aofsorular.com
SOS305U

Dijital Toplumda Aile İlişkileri

7. Ünite 20 Soru
S

Bireylerin başkalarıyla ilişki içindeyken gerçekleştirdiği sosyal öğrenme biçimi nedir?

Bireylerin başkalarıyla ilişki içindeyken gerçekleştirdiği bir sosyal öğrenme biçimi toplumsallaşmadır. Toplumsallaşma (sosyalizasyon) bireyin gerek toplumun norm ve değerlerini içselleştirerek, gerekse toplumsal rollerimizi (çocuk, anne, baba, işçi arkadaş, vatandaş vb.) öğrenerek toplumun üyeleri hâline geldiği öğrenme sürecidir. Bireyler toplum içinde ihtiyacı olan bilgiler ve sosyal becerileri yani ilk eğitimi öncelikle ailede kazanır ve okul belli bir yaştan sonra bu işlevleri üstlenerek yoğun bir toplumsallaşma sürecini devam ettirir. 

S

Aileden sonra gelen temel toplumsallaşma unsurları nelerdir?

Aileden sonra gelen temel toplumsallaşma unsurları şunlardır:

  • Okul ve akran grupları,
  • Kitle iletişim araçları,
  • Dijital platformlar,
  • İş yaşamı.
S

Dijital sosyalizasyon nedir?

Dijital sosyalizasyon, aile ve okulun dışında, bireylerin çocukluktan itibaren dijital ortamlarda dış dünya ile kurduğu ilişkiler üzerinden girdiği kültürel ve sosyal ilişki ve pratikler yoluyla kazandığı bilgi, beceri, norm ve kuralları içselleştirmesidir.

S

Çocuklara güvenli bir internet ortamı ve güvene dayalı bir ebeveyn-çocuk ilişkisi tesis edebilmeleri için ebeveynlerin dikkat etmeleri gereken ilkeler nelerdir?

Ebeveynler dijital dünyada çocuklarıyla kurdukları ilişkilerde şu ilkelerle hareket etmeyi bir alışkanlığa dönüştürebilirse çocuklara güvenli bir internet ortamı ve güvene dayalı bir ebeveyn-çocuk ilişkisi tesis edebilir:

• Çocukların dünyasını benimsemek ve kabullenmek,

• İletişim araçlarını kullanırken saygılı olmayı öğretmek,

• Birlikte ekransız zamanlar formüle etmek ve deneyimlemek,

• Bilgisayar ve benzeri araçlarda ebeveyn kontrol araçlarının nasıl kullanılacağı ve sınırları hakkında çocuklarla anlaşma yaparak çocukları bu araçları kullanmaya özendirmek,

• Sosyal medyadaki dijital kapsama alanını ve ününü yönetebilmesine yardım etmek,

• Eğer yüz yüze iken söyleyemeyeceğin/yapamayacağın bir şey varsa bunu Skype, Facebook ya da herhangi bir sosyal medya platformunda da yazmama/yapmama kuralı,

• Hangi siteden hangi oyunların ve programların indirileceği konusunda anlaşmak,

• İnternete girilecek zamanı ve bu araçları nerede kullanacağı hakkında ilkeler belirlemek,

• Fişi çekmekle tehdit etmek yerine onu korkutan, şüpheye düşüren, utandıran, alaya alan şeyler olduğunda bunları paylaşabilmesi için ona güven vermek.

S

Scarcelli ve Riva'nın göre dijital ortamlarda insanların becerileri kullanarak oluşturdukları dört tip akış nedir?

Scarcelli ve Riva (2016) dijital ortamlarda insanların becerileri kullanarak dört tip akış oluşturduklarını tespit etmektedir:

  • Akran akışı,
  • Ebeveyn akışı,
  • Eğitim akışı,
  • Teknoloji akışı.
S

Ebeveynler çocuklarını güvende tutabilmek için yeterince çaba gösteriyor mu? Tartışınız.

Yapılan araştırmalara göre, özellikle 8-13 yaş aralığındaki çocukların ebeveynlerinin, çocuklarıyla çevrimiçi güvende kalma ihtiyacı hakkında konuşma yapmaktan kaçındıklarını ortaya koymaktadır. Araştırmalara göre, aslında internete girme yaşı düşerken ve küçük çocukların internete girme sıklığı artarken ebeveynler çevrimiçi güvenlikle ilgili konuların genellikle ergenleri ilgilendirdiğine dair yanlış bir kanaate sahip görünüyorlar. Hatta, ergenlikte bile, pek çok ebeveyn internet güvenliği konusundaki sorumluluğu üstlenmek için isteksiz. Ebeveynlerin çoğu, çocukların internette çevrimiçi olarak yaşadıkları bir sorun hakkında soru sorarlarsa çocuklarını başka bir yetişkine veya kardeşlerine yönlendirmektedir. Ayrıca ebeveynlerin çocuklarına internette gezinmektense internete girmeyip gerçek sosyal ilişkiler içinde güvende olmalarını önerebilmektedir. Bu noktada televizyonun sahip olduğu tek yönlülük nedeniyle ebeveynler için internetten daha güvenli (Üzümcü, 2017) bir liman olarak görüldüğünü ifade etmek gerekir.

S

Sosyal medyada çok fazla zaman harcamak, kaygı veya depresyon semptomlarına neden olabilmektedir. Peki, sosyal medya hangi durumlarda olumsuz sonuçlara sebep olabilmektedir?

Sosyal medyada çok fazla zaman harcamak, aşağıda verilen olumsuz sonuçlara sebep olabilmektedir:

  • Beğenilere odaklanma,
  • Siber zorbalık,
  • Kıyas yapma,
  • Tanınmayan arkadaşlara sahip olma,
  • Yüz yüze iletişimin azalması.
S

Çocuk ve genç popülasyonun azımsanamayacak kadar çok olduğu sosyal medya platformlarında sıkça karşılaşılan siber zorbalık ya da sosyal medya saldırganlığı nedir?

Siber zorbalık ya da siber saldırganlık; bilişim ve iletişim teknolojileri kullanımı yoluyla mağdurun üzerinde psikolojik, sözlü veya yazılı şiddet uygulanması durumudur. Bu eylemler; anlık mesajlaşma servisleri, sosyal medya platformları, çevrimiçi forumlar ve oyunlar gibi kişilerin birbirleriyle etkileşime girebildiği vasıtalar üzerinden gerçekleştirilmektedir. 

S

Küresel bir köye dönüşen dünyamızda, iletişim ve dijital teknolojileri kullanmakta en hızlı ve kolay adapte olabilen kitle çocuklardır. Ancak yapılan uluslararası araştırmalar yine çocukların internette en fazla olumsuz durumlara maruz kaldıklarını tespit etmiştir. Çocukların dijital dünyada karşılaşabileceği olumsuz durumlar nelerdir?

Ancak yapılan uluslararası araştırmalara göre çocuklar internette en fazla aşağıdaki durumlara maruz kalmaktadır:

• Zorbalık ve alay,

• Hoş olmayan yönlendirmeler,

• Küçük düşürücü ve saldırgan görüntü ve içerikler,

• Kötü ve argo sözler ve zararlı içerikler,

• Her türlü cinsel istismar,

• İstenmeyen kişisel bilgi, içerik ve görüntülerin izinsiz yaygınlaştırılması,

• Şiddet içerikleri (gerçek ve kurgu olarak her türlü içerik ve görseller).

S

Ağ toplumu nedir? Özellikleri nelerdir?

Manuel Castells'e göre ağ toplumu; dijital enformasyon teknolojilerinde yaşanan devrimlerin insan etkinliğinin ve sosyal ilişkilerin tüm alanlarına yayılma özelliği nedeniyle yeni toplumsal, kültürel ve ekonomik ilişkilerdir.

S

Bill Ratner’e göre, çocukların ve gençlerin ekranla çok temas etmesinin en çok sınırlayacağı beceri nedir?

Bill Ratner’e göre, çocukların ve gençlerin ekranla çok temas etmesinin en çok sınırlayacağı beceri, hayal kurma becerisidir.

S

Veliler, çocukların sosyal medyayı daha iyi tanımasına nasıl yardımcı olabilirler?

İnsanların hayatlarının aslında sosyal medyada sundukları kadar mükemmel ve kusursuz olmadığını onlara anlatın. Herkesin bazen can sıkıcı şeyler yaşayabileceğini, arkadaşları ya da aileleriyle tartışabileceğini ya da sosyal medyada bir şey paylaşırken bulundukları ortamın olduğundan daha iyi görünmesi için ekstra bir çaba harcayabileceğini hatırlatın. Herkesin inişli çıkışlı bir hayatı olabileceğinden mutlaka bahsedin.

S

Bireysel ve sosyal ilişkilerimizin temeli olan mahremiyet nedir? Özetleyiniz.

Bireysel ve sosyal ilişkilerimizin temeli olan mahremiyet şu şekillerde özetlenebilir:

  • Mahremiyet, bedenin dokunulmazlığıdır.Mahremiyet, bedenin dokunulmazlığıdır.Mahremiyet, tüm sosyal ilişkilerimizin temeli ve kolektivizm ile bireyselliğin kesiştiği karşılıklı saygıya dayalı etik kodlarınrehberliğinde tecrübe edilmesi gereken dinamik ilişkiler setidir.

• Mahremiyet, duyguların ve düşüncelerindokunulmazlığıdır; duygular ve düşüncelerbireyseldir ve özerkliğin temel unsurlarıdır.

• Mahremiyet; kişisel bilgilerin, içerik vegörüntülerin bireyin kendi kontrolümdeolmasıdır.

• Mahremiyet, bireyle ilgili alınan karar süreçlerine söz konusu bireyin katılabilmesidir.

• Mahremiyet, istediğimiz kişilerle iletişimegeçebilmektir.

S

Birçok araştırma internet güvenliği konusunda ebeveynler ve çocukları arasında açıkça kopukluklar ve anlaşmazlıklar oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bu anlaşmazlıklar nelerdir?

Ebeveynlerin çoğu, çocukların tanımadığı kişilerce online ortamda erişilebilir olmasından endişe ediyor ve çok az kişi mobil cihazlarda güvenlik yazılımı ve ebeveyn denetimleri
veya filtre kullanarak çevrimiçi koruma sağlamayı başarabiliyor. Çocukların çok azının akıllı telefonlarında veya tabletlerinde ebeveyn kontrol uygulaması bulunmaktadır. Çocuklar telefon veya tabletten internete eriştiklerinde ebeveynlerinin önemli bulduğu en hassas konu güvenlik endişesidir. İnternette ebeveynler için çocukları açısından
endişe verici ve güvenlik sorunu oluşturabilecek olguları sıralayacak olursak uygunsuz web sitelerine girilmesi, çocukların kişisel bilgilerini yabancılara iletmesi, dijital ortamlarda aşırı zaman kaybetmeleri, çocukların kötü niyetli insanların istismar çabalarına maruz kalması vb. olgular sayılabilir.

S

Alan Westin, mahremiyete yönelik tehditlerin üç kaynağını; kendini ifşa etme self-revelation), merak (curiosity) ve gözetleme (surveillance) olarak sıralamıştır. Bu kavramları açıklayınız.

Mahremiyete yönelik birincil tehdit kaynağı, kişinin kendini ifşa etmesidir. Mahremiyet her zaman başkaları tarafından saldırıya uğramaz, aynı zamanda bizzat kişinin kendisi tarafından da ihlal edilebilir. Kişiler, çevrelerinde bulunan kimselere kendileri hakkında yapılan ifşaatlarla özel yaşam alanlarını oldukça sınırlandırabilmektedir. İkinci tehdit
kaynağı olarak merak, esasında evrensel bir insani eğilimdir. Bu eğilim yoğunluğu bireylere ve kültürlere göre büyük ölçüde değişmekle beraber, bütün toplumlarda bir dizi önemli işlev görür. Farklı tecrübelerin yaşanmasına, bilginin dolaşımına, grup ve topluluk normlarının gelişmesine katkıda bulunması, bu işlevlerinden sadece birkaç tanesidir. Alışılmış biçimleri içinde merak, aile, komşuluk ve örgüt hayatının bir parçası olarak işler. Bu çerçevede merak, kişilerin herhangi bir sosyal çevrede nelerin vuku bulduğunu, nelerin kişilerin özel yaşam alanına veya mahrem alanına ilişkin olarak gizli kaldığını bilme isteğini ifade eder. Mahremiyete dönük tehdit kaynaklarından üçüncüsü olan gözetleme, temel sosyal kontrol araçlarından biridir. Ana-babalar çocukların, öğretmenler öğrencilerin, şirketler tüketicilerin, ustabaşılar çalışanların, dinsel önderler müritlerin, polisler sokakların ve diğer mekanların, devlet kuruluşları vatandaşların mevcut düzene uyumlarını izler (Arık, 2018: 23).

S

Griffiths’in (2003) dijital oyun bağımlılığını önleme ve mücadele konusunda ailelere yönelik yol gösterici önerileri nelerdir?

Ebeveynler çocuklarının “ne kadar”, “nerede”, “ne zaman” ve “ne tür” oyunları oynayabileceği ile ilgili temel kuralları/sınırları oluşturmalı ve bu konuda kararlı olmalıdır. Çocukların oynamayı tercih ettiği dijital oyunların içeriğini öğrenmeli
ve şiddet içerikli oyunlar yerine yaşına uygun, eğitici ve eğlenceli oyunları seçmeleri konusunda yönlendirici olmalıdır. Oyunun içeriği uygun olsa dahi bazı kurallar oluşturmalı ve sınırlar koymalıdır. Ayrıca “bu oyunu oynayamazsın” demek yerine çocuklar uygun oyunlar oynayarak birlikte vakit geçirmelidir. Çocuklarla oyunların içeriği hakkında konuşmalı ve gerçek ile sanal dünya arasındaki farkı anladığından emin olmalıdır. Çocukların dijital oyunları yatak odası dışında herkesin görebileceği alanda oynanması sağlanmalıdır. Ebeveynler çocuklarını yalnız oyun oynamak yerine birlikte işbirliği yapabilecekleri ve konuşabilecekleri grup oyunlarını tercih etmeleri yönünde
desteklemelidir. Ebeveynler, çocuklarının oyun üreticilerinin ve uzmanların önerilerine (ekranın en az iki metre uzağına oturma, iyi aydınlatılmış bir odada oynama, asla en yüksek ekran parlaklığını kullanmama, yorgunluk hissedildiğinde asla dijital oyunları oynamama gibi) her zaman uyduklarından emin olmalıdır. Ebeveynler, dijital oyunlar yanında onların boş zamanlarında sürdürebileceği diğer sosyal faaliyetleri zenginleştirmelidir (aktaran, YalçınIrmak ve Erdoğan, 2016: 134).

S

Dijital yerli ve dijital göçmenler kavramlarını karşılaştırınız.

Dijital yerliler doğar doğmaz sanal ortam ile uyum içerisindedirler ve bu bağları
doğal karşılanır. Bu yüzden dijital yerliler ve dijital göçmenler arasındaki fark,
interneti/dijital dünyayı kullanma algısına dayanır; ancak dijital yerli tanımında
bu ayrım yapılırken sadece kültürle sınırlandırılmaz, daha güçlü olarak yaş yapısının belirleyiciliği vardır. 1980 sonrası doğan, dijital araç ve ortamları hayatlarının merkezine alan, teknolojinin bir ihtiyaçtan çok gündelik hayatın gerekliliklerinden biri olduğunu düşünen ve bu dijital dünyada kendine özgü dilleri ile yer alan dijital yerliler, günümüzün teknolojisi ile dünyaya gelmiş ve yeni teknolojiler üzerinden halledilebilecek tüm günlük işlerini bu ortam üzerinden yürütebilen 21. yüzyılın çocukları olduğu söylenebilir. Milenyum (internet ve web çağı) öncesinde doğan, teknoloji ve ürünleriyle ergenlik sonrası dönemde tanışmış olan bireyler için dijital göçmenlik kavramı kullanılmaktadır. Başka bir deyişle dijital göçmenlik, yirmili yaş ve sonrasında teknoloji, internet ve web ile tanışan, teknolojik araçların kullanımı ve teknoloji tabanlı öğrenmede güçlükler veya çeşitli uyum sorunlarıyla karşılaşabilen, teknoloji okuryazarlığı dijital yerlilere oranla daha düşük düzeydeki bireyleri tanımlamaktadır. Prensky’e göre (2001) dijital yerliler, dijital göçmenlerden farklı düşünmekte ve bilgiyi
de tamamen farklı bir biçimde işlemektedirler. Bilgisayarlarla büyüyen çocuklar
bizden farklı düşünürler. “Hipermetin zihinler” geliştirirler. Daldan dala atlarlar.
Bilişsel yapıları sanki sıralı değil paraleldir. Dijital yerlilerin düşünme kalıpları
da değişmiştir. Prensky, “nöroplastisite” (beynin çeşitli uyarıcılara karşı kendi kendini şekillendirebilme yeteneği) araştırmalarının bulgularına işaret ederek “farklı türdeki deneyimlerin farklı beyin yapılarına yol açtığını” ve “beynin değiştiğini ve aldığı girdilere göre kendini farklı bir biçimde düzenlediğini” öne sürmektedir (aktaran, Karabulut, 2015: 16, 18).

S

Dijital dünyada çocukları risklere karşı korumanın ilk adımı nedir?

Dijital dünyada çocukları risklere karşı korumanın ilk adımı, ebeveynlerin çocuklarıyla güvene dayalı bir sosyal iletişim ve ilişki geliştirmesi.

S

Ebeveynlerin çocuklarının güvenli internet kullanımı için göstermesi gereken doğru davranışlar nelerdir?

Çocukların güvenli internet konusunda aktif işbirliğini kazanmak gerekmektedir. Çocuklarla güvenlik konusunda konuşmaya başlamak ebeveynler açısından en zor eşik, ancak bu eşik bir kez aşıldığında ortaya güçlü fırsatlar çıkabilir. Ebeveynlerin çocuklarının güvenli internet kullanımı için göstermesi gereken doğru davranışlardan birkaçı ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Çocukların mevcut güvenlik kontrolünü ve mahremiyet/özel alan ayarlarını iyi bir şekilde kullanmalarının sağlanması,
  • Çocukların özellikle sosyal network sitelerini kullanırken nasıl güvende olunacağının kavramasının sağlanması,
  • Dijital dünyanın riskleri karşısında farkındalık geliştirilmesi, güvenli, saygılı ve esnek olunması ve gerektiğinde ebeveynlerinin çocuklara model olması,
  • Ebeveynlerin küçüklerin internette yetişkinlerle ilişkilerinde nasıl davranması ve konuşması gerektiğine ilişkin eğitim vermesi.
S

Dijital dünyada şiddet hangi biçimlerde karşımıza çıkabilir?

Araştırmaların gösterdiği kadarıyla, gerçek şiddet, gerçekçi şiddet görüntüleri ve hayvan istismarı görüntüleri, şiddet pornografisi görüntüleri internet dünyasının dijital platformlarından çocukları bekleyen çok önemli risklerdir. Görüntüler veya fotoğrafların ve kişisel bilgilerin istenmeyen paylaşımları internette büyük bir hukuksal kara delik olarak büyümeye devam ediyor. Küçük yaştaki çocukların zararlı içeriklere maruz kalma riskleri çok daha fazlalaşmaktadır. Çocuklar büyürken internette zararlı içeriklere maruz kalma riskleri de büyüyor. Uygun olmayan davranışlara en çok maruz kalınan yaş aralığı 9-10 yaşlardır. Zorbalığa maruz kalma yaşı çocuklar büyürken artmakta ve 13-14 yaşlarında zirveye ulaşmaktadır.