Hellen Göçleri ve Arkaik Dönem
MÖ 1200-800 yılları arasında kalan dönem niçin “Karanlık Çağ” olarak adlandırılmıştır?
MÖ 2. Binyılın sonlarına doğru, tarihte Deniz Kavimleri olarak adlandırılan toplulukların Yunanistan ve Balkanlardan büyük bir göç dalgası halinde gelerek Doğu Akdeniz çevresindeki topraklara girmesi ile bölge, çeşitli karışıklıkların yaşandığı bir döneme girer. Bu büyük göç karşısında Yunanistan ve Anadolu’da bulunan büyük devletler kendilerini savunamayarak yıkılırlar. Yıkılan devletlerin yerlerine yeni devletlerin kurulmasına kadar geçen ve yaklaşık olarak MÖ 1200- 800 yılları arasında kalan döneme ilişkin siyasi, sosyal ve kültürel durum ile ilgili bilgilerimizin son derece sınırlı olması, dönemin günümüz araştırmacıları tarafından “Karanlık Çağ” olarak da adlandırılmasına yol açmıştır.
Yunan Sanatında Arkaik Dönem olarak adlandırılan dönemde Anadolu'da ne gibi gelişmeler olmuştur?
Yunan Sanatında Arkaik Dönem olarak adlandırılan ve MÖ 7.y.y. ortalarında başlayan dönemde Anadolu’da, Demir Çağı devletlerinden olan Lydialılar, güçlenerek, önce gücünü kaybeden Phrygia Krallığını, daha sonrada Batı Anadolu’daki kıyı kentleri egemenliğine alarak kuvvetli bir devlet kurar. Parayı keşfederek dünya ticaretinin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Batı Anadolu’daki Yunan Koloni kentleri ile dostluk çerçevesinde kurduğu ilişkiler, bazen savaş yolu ile egemenliği altına almaya kadar gitmiştir. Batı Anadolu’daki Yunan kentlerinin deniz hâkimiyetini kullanarak Ege ve Karadeniz ticaretinde etkili olmuşlardır. Ticarette paranın kullanılması ile kısa sürede son kralları Kroisos devrinde dünya tarihinde etkili bir devlet olmuştur. Fakat İran halkı olan Persler tarafından Lydia Devleti yıkılır.
MÖ 6. yüzyılın ortalarında Anadolu tümüyle Pers egemenliğine girer. Batı Anadolu’daki kentler hem koloni kentler kurarak, hem deniz ticaretini kullanarak önce Lidyalıların, daha sonra Perslilerin yönetiminde zenginleşmişlerdir. Perslilerle dost olarak geçinen Yunan kentleri Atina kent devletinin kışkırtması ile Pers yönetimine karşı ayaklanır. Ayaklanma kanlı bir şekilde bastırılır ve Arkaik devir sona erer.
Akhalar hakkında bilgi veriniz.
Yunan yazılı kaynaklarına göre Yunanistan’da Dorlardan önce yaşamış olan uygarlıktır. Arkeolojik bulgulara göre MÖ 2. binyılın ortalarına doğru Yunanistan ve doğu Akdeniz’in önemli askeri ve siyasi güçlerinden birisi haline gelmiştir. Akhalar, kale şeklinde etrafı surla çevrili kentlerde oturmuştur. En önemli yerleşimleri Mykenai kentidir. Homeros’un İlyada adlı destanında Troia savaşına karşı savaşan Yunanlılar Akhalardır.
Yunanistan’dan Batı Anadolu kıyılarına göçen topluluklar Aioller, İonlar ve Dorlar olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bu toplulukların Anadolu'da yerleştikleri yerler ve konuştukları lehçe hakkında neler söylenebilir?
Yunanistan’dan Batı Anadolu kıyılarına göçen topluluklar Aioller, İonlar ve Dorlar olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Konuştukları lehçelerde farklı olan bu üç topluluktan Aioller Batı Anadolu’nun kuzey kesimine, İonlar orta bölgelere, Dorlar
ise güney kesime yerleşmişlerdir. Yaklaşık olarak İsa’nın doğduğu yıllarda yaşayan Amasya’lı tarihçi Strabon’un, günümüze ulaşmamış eski kaynaklardan aktardığı bilgilere göre bu üç topluluktan Aioller ilk; Dorlar ise en son göç edenler olmuştur.
Aioller hakkında bilgi veriniz.
Yunanistan’daki Thessalia ve Boeotia bölgelerinden gelmiş olan Aioller, kuzey batı Anadolu’da Lesbos (Midilli) adası ve Çandarlı körfezine yerleşmişlerdir. Bölge Aiollerin yerleşmesinden sonra antik çağ boyunca Aiolia adın almıştır. Aiolerin bölgeye geliş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte ünlü tarihçi Strabon’un anlattıklarına göre İonlardan önce geldikleri anlaşılmaktadır. Bazı antik kaynaklarda ise İon’ların Anadolu sahillerine ilk geldikleri bölgelerde Aiol yerleşimlerine rastlamış olduklarının bildirilmesiyle bu durum kesinlik kazanmaktadır. Kaynaklara göre sonradan İonların yerleştiği bölgede bulunan Aiol yerleşimcileri, İonların gelişinden sonra kuzeye çekilmiştir. Sözgelimi Smyrna (İzmir) kenti, arkeolojik kalıntılar ve antik kaynakların verdiği bilgilere göre MÖ 1100-1050 yıllarında ilk olarak Aiollerin yerleşimine sahne olmuştur. Ancak İonların bölgeye gelişinden sonra bu kent Aiol kontrolünden çıkmıştır.
Aioller ile ilgili en önemli bilgileri Herodotos’dan almaktayız. Herodotos bize Aiollerin bölgede kurdukları kentler arasında dinsel ve siyasi bir birlik olan 12 tanesinin isimlerini bildirir. Bu kentler Kyme (Aliağa-Nemrut Köyü) Larisa (Buruncuk Köyü) Neontheikos (Yanıkköy) Temnos (Görece-Kayacık Tepesi) Killa (Zeytinli Köyü) Notion (Ahmetbeyli) Aigiroessa (Kavaklıdere Köyü) Pitane (Çandarlı) Aigai (Nemrutkale) Myrina (Aliağa - Kalabaktepe) Gryneion (Yenişakran) ve Smyrna (Eski İzmir) şeklindedir.
Herodotos, Anadolu'daki İonia şehirleri için hangi bilgileri vermiştir?
Herodotos, İonia’da, Aiolia gibi 12 şehirden oluşan bir birlik olduğunu bildirmiştir. Bu şehirler Miletos, Myus (Avşar Köyü) Priene (Güllübahçe) Ephesos (Selçuk) Kolophon (Değirmendere) Lebedos (Gümüldür) Teos, Klazomenai, Phokaia, Khios (Sakız Adası) Erythrai ve Samos’tur (Sisam Adası). Toplam sayısı 12 olan bu kentlere daha sonra Smyrna da katılmıştır. Herodotos’un bildirdiği kentler yaklaşık olarak MÖ 8. yüzyılda Panionion adını verdikleri dinsel ve siyasi bir birlik kurmuşlar ve birliğin merkezi olarak Mykale (Samsun dağı) dağı üzerindeki Posedion kült merkezini kullanmışlardır
Peloponnessos neresidir?
Yunanistan’ın güneyinde bugünkü Mora Yarımadası'dır.
Lydialılar'ın tarih sahnesine çıkışı ve dilleri hakkında bilgi veriniz.
Lydia ve Lydialılara ait erken bilgiler mitolojik olarak anlatılan hikâyelerdir. Miaones halkı ataları Kral Atys’in (Atis) oğlu Lydos’dan (Lidos) dolayı Lydia adını almışlardır. Tarihsel olarak MÖ 2. bindeki izleri karanlıktır. Fakat kendilerine özgü bir dilleri olduğu söylenmektedir. Lidçe denilen bu dil eski bir Anadolu dili olarak Hint-Avrupa Dil grubuna dâhil edilmektedir. Dil hakkındaki izlere en erken MÖ 4. ve MÖ 3. yüzyılda rastlamaktayız. Herodotos kitabında Lydialılar hakkında geniş bilgi vermektedir. Lydialıları anlatırken Krallıklarının son döneminden bahsetmektedir. Herodot’a göre; MÖ 697-6 yılında Gordion’u Kimmerler istila ederek Phryg Krallığına son vermişlerdir. Tarihçiler bu tarihten yaklaşık 505 yıl geriye doğru giderek Lydia’nın erken tarihini MÖ 12. Yüzyıl olduğunu söylerler.
ilk defa elektron sikkeyi bassan ve ticarette para kullanımını geliştiren kişi kimdir?
Lydia Devletinin son kralı olan Kroisos ilk defa elektron sikkeyi bassan ve ticarette para kullanımını geliştiren kişidir
Delphoi Apollon Tapınağı hakkında bilgi veriniz.
Antik çağda müziğin yanı sıra kehanet tanrısı olarak da bilinen Apollon’un Yunanistan’daki en önemli tapım merkezidir. Antik çağda gelecekten haber almak isteyen veya fikir danışmak isteyenlerin ziyaret ettiği bu merkezde, sorulan soruların cevaplarının Apollon rahiplerinin yaptıkları bir tören sonrasında Apollon tarafından onlara söylettirildiğine inanılırdı.
Pamphylia ismi size neyi hatırlatır?
Anadolu’da Antalya ile Alanya arasında kalan bölgenin antik çağdaki ismini hatırlatır.
Arkaik Dönemde Anadolu'nun durumu nasıldı?
Arkaik Dönem olarak adlandırılan ve MÖ 7.-6.yüzyıllarda devam eden dönemde Yunan Dünyası siyasi ve sosyal sorunlar ile uğraşır. Atina’da yönetimin başına halk tarafından geçirilen Tiranların kısa sürede idari süreci kendi çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlemeleri halk arasındaki özellikle sınıfsal sorunları da ortaya çıkarır. Düşük gelir seviyesindeki halk kesimlerinin borçları ve aristokrat kesimlerin talepleri gibi çözülmeye çalışılan bu sorunların yanı sıra Yunan Dünyasında sanat anlayışında köklü değişiklikler meydana gelir. Arkaik dönem, MÖ 7. ve 6. Yüzyıllar Eski Yunan Sanat Tarihinin yaratıcı yüzyıllarıdır. Kültür artık aristokratik çevreden çıkar ve halka mal olamaya başlar. Kültür gelişimi Ionia’da başlamış oradan Ege Adaları ve Yunanistan’a yayılmıştır.
Bu dönemde Anadolu’da Lydialılar ve Batı Anadolu kentleri hâkim durumdadır. Batı Anadolu kentleri gelişimlerini büyük ölçüde tamamlamış ve kolonizasyon ile ticari ve sanatsal faaliyetlerine devam etmekte olup Lydialılar ise Anadolu’da devlet sınırlarını genişletmeye çalışır. Arkaik dönem’de Batı Anadolu’da MÖ 6.yüzyılın ortasına kadar çok önemli bir siyasi sorun görülmemektedir. Ancak MÖ 6.yüzyılın ortalarından itibaren bölgeye Pers ordularının ilerleyişi görülür.
Anadolu’nun Pers yönetimine geçişi hakkında bilgi veriniz?
MÖ 546 yılında Lydia egemenliğe son veren Pers kralı Kyros Anadolu’yu Pers egemenliği altına alır. Başlangıçta Persliler Anadolu’da bir direnişle karşılaşmazlar. Batı Anadolu kentleri Lydia’lılardan sonra Pers yönetimi ile iyi geçinirler. Pers krallığı Anadolu’yu eyalet anlamında satraplıklara böler. Her satraplığın bir merkezi ve Pers Kralı tarafından atanmış bir satrapı bulunur. Sardeis, Larissa, Daskyleion gibi kentler önemli satraplıkların yönetim merkezidir. Merkezi krallık satraplık merkezinde yaşayan halkı belli vergilere bağlamıştır. Yıllık vergilerini ödeyen halk yaşamlarını rahatlıkla sürdürmüşlerdir. Batı Anadolu’daki kentler Atina ve diğer Yunan kentlerinin etkisi ile ayaklanıp Pers yönetimine baş kaldırasıya kadar bir sorun yaşamamıştır. MÖ 6. yüzyılın sonunda baş gösteren bu ayaklanma (İonia Ayaklanması) Pers yönetimini çok kızdırmıştır. Kanlı bir şekilde bastırılan bu ayaklanmada birçok kent yere bir edilmiş, hatta Miletos halkı kentten Susa’ya sürülmüştür. Ionia Ayaklanması ile Arkaik dönem biter ve Klasik Dönem başlar.
Megaron hakkında bilgi veriniz.
Dikdörtgen planlı, tek mekanlı ev planına verilen isim. Tunç çağından itibaren Anadolu’da ve Yunanistan’da görülen bu ev tipi aynı zamanda tapınak mimarisinin oraya çıktığı Arkaik döneme doğru Yunan tapınaklarının planında da örnek alınmıştır.
Arkaik dönemde kentlerin bünyesinde bulunması gereken öğeler hakkında bilgi veriniz.
Akropolis (Akropol) kentin en önemli öğesidir. Başta dini, siyasi merkez ve savunmanın kalbidir.
Agora kentin siyasi ve sosyal iş hayatının merkezidir. Düz bir alana kurulan toplantı yeridir.
Bouletherion agoranın yakınında bulunur, şehir meclisi Boule’nin toplandığı yerdir. Prytaneion’da agoranın yakınında bulunur, şehir meclisinin icra komisyonunun toplandığı binadır.
Tapınaklar (agora ortasında), sunaklar, çeşitli anıtlar, çeşmeler, stoalar agorada bulunur.
Agoralar yerleşim yerinin en önemli yapısıdır. Bütün yollar burada birleşiyor. Bütün şölenler, şenlikler ve bazı buluşmalar burada yapılıyor. Şehircilik geliştikçe agorada bulunan basamaklı toplantı alanları tiyatroya kayıyor.
Ostrakhismos (çanak - çömlek mahkemesi) bunlardan biridir. Bu olguda sürgüne gönderilecek kişiler oylama ile saptanıyor.
Tiyatro, stadion ve gymnasion kentin surları içinde yapılmayan binalardır. Tiyatro için topografyaya uygun bir tepe gereklidir. Stadionlar ise iki yamaç arasındaki dar geçitlere yapılıyordu.
Gymnasion ise eğitim merkezidir. Eğitim spor ağırlıklıdır. Yıkanma kavramını karşılayan hamam azdır. Yıkanacak alanlar bulunsa da, esas amaç eğitimdir. Nekropolis (Nekropolmezarlık) surların dışında yer almaktadır.
Surlar stratejik amacı olan savunmayı sağlayan bir yapıdır. Surlar yapılırken şehrin gelişmesini engellemeyecek şekilde yapılmaktaydılar.
Kent savunma sistemleri üç kısımdan oluşur. 1. Kent Dışı öğeler, 2. Sur bedeni, 3. Akropolis. Kent dışı öğelere gözcü, oyalama ve haberleşme kuleleri girmektedir. Sur bedeni ile birlikte hendekler yapılmaktadır.
Ege Göçleri ve Kolonizasyon Dönemi Anadolu’sunda heykeltraşlık nasıldı?
Anadolu’da heykel sanatı, Tunç çağında büyük ölçüde Hitit sanatının örnekleri ile temsil edilir. Hitit sanatının özellikle büyük boyutlardaki heykel sanatındaki başarısı, Deniz Kavimleri ve Ege Göçleri’nden sonra gelen dönemlerde gerileme sürecine girmiştir. Kesin nedenleri hakkında bilgimizin olmadığı bu süreci, o dönemin siyasi hayatındaki karışıklıklar sonucu, sanatı destekleyen büyük merkezi yönetimlerin ortadan kalkması ile yorumlamak kısmen de olsa mümkündür.
Karanlık Çağda Anadolu’nun kıyı kesiminde bulunan en erken heykel örnekleri MÖ 7. yüzyılın başına tarihlenmektedir. Miletos, Ephesos ve Erythrai’de ele geçen örnekler küçük boyutlu, kadın ve erkek figürinlerinden oluşmaktadır. Genellikle rahip, rahibe ve tanrı figürlerinden oluşan heykelcik repertuarındaki örnekler, geç Hitit sanatının etkileri altındadır. Ayrıca, figürinlerin saç biçimlerinde Mısır-Fenike etkileri hissedilmektedir.
Antalya’daki Elmalı Tümülüslerinde buluna fildişi heykelciklerde de figürün elbise kıvrımları, saç detayları gibi ayrıntılar dönemin Anadolu kıyısındaki bölgelerde çalışan sanatçılarının Hitit sanatının etkisi altında çalıştıklarını göstermektedir. Bu etkiler, Anadolu’da eserlerinin veren sanatçılar ve ticaret aracılığıyla Yunanistan’a aktarılarak burada Yunan sanatının gelişmesinde önemli katkılar sağlamıştır.
Kerameikos hakkında bilgi veriniz.
Kerameikos: Atina kentinin kuzeybatı kapısı çevresinde bulunan mahalledir. Burası Atina’nın ünlü seramik kaplarının üretildiği merkezdir. Günümüzde kullanılan seramik (İng. Ceramic)
Amphora nedir?
Yunan seramik endüstrisinde üretilen büyük boyutlu, geniş karınlı çift tutamaklı bir kap formu. Bu form antik çağda şarap ve zeytinyağı gibi malzemelerin depolanması, saklanması ve nakledilmesi amaçlarıyla kullanılmıştır.
Seramikte Orientalizan dönemi hangi yıllara tarihlenir ve dikkat çekici özelliği nedir?
Seramikte Orientalizan (Doğu Etkisindeki Dönem) olarak adlandırılan ve yaklaşık olarak MÖ 8. yüzyılın ortalarından MÖ 7. yüzyılın sonlarına kadar geçen bu sürede kap şekillerinde yenilikler ve kapların üzerinde yapılan süslemelerde bazı yeni teknikler dikkati çeker.
Klazomenai ve seramik üretimi hakkında neler söylenebilir?
İonia bölgesinde bulunan Klazomenai kenti, aynı zamanda Orientalisan dönemde önemli bir seramik üretim merkezidir. Geometrik dönemden itibaren seramik üretimi yapıldığı anlaşıla kentin nekropolünde yapılan kazılarda MÖ 5. yüzyıl ortalarına kadar seramik üretildiği anlaşılmıştır.
Kentteki üretim hem seramik kap-kacak; hem de seramik lahit yapımı ile ünlüdür. Daha çok Ege Denizi çevresindeki yerleşim yerlerine satımlı olan Klazomenai lahitlerinin Akdeniz dünyasının çeşitli yerlerinde örneklerini bulmak mümkündür.
MÖ 7. yüzyıl ortalarından MÖ 5. yüzyıl sonuna kadar üretimi yapılan lahitlerde genellikle siluet şeklinde yapılmış figürlerden oluşan Orientalisan stil ağırlıkladır. Bu stildeki örneklerde lahitlerin baş ve ayakucuna denk gelen kısımlarda boğa, yaban domuzu ve geyik gibi hayvanlardan oluşan av ve mücadele sahneleri görülmektedir.
MÖ 6.y.y ortalarından başlayarak siyah figür tekniğinde yapılmış örneklerde ele geçmiştir. Bu örneklerde daha çok İonia mitolojisinden konular veya araba yarışı sahnelerinin betimlendiği süslemeler dikkati çeker. MÖ 6. yüzyılın ortalarından itibaren Kırmızı-figür tekniğinde yapılmış örneklerde görülmektedir.