Etik Bir Kavram Olarak İnsan Hakları
Hukuk dışında hangi bilimler insan hakları kavramını zenginleştirmektedir?
Felsefe, siyaset bilimi, tarih, ekonomi gibi insan haklarını doğrudan ilgilendiren veya insan haklarıyla doğrudan ilgilenen bilimler, kavramın içeriğini zenginleştirmekte, insan haklarının başka veçhelerini ortaya koymakta, yeni sorular sorarak ya da kimi sorulara cevaplar vererek hukuka yol göstermektedir.
İnsan hakları kavramı ne anlama gelmektedir?
İnsan hakları kavramı doğrudan hakların ve özgürlüklerin hem sahiplerini hem de muhataplarını ifade eder. İnsan hakları kavramı, yürürlükteki hukuk tarafından tanınmış
olsun olmasın, ayrım gözetmeksizin tüm insanların sahip olması gerekli sayılan bütün hak ve özgürlükleri ifade eder, pozitif hukukun dışında ve üstünde bir anlam taşır. Yalnız “olan”ı değil, olması gerekeni de içine alır. Öyle ki kamu otoritelerince reddedilen bazı hak kategorileri bile “insan hakları” kavramının çerçevesinden sürülüp çıkartılmış sayılmazlar.
İnsan hakları kavramının tanımından çıkarılabilecek sonuçlar nelerdir?
İnsan hakları kavramının tanımından çıkarılabilecek birkaç sonuç vardır.
- Bunlardan ilki, insan hakları dendiğinde, sözü geçen hakkın başkaca koşul aranmaksızın “insan”ın sahip olduğudur.
- İkinci sonuç, bir insan hakkının “hak” sayılabilmesi için anayasada, kanunlarda yer alması; o kanunun ya da anayasanın yürürlükte olması aranmamasıdır.
- Diğer bir sonuç ise “olması gerekenin” işaret ettiği ideal, ahlaki boyutudur. İnsan haklarını diğer haklardan üstün kılan da bu ahlakiliğidir.
- Bir diğer sonuç ise insan haklarının ayrım gözetmeksizin tüm insanların hakkı olduğudur.
Ayrımcılık yasağı insanların hangi statülerde ayrımcılığa uğramalarını engeller?
Ayrımcılık yasağı, insanların cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka görüş, ulusal veya toplumsal köken, bir ulusal azınlığa mensup olma, mülkiyet, doğum veya diğer statüler gibi herhangi bir temelde ayrımcılığa maruz kalmaksızın insan haklarına sahip
olmalarının ve insan haklarından yararlanmalarının güvencesini oluşturur.
Hangi durumlarda insanlar arasında pozitif ayrımcılık yapılabilir?
Bazı durumlarda, eşit olmayanların arasında adalet sağlanabilmesi için, dezavantajlı grup lehine ayrımcılık yapılabilir. Burada amaçlanan eşit olmayanlar arasında dengenin sağlanmasıdır bu nedenle de ayrımcılık yasağının ihlali sayılamaz. En somut örnekleri kız çocuklarının okula gönderilmesi için yapılan özel düzenlemeler, engellilerin istihdamı için koyulan kurallarda görülebilecek bu uygulamalar adaleti sağlamakla ilişkilidir ve bu uygulamalara pozitif ayrımcılık denmektedir.
Stoacılar Aydınlanma döneminde insanların eşit olduklarını nasıl savunmuşlardır?
Stoacılar daha sonra Aydınlanma döneminde çok önem kazanacak akla vurgu yaparak, insanların eşit olduklarını çünkü akla sahip olduklarını söylemiştir.
Magna Carta nedir?
Ortaçağda belirleyici olan doğal hukuk fikrinin ilahi hukuka dönüşmesi; en üstün hukukun Tanrının hukuku olduğu fikrini beraberinde getirmiştir. İnsan hakları tarihi açısından ortaçağı önemli kılan hususlardan birisi, daha sonra yapılacak olan insan hakları sözleşmelerine esas olan özgürlüklerin kazanılması, en azından talep edilmesi olmuştur. Bunlar içinde en bilineni Magna Carta‘dır. Magna Carta esasında soylulara ayrıcalık tanıyan bir berattır ancak keyfi tutuklamanın önlenmesi, seyahat özgürlüğü gibi hakları içermektedir. Tarihsel önemi belgesel öneminden büyüktür. Manga Carta ve benzeri diğer beratlar, belli sınıflara ayrıcalık tanısa da merkezi iktidarın sınırlandırılması yönünde tarihsel duraklardır.
Magna Carta'da hangi ilkeler de yer alır?
1789 Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi kişi hakları doktrinin Avrupa Kıtasında resmen kabul ve ilan edilmesinin belgesidir. Fransız devrimi sonucu ilan edilen Bildiri, berrak akıcı bir dille yazılmıştır, evrenseldir ve o dönemde Fransızca İngilizce ‘den daha yaygındır. 17 maddeden oluşur. Milli egemenlik, vergi adaleti, kuvvetler ayrılığı gibi ilkeler de belgede yer alır. İlk maddesinde insanların hakları bakımından özgür ve eşit doğdukları ve öyle yaşadıkları belirtilmiştir.
İnsan hakları hangi kuşaklara ayrılmaktadır?
İnsan hakları birinci kuşak insan hakları, ikinci kuşak insan hakları ve üçüncü kuşak insan hakları başlığında incelenmektedir. Bugün dördüncü kuşak insan hakları tartışması da gündemdedir.
Birinci kuşak haklar nelerdir?
Birinci kuşak haklar;
• Yaşam hakkı ve kişi dokunulmazlığı
• Kişi özgürlüğü ve güvenliği
• Düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü
• İnanç ve ibadet özgürlüğü
• Konut dokunulmazlığı
• Mülkiyet hakkı
• Eşitlik hakkı
• Seçme ve seçilme hakkı
• Kamu hizmetlerine girme hakkı
• Tarafsız bir yargıç önünde yargılanma hakkı, başka bir deyimle adil yargılanma hakkı…… olarak sıralanabilir.
İkinci kuşak hakların sağlanmasıyla birinci kuşak haklar önemini yitirmemiştir. Bu haklar nelerdir?
İkinci kuşak hakların sağlanmasıyla birinci kuşak haklar önemini yitirmemiştir. Bu haklar,
• Çalışma hakkı
• Sendika kurma hakkı
• Grev ve toplu sözleşme yapma hakkı
• Dinlenme hakkı
• Sosyal güvenlik hakkı
• Parasız eğitim hakkı
• Sağlık hakkı
• Konut hakkı
• Beslenme hakkı
• Korunmaya muhtaç kişilerin korunması hakkı………. olarak sıralanabilir.
Üçüncü kuşak hakları ne zaman talep edilmeye başlanmıştır?
Üçüncü kuşak haklar II. Dünya Savaşından sonra talep edilmeye başlanmış ve içerikleri hala tartışılmaktadır. Bu haklara dayanışma hakları da denir. Çünkü üçüncü kuşak hakların hayata geçirilmeleri devletlerin, ulusal ve uluslararası örgütlerin ve insanların ortak çabasını gerektirir. Dayanışma haklarının talep edilmesini gerektiren başında, bilimsel ve teknik ilerlemenin yarattığı sorunlar gelmektedir. Çevre kirliliğinin korkunç boyutlara ulaşması, ülkelerin gelişme farklılıkları, tüm dünyada savaşların sürmesi gibi. Bu haklar,
• Çevre hakkı
• İnsanlığın ortak mal varlığına saygı hakkı
• Gelişme hakkı
• Barış hakkı… olarak sıralanabilir.
İnsan haklarındaki temel paradoks nedir?
İnsan haklarının tanınması mücadelesi kadar eski bir mücadele de insan haklarının güvenceye alınması korunması mücadelesidir. İnsan haklarına ilişkin temel paradoks da burada karşımıza çıkar. İnsan haklarını devlet ihlal eder ama koruyacak olan da yine devlettir. Bu husus önemlidir çünkü devlet varlığını her şeyden evvel kendisini oluşturan
insan topluluğuna borçludur. Buradan hareketle denilebilir ki; her iç hukuk sistemi birer koruma sistemidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası birinci, ikinci ve üçüncü kuşak hakları nasıl düzenlenmiştir?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası birinci ve ikinci kuşak hakları “Temel Haklar ve Ödevler” başlığı altında doğrudan, üçüncü kuşak hakları da dolaylı olarak düzenlemiştir. İnsan hakları çeşitli gruplara ayrılsa da bir bütündürler. Herhangi bir hak grubundaki ihlal diğerlerini de doğrudan etkiler. Örneğin yoksulluğun artması eşitsizlikleri artırır ve sağlık hizmetlerinin aksaması insanların önlenebilir hastalıklar nedeniyle ölümüne sebep olur. İfade özgürlüğü ihlal edilirse, insanların örgütlenme ve siyasi katılım hakları ihlal edilmiş olur. Savaş halinde bütün insan hakları ihlal edilebileceği gibi, çatışmalar çevreye de büyük zarar verir. İnsan hakları insanı insan yapan özelliklerin toplamı, insanca bir yaşamın asgari koşullarıdır.
Temel insan haklarından olan adil yargılanma hakkı neyi ifade eder?
İlke olarak, insan haklarının devletin yargı organına karşı korunması fikri insan hakları yargı eliyle korunduğu için çelişkili görünse de önemlidir. Tam bu noktada temel insan haklarından olan adil yargılanma hakkı gündeme gelmektedir. Zira yargının adil olmadığı toplumlarda en sık zedelenen duygu adalet duygusudur. İnsanlar yargıya güvenlerini yitirdiğinde genellikle sorunlarını yargı dışı yöntemlerle çözmeye çalışırlar, bu da toplumsal şiddeti artırır. İnsanların kendilerini güvende hissetmemeleri sadece kişisel değil toplumsal bir sorun yumağına dönüşür.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ni ne zaman kabul etmiştir?
BM’nin 10 Aralık 1948’de kabul ettiği BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, insan haklarının uluslararası düzeyde korunmasına yönelik adımların ilki ve en önemlisidir, ancak hukuken bağlayıcılığı yoktur. Buna rağmen İHEB hem anayasaların hem de yargı makamlarının en çok atıfta bulunduğu bildiridir. İnsan haklarına ilişkin hemen her tartışmada İHEB dikkate alınmaktadır. Bu kısmen metnin evrenselliğinden kısmense uluslararası adalet ihtiyacının yakıcı biçimde baş göstermesinden dolayıdır. İHEB’de sadece kişisel ve siyasal haklara değil, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara da yer verilmiş; hakların içeriği hem yargı organlarınca ama esas olarak ilgili BM organlarınca yorumlanarak genişletilmiştir.
Bölgesel koruma mekanizmaları içinde en önemlisi Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa Konseyi çerçevesinde yürütülen çalışmaların ürünü nedir?
Bölgesel koruma mekanizmaları içinde en önemlisi Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa Konseyi çerçevesinde yürütülen çalışmaların ürünü olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, kişisel ve siyasal hakları kapsamaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, hakları hangi durumlarda kısıtlandırmıştır?
Sözleşme, hakları düzenlemekle kalmamış, bu hakların sınırlarını da belirlemiştir. Buna göre; düzenlenen haklar, ulusal güvenlik, ülkenin ekonomik çıkarları, kamu sağlığı, genel ahlak, kamu düzeninin korunması gibi nedenlerle, yasal dayanağın bulunması ve demokratik bir toplumda zorunlu önlemler niteliğinde olması koşullarına uyularak kısıtlanabilmektedir. Ayrıca 17. m ile “özgürlüğü yok etme özgürlüğü”nü kısıtlamıştır. Sözleşme 15. m ile savaş vb olağanüstü durumlarda ilgili devlete sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerden bazılarını askıya alma tanınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hangi ilkeleri hiçbir koşulda sınırlandırmamaktadır?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yaşama hakkı, işkence ve kölelik yasağı, suç ve cezaların yasallığı ilkeleri hiçbir koşulda sınırlanamamaktadır.
Yasama organının yetkilerinin sınırlandırılması tartışmaları neden başlamıştır?
II. Dünya Savaşı Almanyasındaki nasyonal soyalist uygulamaların bizzat yasalar eliyle gerçekleştirilmesi nedeniyle yasama organının yetkilerinin sınırlandırılması tartışılmaya başlanmıştır.