aofsorular.com
HUK115U

Anayasacılık Düşüncesi ve Anayasa Hukuku

1. Ünite 20 Soru
S

Osmanlı Devleti'nde anayasa kavramı karşılığında kullanılan kavram nedir? Milli Mücadele'de bu kavram bir değişiklik geçirmiş midir?

Anayasa kavramını karşılamak üzere Osmanlı’dan günümüze çeşitli terimler kullanılmıştır. Her şeyden önce kavram batı dillerinden
Türkçeye kanun-ı esâsî (esas kanun, temel kanun) olarak çevrilmiştir. Nitekim ilk yazılı anayasada da resmî olarak bu deyime yer verilmiştir.
Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sürecinde ise kanun-ı esâsî deyimi yanı sıra daha ağırlıklı olarak teşkilat-ı esasiye kanunu (esas teşkilât kanunu)
kullanılmıştır. Nitekim 1921 ve 1924 kurucu belgeleri de Teşkilâtı Esasiye Kanunu (esas teşkilât kanunu) adını taşımaktadır.

S

Türkiye'de anayasa hukuku kavramının kullanılması hangi yıllarda başlar?

Türkiye'de 1960’lı yıllarla birlikte artık hem öğretide hem resmî metinlerde anayasa hukuku deyimi hayli yaygın bir biçimde kullanılmaya başlanmış
ve bugünlere kadar bu isimle gelinmiştir. Uzunca bir sürecin ardından artık anayasa kavramında olduğu gibi anayasa hukuku deyimi de yerleşmiştir. Bugün bu terminolojik tartışma çok gerilerde kalmıştır. 

S

Anayasacılık düşüncesi ne zaman ve hangi amaçla ortaya çıktı?

Anayasacılık, esas itibarıyla 18. yüzyılda Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da ortaya çıkan ve siyasal iktidarın keyfî kullanımını önlemek, Montesquieu’nün deyimiyle “sınırlı yönetim”i gerçekleştirmek amacını taşıyan bir siyasal düşünce akımıdır.
Batıda Aydınlanma çağı ile ortaya çıkan “anayasacılık düşüncesi” (constitutionnalisme), devletin işleyişinin belirsiz ve her türlü keyfiliğe açık olan ve egemen iktidarın iradesine göre şekillenen geleneksel kurallar yerine açık, somut, herkes tarafından bilinebilir, monarkın da üstünde olan yazılı kurallara bağlanması isteği ve çabasıdır. Kısaca, monarkın mutlak ve hatta despotik yetkilerini yazılı ve üstün nitelikli kurallarla sınırlandırmak ve devleti hukukla bağlamak arayışının ifadesidir. Kısaca, “sınırlı yönetim”i gerçekleştirmek
amacını taşıyan bir siyasal düşünce akımıdır.

S

Batı'da gelişen anayasacılık hareketlerinin siyasal ve toplumsal özellikleri nelerdir?

Batı'da gelişen anayasacılık hareketlerinin belli başlı siyasal ve toplumsal özellikleri şunlardır:

1. Feodalitenin son bulduğu ve yerine güçlü merkezî krallıkların kurulduğu süreçte ortaya çıkmıştır.

2. Burjuvazi sınıfı öncülüğünde gerçekleştirilen hareketlerdir.

3. Toplumsal tabana yayılabilmiştir. Geniş bir taban hareketine dönüşebilmiştir.

4. Güçler ayrılığı ve özgürlüklerin güvence altına alınması amacı etrafında şekillenmiş hareketlerdir.

5. Kendi iç dinamizmi ve toplumsal şartların ürünüdür.

S

Osmanlı-Türk anayasacılık hareketlerinin siyasal ve toplumsal özellikleri nelerdir?

Osmanlı-Türk anayasacılık hareketlerinin siyasal ve toplumsal özellikleri şunlardır:

1. Devletin merkezî gücünü kaybettiği ve ayanların (Feodalite benzeri) güçlendiği süreçte ortaya çıkacaktır.

2. Belirli bir toplumsal öncüsü ve tabanı yok.

3. Asker-sivil bürokrasinin toplum mühendisliği hareketi niteliği taşımaktadır. (Tavandan tabana doğru bir harekettir)

4. Devlete çeki-düzen verme, devletin yeniden eski gücüne- görkemine kavuşturulması amacı taşımaktadır.

5. Dış baskıların ve etkilerin ağır bastığı hareketlerdir.

S

Anayasacılık düşüncesinin işlev ve amaçları içerisinde hangi unsurlar bulunmaktadır?

Anayasacılık düşüncesi günümüzde çağdaş demokrasi ve hukuk devletinin temel kaynağı hâlini almıştır.
Dün olduğu gibi bugün de anayasacılığın amaç ve işlevleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Güçlerin tek elde toplanmasının önüne geçilmesi (güçler ayrılığı, denetim ve denge),
• Devlet yetkilerinin yazılı, üstün ve özel bir statüye sahip (solennel) kurallarla sınırlandırılması,
• Devletin hukuka bağlı işleyişinin sağlanması,
• Özgürlüklerin kimden ve hangi amaçla gelmiş olursa olsun güvence altına alınması.

S

Güçler birliği ilkesinin anayasacılık düşüncesi açısından önemini açıklayınız.

Anayasacılığın en temel araçlarından biri güçler ayrılığıdır. 18. yüzyılda özgürlüğün güvence altına alınmasının aracı olarak Montesquieu tarafından sistemleştirilmiş bir düşüncedir. Zaman içerisinde demokratik bir mit ve dogma hâlini almış ve siyasal rejimlerin, hükümet sistemlerinin sınıflandırılmasında temel kaynak oluşturmuştur. Güçler ayrılığı ilkesi, 18. yüzyıl anayasacılık
düşüncesinin en önemli tekniklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Mademki anayasacılık sınırlı devlete ulaşmaktır o hâlde bunu gerçekleştirmenin
araçlarından birinin de devlet iktidarının tek bir elde toplanmasının önlenmesidir. Çünkü eğer devlet gücü tek bir elde toplanmaktaysa doğalolarak orada özgürlükten söz edilemeyecektir.

S

Anayasa kavramını geniş açıdan tanımlayınız.

Anayasa, geniş anlamda ya da daha yaygın ve teknik kullanımıyla maddi ölçütten hareket edildiğinde kamu otoritelerinin kuruluşu, işleyişi, organları ve aralarındaki ilişkilerle bireylerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen yazılı ve yazılı
olmayan bütün kuralları ifade eder.

Devletin siyasal, sosyal ve ekonomik organizasyonu ve kişilerin hak ve özgürlüklerini konu alan tüm kurallar, hukuksal gücü ve kaynağı ne olursa olsun, geniş anlamda anayasa içerisinde yer
alır.

S

Anayasa kavramını dar anlamda nasıl tanımlayabiliriz?

Dar ya da şeklî (anlamda) anayasa, devletin kuruluş ve işleyiş esaslarının, bireylerin hak ve özgürlüklerinin anayasa denilen bir metinde toplanmış
olmasını ifade eder. Başka bir söyleyişle anayasanın yazılı olması anlaşılır. Bu nedenle dar yahut şeklî anlamda anayasa ile yazılı anayasa aynı anlamda
kullanılır. Anglo-Saxon anayasa hukuku terminolojisiyle “kodifiye anayasa” yahut Türkçe ifadeyle “derlenmiş anayasa” olarak da isimlendirilebilir. Bu tür anayasalarda anayasa metni için anayasa, anayasal şart, anayasal kanun, temel kanun, esas kanun gibi çeşitli isimler verilmektedir.

S

Günümüzdeki anlamıyla anayasaların işlevlerini sıralayınız.

Günümüzdeki anlamıyla anayasaların işlevlerini şunlardır:

1.Anayasa, devletin kurucu işlemi ve yönetenlerin statüsüdür.

2. Anayasa, hukuk düzeninin geçerlilik temelidir.

3. Anayasa, siyasal iktidarın sınır ve çerçevesi, özgürlüğün güvence belgesidir.

4. Anayasa yönetimin meşruiyet kaynağıdır.

5. Anayasa ulusal bütünlüğün ve ortak kimlik inşasının temel unsurudur.

6. Anayasa bir ideoloji ve felsefenin somutlaşmış ifadesidir.

7. Anayasa siyasal istikrarı sağlama aracıdır.

S

Bir toplumdaki vatandaşların ortak bir kimlik etrafında toplanmasında anayasaların rolünü açıklayınız..

Anayasa etnik aidiyetleri, dilleri, dinleri, değerleri ne olursa olsun aynı hak ve güvencelere tâbi halkın ortak mutabakat metni ve ortak kimlik kartıdır.
Herkesin bireysel anlamda bir kimliği, düşüncesi, inancı olabilir ancak herkes aynı anayasal kimlik ve anayasal değerler altında buluşmuştur. Aynı anayasa çerçevesinde vatandaş sıfatını taşımaktadır. Bu sıfatla da eşit düzeyde anayasal hak ve özgürlüklere sahiptir. Böylece anayasa milleti, Jürgen Habermas’ta ifadesini bulan bir tür “anayasal vatanseverlik” etrafında bütünleştirme aracıdır.

S

Bir anayasa içeriğinde mutlaka olması gereken iki temel unsur nedir?

Hangi tür ve nitelikte olursa olsun bir anayasa, konusu ya da içerdiği hükümler itibarıyla iki temel bileşenden oluşur. Bunları kısaca devletin teşkilat
yapısı ve anayasal hak ve özgürlükler şeklinde belirtebiliriz. Hatta bu iki konu öğretide bazı yazarlarca sırasıyla “siyasal anayasa” ve “sosyal anayasa”
olarak adlandırılmıştır

S

İlk defa bir anayasada başlangıç hükmüne yer veren ülke anayasası hangisidir?

Amerikan 1776 Virginia Haklar Bildirisi ve Fransız 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’nin başlangıç kısımları daha sonraki süreçte ortaya konulan
uluslararası belgeler ve sözleşmeler ile anayasalar için adeta bir rol-model olmuştur. İlk yazılı anayasa metni olan ABD 1787 Anayasası aynı
zamanda başlangıç hükmüne ilk yer veren yazılı anayasadır.

S

1982 Anayasası'nda yer alan başlangıç hükmünün diğer maddelerle bir farkı var mıdır?

Türkiye’de başlangıç düzenlemesine ilk olarak 1961 Anayasası’nda (m. 156) yer verilmiştir. Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası da başlangıç kısmı içermektedir. Anayasa’nın 176. maddesine göre “Anayasa’nın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı, Anayasa metnine dahildir”.
Diğer yandan bu maddenin gerekçesinde de Başlangıç kısmının, Anayasa’nın diğer hükümleriyle eşdeğer olduğu belirtilmiştir. Nihayet devletin niteliklerini
düzenleyen Anayasa’nın 2. maddesi başlangıç kısmına göndermede bulunarak başlangıç kısmının hukuksal kimliğini güçlendirmiştir.

S

Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi nedir?

Anayasalar iç hukuk düzeninde hem bütün kuralların geçerlilik şartı hem de bütün organ ve makamların yetki kaynağıdır. Anayasaya uygun olmayan
bir norm, kaynağı anayasada olmayan bir yetkiden söz edilemez. İşte buna “anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı” ilkesi denir. Elbette anayasaya
bu üstünlüğü veren yapılışı ve değiştirilişinin diğer hukuk kurallarından daha farklı usul ve esas kurallarına bağlanmış olmasıdır. Dolayısıyla anayasaların
üstünlüğü, birbiriyle bağımlı iki şekilde ele alınabilir: 1.Esasa ilişkin üstünlük, 2.  Şekle ilişkin üstünlük.

S

Anayasa hukuku terimi kaç anlamda kullanılmaktadır?

Anayasa hukuku terimi üç farklı anlamda kullanılmaktadır:
• Birinci olarak anayasa hukuku anayasal haklar anlamına gelir. Bilindiği üzere hukuk, hakkın çoğulu yani haklar demektir. Örneğin kamu hukuku aynı zamanda
kamu hakları anlamını taşır. 1924 Anayasamızın (Teşkilatı-Esasiye) Beşinci Faslı
(kısmı) “Türklerin hukuku ammesi” yani “Türklerin kamu hakları” başlığını taşımaktadır. İşte anayasa hukuku da bu bağlamda “anayasal haklar” anlamına gelmektedir.

• İkinci olarak anayasa hukuku bir düzen anlamında kullanılır. Bu anlamda anayasa hukuku belirli bir devletin anayasal düzenine ait tüm kurallar anlamına da gelmektedir. Örneğin İtalyan anayasa hukuku, Türk anayasa hukuku denildiğinde bu anlam kastedilmektedir.
• Üçüncü olarak anayasa hukuku bir hukuk dalı anlamını taşır. Esasen çoğu zaman bu anlamda kullanırız. Bu başlık altında da anayasa hukukunun bu anlamı ele alınmıştır.

S

Anayasa hukuku alanında ve çerçevesinde bulunan unsurlar nelerdir? Kaç başlık altında toplanır?

Anayasa hukukunun alanı ve çerçevesini  üç başlık altında toplayabiliriz:
1. Anayasal kurumlar hukuku ya da kurumsal anayasa hukuku
2. Anayasal normlar hukuku ya da normatif anayasa hukuku
3. Anayasal özgürlükler hukuku

S

Anayasa hukuku dalının ortaya çıkışını açıklayınız?

“Anayasa”, modern çağa özgüdür. Modern devlet ile birlikte doğmuştur. Bu bakımdan anayasa hukuku da modern çağla birlikte ortaya çıkmıştır.
Siyasal kurumlarla ilgili normlar anayasa olarak adlandırılan özel ve kendisine apayrı değer atfedilen bir metinde yer almasıyla birlikte, en erken 19. yüzyılla birlikte bu alan bir hukuk dalı olarak adlandırılmaya başlanacaktır. Esasen anayasa sözcüğünün henüz olmadığı bir dönemde anayasa hukuku disiplininden de söz etmek doğru değildir.

S

Anayasa hukukunun inceleme alanında hangi unsurlar yer almaktadır? 

Anayasa hukukunun inceleme alanı devletin yapısı, işleyiş esasları, organları, organların karşılıklı ilişkileri, kamu iktidarının kullanımı ve çerçevesi, bireylerin hak ve özgürlükleri gibi alanlardır. Bu alanlarda ilke olarak tek yanlılığın hâkim olması karşısında anayasa hukukunun bir kamu hukuku dalı olduğu açıktır. Hatta denilebilir ki, anayasa hukuku kamu hukukunun özeti ve çerçevesi, diğer
kamu hukuku dallarının da beslendiği yerdir.

S

Günümüzde anayasa hukukunun uluslararasılaşmasının nedeni nedir?

Bugün anayasa hukuku giderek uluslararasılaşmakta olan bir hukuk disiplini hâlini almıştır. Bunda en önemli etken, anayasacılık düşüncesinin giderek yaygınlaşması ve buna bağlı olarak hukuk devleti ve çoğulcu demokrasiyi daha sağlam temellere oturtma amacı taşıyan mekanizmaların giderek yaygınlık kazanmış olmasıdır. Hukuk devleti, insan hakları, çoğulcu demokrasi, güçler ayrılığı, denetim ve denge gibi anayasacılık düşüncesinin temel ilkeleri günümüzde uluslararası boyut kazanmıştır. Bu nedenle her devlet, şu ya da bu şekilde anayasasına bu ilkeleri yerleştirmekte ve uluslararası topluma anayasal devlet görüntüsü sunmaktadır.