Yargı Etiği-II: Yargı Süreci Meslek Etikleri
Yazı işleri hizmeti görevlileri başka ne şekilde adlandırılırlar?
Yazı işleri hizmeti görevlileri tipik hâkim (mahkeme) yardımcılarıdır. Bunlar yardımcı adliye personeli olarak da adlandırılır.
Yazı işleri hizmeti görevlileri nerelerde görev yaparlar?
Yardımcı adliye personeli yargılamanın her derecesinde oluşturulan mahkemelerde, yani ilk derece, bölge adliye veya bölge idare mahkemeleri ile Yargıtay ve Danıştay ve ayrıca Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde görev yaparlar.
Yardımcı adalet personelinin yazı işlerini yürütürken tâbi oldukları etik kuralları düzenleyen ya da bu konuda yol gösterici nitelik taşıyan ulusal ya da uluslararası ne tür düzenlemeler vardır?
Türk hukukunda yardımcı adalet personelinin yazı işlerini yürütürken tâbi oldukları etik kuralları doğrudan içeren bir düzenleme yakın tarihlere kadar bulunmamaktaydı. 2017 yılında, “Yargıtay Personeli Etik Davranış İlkeleri” kabul edilmiş bulunmaktadır. Söz konusu etik ilkeler, “Yargıtay Etik, Şeffaflık ve Güven Projesi kapsamında hazırlanmıştır. Bu etik ilkeler, bir önceki ünitemizde yer verdiğimiz Yargıtay Yargı Etiği İlkelerinin hazırlanmasında görev almış Yargıtay Daire Başkanı ve üyeleri tarafından incelenmiş, daha sonra Yargıtay Birinci Başkanı tarafından kabul edilmiştir. Söz konusu etik davranış ilkeleri, ilk etapta Yargıtay personeli, burada görev alan zabıt kâtipleri, yazı işleri müdürleri ve sair görevlileri ilgilendirmektedir. Ancak hiç şüphe yok ki, bu ilkeler ilk derece ve bölge adliye mahkemeleri nezdinde veya Cumhuriyet savcılıkları yazı işlerinde görev yapan personel açısından da yol gösterici ve öncü bir içeriğe sahiptir.
Ayrıca 2013 yılında “Mahkeme Yönetimi Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında yayımlanan
“Adliye Personeli El Kitabı”nda da, yardımcı adalet personelinin tâbi olduğu etik kurallara değinildiğini görüyoruz. Aktaracak olursak; adliye personeli sosyal alanda kurduğu ilişkilerde diğer memurlardan çok daha fazla sorumluluk taşımaktadırlar. Görev yaptığı il veya ilçede yaşayan vatandaşlarla, insanlarla özel yaşamında kurduğu ilişkilerde dikkatli davranmalı ve sınırlarını çok iyi belirlemelidirler. Aynı şekilde adliyeye gelen iş sahiplerine karşı tutumları da soruşturmanın gizliliğine veya mahkemenin tarafsızlığına gölge düşürür nitelikte olmamalıdır. Nihayet, son olarak, uluslararası bir sivil toplum örgütü olan The Judicial Integrity Group’un 2005 yılında Viyana’da gerçekleştirilen dördüncü yıllık toplantısında kabul edilen Mahkeme Personeli Davranış İlkeleri de içeriği itibariyle yol gösterici niteliktedir.
Yazı işleri hizmetinde, icra ve iflâs dairelerinde görev yapan kamu görevlilerinin uymaları dikkat etmeleri gereken etik ilkeler nelerdir?
Etik ilkeler belirli başlıklar altında ele alınmışlardır. Bu başlıklar şu şekilde ifade edilebilir: Tarafsızlık, menfaat çatışmasından kaçınma, gizlilik, eşitlik, ehliyet ve özen, mesleğe yaraşırlık.
Çıkar çatışmasının kapsamı nasıl ele alınmalıdır?
Çıkar çatışması, personelin görevini ifa ederken eylemleri sonucunda kendisinin ve yakın ailesinin ticari ve mali çıkarlarının etkileneceği durumlarda bağımsız ve tarafsız işlem yapmasının zedeleneceği yahut zedelendiği görüntüsünün ortaya çıkabileceği durumları ifade eder. Çıkar çatışmasında dikkate alınması gereken aile kavramı dar yorumlanmamalı; kan akrabalığı, sıhri akrabalık yahut evlatlık yoluyla kurulan akrabalık çerçevesinde, eş, çocuk, kardeş, ana-baba, büyükanne-büyükbaba, torun, kayınpeder, kayınvalide, baldız, kayınbirader, damat, gelin, üvey ana-baba, üvey çocuk, üvey kardeş ve personelle birlikte yaşayan diğer akrabalar aile üyesi sayılmalıdır. ‘Eş’ de sadece resmî evliliği değil, fiili durumu ifade etmelidir.
Eşitlik ilkesi doğrultusunda yazı işleri hizmetinde, icra ve iflâs dairelerinde görev yapan kamu görevlilerinin dikkat etmesi gereken ilkeler nelerdir?
Yargıtay Personeli Davranış İlkelerinde yer verilen hususlar, burada da bir kez daha yol gösterici niteliktedir. Aynı zamanda bu ilkeler tüm adliye personeli için ortaktır:
• Resmi görevin ifasında, ırk, renk, cinsiyet, din, vicdan, inanç, kültür, giyim, dil, doğum yeri, etnik veya sosyal köken, engellilik, yaş, medeni hal, cinsel yönelim, siyasi görüş, sosyal ve ekonomik durum veya benzeri diğer nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, söz veya davranışlarla yanlılık ve önyargı sergilenemez,
• Herhangi bir kimseden lütuf kabul edilemez veya özel lütufta bulunmak suretiyle imtiyaz sağlanamaz,
• Mobbing (psikolojik taciz) uygulanmaz ve uygulanmasına izin verilmez. Özellikle, meslektaşlara ve personele keyfi davranma, baskı, hakaret ve tehdit edici uygulamalar mobbing sayılır,
• Her türlü cinsel tacize ve mobbinge uğrayanların haklarını aramalarına yardımcı olunur ve bu sürecin her aşamasında gizlilik esasına uyulur,
• Yönetici olunan hallerde, çalışanlara iş dağılımında ve davranışlarında adil olunur.
İcra ve iflâs memurları bakımından ise eşitlik ilkesi, haciz sırasında da kendisini gösterir. Buna göre icra memuru, haciz işlemlerini yaparken alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini gözetmeli, yokluğu borçluya en az yük teşkil eden, ancak aynı zamanda alacaklıyı alacağına en çabuk kavuşturacak şekilde hareket etmelidir. Bu, hacizde tertip (düzen) ilkesi olarak da adlandırılır.
Yazı işleri veya icra ve iflâs dairesi memuru bir etik ilkeye aykırı hareket etmesi memur için ne tür sonuçlar oluşturabilir?
Yazı işleri veya icra ve iflâs dairesi memuru kamu görevlisi olduğu için, bir etik ilkeye aykırı hareket ettiği takdirde, Devlet Memurları Kanununda öngörülen bir disiplin cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Bu yaptırımlar, herhangi bir kamu görevlisine benzer bir konuda uygulanacak olandan farklılık arz etmemektedir. Nitekim, genel olarak baktığımızda, bir etik kuralın ihlalinin ağırlığına bağlı olarak, uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, Devlet memurluğundan (meslekten) çıkarma yaptırımlarından birinin uygulanması mümkündür.
Avukatlık etik kuralları nelerdir?
Bağımsızlık, tarafsızlık, dürüstlük, ehliyet, özen ve mesleğe yaraşırlık, sır saklama, reklam ve menfaat elde etme yasağı.
Avukatlar "dürüstlük" ilkesi açısından müvekkilleriyle olan ilişkilerinde nelere dikkat etmelidirler?
Müvekkiller ile olan ilişkilerde: Avukat müvekkiline davanın sonucu ile ilgili hukuki görüşünü açıklayabilir. Fakat, bunun bir güvence olmadığını özellikle belirtir. Avukat aynı davada birinin savunması, öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul edemez. Nitekim bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdır. Öte yandan avukat, el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmekten veya bunların edinilmesine aracılıktan yasaklıdır. Bu yasak, işin sona ermesinden itibaren bir yıl sürer.
Tanıklık etmeme ne durumlarda gerçekleştirilebilir?
Tanıklık bir kamu hizmetidir ve kural olarak zorunludur. Ancak, Kanunlarda gösterilen, yakın akrabalık, sır veya menfaat gibi sebeplerle tanıklık yapmaktan kaçınılabilir.
Avukatlar mesleki etik kurallarına uymadıklarında ne gibi sonuçlarla karşılaşabilirler?
Avukatlık Yasasının 134. maddesi, meslek düzen ve geleneklerine, yani meslek etiğine uymayanlar hakkında disiplin cezaları uygulanmasını öngörmektedir. Bu cezalar Avukatlık Kanununun 135. maddesinde düzenlenmiştir: kınama, uyarma, para cezası, işten çıkarma, meslekten çıkarma.
Avukatlar ilk kez yaptıkları hangi davranışlar sonucunda kınama cezasıyla karşı karşıya kalabilirler?
Kınama: Mesleğinde ve davranışında kusurlu sayıldığının avukata bildirilmesidir. AvK m.136 hükmü, Avukatlık Kanununun avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama cezasının uygulanacağını öngörmektedir. Bu hâller esas itibariyle şunlardır:
- Avukatlık görevinin, mesleğin kutsallığına yakışır özen, doğruluk ve onur içinde yapılmaması. Örneğin, mesleki çalışmasında görevini yapmamak veya bu görevin gerektirdiği dürüstlüğe uygun davranmamak.
- Sır saklama yükümlülüğünün ihlali,
- İşin reddedildiğinin iş sahibine bildirilmemesi,
- İşin reddi zorunluluğuna aykırı hareket edilmesi,
- Geçici olarak görevlendirilen avukatın görevini yapmaması,
- Büro edinmeme, avukatlık bürosunda mesleğin icrası dışında eleman çalıştırma,
-Çekişmeli bir hakkı edinme, çıkar karşılığı iş alma
- Mahkemelere çıkarken resmî kılığa uygun giyinmeme (duruşmaya cübbesiz girme),
- Uygun olmayan bir yerde (örneğin adliye kantininde veya koridorunda) danışmanlık verme,
- Dosya tutmaktan veya kaleme alınan bir yazı yahut taslağı imzadan imtina etme,
- Reklâm yasağına aykırılık.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, ilk defa kınama cezası verilen bir halin varlığı, avukata mutlaka kınama cezası verileceği anlamına gelmemektedir. Eylem veya işlemin ağırlığı, bir diğer cezanın uygulanmasına da yol açabilir.
Avukatlara yönelik olarak uygulanan işten çıkarma cezasının sonuçları nelerdir?
İşten çıkarma: Avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere meslekî faaliyetlerinin yasaklanmasıdır. Önceki davranışların ağırlığı veya tekerrürü halinde para cezası yerine uygulanabilir.
Bilirkişi incelemesi nedir?
Bilirkişi incelemesi çözümü hukukun dışında kalan özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konuda başvurulan inceleme yöntemidir. Bilirkişi ise
bu özel ve teknik konunun uzmanı olması sebebiyle bilgisine başvurulan kişidir.
Uzman mütalaası nedir?
Uzman mütalaası yargılama sırasında mahkeme veya Cumhuriyet savcısı değil, bizzat yargılamanın taraflarınca konusunda uzman olan bir kişiden görüş alınması anlamına gelir.
Bilirkişiliğe ilişkin etik kurallar nelerdir?
Bağımsızlık, tarafsızlık, dürüstlük, objektiflik, ehliyet ve liyakat, sır saklama yükümlülüğü, reklam yasağı.
Bilirkişilerin etik kuralları ihlali durumunda ne gibi yaptırımlar devreye sokulabilir?
Bilirkişilik görevinin etik kurallara uygun yerine getirip getirilmediği, başta bizzat görevi tevdi eden hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından
gözetilir. Öte yandan bilirkişinin denetimi ve etik kurallara aykırılık hâlinde gereken tedbir veya yaptırımları almakla görevli mercii Bilirkişilik Bölge Kuruludur. Listeye kayıtlı bilirkişiler bakımından bilirkişilik bölge kurulu, uyarma, bir yıla kadar geçici süreyle listeden çıkarma veya sicilden ve listeden çıkarma yaptırımlarından birinin uygulanmasına karar verebilir. Hangi durumda hangi yaptırımın uygulanacağı, ihlâlin niteliğine göre belirlenir.
Arabuluculuk nedir?
Arabuluculuk üçüncü bir kişinin (arabulucunun) özel hukuktan kaynaklanan bir uyuşmazlık içinde bulunan tarafları bir araya getirerek aralarındaki iletişimi kolaylaştırdığı ve tarafların bu sayede aralarındaki uyuşmazlığı çözme imkânını kendilerinin bulabildiği bir alternatif uyuşmazlık çözümüdür.
Arabuluculuk ve uzlaşma etik kuralları nelerdir?
Bu kurallar şu şekilde sıralanabilir; gönüllülük (kendi kararını verme hakkı), bağımsızlık, tarafsızlık ve menfaat çatışmasının bulunmaması, görevin özenle yerine getirilmesi, eşitliği gözetme, gizlilik, ehliyet ve mesleğe yaraşırlık.
Arabulucu ve uzlaştırmacının ehliyet ve mesleğe yaraşıklık bakımından tâbi olduğu yükümlülükler nelerdir?
Arabulucu ve uzlaştırmacının ehliyet ve mesleğe yaraşıklık bakımından tâbi olduğu yükümlülükler de genel olarak, şunlardır:
• Meslekî yeterlik,
• Taraflara nazik ve saygılı davranma,
• Menfaat temin etmeme,
• Görevin saygınlığını ve kişilerin adalete olan güvenini koruma,
• Unvan kullanımı ve reklâm yasağı
• Arabuluculuk özelinde ücret ve giderler konusunda tarafları bilgilendirme,
• Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları uygulamasının geliştirilmesine katkıda bulunma
Hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının, bilirkişilerin, avukatlar ve noterlerin tâbi oldukları ehliyetli ve mesleğe yaraşır şekilde davranma yükümlülükleri bakımından dile getirdiğimiz hususlar, arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemlerinin bünyesine uygun düştüğü ölçüde, burada da geçerlidir.
Arabulucunun ve uzlaştırmacının sicil ve listeden çıkarılma sebepleri nelerdir?
Her iki meslek bakımından sicil ve listeden çıkartılmayı gerektirecek olan ilk sebep, aranan koşulları taşımadığı hâlde sicile kaydedilmek veya daha sonra bu koşulları kaybetmektir. Böyle bir durumda uzlaştırmacı, Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı tarafından, arabulucu ise, Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından, uzlaştırma veya arabuluculuk sicil ve listesinden çıkartılır. Uzlaştırmacı veya arabulucunun, göreviyle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunması, Kanunun öngördüğü yükümlülükleri önemli ölçüde veya sürekli yerine getirmemesi, performans değerlendirmeleri sonucunda yeterli bulunmayan, etik ilkelere aykırı davranması yine sicil ve listeden çıkartılma sebebidir. Uzlaştırmacı açısından, Alternatif Çözümler Daire başkanlığı, sicilden ve listeden çıkarma yaptırımı yerine uyarma veya bir yıla kadar geçici süreyle listeden çıkarma yaptırımı uygulayabilir. Buna karşılık arabulucu bakımından ise, Arabuluculuk Daire Başkanlığı, yukarıda saydığımız hususlar çerçevesinde hareket etmeyen arabulucuyu önce yazılı olarak uyarır. Bu uyarıya uyulmaması durumunda, sicilden silinmesi Arabuluculuk Kurulundan talep edilir. Bir diğer söyleyişle, etik kuralların ihlali halinde arabulucu, Arabuluculuk Kurulu tarafından sicil ve listeden çıkartılır.