Afetler, Çocuklar, Gençler ve Yaşlılar
Çocukluk ve gençlik kavramının yetişkinlikten farkı nedir?
Çocukluğun gençlik ile arasındaki sınır belirgin bir şekilde çizilemese de bu iki kavramın yetişkinlikten farkını şu şekilde ifade etmek mümkündür: Yetişkin ekonomik olarak bağımsız, tek başına yaşayabilme becerisine sahip olan kişidir. Bu tanımlama çocuk ve
gencin ekonomik ve sosyal olarak bağımlı olmasını içermektedir. Özellikle ekonomik olarak bağımlı olmamak için para kazandırıcı meslek sahibi olunması, modern toplumların tipik özellikleri arasında yer almaktadır. Oysa çocuk ve gençlerin para kazanmayı sağlayacak becerileri elde etmek için eğitim sürecine dahil olmaları gerekmektedir. Diğer bir ifade ile onlar, geleceğin yetişkinleri olabilmek için rollerinin gereklerini yerine yetirmek durumunda ve bu rollerin gerektirdiği becerileri kazanma amacı ile eğitime devam etmek zorundadırlar. Bu tanımlamanın arkasında yer alan etmenlere bakıldığında, fizyolojik ve psikolojik unsurların önemli bir yere sahip olduğunu görmek mümkündür.
Sosyal sermaye kavramı ile anlatılmak istenen nedir?
Sosyal bilimlerde yaygın şekilde kullanılan sosyal sermaye kavramı, sosyal ilişkilerde güven ve ilişkilerde karşılıklılık çerçevesinde tanımlanmaktadır.
Afetin olumsuz etkilerini azaltan bir diğer etmen olarak sosyal destek ne anlam ifade etmektedir?
Sosyal sermaye ile iç içe olan bir diğer kavram, “sosyal destek” de afetin olumsuz etkilerini azaltan bir diğer etmen olarak kabul edilebilir. Genellikle kriz anlarında ortaya çıkan ve arkadaş, aile gibi tanıdık ve yakın sosyal çevre ya da hiçbir bağlantısı olmayan farklı sosyal kesimler tarafından sağlanan yardımları ifade eden sosyal destek, afet topluluğunun üyelerini daha dirençli, öz güvenleri yüksek kişiler hâline getirmektedir. Afet topluluklarına yönelik her türlü yardım (ayni ve nakdi yardımların yanı sıra psikolojik destek gibi) bu kapsamda ele alınmaktadır.
Afet ile çocuk ve genç arasındaki ilişkileri ele alan ilk çalışma alanları nelere odaklanmaktadır?
Afet ile çocuk ve genç arasındaki ilişkileri ele alan ilk çalışma alanları, afetlerin bu sosyal kesimlerin fizyolojik ve psikolojik sağlıkları üzerine etkilerine odaklanmakta idi.
Afetlerin çocuklar üzerindeki psiko-sosyal etkileri üzerine odaklanan psikoloji alanındaki
çalışmalarda özellikle hangi konu ele alınmıştır?
Özellikle psikolojik sağlık ile ilgili çalışmalarda, psikiyatrların yanı sıra psikologları da görmek söz konusudur. Bu nedenle afet çalışmalarının bu alanında psikologlar, sosyal bilimlerin ilk temsilcileri arasında yer almaktadır. Afetlerin çocuklar üzerindeki psiko-sosyal etkileri üzerine odaklanan psikoloji alanındaki çalışmalar özellikle PTSD olarak ifade edilen afet sonrası stres bozukluklarını sıklıkla ele almışlardır.
Kousky (2016)'ya göre afetlerin bu zararlarını azaltmak için neler yapılabilir?
Öncelikli olarak yapılması gereken, tüm sosyal kesimleri dikkate alan afet yönetimi anlayış ve pratiğini oluşturmaktır. Bu sürece katkıda bulunması için ve böylesi bir afet yönetiminin devamlılığının sağlanabilmesi için ise çocukların da dikkate alındığı afet eğitim programları
ve pratiklerinin sürekli olarak gerçekleştirilmesi ve koşullara göre yeniden şekillendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Afetlerin insan yaşamlarına en önemli olumsuz etkisi hangi alanda karşımıza çıkmaktadır?
Afetlerin insan yaşamlarına en önemli olumsuz etkisi sağlık alanında karşımıza çıkmaktadır.
Kousky (2016)' ya göre afetin olumsuz etkilerinin süresi ne kadardır?
Afetlerin olumsuz etkilerinin ne kadar süreceği sorusunu, her bir çocuğun içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak cevaplamak mümkün olabilir. Diğer bir ifade ile iyileşme için gerekli kaynak ve hizmetlere ulaşma konusunda çocuk ve ebeveynlerinin sahip olduğu bilgi ve imkânlar ile çocukların daha önce bahsedilen bireysel özellikleri iyileşme süresini etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı olmak nasıl tanımlanmaktadır?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı olmanın tanımı şu şekilde yapılmaktadır: Sağlık, ruhen, bedenen ve sosyal olarak iyi olma hâlidir. Diğer bir ifade ile sağlıklı olmanın üç temel unsuru bulunmaktadır: Bedensel özellikler, psikolojik nitelikler ve sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel koşullar. Tüm bu koşulların kesişiminde ise sağlık olgusu yer almaktadır. Bu nedenle, afet ve çocukların psikolojik ya da biyolojik sağlıklarını tartışırken, bu üç temel etmeni de dikkate almak gerekmektedir.
Afet sonrası stres bozukluklarının etkilerini hangi etmenler belirleyebilmektedir?
Çocuğun yaşı, cinsiyeti, maruz kaldığı travmatik olayın niteliği, kişilik özelliği, bilişsel özellikleri, aile içi ilişkilerinin niteliği gibi etmenler afet sonrası stres bozukluklarının etkilerini belirleyebilmektedir. Diğer bir deyişle, çocuk tarafından afet tehdidinin nasıl algılandığı, sosyal destek mekanizmalarının (aile, akran grubu gibi) varlığı ya da yokluğu, çocuğun kişilik özellikleri (karamsar ya da iyimser olma, endişeli, öfkeli olma gibi) ve cinsiyeti bu stres ile başa çıkma konusunda önemli faktörler arasında yer almaktadır. Kız çocuklarının sosyal sermayesinin erkek çocuklara göre daha fazla olması, başa çıkma mekanizmalarında erkeklere nazaran kızların daha güçlü olabilmesini sağlayabilmektedir. Çocukların farklılıkları, çocuklara yönelik afet öncesi ve sonrası psikolojik destek ve eğitim faaliyetlerinde dikkate alınması gereken kriterler arasında yer almalıdır.
Afetin eğitim yaşantısı üzerindeki olumsuz etkisi nedir?
Afet nedeni ile okulların yapısal olarak zarar görmesi; öğretmenlerin hayatını kaybetmesi ya da yaralanması, göç etmesi; çocukların yaralanması, hayatlarını kaybetmesi ya da aile üyelerinin ölmesi ya da yaralanması, göç etmesi, iş kaybı gibi etmenler afet nedeni ile çocukların eğitim hayatlarının sekteye uğramasına zemin hazırlamaktadır. Bunun yanı sıra, çocukların ve diğer eğitim bileşenlerinin (öğretmen gibi) psikolojik sağlıkları da derslere devam ve akademik başarı konusunda belirleyici olabilmektedir. Afet sonrasında daha iyi okullara giden çocukların, psikolojik sağlık ve akademik başarılarının olumlu bir gelişme gösterdiğini ileri süren çalışmalar bulunmaktadır. Bunun yanında bu imkanlara sahip olamayan çocuklarda ise söz konusu bileşenlerin olumsuz bir gelişim göstermesi söz konusudur. Bununla birlikte alt sosyoekonomik düzey aile çocuklarının afet nedeni ile eğitim hayatlarının tamamı ile son bulması da söz konusu olabilmektedir. Ekonomik destek olarak çocuğun kullanılması, çok çocuklu ailelerde farklı bir sorunun oluşumuna da zemin hazırlayabilmektedir. Çalışabilecek durumda olan çocuklar arasında seçim yapmak durumunda kalan ailelerin varlığı sorunun bu yönünü ifade etmektedir. Çocukları arasında seçim yaparak okul hayatını sona erdirmek, çocukta kısa ya da uzun dönemde çıkabilecek farklı psikolojik rahatsızlıkları ve aile içi çatışmayı beraberinde getirebilmektedir.
Afetin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri arasında söz edilen ortan nokta nedir?
Çocukların korunmaya ihtiyaç duymaları nedeni ile kırılgan varlıklar olarak değerlendirilmeleridir. Bu bakış açısı bir yandan yoğun kabul görmekte; diğer yandan ise eleştirilmektedir. Eleştiriler, çocukların çaresiz ve bağımlı varlık olarak algılanmasının çocukların kapasitelerinin görmezden gelinmesine yol açtığı üzerine yoğunlaşmaktadır. Diğer bir ifade ile çocuklar bütünü ile pasif, korunmaya muhtaç değillerdir. Çocukların bir birey olarak kapasitelerinin bulunduğu, afet yönetimi ile ilgili tartışmalarda karşımıza çıkmaktadır.
Afet eğitimi ile ilişkilendirilebilecek olan çalışmalarda çocuk niçin lider olarak görevlendirilmektedir?
Afet eğitimi ile ilişkilendirilebilecek olan çalışmalarda çocuk sosyal sermayesi nedeni ile lider olarak görevlendirilmektedir. Çocukların doğru bir eğitim ile afet konusunda daha duyarlı bireyler hâline gelebileceği fikri, afete daha dayanaklı toplumlar yaratma çabalarında son dönemlerde kabul görmeye başlamıştır. Çocukların deneyimlerinin ve kararlarının dikkate alındığı afet planlamalarında okul ve çocuk merkezi rol oynamaktadır.
“Okul Temelli Afet Yönetimi” olarak da adlandırılan ve Türkiye’de de pilot uygulaması başlatılan eğitim pratiğinin hareket noktalarından biri nedir?
Çocukların deneyimlerinin ve kararlarının dikkate alındığı afet planlamalarında okul ve çocuk merkezi rol oynamaktadır. Bu projelerden birisi de “Okul Temelli Afet Yönetimi
” olarak da adlandırılan ve Türkiye’de de pilot uygulaması başlatılan eğitim pratiğidir. Bu uygulamada, sosyal ilişki ağının merkezine çocuk ve okul yerleştirilmekte ve okuldan edinilen bilgiler çocuk aracılığı ile sosyal topluluğa aktarılmaktadır. Bu uygulamada hareket noktalarından biri, sosyal sermaye bakımından çocukların da güçlü olması ile ilgili argümanlardır. Diğer bir ifade ile çocukların rahat ilişki kurabilmesi ve bilgilerini bu şekilde geniş sosyal kesimlere yayabilme kapasiteleri, bu pratiğin temelinde yer almaktadır.
Çocukların afetlere karşı daha dayanıklı hâle gelmelerini sağlamak amacı ile yapılması gereken en önemli faaliyetlerden biri nedir?
Çocukların afetlere karşı daha dayanıklı hâle gelmelerini sağlamak amacı ile yapılması gereken en önemli faaliyetlerden biri afet eğitimidir. Afet konusunda farkındalığa sahip olmak, afet anında yaşanılacak durumlar hakkında bilgi sahibi olmak, psikolojik olarak çocukların afete karşı daha hazırlıklı olmasını sağlayabilir. Bunun yanı sıra afet türüne göre sık aralıklarla yapılan tatbikatlar da panik anında nasıl davranılması gerektiği konusunda çocuklara gerekli bilgi ve beceriyi kazandıracaktır.
Fothergill (2017)'ye göre afet ve çocuk araştırmacılarının çalışmalarında dikkate almaları gereken sorular arasında neler yer almalıdır?
Genel bir değerlendirme olarak, çocuk ve afet ilişkisi üzerine yapılacak olan çalışmalarda cevaplanması gereken soruları Fothergill (2017) aşağıdaki şekilde sıralamaktadır. Bu soruların cevapları, çocukların afetten nasıl etkilendikleri, nasıl başa çıktıkları, afet ile mücadele konusunda neler yapabileceklerini de içermektedir. Bu nedenle bu
sorular, afet ve çocuk araştırmacılarının çalışmalarında dikkate almaları gereken sorular arasında yer almalıdır:
- Çocuk, çevresindeki afet risklerini nasıl algılamakta, olası afetlerin kendisi, ailesi
ve topluluğu (akrabalar, akran grupları ve kendisi için önemli olan kişi ve şeyler) üzerindeki etkilerini nasıl öğrenmekte ve anlamaktadır? Bu tehditler karşısında kurtulma yolları ile ilgili değerlendirmeleri nelerdir? - Bu anlama ve algılama süreçlerinde etkili olan kişi ya da kişiler kimlerdir?
- Bu algılama ve anlama süreçlerinde etkili olan faktörler nelerdir?
- Çocuklar, afet ile ilgili uyarılara yetişkinlere kıyasla daha fazla mı güvenmektedirler?
Afet ve genç ile ilgili çalışmalarına bakıldığında çoğunlukla hangi konulara odaklanıldığı görülmektedir?
Afet ve genç ile ilgili çalışmalara bakıldığında çoğunlukla konuların afet sonrası iyileşme sürecine odaklandığını görmek mümkündür. Söz konusu iyileşme sürecine gençlerin dâhil edilmesi iki şekilde gerçekleşmektedir: afetten etkilenen sosyal kesim olarak gençlerin iyileşmesi ve afete daha dayanıklı hâle gelmesi ile afet sonrası iyileşme faaliyetlerinde yer alan gençler. İkinci kesimde karşımıza gönüllülük tartışmaları ile gençleri değişimin, ilerlemenin itici gücü olarak değerlendiren tartışmalar çıkmaktadır.
Afetin gençlerin ve çocukların psikolojik sağlıkları üzerindeki olumsuz etkilerin giderilmesi için yapılabilecek çalışmalar arasında sosyal destek mekanizmalarının önemi nedir?
Afetin gençlerin ve çocukların psikolojik sağlıkları üzerindeki olumsuz etkilerin giderilmesi için yapılabilecek çalışmalar arasında sosyal destek mekanizmalarının yeri oldukça önemlidir. Aile ve arkadaş çevrelerinin yanı sıra bu alanda uzman olan kesimlerin (psikolog, sosyal hizmet uzmanı gibi) sağlayacağı sosyal destek, iyileşme sürecinin olumlu seyrine katkıda bulunmakladırlar. Bunun yanı sıra, yine uzman kişiler tarafından koordine edilen ve gençlerin aktif olarak içinde yer aldıkları çalışmalar da bu sürece dikkat çeken katkılar sağlamaktadır. Genç ve çocuklara yaşadıkları afet ile ilgili resim çizdirme, fotoğraf çektirme, film hazırlama, spor ve oyun faaliyetleri afet kaynaklı travmanın etkisini azaltmada oldukça işlevseldir. Bu faaliyetler aynı zamanda afet farkındalığı için kullanılan teknikler arasında da yer almaktadır.
HelpAge International (2017)'ye göre yaşlı nüfusun gözü ile kendi yaşadıkları sorunlar nelerdir?
HelpAge International (2017: 18), yaşlı nüfusun gözü ile kendi yaşadıkları sorunlar şu şekilde özetlemektedir:
- Gelir
- Sağlık hizmetlerine erişim
- Barınma
- Yaşlılara özelsağlık hizmetlerine
ulaşım - Yiyecek ve beslenme
- Aileden izole olma ya da
uzaklaşma
HelpAge International (2017)'ye göre STK’lerin başlıca faaliyetleri nelerdir?
HelpAge International (2017)'ye göre STK’lerin başlıca faaliyetleri
- Sağlık hizmetleri
- Yiyecek ve beslenme
- Su ve temizlik
- Temel gereksinimlerin (yiyecek dışındaki) sağlanması
- Barınma
- Becerilerin geliştirilmesine yönelik eğitimler