyen ilk aydan sonraki
aylarda annenin ağırlık kaybı ayda 2 kg’dan fazla
olmamalıdır.
Emzikli kadın ne kadar süt üretir ve ne kadar enerji
harcar?
Emzikli bir kadının salgıladığı sütteki enerjinin
önemli bir kısmı yediklerinden, geri kalanı ise gebelikte
oluşan depolardan sağlanır. Annenin besinlerden sağladığı
enerjinin yaklaşık %80’i süt enerjisine dönüşebilmektedir.
Emzikli bir kadın, tek başına anne sütü verdiği dönemde
günde yaklaşık 700-800 mL (6. aya kadar), kısmen
emzirdiğinde (6. aydan sonra) ise 550 mL süt
salgılamaktadır.
Anne sütünün 100 mL’si yaklaşık 67 kkalori
sağlamaktadır. Bu doğrultuda anne sütünün enerji maliyeti
ilk 6 ayda yaklaşık 500 kkalori/gün ve 6. aydan sonra 400
kkalori/gündür. Emzikliliğin ilk 6 ayında yaklaşık 170
kkalori/gün annenin depolarından harcanır. Bu nedenle
emziklilik için ek yapılacak enerji miktarı 0-6 ay için
günde yaklaşık 330 kkalori ve 6-12 ay için ise 400
kkaloridir. Emziklilik döneminde kadın özellikle 6 ay süre
ile sadece emzirdiğinde, her ay yaklaşık 1 kg ağırlık
kaybeder.
Emzikli kadının beslenmesinde ek yapılması gereken
protein miktarı nedir?
Diyetin protein kalitesine göre değişmekle
birlikte ek yapılması gereken protein miktarı günde
yaklaşık 15-25 gramdır (1.1 g/kg/gün vücut ağırlığına
göre). Bu miktar anne sütü içeriği ve diyetten süt
proteinine dönüşüm için yeterli miktardır. Emzikli kadının
günlük diyetine ek olarak bir yumurta veya 1-2 su bardağı
süt eklenmesi günlük gereksinmeyi karşılar.
. Emzikli kadının beslenmesinde ek yapılması gereken
yağ miktarı nedir?
Emzikli annenin diyetinde uzun zincirli çoklu
doymamış yağ asitleri oranı arttırılmalıdır. Omega-3 yağ
asitlerinin sağlanması bebeğin gelişiminde önem
taşımaktadır.
Emzikli kadının beslenmesinde kalsiyumun yeri nedir?
Hem salgılanan süt, hem de annenin kemik
dokularının korunması için süt ve ürünleri tüketimi
önemlidir. Süt ve ürünleri tüketimi ile protein, riboşavin
gibi besin öğelerinin karşılanması da sağlanacaktır.
Emzikli kadının alkol ve kafein tüketimi bebeği nasıl
etkiler?
Alkol çocuğa sütle geçtiği için çocuğun sağlığını
olumsuz etkiler. Alkol ve kafein içeren (çay, kahve gibi)
içecekler de çocuğun huzursuz ve sağlıksız olmasına yol
açar. İlaç tüketimi de doktor kontrolünde olmalıdır.