Meslek ve Meslek Etiği
Çalışma nasıl tanımlanmaktadır?
Çalışma, kısaca “insanın fiziksel çevresini değiştirmek için gerçekleştirdiği amaçlı bir çaba” şeklinde tanımlanabilir (H. Şebnem Seçer, 2007: 1). Bu tanımdan hareketle çalışmanın fiziksel ve zihinsel bir etkinlik olduğunu söyleyebiliriz. Zira çalışma aracılığıyla insan çevresindeki nesneleri dönüştürür, onlara kendi bireysel veya toplumsal amaçları doğrulusunda yeni şekiller verir. Tarih boyunca çoğunlukla olumsuz bir çağrışımı olan, genelde köleler gibi toplumun alt sınıflarına özgü bir etkinlik kabul edilen çalışma, özellikle Sanayi Devrimi sonrasında tam tersine olumlu bir anlamda kullanılır olmuştur. Bu yeni anlamıyla çalışma, bireylerin olağan yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli mal ve eşyayı satın alma aracı olmanın yanısıra, kişisel bir değer olarak da görülür.
İş kavramı farklı alanlarda nasıl tanımlanmaktadır?
İş, kısaca ücret karşılığı gerçekleştirilen çalışmadır. Örneğin Amerikan İngilizcesi’nde ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kullanılmaya başlanan iş teriminin, “bir ücret için yapılan çalışma, ödemeli bir pozisyon ya da istihdam” (H. Şebnem Seçer, 2017:4) şeklinde tanımlandığını görüyoruz. Daha çok ekonomik bir bakış açısının ürünü bu tanımın dışında işi, psikolojik ve sosyolojik yönleri itibariyle ele alan yaklaşımlar da vardır. Psikolojik açıdan iş, “bireye toplumda kabul edilmişbir yer, statü ve kendine saygı gibi birtakım katkılar sağlayan bir olgu” (Seçer, 2017: 5) olarak tanımlanır. Bu şekilde tanımlandığında yukarıda incelediğimiz çalışmadan pek de farkı kalmaz. Sosyolojik anlamda iş, “belirli bir ortamda bulunan teknik ve sosyal eylemler topluluğudur” (Seçer, 2017: 5). Burada işin, doğal ve toplumsal çevreyi dönüştürme özelliği vurgulanmaktadır. Fakat bu durumda iş ile iş olmayan arasındaki fark silikleşir. Zira doğal ve toplumsal çevreyi dönüştürme gücünü haiz, fakat bizim burada kabul ettiğimiz anlamda iş sayılamayacak bir çok insani etkinlik vardır.
Meslek nasıl tanımlanmaktadır?
“İnsanlara yararlı mal ve hizmetler üretmek ve bunun karşılığında para kazanmak için yapılan, belli bir eğitimle kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, kuralları toplumca belirlenen ve etik değerleri kapsayan etkinlikler bütünüdür.” (Aydın, 2016, s. 2)
Mesleğin özellikleri nelerdir?
- Bir meslek toplumun kaçınılmaz olan bir gereksinimini karşılar.
- Meslek kişinin salt kendi doyumu için değil aynı zamanda başkalarının yararı için de yapılan bir uğraştır.
- Meslek sistemli bir eğitimle kazanılmış özel bilgi ve becerilere dayalıdır: Bir mesleğin meslek olabilmesi için mesleğe girmeden önce kişilerin bu mesleği icra edebilmeyi sağlayan bilgi, beceri ve tutumları kazanmış olmaları gereklidir.
- Meslekler araştırma ve deneylerle geliştirilerek zamanla kendine özgü tekniklere sahip olurlar.
- Meslekler maddi kazanç elde etmek için yapılan uğraşlardır.
- Mesleklerin toplumca kabul edilmiş etik değerleri ve ilkeleri vardır.
İş ile meslek arasında nasıl bir ayrım yapılmaktadır?
İş ile mesleği birbirinden ayırmada başvurulan en yaygın ölçüt, mesleğin, işe göre çok daha sistematik bir bilgi ve toplumsallık gerektirmesidir. Bu anlamda meslek, aşağı yukarı aynı niteliklere sahip birden çok işe verilen ortak isimdir. Sosyal ve ekonomik koşulların meslek mensupları üzerindeki etkisi, iş sahiplerine göre daha fazladır. Diğer bir ifadeyle meslekler, işlere oranla daha toplumsaldır. Dolayısıyla mesleğin, kişiye toplumsal itibar, saygınlık ve işe yararlık duygusu kazandırdığı kabul edilebilir. Bu açıdan meslek, yukarıda çalışma için söylediğimiz fiziksel becerilerin yanısıra zihinsel becerilere de dayanma özelliğine sahiptir.
Meslek kavramının tarihsel gelişimi nasıl olmuştur?
Toplumsal yapının değişimine paralel şekilde meslek kavramı da değişir. Bu değişimde o toplumdaki iş bölümünün niteliği belirleyicidir. Modern toplumlar için bu değişim, meslekler açısından çok büyük oranda bir çeşitlenme ve buna bağlı gerçekleşen uzmanlaşma (profesyonelleşme) yönünde olmuştur. Meslekler hem sayıca artmış hem de nitelikçe farklılaşmıştır. Bu nicel ve nitel değişimin temelinde sanayileşme ve teknolojik ilerleme yer alır. Kapitalizmin gelişmesiyle birlikte mesleklerde de bir farklılaşma ve çeşitlenme olmuş, çok farklı meslek türleri ortaya çıkmıştır. Farklılık ve çeşitlilik, geleneksel meslek anlayışını köklü bir değişime uğratmıştır. Sanayileşme, teknolojik ilerleme, şehirleşme ve bunların sonucunda toplum yaşamının giderek daha karmaşıklaşması, meslek ile bilgi ve dolayısıyla eğitim arasında zorunlu bir bağın kurulmasını gerektirmiştir. Meslekler son derece teknik bilgiye dayanmaya başlamış, bu teknik bilgi de beraberinde uzmanlaşmayı getirmiştir. Meslek sahibi olmak, artık özel bir eğitimle mümkündür. Bu yeni meslek anlayışında artık ne babadan oğula intikâl, ne de usta-çırak ilişkisi geçerlidir. Meslek edinmede neredeyse yegâne yol üniversitedir.
Lonca teşkilatı nedir?
Durkheim’ın ekonomik yaşamı düzeltmede çare beklediği kurum, geleneksel toplumların hemen hemen hepsinde görülen lonca teşkilatıdır. Lonca, teşkilatlanmış esnafın birliğiyle ilgili çeşitli fonksiyonların icra edildiği özel yerin adı olup teşkilatlanmış esnaf gruplarını ifade eden bir anlam da kazanmıştır. Kelime İtalyanca loggiadan gelmektedir. Fransızca şekli olan loge Türkçe’de loca olarak geçer ve “hücre yahut oda, özel tahsis edilmişmekan” anlamına gelir. (TDV İslâm Ansiklopedisi “Lonca” maddesi). Loncalar hem mesleki hem ahlâki kurumlardır; ayrıca dini özellikleri de vardır. Mensupları, tıpkı bir ailenin üyeleri gibidir. Amaç salt kâr elde etmek değildir; çalışmak bir ödevdir.
Meslek ahlakı nedir?
Meslek ahlâkı, “mesleki eylemin ne zaman ve hangi koşullarda haklı , doğru ve yerinde olduğu ile ilgili ilke ve kuralları ifade eder.
Meslek ahlakıyla oluşturulmaya çalışılan, her bir meslek türü için geçerli kabul edilebilecek davranış ilkeleri nelerdir?
- Üyelerin topluma, hizmet sunduğu kişilere, mesleğe, meslektaşa karşı dürüst ve adil davranması,
- Neyin ahlâki, neyin doğru olduğuna karar vermede kolaylık sağlamak,
- Üyelerin yanlış davranışlarını önlemek,
- Üyelerin, toplumda yaygınlaşan yolsuzluklardan uzak durmalarını sağlamak,
- Meslek yaşamını ilkelere bağlı kalarak sürdüren üyeleri desteklemek.
Meslek ahlâkının, herhangi bir meslek mensubuna birtakım ahlâki alışkanlıklar nelerdir?
- İş ortamında saygınlık kazanma,
- İş ortamındaki güvenirlik,
- İş dünyasında iyi bir imaja sahip olma,
- Meslek hayatında karşılaşılacak problemlerin çözümünde kolaylık görme,
- Ahlâki değerlerle kalite yönetimi, stratejik planlama gibi alanların yönetilmesine de yardımcı olma,
- Ahlâki değerlerle kurumların sosyal sorumluluklarını düzenli bir şekilde yerine getirmesini sağlama,
- Ahlâki değerlerle haksız rekabetin engellenmesini sağlama,
- İş ortamında kabul görme (MEB, 2016:9-10).
Meslek ahlakı ve meslek etiği arasında nasıl bir ayrım yapılmaktadır?
Meslek ahlâkı, belirli bir meslek mensubunun uyması gereken birtakım davranış standartlarıdır. Fakat bu standartlar, meslekten mesleğe değiştiği gibi toplumdan topluma da değişmektedir. Fakat her meslek türü için etik ilkelerden bahsetmek mümkün değildir. Buna karşılık her mesleğin, bir ahlâkı vardır. Sonuç itibariyle meslek ahlâkı, yer ve zamana göreli, belirli bir meslekle sınırlı birtakım ahlâki davranış standartlarını ifade ederken meslek etiği, her toplumda ve hemen hemen bütün meslekler için geçerli evrensel ahlâki normlara işaret eder.
Etiğin teorik etik ve pratik etik olarak ayrılmasına karşı çıkan düşüncenin ana noktası nedir?
Etiğin, bir felsefe dalı olması sebebiyle doğası gereği teorik bir etkinlik olduğunu, ayrıca bir de pratik etik’ten bahsetmenin, ne gerekli ne de anlamlı olacağını savunan bu görüşe göre, pratik etik adı altında yürütülen tartışmalar da aslında tıpkı diğer felsefe alanlarındaki gibi teoriktir.
Felsefi etik ve pratik ayrımı nedir?
Etiğin ontolojik ve epistemolojik sorunlarıyla uğraşan kısmına felsefi etik ismi verilmekte, gündelik yaşamda karşılaştığımız ve tercihlerimizin, eylemlerimizin nasıl olacağını doğrudan etkileyen pratik sorunlardan oluşan kısmı ise pratik etik terimiyle karşılanmaktadır.
İlk kez 1980’de basılan Practical Ethics kitabının da yazarı olan nitekim pratik etiğin kurucularından ve bugün hâlâ önde gelen temsilcisi olan Avustralyalı ahlâk felsefecisi kimdir?
İlk kez 1980’de basılan Practical Ethics kitabının da yazarı olan nitekim pratik etiğin kurucularından ve bugün hâlâ önde gelen temsilcisi olan Avustralyalı ahlâk felsefecisi Peter Singer’dır.
Bir pratik etik türü olarak meslek etiğinin önem kazanmasının en önemli sebebi nedir?
Bir pratik etik türü olarak meslek etiğinin önem kazanmasının en önemli sebebi, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerdir. Özellikle genetik bilimindeki ilerlemeler, kök hücre çalışmaları, hayvan deneyleri bugün insanı ve doğayı tehdit edecek ölçüye ulaşmıştır. Nitekim UNESCO vb. uluslararası kuruluşlar bu alanlarla ilgili etik kodlar oluşturma ihtiyacı duymuş, kısa süre içerisinde bütün çağdaş dünyada etik komisyonları oluşturulmuş, birtakım etik ilkelerin tespiti yoluna gidilmiştir. İşte bu ve benzeri çalışmalar, zamanla çeşitli mesleklere de sirayet etmiş, böylece birbirinden farklı meslek etikleri ortaya çıkmıştır.
İş etiği nedir?
İş etiğinin konusu, işletmelerin mal ve hizmet üretirken gerek örgüt gerekse kişi düzeyinde uyması gereken davranış standartlarıdır. Bu anlamda iş etiği, iş yaşamını düzenleyen yasaların toplumsal sorumluluk ilkesine uygun bir şekilde nasıl uygulanacağı, paydaşlarla ilişkilerde hangi normların geçerli olacağı, insanlarda işletmeye karşı güven duygusunun nasıl yaratılacağı vb. sorunlara odaklanır. Bir yandan müşterilere doğru, düzgün ve kaliteli mal ve hizmet sunumunun, diğer yandan da çevreye duyarlı bir üretimin imkânını sorgular. İşçi ve emekçilerin hakettiği ücreti ve muameleyi görmesini sağlayacak koşulları oluşturmayı hedefler.
Tıp etiğinin belli başlı sorunları nelerdir?
- kürtaj
- ötanazi
- bitkisel yaşam
- genetik müdahale
- insan üzerinde deney
- insan klonlama
- dürtülerin kontrol edilmesi amacıyla beyin operasyonları gerçekleştirme
- organ nakli
- bilgilendirme yükümlülüğü
- hastanın özgür iradesini kısıtlama
Bilim etikçileri, bilim insanının sorumluluklarını nasıl ifade etmektedir?
Bilim etikçileri, bilim insanının iki tür sorumluluğu olduğunu kabul eder: iç sorumluluk ve dış sorumluluk. İç sorumluluk, bilimle uğraşan kişinin, uğraş alanının konusunu oluşturan araştırma ve çalışmalarda elde edilen bulguların gerçeği yansıtmasını sağlaması, o alana yönelik evrensel kabul görmüş uluslararası standartlara uygun yol ve yöntemler kullanması gerektiği anlamına gelir. Bilim insanının iç sorumluluğunun kapsamına, üzerinde çalışılan verilerin maniple edilmemesi, bulguların herkes tarafından sınanabilir nitelikte olması, başta ortaya konan varsayımların sürekli deney ve gözleme tabi tutularak doğrulanması veya yanlışlanması girer. Bilim etikçilerinin kabul ettiği diğer sorumluluk olan dış sorumluluk ise bilim insanının toplumuna karşı sahip olduğu yükümlülüklerden oluşur. Bilim insanı, üzerinde çalıştığı projenin muhtemel riskleri hakkında bilgi vermeli, kötüye kullanımının önüne geçmeli, zararlı sonuçlar doğuracak araştırmalardan vazgeçmelidir.
Çevre etiğinin normları nelerdir?
- İnsanın ve gelişmiş hayvanların türsel varlığının tehlikeye atılmaması, bütün bir canlılar âleminin bir bütün olarak birarada yaşamasını sağlama
- İnsan onuruna yaraşır bir varoluşun gelecekte tehlikeye düşmesine yol açacak davranışlardan kaçınma
- Hâlihazırda sahip olduğumuz doğal ve kültürel kaynakların korunması, geliştirilmesi, sürekli hâle getirilmesi
- Bütün bu normların daha kolay hayata geçirilebilmesi için devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliğine gidilmesi
- Yetişmekte olan kuşakların bu normlar konusunda eğitilmesi
Barış etiği nedir?
Barış etiği aslında, temel ilkesi adalet olan bir siyasal etiktir. Dünya üzerinde yaşayan tüm bir insanlığın barış içerisinde yaşamasını mümkün kılacak evrensel geçerliliği olan dayanışmacı bir adalet anlayışının hayata geçirilmesini amaçlayan bu tür bir siyasal etiğe duyulan ihtiyaçtan kaynaklanır.