AİLE EKONOMİSİ - Deneme Sınavı - 22

İzlanda -->67

Endonezya --> 58

ABD --> 66

Norveç --> 67

Meksika --> 65

Eğitimin sosyal politika aracı olarak kullanılmasının arkasında yatan iki önemli varsayım söz konusudur: Sosyalleşme ve adalet.

Finlandiya, Almanya, Fransa ve İngiltere sosyal konut işletmelerine sahip ülkelerdir.

Dİğer şıklar çocuk yardımları ile ilgilidir. İŞsizlik ödemeleri aile yardımları ile ilgilidir.

Sosyal hizmet sunumu ve özel finansmanı sağlamak için dizayn edilen politikalar beş ana yol
izlemektedir:

Vergi teşvikleri desteklemek

Hizmet için ücret almak

Hizmet düzenlemelerinin satın alınması

Mevzuat yoluyla yönlendirme

Ayni yardımlar parasal olmayan yardımları

Sosyal politikalar eşitlik, yeterlilik, mali uygulanabilirlik bakımından giderek daha fazla
sorgulanmaktadır, bununla birlikte her sorgulama politikaların uygulama alanlarını ve mali ihtiyaçlarını daha da genişletmektedir.

İlk zorunlu eğitim kurumlarına Yahudilerin ve Azteklerin sahip oldukları düşünülmekted

Refah devleti ya da sosyal devlet geleneği, 1840’larda, Alman Şansölyesi (başbakan) Otto Von Bismarck’ın (1815–1898) yönetiminde Almanya’da başladı.

Refah devleti ya da sosyal devlet geleneği, 1840’larda, Alman Şansölyesi (başbakan) Otto Von Bismarck’ın (1815–1898) yönetiminde Almanya’da başladı

Savaş İngiltere’sinde de, hükümete, Beveridge Raporu’nda, Fabian geçmişi ile benzer şekilde, “cehalet, hastalık, tembellik, sefalet, yoksulluk”la ya da diğer bir ifade ile “beş devasa toplumsal kötülük”le mücadele amacıyla eğitim, sağlık hizmeti, istihdam, barınma, gelir müdahaleleri yapması öneriliyordu.

Sosyal politika üretiminde üç temel ilke dikkate alınmaktadır: Evrenselcilik, gereksinim, karşılıklılıktır.

Eğitim ilk uygulanan sosyal politika aracıdır.

Kamu eliyle müdahalede kullanılan yöntemler gelir, sağlık, eğitim, konut politikaları

Sosyal güvenlik sözcüğü, ilk kez Roosevelt tarafından sosyal güvenlik yasası (social security act) olarak 1935’de kullanılmıştır

ABD’de çalışanların çocukları için yerinde bakım hizmeti sunmak veya bu hizmetin bedelini ödemek, işveren için bir hukuku zorunluluk haline gelmektedir.

Beveridge Raporu’nda, Fabian geçmişi ile benzer şekilde, “cehalet, hastalık, tembellik, sefalet, yoksulluk”la ya da diğer bir ifade ile “beş devasa toplumsal kötülük”le mücadele amacıyla eğitim, sağlık hizmeti, istihdam, barınma, gelir müdahaleleri yapması öneriliyordu.

Kamu otoriteleri (hükümet) kamu kurumlarının sorumluluğunu ve maliyetlerini, yasal düzenlemeler yoluyla hem bireylere hem de özel sektöre kaydırabilmektedirler. Hollanda’da, 1994 yılında, hastalık sigortası özelleştirilerek, işverenlerin sorumluluğu artırılmıştır: Hastalık izninin 6 haftası boyunca, işçinin ücretinin en az yüzde 70’inin işveren tarafından ödenmesi kanunlaştırılmıştır.

Yeni Medeni Kanun 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Özellikle aile hukuku alanında ve kadın erkek eşitliğini zedeleyen hükümlerde değişikliğe gidilmiştir.

Kırsal ailede yaşanan yapısal dönüşümün nedenleri arasında 1950li yıllardan sonra yaşanan yüksek nüfus artışı, traktör kullanımının yaygınlaşması, tarımın çağdaşlaşmasına bağlı olarak tarım sektöründe kol gücüne duyulan gereksinimin azalması ve tarımsal nüfusun kırsal ortamda iş bulamaması gibi pek çok neden sıralanabilmektedir. Bütün değişmelere karşın, kırsal alanlarda hâlâ varlığını koruyabilen aile işletmeleri bulunmaktadır. Büyük işletmelerden kaynaklanan rekabete karşı koymak ve verimli olabilmek için aile üyeleri sağlam bir dayanışma içinde olmak zorundadırlar.

Evlenme sırasında artık imam nikâhı ile birlikte medenî nikâh da yapılmaktadır. Evlenilecek kızın ailesine başlık parası verme geleneği azalmakla birlikte varlığını korumaktadır. Köy ailesi ataerkil olduğundan başlık parası bir yerde boşanmanın maliyetini temsil etmektedir. Kırsal alanlardaki boşanma oranlarının düşüklüğünü başlık parasına bağlayan sosyologlar bulunmaktadır.